Emperyalizm ile milli devlet çelişmesinin en derin yaşandığı yerden, Hataydan yazıyorum bu satırları.
Türkiye Gençlik Birliği (TGB) Hatayda gericiliğe ve teröre karşı dünya gençliğini buluşturuyor. Hatay Samandağda üç gün sürecek sempozyumda biz de Kürt Koridoru konusunda bir konuşma yapacağız.
Zira Kürt Koridoru, emperyalizmin üç yıldır Suriyeye saldırmasının en önemli gerekçesidir.
ABD Irakın kuzeyinde inşa ettiği yapıyı Suriyenin kuzeyinden Akdenize açmak istemektedir. Washington bilmektedir ki ancak denize bir koridor açabilirse Kürdistanı gerçekten ilan edebilecektir.
Mesele bu nedenle Ankara için çok önemlidir ve ABD bu nedenle Türkiyedeki tüm araçlarını bu işe seferber etmiştir.
AKP-PKK ile
Barzani- Cemaat saflaşması
Hem bölgedeki Kürt Koridoru düzleminde hem de Türkiyedeki Kürt Açılımı düzleminde ABDnin araçları arasında Suriye saldırısıyla birlikte bazı çelişmeler ortaya çıktı: PKK ve Barzani Suriyenin kuzeyi konusunda ayrı düştüler. Türkiyede de AKP ile Cemaat birkaç nedenle karşı karşıya geldiler.
Bu durum şöyle bir saflaşma yarattı: Bir tarafta AKP ile PKK, diğer tarafta Barzani ile Cemaat.
Öyle ki AKP ve PKK sözcüleri, Cemaatin bu süreçte sürekli Kürt Açılımını baltaladığını dile getirdiler. Oslo mutabakatının sızdırılmasını da İmralı tutanaklarının yayınlanmasısını da hep Cemaate dayandırdılar.
Diğer yandan Barzaninin Cemaate Kuzey Irakta faaliyet izni vermesi fakat Güneydoğu Anadolunun PKK ve Cemaat için rekabet alanı olması da, yukarıda belirttiğimiz saflaşmayı yaratan etkenlerdendi.
Suriye direndi, saflar bozuldu
Ancak 2013 yazından itibaren Suriyede Şam yönetiminin taarruza geçmesi ve PKKnin kuzeyde fırsattan ve boşluktan yararlanıp özerklik ilan etmesi saflaşmada değişikliklere yol açtı. Buna bir de AKPnin Ankara-Erbil ekseni ihtiyacı eklenince ortaya bir Erdoğan-Barzani cephesi çıktı.
Mesut Barzani Diyarbakıra, Neçirvan Barzani Vana davet edildi. Kürtçe mesajlar verildi, Başbakan ilk kez Kürdistan dedi.
Bu gelişme önceleri AKP-PKK ortaklığını çok olumsuz etkilemedi. Zira PKK, açılımı bir tek AKP ile yürütebilirdi. Halk hareketi baskısı altında olan AKP de PKKye mecburdu.
Gülenden yeni Kürt açılımı
Bu durum 17 Aralık sonrasında da sürdü. Ta ki PKK, AKPsiz bir döneme girildiğini saptayana ya da yeni bir işaret alana kadar.
Önce kimi BDPliler AKPye mecbur değiliz demeye başladı ardından da KCK bir deklarasyon yayınlayıp AKP muhatap olmaktan çıktı dedi.
İşte tam bu süreçte yeni bir gelişme yaşandı.
Zaman gazetesine konuşan Fethullah Gülen, Kürt Açılımı konusunda olumlu mesajlar verdi, süreci bozmamak lazım dedi. (El Cezire Türk, 20 Mart 2014)
Hatta Gülen o kadar ileri gitti ki, Erdoğan hükümetini örneğin anadilde eğitim konusunda gerekli adımları atmamakla suçladı.
ABDnin tek ölçütü: Açılım
Kuşkusuz bu köklü söylem değişikliğinin iç politikayla ve AKP ile Cemaatin çatışmasıyla doğrudan ilgisi var.
Ama tam PKKye göre AKPnin muhatap olmaktan çıktığı bir süreçte Açılıma Cemaatten, hem de bizzat Fethullah Gülen tarafından yeşil ışık yakılması oldukça anlamlıdır.
Ve de ABD için Açılımın bütün işlerden daha önemli olduğunu gösterir.
Sitemiz Bir Paylasim
Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize
kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu
nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara
aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve
materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden
kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine
yollayabilirsiniz.