Solda, çeşitli girişimlere, atılan birtakım adımlara paralel olarak, tartışmalar sürüyor. Paneller, gazete-dergi sayfaları, internet siteleri ve elbette Twitter hesapları, bu tartışmaların kamuya açık olarak yürütüldüğü alanlar.
Anlaşıldığı kadarıyla yukarıda sayılanlardan sonuncusunda (Twitter) malum nedenlerle belirli bir derinlik arayışı yerine hazırcevaplık, taşı gediğine koyma, kodu mu oturtma gibi özellikler öne çıkıyor. Ancak, şöyle bir ayrımın da her şeye rağmen gözetilmesi gerekiyor: Hangi konularda ve kimlerle ciddi ciddi tartışılır, kimlere git oğlum işine denmesi yeterlidir?
İsteyen, aşırı iyi niyetli, safça, hatta aptalca bulabilir; ancak solda peşinen git oğlum işine denmesi gerekenler dışında, belirli bir ciddiyet düzeyinde tartışılmasında yarar olanlar da vardır. İlle de çok ciddi, çok düzeyli vb olmaları gerekmiyor; tartışma sonucunda ikna olup bir yerden başka bir yere gelip gelmeyecekleri de o kadar önemli değil. Önemli olan, kızım sana söylüyorum, gelinim sen anla deyişindekine benzer amaçlar açısından işlevli olup olmadıklarıdır
***
Öne çıkan başlıklara şöyle bir göz atalım: Arap Baharı, Suriyede yaşanmakta olanlar, Kürt sorununa yaklaşım, Türkiyede 1908den 1930lara kadar olan döneme nasıl bakıldığı (ve bu arada Cumhuriyetin ve Mustafa Kemalin nereye oturtulması gerektiği), AKP iktidarı ve bu iktidara karşıtlığın temelleri, gerekçeleri
Üzerinde en fazla tartışılan başlıkların aşağı yukarı bunlar olduğu herhalde kabul edilecektir.
Şimdi, işin belki de safça bulunacak yanına gelelim ve bu başlıklardaki bitmek tükenmek bilmeyen tartışmaların altında Türkiye solunun formasyonuna ilişkin temel bir eksikliğin yattığını peşinen söyleyelim:
Futbolculardaki fundamental eksikliğine benzeyen bu eksikliğin adı, diyalektiğin ve onun özü, temel kategorisi olan bütünselliğin boşlanmasıdır.
Oyun sırasında nerede duracağını iyi bilme (pozisyon bilgisi), takım arkadaşlarının ve rakip takım futbolcularının o andaki konumlarını değerlendirme ve gelen topu nasıl, nereye kullanacağına hemen karar verme, futbolda fundamental denilen özellikler arasındadır. İyi niyet, takım aşkı, çok koşma ve sürat gibi özellikler, fundamental olmadan fazla işe yaramaz. Diyalektik ve onun temel kategorisi bütünsellik de buna benzer; bunlar olmayınca, pek çok solcuda var olan diğer meziyetler ne yazık ki eksikli ve öksüz kalacaktır.
Ne yani, kimilerinin ıvır zıvır lafları, cehaleti yüzünden gereksiz yere körüklenen tartışmalara kalkıp diyalektiktir, bütünselliktir deyip ille de birtakım sofistike açıklamalar getirmek zorunda mıyız?
Başta dedik ya, aşırı iyi niyetli, safça, hatta aptalca bulunabilir.
Yok, o kadarını da demeyiz toleransına sahip olanlar için devam edelim.
***
Türkiye solunun pek çok kesimi, bütünselliğin birinci kertesini (küresel ya da uluslararası ölçek) gerçek zenginliğiyle değil birtakım güncel dalaşmalara indirgenmiş yönleriyle ele almaktadır. İşçilerin vatanı yoktur, biz enternasyonalistiz, siz ulusalcısınız vb. vb. Oysa bu birinci kertedeki bütünselliğin asıl özü, dünya-tarihsellik, eşitsiz ve bileşik gelişmedir. Bu ikisinin belirli bir coğrafyadaki üretici güçler-üretim ilişkileri ikilisi ve üstyapı üzerindeki yeniden belirleyici etkisidir.
Şimdi, dünyamızda özellikle sosyalist sistemin çöküşünden sonra yaşanan süreçlerin, bu süreçlerdeki başat eğilimlerin, yeni sistem/düzen arayışlarının, örneğin Türkiyeye özel olarak nasıl yansıdığının, neleri törpüleyip neleri sivrilttiğinin ve bütün bunların Türkiye solu açısından ne gibi imkânları gündeme getirdiğinin muhasebesini yapmadan işi enternasyonalizm edebiyatına boğmanın hiçbir anlamı ve değeri yoktur.
Ancak, eğer konumuz diyalektik ve bütünsellikse, bundan daha sakıncalı bir eksiklik ya da zaaftan da söz edilebilir.
Diyelim iş enternasyonalizm edebiyatına boğulmadı ve günümüzün dünya-tarihsel süreçleri belirli bir bütünsellik anlayışı içinde eli yüzü düzgün denebilecek şekilde çözümlendi.
Birinci kertede geçer not alınmış demektir.
Ancak, birinci kertede kurulan bütünselliğin daha alt kertelerdeki birimlere (örneğin ulus-devlet) türdeş/yeknesak biçimde yansıyıp hepsini aynı vasata yerleştireceğini düşünemeyiz. Çünkü daha alt kertedeki her birimin kendisi de belirli ve özgül bir bütünselliği temsil eder. Kimliksiz, kişiliksiz, dolmayı beklenen boş kap değildir. Bütünselliğe içkin eşitsiz ve bileşik gelişme ikinci kertede ele alınan her birim için de geçerlilik taşır.
Yani karşımızda eşit önem ve ağırlık tanınması gereken iki bütünsellik vardır.
İki önemli ek daha:
Birincisi: Birinci (küresel) kertedeki bütünsellik ve bu bütünselliğin çelişkileri ile ikinci kertedeki (ulus-devlet ya da belirli bir toplumsal formasyon) bütünsellik ve onun kendi iç çelişkileri sürdürülebilir bir uyuma ya da eklemlenmeye gelmeyebilir. İkisi, bir noktadan sonra bağdaşmayabilir. Eğer zayıf halka kavramının en azından teorik bir geçerliliği varsa, kaynağı budur, böyle durumlardır.
İkincisi: İkinci kertedeki bütünselliğe birinci kertedeki kadar önem veriliyorsa, bunun hakkını da vermek gerekir. Kastedilen, bu bütünselliğin hem verili zamana, güncele (senkronik) hem de geçmişe ve olası geleceğe ilişkin (diyakronik) çözümlemelere tabi tutulmasıdır. Eğer Türkiyeden söz ediyorsak, burada gündeme gelmesi gereken, hangi dünya-tarihsel süreçlerin Türkiyedeki hangi dinamiklerle eşleşerek AKP gibi bir oluşuma yataklık ettiği, AKPnin bu bağlamda nereye oturduğu, neden 1923 Cumhuriyetiyle hesaplaşma gereği duyduğu ve Türkiyeyi nereye taşımak istediğidir.
Kimin enternasyonalist kimin ulusalcı, kimin Kemalizmden kopup kimin kopamadığı, AKP karşıtlığının bir obsesyona ya da paranoyaya mı dayandığı yoksa başka gerekçelere mi oturduğu ve buna benzer başlıklar tartışılacaksa, ancak buraya kadar özetlenen sistem içinde anlamlı biçimde tartışılabilir.
Gerisi lafı güzaftır ve git oğlum işine lafını hak eder
Sitemiz Bir Paylasim
Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize
kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu
nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara
aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve
materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden
kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine
yollayabilirsiniz.