Konu Tarihi: 24.03.2014- 10:27

---

Son hafta: Aklınızı koruyun
Aydemir Güler

25’ini bekleyecekmişiz... Sebep?

AKP’nin bu ülkeyi yönetme ehliyetinin olmadığını görmek, anlamak ve ilan etmek, gereği neyse onu yapmak için porno film mi seyretmemiz lazım!

Beni, Erdoğan hakkında çıkan söylentiler, küçük kız çocuğu, eşcinsellik, yakın çalışma arkadaşlarıyla ilişki hikayeleri, siyaseten zerre kadar ilgilendirmiyor. Türkiye’nin başına gelmiş en büyük bela bile röntgenciliği meşrulaştırmaz.

Erdoğan’ın ahlaki düşkünlüğünü bu ilişkiler mi kanıtlıyor?

Sınav yolsuzlukları herkesin gözünün önünde yaşandı.

Sabah akşam yalan söyleyen bir adamla karşı karşıyayız.

ABD için vazgeçilmez hale gelmek istiyordu ve bu nedenle savaş çıkartmak için elinden geleni ardına koymadı.

Alevilere hakaret, vapurdan çıkan genç kadına hakaret, onla bunla düşüp kalkmaktan daha büyük bir ahlaksızlık değil mi?

Atatürk Orman Çiftliğindeki gecekonduya yıkım kararı çıktığında “gücünüz varsa yıkarsınız” efelenmesi nasıl bir karşılığı hak ediyor?

Videoydu, tapeydi... bunların bir yararı varsa, Türkiye’nin bu paragöz yobazlar tarafından nasıl tarümar edildiğini netleştirmesi, yaymasıdır. Yoksa Erdoğan’ın meşruiyet yitimi için kritik nokta bunlar değildir.

AKP gayrımeşrudur!

Yazıcıoğlu’nun ölümü bir Erdoğan-Fidan cinayetiymiş; şimdi ortaya çıkacakmış. Ben başından beri farklı düşünmedim. Ben yanılmamışsam ve şimdi Fethullah şebekesinin çektiği gizli kayıtlar bu durumu apaçık hale getirecekse, ortada bir saçmalık yok mu?

Cumhurbaşkanından Meclisteki partilere, Anayasa Mahkemesi başkanından Kürt liderlerine, medya kurumlarından herşeyi bilen Washington ve Berlin’e ve Fethullahçılara kadar herkese sormayacak mıyız: Neden Türkiye’yi bunca yıl katillere terk ettiniz!

Diyelim, Bahçeli için çocukların değil Yazıcıoğlu’nun yaşamı değer taşıyor. Ya seçmenlerinin büyük çoğunluğu Haziran’da sokağa dökülen Kılıçdaroğlu? Ya solculuğu, insanlığı ağızlarından düşürmeyen Kürt siyasetçiler?

“Erdoğan’la olmaz demek” için bizim çocuklarımızın alenen katledilmeleri ve imparator bozuntusunun “müdahale emrini ben verdim” demesi neden yetmedi?
Roboski’de halka uçakla saldırılmasından başbakandan başka kim sorumlu tutulabilirdi ki?

Katillerin aramızda dolaşmasına değil, ülkeyi yönetmelerine izin verdiniz. 25’inde bütün bunlardan daha vahim ne olabilir?

Türkiye’de bilgi eksiği yok. AKP ülkeyi soymak, kamu mallarını satıp savmak, insanların tüm kazanımlarını ellerinden almak, Türkiye’yi bölgede en iyi Amerikan taşeronu yapmak, bütün bunları dinle ambalajlayıp yutturmak için şekillendirilmiş bir alçaklık projesi.

Türkiye’de siyaset eksiği de yoktur. MHP bu projenin resmi ve sözde eleştiricisidir. Amerikancılıktan sapmaz, din istismarına gıkını çıkartmaz. Her zaman yedek lastikti, AKP’ye de aynı hizmeti verdi.

CHP Kurtuluş Savaşından doğmuş parti değildir. CHP, Tayyip’in İkinci Cumhuriyetinin Halk Partisidir. Sınırlı sorumlu bir muhalefetle görevlidir. Modeli bozmamaya söz vermiştir.

BDP bütün hayatın merkezine Kürt ulusal çıkarlarını koymuş ve bu faydacı felsefeyi ifrada taşımış bir harekettir. Sadece başkalarının başına gelen felaketleri takmamak da değil; Roboski’ye, Paris’e bile baktığında “sürece halel gelmesin” mesajı çıkartabilen, memlekette taş üstünde taş kalmamışken sürece güven tazelemekten söz eden bir hareketten söz ediyoruz.

En azından Haziran’dan bu yana... Erdoğan kazanmadı. Suç ortakları ve gözyumucuları Erdoğan’a payanda oldu,

Ne bilgimiz eksikti, ne bu siyaset tablosunda bir eksiklik var. Siyaset tablosunu direnenler tamamlıyor!

Aklınızı koruyun ve bu kazığı yemeyin. 30 Mart’ta Haziran’a, direnişe oy verin.

Orda şuna, burda buna türü strateji hesaplarına girmeyin. Haziran’da yaptığınız gibi, içinizden geçeni saklamadan gidin sandığa da. Sahtekarlığa kapıları kapatın.

Gençler, hele siz aklınızı çok titiz koruyun. Bir kereden bir şey olmaz demeyin. İsyanın temizliğine bir kez olsun gölge düşürmeyin.

Boyun eğmeyin!