30 Ağustos 2014 tarihinde Ankara'da Türkiye solundan önemli isimlerin bir araya geldiği bir toplantı düzenlendi. Sosyalist solun önemli isimlerinin, aydınlar ve yazarların olduğu 50'ye yakın isim bir araya geldi.
Farklı siyasal oluşumlardan ve geleneklerden insanlar gün boyu ülke ve solun gelecek yönelimlerine dair tartışmalar, konuşmalar yaptılar. Solun uzun zaman sonra bu kadar büyük çapta, farklı gelenek ve yapılarından insanlarla, geniş katılımlı bir toplantı gerçekleştirmiş olması önemli görüldü. Katılımcılar arasında Korkut Boratav, Kaya Güvenç, Oğuzhan Müftüoğlu, Aydemir Güler, Melih Pekdemir, Aydın Çubukçu, Metin Çulhaoğlu, Oya Ersoy, Serpil Güvenç, Alper Taş, Masis Kürkçügil, Merdan Yanardağ, Bilge Seçkin Çetinkaya, Haluk Yurtsever gibi isimler yer aldı.
Toplantıya katılmak isteyen ancak katılamayıp mazeret bildiren isimlerden bazıları ise Sungur Savran, Fikret Başkaya, Gün Zileli oldu.
CHP'den 3 milletvekili İlhan Cihaner, Hüseyin Aygün ve Gökhan Günaydın da toplantıya katılan isimler arasında yer aldılar.
Toplantıda en önemli tespit Türkiye'de rejime dair oldu: Türkiyede İslami karakterli faşizan bir rejim kurulmaktadır, 28 Ağustos bu kuruluş açısından bir milattır. Solun önde gelen isimleri, yeni sermaye rejimi ve rejimin kuruluş sürecinde -yıkım, savaş ve yoksulluk- konularına dair fikirlerini belirtirken, Türkiye solunun bu kuruluş karşısında ne yapacağı tartışmaların odağını oluşturdu.
Toplantıda fikir birliğine varılan en temel nokta ise Türkiye solunun yeniden özellikle Haziran sonrası ortak bir akıl, bir ortak irade oluşturmaya ihtiyacının tesbiti oldu. Bu akıl ve iradenin oluşması için herkesin gelecek yönelimli düşünmesi, adımlar atması ve taşın altına elini koyması gerekliliği vurgulandı.
Bu toplantı bu akıl ve irade için bugün ilk adım sayıldıı, Türkiye solunun en geniş toplamı çok uzun zaman sonra ilk kez birlikte iş yapabilmek için bir irade beyanında bulundu. Bu daha başlangıç denildi.
Solun farklılıklarını ülkenin geleceği ve tarihsel bir yıkım ve inşa döneminden geçidiği bu süreçte birlikte etkinlik, eylem, dayanışma üretmesinin zorunluluğu ortaya çıktı.
Türkiye'de muhalefet olanaklarını ve dinamiklerini birlikte büyütmek, ortak akıl ve irade ile yeni sermaye rejimine ve karşı halkın özgücüne dayalı bir değişim yaratmak için bu toplantının başlangıç olması ve bu başlangıcın geleceği inşada sıçrama yaratması için birlik ve mücadele vurgusu toplantının genel özünü oluşturdu.
Bu toplantılarda konuşulanların tamamını öğrenebilmemizi sağlayacak haber sitelerine ihtiyaç olduğunu düşünüyorum. Buradaki haber bile tanınmış haber sitelerinde kendisine yer bulamamışken solda birlik gibi geniş tabanlı bir birliği nasıl oluşturabiliriz? Ben bu toplantılarda neler konuşulduğunu hangi fikirlerin öne çıktığını ve ne yapılması konusunda kimlerin ne gibi öneriler getirdiğini bilmek isterdim.Çünkü bu tür toplantıları Türkiye solu açısından önemli görüyorum.
Bu konuda tek bir soru sorarak görüşümü açıklamak istiyorum. Böyle bir toplantı sonucunda nasıl bir karar çıkmalı? Solda birlik konusunda anlaşılması gereken şey nedir? İki soru oldu ama birbirlerine bağlı tek bir soru gibi alınabilir?
Türkiyede İslami karakterli faşizan bir rejim kurulmaktadır, 28 Ağustos bu kuruluş açısından bir milattır.
Böyle bir tespitte bulunduktan sonra ilk önce AKP böyle bir rejimi sadece kendi gücüyle mi kurmayı başarmaktadır diye sormak gerekmiyor mu? Bu sorunun cevabı, AKP'nin İslami soslu faşizmine karşı mücadele etmedeki bileşenlerini ortaya koyacağı gibi, AKP ile birlikte hangi siyasetlere karşı çıkılması gerektiğini de gösterecektir. Türkiye sosyalistleri bence bu soruyu sormuyorlar. Bu sorunun cevabıyla yüzleşmekten çekindikleri için sormuyorlar. Bana göre bu sorunun cevabı önce liberaller, sonra bölücü kürt hareketidir. Bu iki siyaset de AKP'yi desteklemekte ve AKP'nin güçlenmesine destek vermekteler. Bu destekler olmasa AKP böyle bir cesareti kendinde bulamazdı. Türkiye sosyalistleri liberallere karşı gösterdikleri tavrı kürt hareketine karşı göstermiyorlar. Göstermedikleri için bu toplantılarda soyut çözüm başlıklarından öteye geçemiyor ve her toplantı da sonuçsuz kalıyor.
Türkiyede İslami karakterli faşizan bir rejim kurulmaktadır, 28 Ağustos bu kuruluş açısından bir milattır.
Böyle bir tespitte bulunduktan sonra ilk önce AKP böyle bir rejimi sadece kendi gücüyle mi kurmayı başarmaktadır diye sormak gerekmiyor mu? Bu sorunun cevabı, AKP'nin İslami soslu faşizmine karşı mücadele etmedeki bileşenlerini ortaya koyacağı gibi, AKP ile birlikte hangi siyasetlere karşı çıkılması gerektiğini de gösterecektir. Türkiye sosyalistleri bence bu soruyu sormuyorlar. Bu sorunun cevabıyla yüzleşmekten çekindikleri için sormuyorlar. Bana göre bu sorunun cevabı önce liberaller, sonra bölücü kürt hareketidir. Bu iki siyaset de AKP'yi desteklemekte ve AKP'nin güçlenmesine destek vermekteler. Bu destekler olmasa AKP böyle bir cesareti kendinde bulamazdı. Türkiye sosyalistleri liberallere karşı gösterdikleri tavrı kürt hareketine karşı göstermiyorlar. Göstermedikleri için bu toplantılarda soyut çözüm başlıklarından öteye geçemiyor ve her toplantı da sonuçsuz kalıyor.
Kürt hareketinin AKP'yi desteklediğini hangi verilere bakarak ileri sürüyorsun, bunu da söylemeliydin. Solda birlik konusunda neler yapılması gerektiği sorusuna kürt hareketini karşısına almalıdır gibi bir cevap hiç gerçekçi değil.
Solda ortak mücadele imkanlarının değerlendirilmesi amacıyla çok geniş katılımlı bir toplantı gerçekleştirildi. Aydın, yazar, akademisyen ve siyasetçilerin katıldığı toplantı ODTÜ Vişnelik'te yapıldı. Türkiye'nin giderek dincileştirildiği ve AKP rejiminin otoriterliğine karşı ortak mücadele zeminin arandığı toplantıda, dünya ve bölgedeki durumda değerlendirildi.
AKP iktidarı ve "yeni rejim"e karşı birlikte mücadele etme olanaklarını araştırmak üzere; aşağıda isimleri yer alan kişiler, 30 Ağustos 2014 tarihinde Ankara ODTÜ Vişnelik tesislerinde bir araya geldi.
Siyasi duruma ilişkin görüşlerini paylaşan katılımcılar, oluşturulan zeminin önemi ve gerekliliğinin altını çizdi.
Toplantı sonrası, "Türkiye sağa kaydıkça bir karabasana dönüşen gelişmeler hakkında düşüncelerimizi paylaşmak, üzerimize düşen sorumlulukları yerine getirmek, olanaklarımızı birleştirmek ve fikir birliği sağladığımız zeminlerde; aklımızı, gücümüzü ve enerjimizi bir araya getirmek için toplantıların sürdürülmesi konusunda eğilim birliği sağlandı" denildi.
Bu amaçla; sol-sosyalist güçlerin ve toplumsal muhalefet dinamiklerinin birlikte mücadele olanaklarının ele alınacağı toplantıların sürdürülmesi için bir Koordinasyon Kurulu oluşturuldu. İkinci toplantının bir ay içinde gerçekleştirilmesi kararlaştırıldı.
İŞTE KATILAN İSİMLER
Abdurrahman Atalay
Alper Taş
Aysun Gezen
Aydemir Güler
Aydın Çubukcu
Barış İnce
Beyazıt İlhan
Bilge Seçkin Çetinkaya
Burhan Sönmez
Burak Yücel
Bülent Forta
Can Atalay
Cemal Polat
Deniz Yıldırım
Doğan Tılıç
Doğan Çetinkaya
Emin Koramaz
Emirhan Oğuz
Eriş Bilaloğlu
Erkan Baş
Evren Haspolat
Fatih Yaşlı
Gökhan Günaydın
Haluk Yurtsever
Hakan Gülseven
Hakan Öztürk
Hayri Kozanoğlu
Hüseyin Aygün
İbrahim Aydın
İbrahim Varlı
İsmail Hakkı Tombul
İlhan Cihaner
Kaya Güvenç
Korkut Boratav
Masis Kürçügil
Melih Pekdemir
Mehmet Yetiş
Merdan Yanardağ
Metin Çulhaoğlu
Metin Ebetürk
Necmi Erdoğan
Oğuzhan Müftüoğlu
Osman Öztürk
Oya Ersoy
Önder İşleyen
Özgür Şen
Özgür Karaduman
Serpil Güvenç
Selçuk Candansayar
Sibel Uzun
Tarık Şengül
Turan Eser
Turgut Öker
Zafer Aydın
MESAJ GÖNDERENLER
Toplantıya Sungur Savran, Fikret Başkaya, Gün Zileli ve Gamze Yücesan Özdemir mesaj gönderdi. Aziz Konukman, Barış Atay, Can Dündar, Canan Kaftancıoğlu, Çetin Uygur, Evren Hoşgör, Güven Gürkan Öztan, İsmail Saymaz, Taner Timur, Tülin Öngen ise mazeretleri nedeniyle toplantıya katılamadı.
Türkiyede İslami karakterli faşizan bir rejim kurulmaktadır, 28 Ağustos bu kuruluş açısından bir milattır.
Böyle bir tespitte bulunduktan sonra ilk önce AKP böyle bir rejimi sadece kendi gücüyle mi kurmayı başarmaktadır diye sormak gerekmiyor mu? Bu sorunun cevabı, AKP'nin İslami soslu faşizmine karşı mücadele etmedeki bileşenlerini ortaya koyacağı gibi, AKP ile birlikte hangi siyasetlere karşı çıkılması gerektiğini de gösterecektir. Türkiye sosyalistleri bence bu soruyu sormuyorlar. Bu sorunun cevabıyla yüzleşmekten çekindikleri için sormuyorlar. Bana göre bu sorunun cevabı önce liberaller, sonra bölücü kürt hareketidir. Bu iki siyaset de AKP'yi desteklemekte ve AKP'nin güçlenmesine destek vermekteler. Bu destekler olmasa AKP böyle bir cesareti kendinde bulamazdı. Türkiye sosyalistleri liberallere karşı gösterdikleri tavrı kürt hareketine karşı göstermiyorlar. Göstermedikleri için bu toplantılarda soyut çözüm başlıklarından öteye geçemiyor ve her toplantı da sonuçsuz kalıyor.
Kürt hareketinin AKP'yi desteklediğini hangi verilere bakarak ileri sürüyorsun, bunu da söylemeliydin. Solda birlik konusunda neler yapılması gerektiği sorusuna kürt hareketini karşısına almalıdır gibi bir cevap hiç gerçekçi değil.
Kürt hareketinin AKP'yi destekleyip desteklemediğinin anlaşılması için veri mi gerekiyor? Her seçim döneminde AKP'yi zora düşürmemek için geçici ateşkes neden yapıyor dersiniz? Kürt sorununu çözse çözse AKP ve Erdoğan çözer diyen kimler? Gezi olaylarına soğuk bakan ve bu olayları AKP'yi düşürmek isteyen ulusalcılar yaptı diyen kimler? AKP'nin düşürülmesine izin vermeyiz diyen, AKP'yle sürecin iyi gittiğini, İmralı'dan seslendirenler kim? Daha hangi veriye ihtiyacın var? Demirtal ayağa kalkarak boşuna mı alkışladı Erdoğan'ı, nezaketinden mi yaptı bu hareketi?
Kürt hareketi AKP'nin iktidarda kalmasından memnun. Onlara göre AKP giderse CHP ve MHP gelir, bu da onların işine gelmez. Böyle düşünüyorlar ve bu yüzden AKP'yi destekliyorlar. İktidarda AKp olmasına ve ülkeye dinci bir faşizmi dayatmasına rağmen AKP yerine CHP'yi ve ulusalcıları eleştirmesinin sizce başka nedeni var mı?
Türkiyede İslami karakterli faşizan bir rejim kurulmaktadır, 28 Ağustos bu kuruluş açısından bir milattır.
Böyle bir tespitte bulunduktan sonra ilk önce AKP böyle bir rejimi sadece kendi gücüyle mi kurmayı başarmaktadır diye sormak gerekmiyor mu? Bu sorunun cevabı, AKP'nin İslami soslu faşizmine karşı mücadele etmedeki bileşenlerini ortaya koyacağı gibi, AKP ile birlikte hangi siyasetlere karşı çıkılması gerektiğini de gösterecektir. Türkiye sosyalistleri bence bu soruyu sormuyorlar. Bu sorunun cevabıyla yüzleşmekten çekindikleri için sormuyorlar. Bana göre bu sorunun cevabı önce liberaller, sonra bölücü kürt hareketidir. Bu iki siyaset de AKP'yi desteklemekte ve AKP'nin güçlenmesine destek vermekteler. Bu destekler olmasa AKP böyle bir cesareti kendinde bulamazdı. Türkiye sosyalistleri liberallere karşı gösterdikleri tavrı kürt hareketine karşı göstermiyorlar. Göstermedikleri için bu toplantılarda soyut çözüm başlıklarından öteye geçemiyor ve her toplantı da sonuçsuz kalıyor.
Kürt hareketinin AKP'yi desteklediğini hangi verilere bakarak ileri sürüyorsun, bunu da söylemeliydin. Solda birlik konusunda neler yapılması gerektiği sorusuna kürt hareketini karşısına almalıdır gibi bir cevap hiç gerçekçi değil.
Kürt hareketinin AKP'yi destekleyip desteklemediğinin anlaşılması için veri mi gerekiyor? Her seçim döneminde AKP'yi zora düşürmemek için geçici ateşkes neden yapıyor dersiniz? Kürt sorununu çözse çözse AKP ve Erdoğan çözer diyen kimler? Gezi olaylarına soğuk bakan ve bu olayları AKP'yi düşürmek isteyen ulusalcılar yaptı diyen kimler? AKP'nin düşürülmesine izin vermeyiz diyen, AKP'yle sürecin iyi gittiğini, İmralı'dan seslendirenler kim? Daha hangi veriye ihtiyacın var? Demirtal ayağa kalkarak boşuna mı alkışladı Erdoğan'ı, nezaketinden mi yaptı bu hareketi?
Kürt hareketi AKP'nin iktidarda kalmasından memnun. Onlara göre AKP giderse CHP ve MHP gelir, bu da onların işine gelmez. Böyle düşünüyorlar ve bu yüzden AKP'yi destekliyorlar. İktidarda AKp olmasına ve ülkeye dinci bir faşizmi dayatmasına rağmen AKP yerine CHP'yi ve ulusalcıları eleştirmesinin sizce başka nedeni var mı?
Kürt hareketi pragmatik davranıyor. Sol güçlü olmadığı için kürt hareketi sağa kayıyor ve sorununu AKP ile çözmeye çalışıyor. Türkiye solunun kürt hareketi ile bağlarını koparması, söylediğiniz gibi kürt hareketini karşısına alması bu etkiyi daha da arttırır. Solun yapması gereken kürt hareketine yedeklenmeden ve onu yok saymadan bağımsız bir sol siyaset izlemesi ve hareketi sola çekmeye çalışmasıdır.
Bu toplantı sol'da Sol'da ''Sol, Ankara'da gelecek mücadele dönemini tartıştı'' başlığıyla yer bulmuş. Yazıda Özgür Şen'in konu ile ilgili bir değerlendirmesi de var.
Sol, Ankara'da gelecek mücadele dönemini tartıştı
''30 Ağustos'ta Ankara ODTÜ Mezunlar Derneği Vişnelik tesislerinde Korkut Boratav, Kaya Güvenç, Aydın Çubukçu, Aydemir Güler, Metin Çulhaoğlu gibi isimlerin bir araya geldiği bir toplantı ile Türkiye'de solun önümüzdeki dönem atacağı adımlar değerlendirildi.
30 Ağustos 2014 tarihinde Ankara ODTÜ Mezunlar Derneği Vişnelik tesislerinde Türkiye solunun pek çok isminin bir araya geldiği bir toplantı düzenlendi.
Aralarında, Korkut Boratav, Kaya Güvenç, Serpil Güvenç, Eriş Bilaloğlu, İsmail Hakkı Tombul, Oğuzhan Müftüoğlu, Merdan Yanardağ, Aydemir Güler, Melih Pekdemir, Aydın Çubukçu, Oya Ersoy, Alper Taş, Metin Çulhaoğlu, Erkan Baş, Haluk Yurtsever, Masis Kürkçügil, Sibel Uzun, Bilge Seçkin Çetinkaya, Önder İşleyen, Hakan Gülseven gibi isimlerin olduğu ellinin üzerinde aydın, siyasetçi ve yazar gün boyu Türkiye'nin içinde bulunduğu koşulları ve genel olarak solun bu gelişmeler karşısında nasıl bir pozisyon alması gerektiğini tartıştılar.
CHP milletvekilleri Gökhan Günaydın, Hüseyin Aygün ve İlhan Cihaner de Haziran Direnişi sonrasında oluşan tablonun da masaya yatırıldığı toplantının katılımcıları arasındaydı.
Türkiye'de sermaye düzenine ve AKP iktidarına karşı birlikte mücadele etmenin yollarının da ele alındığı toplantı, bir kez daha toplanmak ve ikinci toplantı için hazırlıkları yürütmek üzere bir kurul oluşturmak kararıyla sona erdi.
Katılımcılardan Özgür Şen, toplantı için şu değerlendirmeyi yaptı:
Solun farklı geleneklerinden gelen insanlar olarak gün boyu Türkiye'yi ve solun geleceğini konuştuk. Türkiye'deki karanlık tablonun değişmesi için solun sesinin daha gür çıkması, bu nedenle bazı mücadele başlıklarında birlikte hareket etmenin yolunu aramak gerektiğinde uzlaşıyoruz. Tartışırken gördük ki, bu arayışa dair ortaklıklar da mevcut, farklılıklar da... Bir araya gelip tartışmayı, birbirimizden öğrenmeyi, karşılıklı olarak deneyimlerimizden faydalanmayı önemsiyoruz. Bu nedenle bir sonraki toplantıda tartışmaya kaldığımız yerden devam etmeyi umuyoruz.
Sitemiz Bir Paylasim
Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize
kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu
nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara
aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve
materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden
kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine
yollayabilirsiniz.