Bence kilit soru şu: Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı olmasını istiyor muyuz, istemiyor muyuz? İstiyorsak ne yapmak lazım, istemiyorsak ne yapılmalı? Basit bir matematik sorusu. Ben istemiyorum. İstemediğim için Erdoğan'ın karşısındaki en güçlü adaya oy vereceğim. Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı olmasını istemeyenler için bu matematik sorusunun başka cevabı yok. Varsa bilenler söylesin.
Erdoğan'ın cumhurbaşkanlığını isteyenler ne yapar, 1-gider oyunu Erdoğan'a atar. 2- Erdoğanı istemediğini söyleyip, Ekmel karşıtlığı yapar ve Ekmel'e oy vermezler.3- Sandığa gitmezler. Üçüi arasında hiç bir fark yok, üçü de Erdoğan'ı köşke çıkarır.
Son ankette oy kullanmayacağım diyen CHPlilerin oranı yüzde 6ya geriledi
CHP ile MHPnin ortak cumhurbaşkanı adayı Ekmeleddin İhsanoğlunu ismi ilk açıklandığında az sayıda insan tanıyordu. Nitekim bu köşede daha önce duyurduğumuz 26 Haziran tarihli kamuoyu araştırmasında (Metropoll) tanınırlık oranı yüzde 32ydi. Bu oran son kamuoyu araştırmalarında (Metropollün 12-14 Temmuz arasında 28 ilde 5328 kişi ile yaptığı çalışma ) yüzde 72ye ulaşmış durumda.
Bunda İhsanoğlunun gazete ve televizyonlarda yer alan haber ve demeçleri ile kendisini aday gösteren CHP ile MHP içindeki tartışmalar kadar, seçimin güçlü adayı Başbakan Erdoğan ve AKPlilerin onun hakkında yaptıkları açıklamaların da etkili olduğu anlaşılıyor. Ekmel Beyin tanınırlığındaki artış 10 Ağustos seçiminin dengelerine etkisini göstermeye başlamış.
Boykotçu CHPliler azaldı Öncelikle CHP içindeki gelişmelere bakalım.
İhsanoğluna yönelik tepkiler önemli oranda dinmiş gözüküyor. Oy kullanmayacağım diyen CHPlilerin oranı yüzde 14ten yüzde 6ya gerilemiş durumda.
CHP tabanında İhsanoğluna oy vereceğim diyenlerin oranı yüzde 73ten, yüzde 80e yükselmiş.
χ İhsanoğlunu Atatürkçü ve demokrat gören seçmen sayısında artış var.
Aleviler yavaş benimsiyor İhsanoğlunun adaylığına ilk başta tepki gösterenlerin başında Aleviler geliyordu. Ancak tanıdıkça bu kesimin ortak adaya desteği artmış gözüküyor. Ankete yanıt veren Alevilerin yüzde 64ü İhsanoğluna oy vereceklerini ifade etmiş. Yüzde 17lik bir kesim de Demirtaşa yönelmiş durumda. Ancak Aleviler arasında hâlâ Hiçbirine oy yok diyen yüzde 10 oranında bir tepkisel kitle de var.
Erdoğanın milliyetçi oyları Anketler, İhsanoğlunun adaylığında etkili ikinci parti olan MHPdeki durumu ise şöyle ortaya koyuyor:
● MHPde İhsanoğluna oy verecekler yüzde 66dan yüzde 72ye çıkmış.
● Ancak Erdoğana oy verecek MHPlilerin oyunda da artış gözleniyor: Haziranda yüzde 9dan temmuzda yüzde 13.5e yükselmiş.
● Kendisini milliyetçi olarak tanımlayan seçmenlerin yüzde 45i (İhsanoğlu için yüzde 43), ülkücü olarak tanımlayan seçmenlerin de yüde 25i (İhsanoğlu için yüzde 64) Erdoğana oy vereceğini ifade ediyor.
Demirtaşa destek artıyor HDPden Selahattin Demirtaşın adaylığının etkileri de temmuz anketine şöyle yansımış:
● Demirtaşın yüzde 6 civarındaki oyu yüzde 8.4e ulaşmış durumda.
● CHP tabanında tepkili seçmenin bir bölümü Alevi ve sol kesimlere sıcak mesaj veren Demirtaşa yönelmiş gözüküyor. CHP tabanının yüzde 13ü Demirtaşı olumlu buluyor ve yüzde 4.5i de ona oy verme eğiliminde.
Erdoğana hayır diyen AKPliler Araştırmada AKP ve adayları Erdoğan ile ilgili de önemli tespitler var.
● Tanınırlık oranı yüzde 99 olan Erdoğan, partisinin desteğini geçmiş aylara göre daha da artırmış durumda.
● AKP tabanının yüzde 8.7si Erdoğanın Cumhurbaşkanı olmasını istemiyor gözüküyor. AKPli seçmenin yaklaşık yüzde 4ü Ekmel Beye oy verme eğimilinde.
İkinci turun kilidi HDP Erdoğan kendi tabanına hâkim gözükse de, küskün seçmenlerin sandığa gitme eğilimi ve İhsanoğlu ile Demirtaşa desteğin artışı seçimin ikinci tura kalma olasılığını güçlendiriyor. Seçim ikinci tura kalırsa, Demirtaşa oy veren seçmenlerin tercihi belirleyici olacak. Temmuz ortası itibarıyla HDP seçmeninin ikinci tur tercihindeki eğilimleri şöyle tespit edilmiş:
İkinci turda HDP seçmenlerinin yarıdan fazlası (yüzde 53) sandığa gitmeme eğiliminde. Yüzde 28i ise Erdoğana oy verme eğiliminde. Ortak aday İhsanoğluna oy verecek HDPli seçmen yüzdesi ise bugün itibarıyla sadece yüzde 8.
Bu ileti en son ayhan
tarafından 21.07.2014- 13:37 tarihinde, toplamda 1 kez değiştirilmiştir.
HDP'li seçmenlerden yüzde 53'ünün sandığa gitmemesi, yüzde 28'inin ise Erdoğan'ı tercih etmesi, burada Ekmeleddin'e yönelik eleştirilerin de kaynağını oluşturuyor. Kürt hareketi sol bir kitle yaratamadı. Bu kesimin ikinci partisi AKP, CHP düşmanlığı ve AKP'ye yakınlık da buradan ileri geliyor diye düşünüyorum.
Seçim gününe kadar CHP ve MHP kitlesindeki huzursuzlar Ekmeledinn'i sevdikçe bu oranlar daha da düşecektir. CHP ve MHP fire vermezse Erdoğan birinci turda seçilemez. İkinci tur, Ekmeledin'in şansını arttırır. Kürtlerin oyu da cumhurbaşkanını seçtirir. Anket sonuçlarında kürtlerin tercihinin Erdoğan olacağı görünüyor. Böyle bir sonuç karşısında kürt hareketinin hala solcu olduğu iddiası oldukça tartışmalı hale gelecektir. Kürt hareketi öteden beri Erdoğan'ı kollayan bir siyaset tarzı içindeydi, Erdoğan'ı bu şekilde Cumhurbaşkanlığına taşıyacak bir sonuç kürt siyasetini soldan kopmasına yol açabilir.
Seçim gününe kadar CHP ve MHP kitlesindeki huzursuzlar Ekmeledinn'i sevdikçe bu oranlar daha da düşecektir. CHP ve MHP fire vermezse Erdoğan birinci turda seçilemez. İkinci tur, Ekmeledin'in şansını arttırır. Kürtlerin oyu da cumhurbaşkanını seçtirir. Anket sonuçlarında kürtlerin tercihinin Erdoğan olacağı görünüyor. Böyle bir sonuç karşısında kürt hareketinin hala solcu olduğu iddiası oldukça tartışmalı hale gelecektir. Kürt hareketi öteden beri Erdoğan'ı kollayan bir siyaset tarzı içindeydi, Erdoğan'ı bu şekilde Cumhurbaşkanlığına taşıyacak bir sonuç kürt siyasetini soldan kopmasına yol açabilir.
Gerçek bir solcu ne AKP'nin nede CHP ve MHP'nin ortak adayını seçer. Solculuğu sadece AKP karşıtlığına indirgeyenlerinde gülünçlükleri ortada.
Karpuz seçmeyi bilir misiniz? Ben bilmem. Ama bakın, başımdan geçen bir olayı anlatayım. Bir gün, karpuz reyonunda durmuş, karpuzlara bakıyordum. Elimle yoklayıp seçmeye çalışıyordum. Aslında bildiğim bir şey değil ama duyduklarım var. Karpuzu iki elimle tutup kaldırıyor, biraz sıkıp kulağıma götürüyorum. Kütürtü var mı diye dinliyorum. İşte, sapı kurumuş olacak, yoklayıp şap şap vuruyorum. Baktım, bir kadın yaklaştı:
- Beyefendi, karpuz mu seçiyorsunuz?
- Yani, pek anlamam da bakıyorum, dedim. Kadın anlayışla gülümsedi, alçakgönüllülük sanıyor.
- Zahmet olmazsa benim için de seçer misiniz?
- Bakın, kabak çıkarsa karışmam, dedim.
- Olsun efendim. Sağ olun, dedi.
Şimdi böyle seçimlerin inandırıcı olması için hemen elinize geleni beğenmeyeceksiniz. Elinize alıp tartar gibi yapıp yüzünüzü buruşturacak, kimine de çık çık gibi sesler çıkarıp yerine koyacaksınız. Yavaş yavaş gelenler çoğaldı, rica edenler arttı. Beş altı karpuz seçtikten sonra izin alıp ayrıldım. Birden fark ettim ki, grup tarafından karpuz seçme uzmanı kabul edilmişim.
Bu olay üzerinde sonradan çok düşündüm. İşte, popüler davranış böyle bir şeydi. Pırıltılı reklamlar, gösterişli jestler, havalı söylemler sıradan birini uzman, lider, kanaat önderi, pazarlama gurusu yapıyordu. Çevrenize bakın, günümüzün kaç uzmanını, kaç yeni meslek sahibini göreceksiniz. Astrologlar, medyumlar, biyoenerji uzmanları gibi pek çok marifetli unvan insanları etkiliyor, çekiyor, inandırıyor.
***
Öteki seçimlerimizin de karpuz seçmekten pek farkı yokmuş. Prof. İsa Eşmenin yeni kitabını okuyorum.
Türkiyede Yüksek Öğretime Geçiş Sistemi adını taşıyan çok değerli kitabında üniversiteye giriş hakkını sınavla kazanan öğrencilerin seçimlerini nasıl yaptıklarını açıklıyor:
865.482 adayın;
yüzde 15i (131.956 aday) ilk tercihine,
yüzde 18i (231.305 aday) ilk üç tercihine,
yüzde 35i (300.997 aday) ilk beş tercihine, girebilmiş, geriye kalan yüzde 65lik büyük kitle (564.485 aday) ilk beş tercihinde yer vermedikleri alanlara kaydolmuşlardır.
İsteğin, yeteneğin olmadığı alanlarda yapılan verimsiz yüksek eğitim, diplomalı işsizler ordusuna yeni eklemeler yapmaktan öteye gidememektedir.
Gençlerimizin geleceği böyle heba edilmektedir.
Aslında, karpuz sergisinde karpuz seçmekten pek de farklı görünmüyor.
***
Cumhurbaşkanlığı seçiminden artık söz etmek istemiyorum.
Ekmel Beyin her şeyi inceden inceye irdeleniyor. Elbette irdelenmelidir. Geçmişi, yaptıkları, söyledikleri elekten geçiriliyor. Doğrudur, geçirilmelidir. Ama bunlar yapılırken de nesnel (objektif) olmaya özen gösterilmelidir.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ise artık biliniyor olmalıdır.
Fakirlikten dünya zenginliğine geçmiştir.
Yandaşlarının her yolsuzluğunu örtmüştür.
Çelişkili beyanlarından hiç rahatsız olmamıştır.
Demokrat söylemden otokrat uygulamalara geçmiştir.
Ülkenin bütün geçmişini inkâr etmiştir.
Atatürkü doğrudan hedef alamadığı için İsmet İnönü üzerinden veryansın etmektedir.
Aslında iki sarhoş dediği de Atatürk ile İnönüdür.
Bütün yolsuzlukları yasa çıkararak, yargıyı, polisi tarumar ederek örtmeye çalışmaktadır.
Kendi yaptıklarının ortağı olan Gülen hareketini şimdi suçlayarak kendini kurtarmaya çalışmaktadır.
Bütün bunlarda bilinmeyen bir şey yok.
Şimdi ne yapacaksınız?
Ekmeleddin Bey sizin adayınız değil. Oy vermeyeceksiniz. Erdoğana iki oy vermiş olacaksınız.
Selahattin Demirtaşa oy vereceksiniz. R.T. Erdoğan kazanacak.
Sonuçta, R.T. Erdoğan sizin yardımınızla birinci turda b
aşkan seçilmiş olacak.
Dikkat buyurun, cumhurbaşkanı değil, kendinin başkanı.
Siz gerçekten de karpuz seçme uzmanı olmuşsunuz...
Ekmel bey kendisini geliştirmiş ve asla ve asla kendisini ''islamcı'' adı altında değerlendiremeyeceğim bir zattır. Kendisinin bilim insanı olduğu ortadadır ve basma kalıp bir kişilik değildir. Böyle bir insana islamcı , dinci , yobaz gibi sıfatları yapıştıran insanlar bana göre yobazlığın pek alasını yapmaktadırlar. Sözüm o ki Ekmel beyi aday olmadan da bilirdim ve takip ederdim ama bu demek değil ki onunla aynı siyasi görüşleri paylaşıyorum. Türkiye'de 2 3 kişinin ulaşabileceği engin bir birikime sahip yegane bilim insanlarından birisidir lakin aday olarak gösterildiği zaman üzüldüm. Zatı alim olarak Mhp gibi kafatasçı bir partiyle yapılan işbirliği zaten kendisini ortanın solu olarak niteleyen Chp'nin sosyal demokratlığı da rafa kaldırdığının ispatıdır. Burjuva devriminin koruyucusu rolüne bürünen Chp'nin sırtını sola döndüğünün resmini seyretmekteyiz. Oportünizm Chp'yi alev alev yakmakta ve bunu göre göre tıpış tıpış gidip oy mu vereceğiz ! ? Kendisine sosyal demokratım diyen bir başkanın bu şovenist tavrını kimse mi sorgulamaz ? Hayır kardeşim ben oyumu vermeyeceğim çünkü bu sistemin hiç bir partisine artık ne güvenim ne de sağduyum kaldı.. Devir bence reformlarla yama yapılan bir sistemden çok güneşi zapt edebileceğimiz devrimlerden geçiyor.. Saygılarımla : )
Sitemiz Bir Paylasim
Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize
kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu
nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara
aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve
materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden
kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine
yollayabilirsiniz.