Bir şeyler yazıyormuş gibi yapıyorsun ama, hiç bir şey yaptığın ve yazdığın yok. Bu başlık için söyleyeceğin bir şey var mı? Olanları eleştirmekten de başka bir şey yapmıyorsun. Basit bir mantık yürütelim. 25-30 yaşlarında AKP'ye oy veren bir insanı düşünelim. Neden CHP'ye değil de, AKP'ye veriyor? Senin yazdıklarından, yaptığın eleştiriden çıkan sonuç, neden CHP'ye versin şeklinde? Cevap veriyorum, iktidarda AKP olduğu için, çaldığı çırptığı için, başbakanın evinde sıfırlama çalışması olduğu için, gerici dinci faşist bir diktatörlük kurduğu için, kadını ikinci sınıf bir varlık gördüğü için, emperyalist planların tam ortasında olduğu için, toplumu ayrıştırdığı için AKP'ye oy vermemesi gerek. CHP dahil kime veriyorsa versin. Ama vermiyor ve böyle bir AKP bu kişiden oy alıyorsa, benim açıklamam biraz da alaycı bir tanımla cellatına aşık olduğu şeklinde. Madem beğenmiyorsun, bu gerçeğe sen sosyalojik bir yaklaşım göster. Her yoruma şu solculara bak, nasıl yorum yapıyorlar dersen, sana cevabımız hem bilgisiz olduğunu söylemek, hem eleştiri bile sayılmayacak saldırılarına tepki göstermek ve hem de bütün bunları yaparken vah şu solun hali gibi bir pozisyon alarak rahatsız edici bir alışkanlığını sana hatırlatmak olacaktır.
Yıldırımın nasıl olduğunu bilimsel olarak açıklayamadığında nasıl ki "Zeus'un mızrakları" şeklinde bir açıklama getirmeye kalkmıyorsan, bu olayda da böylesi kocakarı açıklamalarına yer veremezsin.
Oturup kafanızı yoracaksınız. Siyaset yapmak, devrimcilik yapmak gibi bir derdiniz varsa, solculuk gibi bir iddianız varsa, bunu analiz edeceksiniz, çözümleyecek ve tahlil edeceksiniz.
Sonra da ona uygun politika belirlemeye çalışacaksınız.
Bunları yapmayıp, "celladına aşık" gibi soğuk ve sığ esprilerle yetinmenin solculukla ilişkisi ancak bizim ülkemiz solu için söz konusu olabilir.
"CHP dahil kime veriyorsa versin" demişsin. Iyi ama halkımız siz gençler gibi solculukla(!) uğraşmıyor ki; vereceği oy onun kendi geleceğini belirleyecek. Geçim kapısı, işi, ekmeği, sofrasına getirmek zorunda olduğu aşı, çocuğunun işi hep o vereceği oyla belirlenecek. Neden oyunu maceraya atıp, eski istikrarsız, çok partili ve koalisyonlu, sık sık erken seçimlerle kesintiye uğrayan, devleti kendisinden uzaklarda tutan günlere dönmek istesin?
Yaşça küçük olabilirsiniz ve bilmiyorsunuzdur; belki hatırlamıyorsunuzdur. Öyleyse büyüklerinize sorup öğrenin o yılları. Ondan sonra kalkıp da "celladına aşık" diye alay ettiğiniz halkımıza "CHP dahil kime veriyorsa versin" deyin.
Ne o, şimdi de ''solcu derviş'' rollerine mi girmeye başladın? Cellatına aşık olmak aynı zamanda psikolojik bir terimdir. Yukarda AKP'nin ne olduğuna ilişkin yazdıklarımı tekrar etmeyeceğim. Böyle birine oy veren bir kişi cellatına aşık olmuştur. Burada Erdoğan'ın ''cellat'' olduğunu söylüyorum. O kişinin de cahil cühela olduğunu söylüyorum. Sen bir solcu dedesi olarak açıklama yapabiliyor musun?
Şu konuştuklarına bak! Eskinin istikrarsız partileriymiş! Özellikle 25 yaşında biri örneğini vermiştim. O 25 yaşındaki kişi için eskinin istikrarsızlığının ne önemi olur? Hırsızlığın, vurgunun, soygunun, katilliğin, halk düşmanlığının yanında istikrarsızlık neymiş? Böyle mi yorum yapıyorsun? Senin solculuğun bu mu?
"CHP dahil kime veriyorsa versin" demişsin. Iyi ama halkımız siz gençler gibi solculukla(!) uğraşmıyor ki; vereceği oy onun kendi geleceğini belirleyecek. Geçim kapısı, işi, ekmeği, sofrasına getirmek zorunda olduğu aşı, çocuğunun işi hep o vereceği oyla belirlenecek. Neden oyunu maceraya atıp, eski istikrarsız, çok partili ve koalisyonlu, sık sık erken seçimlerle kesintiye uğrayan, devleti kendisinden uzaklarda tutan günlere dönmek istesin?
Kaçak'ın solculuğu bu aslında. Böyle düşünüyor. Tayyip'i desteklemesinin nedeni de bu. Kaçak bu tavrıyla solcu olduğunu düşünüyor. Sola düşmanlığı da bu nedenle? Kaçak bir solcunun böyle düşünmesi gerektiğine inanıyor. Saçmalamasının nedeni bu.
"Hırsızlığın, vurgunun, soygunun, katilliğin, halk düşmanlığının..." Demişsin ya...bu bile senin bilincini gösteriyor. Bilincini, yani aslında seni tipik bir CHP solcusu yapan bilincini...
Bu dediklerin eskiden de vardı. Eskiden bunlara ek olarak o saydığım istikrarsızlık ve çözümsüzlük de vardı.
Süleyman Demirel'in yeğeni Yahya vardı mesela. Hayalî sunta ihracatçıya gündeme gelmişti. Demirel cumhurbaşkanı iken, Koç Holding'e cumhurbaşkanlığı Köşkü'nde arsa tahsis etmeye bile kalkmıştı. Bir de onun "ne olmuş, verdimse ben verdim" özlü sözü vardır. Neyi verdiğini araştırıp sen bul.
Ecevit, Demirel, vb... Bunların dönemindeki katliamlar, iç savaş, her gün öldürülen gençler, "bana milliyetçiler adam öldürüyor dedirtemezsiniz" özdeyişi, yine demirel'den...
İçi boşaltılan bankalar... Batırılıp devlete devredilen, sonra kâra geçirilip yine özelleştirilen bankalar...
Birbirini en ağır ifadelerle hırsızlıkla suçlayıp, sonra birbirini Meclisde karşılıklı kurtaran çiller ve Yılmaz...
Bu arada Çiller'in "devlet için kurşun sıkan" katiller çetesi, çatlılar, diğerleri...
Bu liste böyle uzar. Bir yere bakmadan, hafızamdakileri yazdım.
Yaaa, delikanlı... İşte böyle. Şimdi düşün ve cevap ver. Sen olsan oyunu verir miydin onlara?
Bu ileti en son Kaçak
tarafından 12.08.2014- 22:15 tarihinde, toplamda 2 kez değiştirilmiştir.
Ya arkadaş, sen iyi misin? Nedir bu Erdoğan AKP seviciliği? Ya bu ülkede hangi başbakanın evinden trilyonlar çıktı? Bu ülkede hangi başbakan ananı da al git dedi. Sen ne söylediğinin farkında mısın? Bu senin söylediklerini fanatik bir AKP'li söyler,söylüyor zaten. Hiç umurumuzda olmaz. Ama sen kalkmış bir de kendini solcu falan göstermeye çalışıyorsun? Yeteri kadar saçmaladığının farkında değil misin?
"CHP dahil kime veriyorsa versin" demişsin. Iyi ama halkımız siz gençler gibi solculukla(!) uğraşmıyor ki; vereceği oy onun kendi geleceğini belirleyecek. Geçim kapısı, işi, ekmeği, sofrasına getirmek zorunda olduğu aşı, çocuğunun işi hep o vereceği oyla belirlenecek. Neden oyunu maceraya atıp, eski istikrarsız, çok partili ve koalisyonlu, sık sık erken seçimlerle kesintiye uğrayan, devleti kendisinden uzaklarda tutan günlere dönmek istesin?
Kaçak'ın solculuğu bu aslında. Böyle düşünüyor. Tayyip'i desteklemesinin nedeni de bu. Kaçak bu tavrıyla solcu olduğunu düşünüyor. Sola düşmanlığı da bu nedenle? Kaçak bir solcunun böyle düşünmesi gerektiğine inanıyor. Saçmalamasının nedeni bu.
Ama ben "tayyip'i" desteklemedim ki. Oyumu Demirtaş'a verdiğimi açıkladım. hâlâ mı?..
Ben öyle düşünüyorum demedim; sıradan vatandaş, sıradan halkımız öyle düşünüp oyunu onlara veriyor. Bunu anlatmaya çalışıyorum.
Bir şeyler yazıyormuş gibi yapıyorsun ama, hiç bir şey yaptığın ve yazdığın yok. Bu başlık için söyleyeceğin bir şey var mı? Olanları eleştirmekten de başka bir şey yapmıyorsun. Basit bir mantık yürütelim. 25-30 yaşlarında AKP'ye oy veren bir insanı düşünelim. Neden CHP'ye değil de, AKP'ye veriyor? Senin yazdıklarından, yaptığın eleştiriden çıkan sonuç, neden CHP'ye versin şeklinde? Cevap veriyorum, iktidarda AKP olduğu için, çaldığı çırptığı için, başbakanın evinde sıfırlama çalışması olduğu için, gerici dinci faşist bir diktatörlük kurduğu için, kadını ikinci sınıf bir varlık gördüğü için, emperyalist planların tam ortasında olduğu için, toplumu ayrıştırdığı için AKP'ye oy vermemesi gerek. CHP dahil kime veriyorsa versin. Ama vermiyor ve böyle bir AKP bu kişiden oy alıyorsa, benim açıklamam biraz da alaycı bir tanımla cellatına aşık olduğu şeklinde. Madem beğenmiyorsun, bu gerçeğe sen sosyalojik bir yaklaşım göster. Her yoruma şu solculara bak, nasıl yorum yapıyorlar dersen, sana cevabımız hem bilgisiz olduğunu söylemek, hem eleştiri bile sayılmayacak saldırılarına tepki göstermek ve hem de bütün bunları yaparken vah şu solun hali gibi bir pozisyon alarak rahatsız edici bir alışkanlığını sana hatırlatmak olacaktır.
Yıldırımın nasıl olduğunu bilimsel olarak açıklayamadığında nasıl ki "Zeus'un mızrakları" şeklinde bir açıklama getirmeye kalkmıyorsan, bu olayda da böylesi kocakarı açıklamalarına yer veremezsin.
Oturup kafanızı yoracaksınız. Siyaset yapmak, devrimcilik yapmak gibi bir derdiniz varsa, solculuk gibi bir iddianız varsa, bunu analiz edeceksiniz, çözümleyecek ve tahlil edeceksiniz.
Sonra da ona uygun politika belirlemeye çalışacaksınız.
Bunları yapmayıp, "celladına aşık" gibi soğuk ve sığ esprilerle yetinmenin solculukla ilişkisi ancak bizim ülkemiz solu için söz konusu olabilir.
"CHP dahil kime veriyorsa versin" demişsin. Iyi ama halkımız siz gençler gibi solculukla(!) uğraşmıyor ki; vereceği oy onun kendi geleceğini belirleyecek. Geçim kapısı, işi, ekmeği, sofrasına getirmek zorunda olduğu aşı, çocuğunun işi hep o vereceği oyla belirlenecek. Neden oyunu maceraya atıp, eski istikrarsız, çok partili ve koalisyonlu, sık sık erken seçimlerle kesintiye uğrayan, devleti kendisinden uzaklarda tutan günlere dönmek istesin?
Yaşça küçük olabilirsiniz ve bilmiyorsunuzdur; belki hatırlamıyorsunuzdur. Öyleyse büyüklerinize sorup öğrenin o yılları. Ondan sonra kalkıp da "celladına aşık" diye alay ettiğiniz halkımıza "CHP dahil kime veriyorsa versin" deyin.
Hırsız ama çalışıyor ne demek? Yani solcular hırsızlığı mı savunsun? Eğer emekçiler hırsızlığı savunacak olsaydı, gidip asgari ücretle, hatta asgari ücretin altında çalışırlar mıydı? Neden çalışıyorlar? Gitsin hırsızlık yapsınlar, daha çok kazanırlar. Tabii hepsi milyonlarca doları, euroyu filan istifleyemez ama, çalacakları malların satışından kesin asgari ücretin birkaç katı gelir elde ederler. Neden emekçiler çalmıyor? Ama halkın beynini yıkıyorlar. Şartlıyorlar. Hırsız olduğunu da görüyor. Zorunlu olarak böyle söylüyor. Üstelik taksi şoförü ölçü de değil. Soförler proleter değil, küçük burjuva. Üretim aracına sahip. Parası olmayan taksi alamaz. hele taksi plakası hiç alamaz. Taksi plakası bir servet ediyor. Tabii bir de yandaşlara dağıtıyor belediyeler.
Geçmişte emperyalizm para musluklarını kısıyordu, şimdi döviz bol diye palavranızdan geçilmiyor. Neden eskiden 70 sente muhtaçtık, şimdi bu değirmenin suyu nereden geliyor diye sormuyorsunuz? Emperyalizm Orta Doğu haritasını değiştirmek için düğmeye bastı. Bu çerçevede Türkiye'de bunları başa getirdi. Parayı da esirgemedi. Tabii bu paralar hibe değil, ülke korkunç bir borç yükü altına sokuldu. Bu arada dünyada ne kadar hırsız diktatör varsa, hepsinin parası Türkiye'ye geldi. Saddam'ın, Mübarek'in, Kaddafi'nin, Türkmenbaşı'nın. İran'dan bile para aktı. Milyarlarca dolar geldi ülkeye. Bununla da bitmedi. Halkın sırtından 70-80 yılda kurulmuş tüm KİT'leri sattılar. Kıyıları, nehirleri, ormanları sattılar. Kamu arazisi diye birşey bırakmadılar. Bununla da yetinmediler, özel şahısların arazilerini ble ucuza kapatıp arsa spekülasyonuna sokup fahiş fiyata sattılar. Tabii kupon arazileri kendilerine alıkoyup ceplerini doldurdular ama, fon da yarattılar. Sırtınızı emperyalizmin fonlarına, kara paraya, hırsızlık parasına ve ülkenin bir daha asla geri gelmeyecek olan, haraç mezat sattığınız zenginliklerinden gelen paraya dayamışsınız, konuşuyorsunuz.
Bu ileti en son yorum2006
tarafından 13.08.2014- 23:37 tarihinde, toplamda 2 kez değiştirilmiştir.
Sitemiz Bir Paylasim
Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize
kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu
nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara
aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve
materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden
kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine
yollayabilirsiniz.