Yeni Türkiyeleşme: Kimin neye yabancılaşması?
Aytek Soner Alpan
Kuşkusuz yazının başlığı ideolojik olarak hasmımız olan İdris Küçükömerin meşhur kitabı Batılaşma: Düzenin Yabancılaşmasına gönderme yapıyor. Sağın İdris Hocasının tezlerinin ana iddiası hemen herkesin malûmu. Ancak konumuz Küçükömerin Türkiyede sol sağdır, sağ da soldur tezi değil. Burada batılaşma kavramı ile ilgileniyoruz.
Küçükömerin kitabına başlık olarak batılılaşma sözcüğünü değil de batılaşmayı seçmesinin ve kitabı boyunca tutarlı biçimde bu kavramı kullanmasının genelde üzerinden atlanan bir nedeni olduğu kanısındayım.
Küçükömer için batılaşma yalnızca Batılı bir modernleşme yolunun tutulmasını anlatmıyordu, batılaşma, Batının, aynı anlama gelmek üzere kapitalist dünyanın organik bir parçası haline gelmek demekti ki Türkiye için bu imkansızdı. Bu nafile uğraş nedeniyle düzen yabancılaştırılmıştı.
Bunu akılda tutarak Yeni Türkiyeleşme kavramına geçebiliriz.
Son dönemde yaşanan gelişmeleri anlamak için Türkiyelileşme ile Yeni Türkiyeleşme kavramları arasında bir ayrıma gitmek gerekiyor.
1990lardan bu yana Kürt Siyasal Hareketinin (KSH) gündeminde bulunan bir kavram ve aslında bir sorun var: Türkiyelileşme ve Türkiye partisi haline gelme. Bu kavram, yakın zamana kadar Kürt illerine ve Kürt toplumsallığına sıkışmış bir parti/hareket olmaktan çıkmayı anlatıyordu. KSH, bunun yolunun Batıdaki sol toplumsal kesimler ile buluşmak olduğunu düşünüyordu. Yapılan seçim ittifakları ve benzeri girişimler KSH açısından bu bağlama yerleşiyordu.
Türkiyelileşme, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden sonra yeniden ve güçlü bir biçimde gündeme geldi. Yaygın kanıya göre KSH, bu kez legal alanda HDP ile nihayet Türkiyelileşiyordu. Burjuva medyada da Selahattin Demirtaşın seçimlerde aldığı oy oranı Türkiyelileşme tezahüratları eşliğinde kutlandı, alkışlandı. Ekranlarda ve gazete sayfalarında Demirtaşın solun yeni lideri olacağı yönünde bir mutabakata varıldı neredeyse.
Burada söz konusu olan yukarıda andığımız anlamıyla Türkiyelileşme değil Yeni Türkiyeleşmedir. Yeni Türkiyeleşme, AKP rejiminin organik bir parçası haline gelme durumunu anlatmaktadır. Yeni Türkiyeleşme, yeniden inşa edilmeye çalışılan siyasal alanda kalıcı bir yer edinme anlamına gelmektedir.
KSH, bir süredir önüne bir sorun ve bir hedef olarak Türkiyelileşmeyi değil Yeni Türkiyeleşmeyi koymuştur.
Somutlayalım...
Geçtiğimiz hafta bu köşede HDPsiz bir HDP yazısı yayımlandı. O yazıda CHPnin düzen solu kulvarını tek başına doldurmasının mümkün olmadığından bahsettik. Bu nedenle yeni ve Türkiyede genel anlamda sol siyasetin sosyal demokrat ve sosyalist kulvarlarını işgal edecek bir yapıya ihtiyaç vardı. KSH ve HDP, radikal demokrasi söylemi ve programı ile işte bu ihtiyaca ve boşluğa oturma niyetlisidir. Yeni Türkiyeleşme hamlesini 2015 seçimlerine giden süreçte ama özellikle seçimlerden sonra daha net biçimde gözlemleyebileceğimiz kanaatindeyim.
Tayyip Erdoğanın cülûsu yani tahta çıkış töreni esnasında yaşananlar bu saptamayı doğruladı. Öncesi ve sonrasıyla cülûs merasiminde bir süredir gözlemlenen kimi eğilimler somutlaştı.
Sırrı Süreyya Önder, merasimden önce 26 Ağustosta CNNTürkte katıldığı bir programda Hakan Fidanın neden dışişleri bakanı olmasını istediğini açıklarken süreçten şöyle bahsediyordu(1):
İyi kötü bir yabancılaşma duygusu yaratıyor tabii. Yani ne işimiz var burada tanrım falan oluyorsun. Fakat, işte bir büyük barışı kuruyoruz ve partimizin kararıyla ve arkadaşlarımızla birlikte bu görüşmeyi yürüttüğümüz için biraz yakın mesaiye girince de siyasal perspektif anlamında doğru bir yerden katkı sunmaya çalıştıklarını görünce bir güven temelinde bu ilişkiyi yürütüyoruz açıkçası.
Sırrı Süreyyanın kimin için kullandığı belirsiz olan arkadaşlarımız ifadesini es geçelim ama siyasal perspektifini takdir ettiği Hakan Fidanın Suriye ile savaş için bahane lazımsa, ben 4 adam gönderirim oraya, 8 tane füze fırlatırım, gerekçe olur dediğini unutabilir miyiz?
Cumhurbaşkanlığı resepsiyonundan yansıyan hicap verici kareleri ne yapacağız peki? Sırrıların sicili belli Efkan Ala ile muhabbetlerini nasıl yorumlamak gerekiyor?
Meşruiyeti olmayan bir şekilde tahta çıkan Erdoğanın Sırrı Sakık tarafından ilk yurtiçi gezisi için Ağrıya davet edilmesine ne demeli?
Demirtaşın alkışını bir kenara bırakalım ama diktatöre siyasi nezaket çerçevesinde muamele edilmesi çağrısını ne yapmalı? Daha da önemlisi Cumhurbaşkanlığı seçimlerini halkın iradesinin tecellisi olarak görmesi, hakın iradesine saygı talep etmesi Yeni Türkiyeleşmenin göstergesi değildir de nedir?
AKPnin milli iradesinin millisinin Demirtaşın dilinde halk olmasının ibre Erdoğanı işaret ettikten sonra bir önemi var mı? Milli iradeye saygı çerçevesinde kalınarak KSH ne kadar yol alabilirdi sorusu bu noktada meşru değil midir?
Hakan Fidanın ve Tayyip Erdoğanın bir savaş suçlusu olduğunun unutulması yabancılaşmanın boyutlarını göstermemekte midir?
İsteyen bu durumu KSHnin yüksek ittifak yeteneğiyle açıklayabilir. İsteyense KSHnin yıllardır verdiği mücadelede dostu düşmanı ayırt etme konusunda biriktirdiği deneyimin altını çizebilir.
Henüz Licedeki kan kurumamışken; IŞİD, Rojavada ve Irakta Kürtlerin ve tüm halkların kanını akıtmaya devam ederken İslamcı çetelerin destekçileriyle girişilen bu yakın teması sadece konjonktürel yakınlaşma açıklayamaz.
Mesele ittifak, konjonktürel yakınlaşma vs. boyutlarını aşmıştır.
Mesele, biat haline gelmiştir.
Osmanlıda cülûs merasimlerinin önemli kısımlarından biri biat kısmıdır. Yeni Türkiyede de bu değişmemiştir.
Biat, kendisini özgürlük hareketi olarak tanımlayan bir hareketin kendisine ve halkına yabancılaşmadır.
Sırrı Süreyyanın itiraf ettiği gibi Yeni Türkiyeleşme, bu gayret içindeki herkeste iyi kötü bir yabancılaşma duygusu yaratmaktadır.
Sitemiz Bir Paylasim
Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize
kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu
nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara
aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve
materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden
kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine
yollayabilirsiniz.