Turan Emeksiz: Ya derdime derman, ya katlime ferman...
Hürriyet kavgasının neferlerinden Turan Emeksiz, bundan 44 yıl önce, 28 Nisan 1960da katledildiğinde henüz 20 yaşındaydı. Yılmayan, hiç aldanmayan gençliğin uğurladığı ilk devrimci yürekti. Enver Gökçenin dilince söylersek, Anası Yılmaz çağırırdı...
(soL - Haber Merkezi) Turan Emeksiz, 1940da Malatyanın Yeşilyurt ilçesinde dünyaya geldi.
İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesinde öğrenimine başladı. 28 Nisan 1960da, Demokrat Parti diktatoryasının basını ve üniversiteleri susturmak amacıyla yürürlüğe koymak istediği Tahkikat Komisyonu yasasına karşı öğrencilerin düzenlediği eylemde yerini aldı.
Öğrencilerin kitlesel tepkisiyle karşılaşan polis, üniversiteye girdi. Polisin böyle bir yetkisinin olmadığı belirten Rektör Sıddık Sami Onar, darp edildi. Turan Emeksiz, polis tarafından şahdamarına girip sol memesinden çıkan bir kurşun ile katledildi.
Cebinden iki tiyatro bileti çıktı. Kurşunun izlediği seyir, iddia edilenin aksine sekme ile değil, doğrudan nişan ile vurulduğuna delalet ediyordu. Yılmazın canına kast eden, Menderesin atlı polisiydi.
Başı daralınca Yılmaz'ın
Baktı atacak taşı yoktu
Baktı eli durmuş, ayağı durmuştu
Vurulmuştu.
Çıkardı yüreğini kan içinde
Çarptı kötünün kafasına
Hay bu nasıl devran?
Komünist ozan Enver Gökçe, Demokrat Parti diktatoryasına karşı verilen mücadeleyi ve Turan Emeksizin katlini tarihsel aklıyla ve devrimci yüreğiyle dokudu. Turan Emeksiz şiiri, Dost Dost İlle Kavga kitabında yer aldı. Şiir, Ahmet Kaya tarafından "Katlime Ferman" adıyla şarkılaştırıldı. Şarkı, Haziran Direnişi'nden sonra Büyük Ev Ablukada tarafından yeniden yorumlandı.
Nazım Hikmet ise, memleketteki hürriyet kavgasını sürgünden takip ediyordu. Mayıs 1960da, Emeksizin anısına, Beyazıt Meydanındaki Ölüyü yazdı. Şiirin bestelenmiş hali, Yeni Türkü'nün ilk albümü olan Buğdayın Türküsü'nde yer aldı.
Bir ölü yatacak
toprağa şıp şıp damlayacak kanı
silâhlı milletim hürriyet türküleriyle gelip
zaptedene kadar
büyük meydanı.
Turan Emeksizin adı, Malatyada bir liseye ve bir caddeye verildi. 12 Eylül rejimi, caddenin ismini Milli Egemenlik Caddesi, lisenin ismini ise Malatya Lisesi olarak değiştirdi.
Turan Emeksizin adını taşıyan şehir hatları vapuru, miadını doldurduğunca Mudanyaya çekildi ve restorana dönüştürüldü.
İstanbul Üniversitesi merkez kampüste, Turan Emeksiz yemekhanesi yer alır:
1963te Emeksiz anısına vurulduğu yere dikilen anıtın yeri 12 Eylül rejimi tarafından değiştirildi. Turan Emeksizin bir de Cağaloğlunda sade bir büstü bulunur:
Polis kurşunuyla katledilen Turan Emeksizin anısı, gençliğin mücadelesine ışık tutmaya devam ediyor.
Ne kadar güzel insanlar verdik toprağa, ne kadar yiğit insanlar... Turan Emeksizlerden Deniz Gezmişlere hepsi bu halkın onuruydular, ve bu ülkenin kızıl gülleriydi...Daha güzel bir dünya istemekten gayrı bir suçları da yoktu! Ya faşist kurşunlarla kara toprağa düştüler, ya kör kuyularda pusuya düşürüldüler ya da işkencehanelerde, darağaçlarında can verdiler!
Turan Emeksiz şiirini yazan Enver Gökçe'nin DOST şiirinde dillendirdiği gibi:
Biz olmasak gökyüzü, biz olmasak üzüm,
Biz olmasak üzüm göz, kömür gz, ela göz;
Biz olmasak göz ile kaş, öpücük, nar içi dudak,
Biz olmasak ray, dönen tekerlek, yıkanan buğday,
Ayın onbeşi;
Biz olmasak Taşova'nın tütünü, Kütahya'nın çinisi, Yani bizsiz
Anne dizi, kardeş dizi, yar dizi
Güzel değildir.
Sitemiz Bir Paylasim
Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize
kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu
nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara
aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve
materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden
kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine
yollayabilirsiniz.