TKP'deki tartismalar hakkinda bir baska bakis:
"Hurşit Sağıroğlu
Arkadaşlar, tartışmalarınızı saygı ile izliyorum. Ancaaak...Birincisi; SİP "TKP" yi faşist olarak nitlendirmek doğru değil. Mustafa Suphilerin TKP'sini de YASAKLI TKP olarak nitelendirmemiz daha doğru olur. İkincisi; bu tartışmaların sonucunda ne çıkar , hangi grup neyi savunuyor henüz belli değil. Spekülasyon yapmanın gerçek Türkiye Komünist Partililere bir faydası yoktur. Onlara akıl vermek de bize düşmemeli. Keşke bu ayrışmada bir taraf geçmiş savundukları konusunda özeleştiri yapabilse de doğru saflarda yerini alabilse... Bugünkü noktada önemli olan SİP "TKP" içindeki bu gelişmelerin, yine kendilerinin nitelemesiyle "politik ve örgütsel" içeriğini açıklamaları konusunda ısrarla onu açıklamalarını istemektir. SİP "TKP" tabanı ve orta kademe yöneticilerinin de bu konuda yeteri kadar bilgi sahibi olmadıkları anlaşılıyor. Bir arkadaşımızın bu konuda yazdığı yorum dikkate değer sayılmalıdır: (Buradan sonrası başka bir arkadaşımızın yazdığı yorumdur. Alıntı olarak aktarıyorum.) Öncelikle sunu söyleyeyim ki bizim acimizdan bu bir "sevinme" hali degil ama bir "üzülmeme" halidir diyelim.
Bu 3-5 yillik bir tartismadir, biz isim hirsizliginin yanlis oldugunu ve "Komünist" isminin altinda ezileceklerini söylemistik bu arkadaslara. Kendilerini bir yana birakalim zira kendilerinin bir "misyonu" vardi, anlamamazliktan gelmeleri normaldi. Normal olmayan bizim dostlarimiz devrimci-sosyalist örgütlerin bizi anlayamamasi ve elestirilerimizi "kiskanclik" olarak görmeleriydi. Simdi mevzunun daha iyi anlasilabilecegine inanıyoruz.
1.) Bu o TKP degildir dedim. Yani Mustafa Suphilerin - Bilenlerin,Nazımların,Hayrullahoğullarının partisi degil, 15-16 Haziran, 1 Mayis, DGM`ye MESS`e karsi direnis vb. sınıf mücadelelerinden gelen bir geleneğin partisi degildir. Yine bunlar 15'lerin katli, Takrir-i Sukun, 51 tutuklamalari gibi sayisiz kereler devletin hismina ugramis gelenegin de partisi degiller. Zaten bu geleneğe de sahip cikmiyorlar.
Marksist-Leninist değiller ve Proleterya Diktatörlüğünü savunmuyorlar. Yani çelişkimiz ve elestirilerimiz sadece isimden ibaret degil, ideolojiktir de.
2.) Bu nedenle biz bunlara ''sahte TKP'' veya SIP-TKP dedik, bu ayrima vurgu yapmak icin. Çünkü bunların bir kısmı eski Troçkistler, bir kısmı da Yalçın Küçük'ün talebeleridirler.
TBKP ve ÖDP sürecini olumlamayan kimi eski yoldaslarimizin bir arayisa girmeleri, yine ayni dönemde bir tikanma yasayan SİP yöneticileri bu potansiyeli kapmak icin bu firsati degerlendirmislerdir. Üstelik burada kamuoyunun pek bilmedigi baska bir firsat AB tavsiyesi bu durumu perçinlemistir. Avrupa Birligi üyeligi sürecinde küçük bir pürüzün giderilmesi gerekiyordu; düsünce özgürlünün ispati olarak bir KP gerekiyordu. İşte bu da SIP'in TKP ismini almasiyla giderildi. Türk devleti bu ülkeye Komünizm gerekiyorsa, onuda biz yapariz gelenegine sahiptir biliyorsunuz. Ayrica AB'nin tavsiyesi ile kurulan bir ''Komünist'' partisini siz düsünün artik. Bir de yasal mevzuat müsade etmedigi halde devletin göz yumdugu bir KP. Hükümetteki partiyi kapatmayı 3 ayda gündeme alan Anayasa Mahkemesi 10 yıldır bu davayı görüsmedi nedense?! Son yıllarda sayısinı unuttuğumuz kadar muhalif partinin kapatıldığı bir dönemde özellikle TC'nin bir KP'ye bu kadar anlayışlı davranmasının bir sebebi olmalı
Şaibeli ve tartısmalı bir cok konu var ama yazıyı uzatmayalım.
Bir ''proje partisidir'' derken de bu siyasi iddiamızı onların pratiklerine bakarak anlatmaya calışalım. Bunların ana misyonu: Türkiye işci sinifi ve sosyalist hareketi ile Kürt Özgürlük Hareketinin ve diğer muhalefet dinamiklerinin ortak cephesini bölmektir. Burjuvazi bu işin en iyi icten birileriyle yapılacağını çok iyi bilir. Kürt meselesinde, BDP-HDK ve ittifak konusundaki tavırlarını bu aidan bakınca daha kolay anlayabiliriz. Bir zamanlar ''Yurtsever Cephe'', ''Ulusal Cephe'' ve simdi de ''Sol Cephe'' kurma çalışmaları boşuna değildir. Yine geçen yılki 2013 1 Mayis'taki tavırlarını es geçmeyelim. Sendikalar ve dost örgütler 1 Mayis'ı Taksim'de yapacağız derken SİP(TKP)'nin Kadıköy'de 1 Mayıs'ı kutlaması, AKP'nin ve medyanın kendilerine methiye dizmesi boşuna değildir. Nasıl bir KP'dir ki sınıf Taksim diye ısrar ederken onlar Erdoğan hükümetinin tavsiyesi üzerine Kadıköy'e gidiyorlar. AKP bu yılda ayn ihaleyi Perinçek'in İP'ine verdi.
Bizim tarihimiz hep Perinçek ve İP'lilerle,Aydınlıkçılar denilen ajan-provokatörlerle kavgalıdır.
Bu dostluk nereden geliyor? Ergenekon ve Silivri davasına gösterdikleri ilgiyi KCK ve diğer davalara niye göstermiyorlar?
12 Eylülcülerle,Kontr-gerillayla, Ergenekon ile devrimcilerin ne ilişkisi olabilir? Militaristlerle yanyana durmanin hiç bir haklı gerekçesi olamaz.
İşte burada hatırlatılması gereken çok önemli bir nokta; 1970'li ve 80'li yıllarda iki tane azılı TKP düşmanı vardı; biri Yalçın Küçük, diğeri Doğu Perinçek. Şimdi bu ikisinin kimliği ve devlet ile olan ilişkileri artık netlik kazandı. Bu iki ajan-provakatöre yönelik eleştirilerimiz o zaman sol-sosyalist örgütler tarafindan pek ciddiye alınmadı, hatta onların yaydığı söylentiler üzerinden TKP'ye elestiriler getirilmişti. 20-30 yıl sonra bu gerçeğin görülmesi veya haklı çıkmak pek bir işe yaramıyor. Önemli olan yerinde ve zamanında uyarabilmek ve tavır almaktadır.
Son bir argümanla da konuyu kapatalim. Komünist hareket ve ML geleneğimiz sınıf içinde örgütlenmeyi hatta sınıfı örgütlemeyi birincil görev sayar. Bizim TKP'mizin geleneğinde sınıf ve kitle sendikacılığı vardır. 95 yıllık tarihimizde sendikaları kurmaktan,grev ve direnişlere hep TKP'nin rolü olmuştur; bunun için çok bedeller ödenmiştir,hep cefasını biz çekmişizdir.
Gelin görün ki ''Sip''in adı ''komünist'' ama tek bir sendikada örgütlü değildir bunlar. Ama ilginç olan Bank-Sen'in mal varlığı ''mahkeme kararıyla'' devlet tarafindan bunlara devredilmiştir. Sınıfi örgütlemeden sefasını sürmek güzel şeydir herhalde!?
Sip'te bir yönetici kast vardır. Merkezi Yönetime, MK'ya girseniz bile bu kasta giremezsiniz. Esas kurmay ve yönlendirici bunlardır, işin mutfağında dönenleri ve muammalı ilişkileri sadece bunlar bilir. Bazi parti kadrolarının ve üyelerin burda olanlardan haberi yoktur. Bu oligarşik iliski uzun zamandır partide rahatsızlık yaratıyordu. Çatlak bu kastta olmustur. MK bölündü deyip 2 ayrı kanat tarafından açıklama yapılmasına rağmen, bölünmenin nedeninin açıklanmaması işte bundandır. Normal olanı bir partide bölünme olursa bunun örgütsel veya politik nedeninin açiklanmasidir. Gercek nedeni açıklamazlar, açıklayamazlar.
Bitirirken bir noktayı hatırlatmamız gerekiyor. Elbette bu partinin tabanında bu ilişkileri bilmeyen,hatta ihtimal bile veremeyen çok sayıda iyi niyetli insan var. Bu arkadaşlarımızı itham edecek topyekün bir eleştiri doğru olmaz. Bu nedenle eleştiri ve suçlamaların sadece SİP/TKP merkezindeki kasta ''muktedirler'' olanlara yönelik olduğunu vurgulayalım..."