DİSK, KESK, TMMOB, TTB, İHD, TİHV, Hacı Bektaş-ı Veli Vakfı, Pir Sultan Abdal Kültür Dernekleri, Alevi Kültür Dernekleri, Divriği Kültür Dernekleri, HDK, HTKP, KP, ÖDP, EMEP, EHP, Halkevleri ve HDP basın toplantısı düzenleyerek, Kobanide yaşananlara, IŞİD katliamına dikkat çekti ve Kobaneye sahip çıkmak için herkesi demokratik ve barışçıl çerçevede harekete geçmeye çağırdı.
Ortak açıklama DİSK Genel Başkanı Kani Beko tarafından okundu.
IŞİDİ DURDURALIM, KOBANEYE SAHİP ÇIKALIM
Suriyede Rojava bölgesinde Kobane Kantonu 25 gündür ağır silahlarla donatılmış IŞİD çetelerinin kuşatması altında onur ve yaşam mücadelesi veriyor, insanlık değerlerinin düşmanı IŞİD çeteleri tıpkı Şengalde olduğu gibi Kobanede de vahşi bir katliam gerçekleştirmek için saldırıyorlar. Ağır silahlar, tanklar, toplar eşliğinde sürdürülen bu kuşatmayı bütün dünya izliyor. Kobanedeki halklar bu saldırılara karşı özsavunma yapıyor. Evlerini, toprağını, canını IŞİD vahşetinden koruyor. Biz de Kobanenin bu direnişinin yanında olduğumuzu ilan diyoruz. Kobane yalnız değildir.
Kobane 6 Ekim gecesinden bu yana binlerce IŞİD çetecisinin istila girişimiyle karşı karşıya. Kobanede yaşayan binlerce insan katliam tehdidi altında. Şu ana değin Kobane halkı, IŞİD çetelerini püskürtmeyi başardı. Ama durum her geçen dakika daha da kritik hale geliyor.
Kobane sadece Kürt halkını değil, özgürlükten, barıştan, eşitlikten yana bütün insanları ilgilendiriyor. Çünkü orada IŞİD vahşetine karşı bir insanlık direnişi veriliyor. Bu yüzden 6 Ekim gecesinden beri dünyanın dört bir yanında insanlar Kobane için ayağa kalktılar. Ülkemizde de Artvinden İstanbula, Samsundan Denizliye, İzmirden Diyarbakıra kadar her yanda yüz binler Kobane ile dayanışmaya geçti.
Ne var ki, AKP Hükümeti halkın taleplerini anlamak ve yanıtlamak yerine şiddetle bastırmayı seçti. Sokağa çıkma yasaklarıyla, bazı karanlık güçlerin halka ateş etmesiyle, tankların şehir merkezlerine indirilmesiyle 1990ların karanlığını anımsatan günler yaşadık. Kobaneyle dayanışmayı boğmak için türlü provokasyonlar hayata geçirildi. Şiddet her gün yükseliyor. Herkesin görevi, sağduyuyla hareket etmektir. Şiddetten kaçınılmalı, demokratik ve barışçıl gösteri hakkına saygı duyulmalıdır.
Hükümetin Suriyeye yönelik savaş ve müdahale politikası, bugüne değin çeşitli cihatçı çeteleri olduğu gibi IŞİDi de besledi, büyüttü. Suriye bizim iç meselemizdir söylemiyle Suriyenin iç işlerine müdahale bir devlet siyaseti haline getirildi. Bugün de dışarıdan gelip saldıran IŞİD terör çetesiyle, Rojavada yaşayan halkları ve onların savunma örgütlerini eşitleyerek aynı çizgiyi sürdürüyor.
Rojava gibi demokratik, özgürlükçü laik bir bölgenin yok edilip yerine IŞİD katillerinin yerleşmesine göz yumarsak bu yarın dönüp Türkiyeyi vuracaktır. Pakistanın son 15 yılda yaşadıklarının bir benzeri Türkiyede yaşanacaktır. Diğer yandan, Rojavanın yok edilmesi, Kürt halkında da büyük bir kırılma yaratacak, toplumsal çatışmaları derinleştirecektir.
Üç bir yandan kuşatılmış Kobanenin yalnızlığı artık son bulmalıdır.
*Hükümet Kobanenin düşmesine ve bunu izleyecek bir katliama seyirci kalmamalı, buradaki direnişin ihtiyaçlarının karşılanması için gerekli yardımların yapılabileceği bir yaşam koridorunu açmalıdır.
*Kobaneden yaralı geçişleri kolaylaştırılmalı, sınıra bir sahra hastanesi kurulmalı, ağır yaralıların helikopter ambulansla taşınması sağlanmalıdır.
*Hükümet Suriyeye ve Rojava bölgesine yönelik savaş siyasetine son vermelidir. Sınır ötesi harekat, tampon bölge, uçuşa yasak bölge gibi müdahaleci planlardan vazgeçilmelidir. Cihatçı çetelere her türlü silah ve lojistik destek son bulmalıdır. AKP hükümetinin kışkırtmaya çalıştığı Suriyeye dönük olası bir emperyalist müdahalenin de karşısında yer alacağız. Bütün Ortadoğuda çeteci yapılanmalara karşı duracağız.
Biz, aşağıda imzası olan emek ve meslek örgütleri, demokratik kurumlar, siyasi partiler, IŞİDi durdurmak ve Kobaneye sahip çıkmak için demokratik ve barışçıl çerçevede harekete geçiyoruz. Herkesi de harekete geçmeye çağırıyoruz. Kobane çetelerin kuşatmasından özgürleşene değin bu mücadeleyi sürdüreceğiz.
DEVRİMCİ İŞÇİ SENDİKALARI KONFEDERASYONU (DİSK), KAMU EMEKÇİLERİ SENDİKALARI KONFEDERASYONU (KESK), TÜRK MÜHENDİS VE MİMAR ODALARI BİRLİĞİ (TMMOB), TÜRK TABİBLERİ BİRLİĞİ (TTB), İNSAN HAKLARI DERNEĞİ (İHD), TÜRKİYE İNSAN HAKLARI VAKFI (TİHV), HACI BEKTAŞ-I VELİ VAKFI, PİR SULTAN ABDAL KÜLTÜR DERNEKLERİ (PSAKD), ALEVİ KÜLTÜR DERNEKLERİ, DİVRİĞİ KÜLTÜR DERNEKLERİ, ANTİKAPİTALİST MÜSLÜMANLAR, KAPİTALİZMLE MÜCADELE DERNEKLERİ (KAMÜDER), İSLAMİ HAKİKATLER ARAŞTIRMA DERNEĞİ (İHA-DER), HALKLARIN DEMOKRATİK KONGRESİ (HDK), HALKIN TÜRKİYE KOMÜNİST PARTİSİ (HTKP), KOMÜNİST PARTİ (KP), ÖZGÜRLÜK VE DAYANIŞMA PARTİSİ (ÖDP), EMEK PARTİSİ (EMEP), EMEKÇİ HAREKET PARTİSİ (EHP), HALKEVLERİ, HALKLARIN DEMOKRATİK PARTİSİ (HDP)
Anlaşılıyor ki, solumuzun çok büyük bir yelpazesi Kobane konusunda gereken duyarlığı gösterebiliyor. Bu açıklama bu açıdan önemli. Ama neden bu kadarla kalıyorlar, neden ortak bir miting düzenlenmiyor? Açıklamalardan ortak bildirilerden çok daha etkili, çok daha güçlü bir ses yükseltme olmaz mı? Ankara'da veya İstanbul'da ortak bildiriye imza atanların tümünün katılacağı ortak bir miting yapmak Kobane'ye sessiz kalanları bu vahşet konusunda bir kere daha düşünmeye sevk etmez mi? AKP'yi IŞİD konusunda daha temkinli olmaya itmez mi?
Sitemiz Bir Paylasim
Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize
kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu
nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara
aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve
materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden
kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine
yollayabilirsiniz.