Konuyu buradan çıkarıp, devrim olan bir ülkede özel mülkiyete ve onun ideolojisinden başka bir şey olmayan liberalizme siyasal örgütlenme hakkının verilip verilmeyeceği noktasına getirsek daha anlaşılır bir zeminde tartışma olanağı buluruz.
Bu zeminde tartışalım. Sn Melnur.
Liberalizm nedir le başlayalım.
Liberalizm =hiç müdahalesiz pazar ekonomisinin sınırları aşarak rakabetçi şekilde ilerlemesi. Bu ekonomi ilerlerken düşünce sisteminin de sınırları aşarak güç kazanması. üretimde işçileri devreden çıkarıp bütün işi makinalara ve robotlara yaptırmak. Sermayenin en üst bir yerde toplanması.
Komünizm= sınır tanımayan düşünce vatanın bütün dünya olduğunun iddası. Mülkiyetin bütün insanlığa ait olması. Üretici güçlerin gelişmesi ile insana çalışma zorunluluğun ortadan kaldırılması.
İkisinin arasında bayağı ortak noktalar var. Bu iki düşüncede her hangi bir yere (vatan )sıkıştırılmış değil hesabın bütün dünya olmasını savunmak İşte bu ortak nokta hem birbirine çok şey öğretiyor hem birbirini acımasız eleştiriyor.
Libaralizm de bizim karşı çıktığımız nokta nedir Liberaller sermaye birikimi kapitalistlerin aklı becerisi ve hayallerinin peşinde koşması ile olur der. Komünistler hayır sermaye birikimi işçinin verilmeyen (çalınan) hakkıdır der.ama her ikisinde sermaye birikimi olduğu iddiası var.
Bu tanımlamadan sonra bu iki düşünce bir arada barınır mı Bence barınmaz biri birini alt etmek zorunda dır. Ama belli aşamada birbirlerinden alacağı çok şey vardır.
İşte örnek A.Simth ve K.Marx Marx sermayeyi Smith den öğreniyor ama Simith de bir şey hatırlatıyor İşte o hatırlattığı değer yasası.
Bu hatırlatmadan Ricardo etkileniyor değer yasasını kabul ediyor ama o da bir eksikle ve tekrar Marx devreye giriyor ve ona da bir eleştiri gönderiyor.
Şimdi ne alakası var diyeceksiniz Bence çok alakası var.
Konunu özü komünizm olduğunda Ricardo ve Simith bu işin içinde olmalı.
Gelelim Reel sosyalizm e ve liberal düşüncenin legalleşmesine.Liberaller in tek dayanak nokrası mülkiyetin özel olmasıdır Bu mülkiyetinde kapitalist anlamda hemde dünya ölçeğinde olmasıdır.
Liberaller mülkiyet olmadı mı tek yapacakları şey insanın özgürleşmesi projeleridir yani liberal görüşleri ancak o arenada savunurlar.
İşte bu da daha fazla demokrasi ve daha fazla özgürük tür.
Şimdi bizim ülkemizdeki liberallere bakalım 12 eylül öncesi devrimcileri komünistleri düzene karşı savundular 90 yıllarda kürtleri düzene karşı avundular 2005 de T.Erdoğanı askeri vesayete karşı savundular bu günlerde Demirtaşı ve HDP yi düzene karşı savunuyorlar.Demekki komünistler dikkatlerini çekecek kadar güçlü olsa idi onları da düzene karşı savunacaklardı.
Bu eylemlerin hepsinde kendilerince olması gereken demokrasiyi savundular. Bunların içinde Oya Baydar Sezen Aksu Veysi Sarısözen gibileri var .
Devrim yapmış ve soyalizm inşa etmiş bir ülkede özellikle SB gibi işçileri düzene karşı savunacakları anlaşılmak ta değilmidir.
Yani olması gereken demokrasiyi .