Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu seçimlerini hükümet destekli Yargıda Birlik Platformu listesi kazandı
BİRGÜN/ANKARA
Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu seçimlerini hükümetin desteklediği Yargıda Birlik Platformu listesi kazandı, böylece yeni HSYK, Hükümet kontrolüne girdi.
Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nuna (HSYK) adli yargıdan 7 asıl 4 yedek, idari yargıdan ise 3 asıl 2 yedek yeni üyesinin belirlendiği seçimler için yaklaşık 14 bin hakim ve savcı sandık başına gitti. 10 üyelik için 61 hakim ve savcının yarıştığı seçimlerde oy kullanma işlemi saat 17.00ye kadar sürdü. Seçimlerde hükümet destekli Yargıda Birlik Platformu, cemaatin desteklediği bağımsızlar ile YARSAV ve Yargıçlar Birliginin ortak listesi yarıştı. Hakim ve savcılar usulsüzlük olmaması için oy kullandıkları sandıkların başında sayımı izledi.
Seçim sonuçlarına göre idari yargıda cemaat destekli bağımsızlar 2, YBP ise 1 üyelik kazandı. Yedek üyeliklerden 2sini YBP, ikisini de bağımsızlar kazandı. Adli Yargıda 7 üye YBP listesinden çıktı. 4 üyelikten 2sini de YBP adayları kazandı.
KONTROL HÜKÜMETTE Bu sonuçlarla hükümet 22 kişilik HSYKda istediği yönde kararları çıkartabilecek çoğunluğa ulaştı. Yargıtay, Danıştay, İdari ve Adli Yargıda yapılan seçimlerin sonucunda belirlenen 15 kişinin dışında, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğanın atayacağı 4 üye, Adalet Bakanı ve Bakanlık Müsteşarının yanı sıra, Adalet Akademisinden de 1 üye kurulda görev yapacak. Bu 7 üyenin yanı sıra Adli ve İdari Yargıdan oyların çoğunluğunu alan 8 adayın üyeliklerinin de kesinleşmesi ile yeni HSYK tam olarak hükümetin kontrolünde oluşacak.
BOZDAĞ MEMNUN Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, YSK sonuçları ilan etmeden yaptıı açıklamada, Hakim ve savcılarımız bu seçimde kazanmıştır. Hakim ve savcılarımız demokrasiye sahip çıkmıştır dedi.
***
NE OLMUŞTU?
Hükümet, bazı bakanlar ve çocukları hakkında gözaltı ve arama kararlarının çıkartıldığı 17 Aralık soruşturması sonrası HSYKnın yapısını değiştirmek için düğmeye bastı. Mülki idare amirlerinin ve bakanların operasyondan haberdar edilmemesi nedeniyle önce HSYKnin 2010 referandumunda kabul edilen yapısının değiştirilmesi için yasa teklifi hazırlandı. Adalet Bakanının kuruldaki yetkilerini artıran düzenlemeye gelen tepkilerin ardından teklif askıya alındı. HSYK Genel Kurulunun 15 Ocak 2014teki ilk toplantısında Adalet Bakanı Bekir Bozdağ hâkim ve savcıların atamalarıyla ilgili kararların alındığı Birinci Dairenin üye yapısını değiştirdi. Bazı üyeler 3. Daireye kaydırıldı. Adalet Bakanı Bekir Bozdağ kritik atamaları gerçekleştirmek üzere HSYK Genel Kurulunu 10 Şubat 2014te olağanüstü toplantıya çağırdı. Toplantıda karar almak için 22 üyeden 15nin hazır bulunması gerekiyordu. Ancak sekiz üye toplantıya katılmadığı için hiçbir karar alınmadan toplantı bitirildi. Hükümet ile HSYK arasında yeni bir kriz patlak verdi.Bu gelişme üzerine acil olarak toplanan AKPnin hukukçu kurmayları durum değerlendirmesi yaptı. TBMM Genel Kurulunda askıya alınan HSYK teklifi 15 Şubat 2014te yeniden gündeme getirildi. Muhalefet partilerinin yoğun itirazları, hatta yumruklu kavgalar arasında teklif Genel Kuruldan geçti. Yasa HSYK kadrolarının sil baştan yenilenmesini getirdi ve Adalet Bakanının HSYKdaki yetkileri artırıldı. Yasa Çankaya Köşkünün onayının ardından CHP tarafından Anayasa Mahkemesine taşındı. Yüksek Mahkeme 11 Nisanda yasanın bazı maddelerini iptal etti. Ancak yasa yürürlüğe girdiğinde yapılan kadro değişiklikleri aynen korundu.
Yasama ve yürütmeden sonra yargıya da hakim oluyorlar. Geriye Erdoğan'ın diktatörlüğünün yasallık kazanması kaldı. Ona da el atacaklardır. Biz de üzerine soğuk su içip, fatiha okuruz.
Yasama ve yürütmeden sonra yargıya da hakim oluyorlar. Geriye Erdoğan'ın diktatörlüğünün yasallık kazanması kaldı. Ona da el atacaklardır. Biz de üzerine soğuk su içip, fatiha okuruz.
Neden soğuk su içip bilmediğimiz duaları okumak zorunda kalalım. Yapılması gereken AKP ile olan mücadelenin dozunu daha da yükseltmek. AKP'yi ilerici, demokrat göstermeye çalışanların gerçek yüzünü, gericiliğini deşifre etmek. AKP'nin bu gerici adımları şimdi başlamadı, iktidara geldiğinde ne olduğu belliydi, AKP gücü eline geçirdikçe adımlar attı, şimdi de devletin bütün kurumlarını eline geçiyor. AKP'ye karşı dün nasıl mücadele ediliyorsa, bugün bu mücadele çok daha yoğun yapılabilmelidir.
Erdoğan kuvvetler ayrılığı önümüze engel olarak dikiliyor demişti.
Meclis'te AKP çoğunluğu vardı. Zaten istediği yasayı çıkarıyor, istemediği konuyu gündem bile yapmıyordu. Meclis uzun süredir çadır tiyatrosundan beter durumdaydı. Yasamada durum evlere şenlikti yani
12 yıldır AKP hükümetleri, devletin tüm kurumlarını ele geçirmişti, Türkiye tarihinin en büyük organize suç çetesi haline gelmişti. Yürütme de bildiğiniz gibiydi özetle
Şimdi HSYK seçimlerini kazanarak, yargı üzerinde otoritesini ilan etmiş oldu. Yargının AKPye bağlanmasıyla birlikte, kör kadının terazisi, Erdoğanın iradesi ile yer değiştirdi.
Erdoğan dün gece iki rekât namaz kılıp, sonra da rüyasında kendini Bâbûs Saade önünde Cülus Merasimi'nde görmüş müdür bilmem ama saltanatının sultasının pekişeceğini düşünmesinin önünde bir engel görmediği aşikâr. Yeni başkanlık sarayında ayağa kalkıp, irademdir diyeceği, adalet dağıtacağı, günlerin gelmesini bekleyecek. Yargının iradesinin gereğini yerine getirmesini kendisine hak görecek.
İradesine boyun eğmeyen hakim ve savcılar mı var? İster sürgüne yollar, ister maaşından keser, ister tenzil-i rütbe ile cezalandırır, isterse meslekten atar.
AKP, HSYK seçimlerini kazandı, Erdoğanı kadir-i mutlak mı oldu? Diktatörlüğün önünde herhangi bir engel kalmamış mı oldu?
Bu iş o kadar kolay değil, madalyonun bir de diğer yüzü var.
Türkiye uzun süre bu şekilde yönetilemez.
Hırsızlık, yağma ve talan üzerine kurulu bir saltanatı Türkiyenin iç dinamikleri kustu. Bu saltanatın, fetih ideolojisi ve fetih ekonomisi ile yerleşmeyi hedeflediği topraklarda otoritesini sağlayacak halife rolünü, bu rolün gereği olarak desteklenen, palazlandırılan dinci terör örgütleriyle ilişkisini ise bölgenin politik dengeleri kaldırmadı. AKP bu politikaların bedelini Kürt sorununda inisiyatif kaybederek de ödüyor.
İçeride, ister toplumsal tabanını siyaseten canlı tutma, ister seçmenini konsolide etme niyetiyle deyin, sürekli düşman tarif etme zorunluluğu, toplumun geniş kesimlerinin temsilini üstlenme iddiasını da, bu iddiayı hayata geçirmek için ihtiyaç duyduğu ideolojik manevraları da imkansız hale getirdi.
Zorbalıkla, şantajla, şiddetle, gittiği yere kadar yönetmeye çalışmak dışında Erdoğanın seçeneği yok.
Erdoğan ya dişiyle tırnağıyla iktidara tutunacak ya da şürekasıyla birlikte yargılanacak. Bu nedenle bastıracak.
Bastırdıkça kendi sonuna daha da yaklaşacak.
Ülkenin bütününü kendisiyle birlikte uçuruma sürüklediğini bilerek, bunu da bir şantaj unsuru olarak kullanarak bastıracak.
Türkiye direnmeli.
Sol bu direnci temsil etmeli.
Solun bu direnci temsil etmesi için önce görünür kılması gerekiyor. Görünürlük, AKP karşıtlığının cisimleştiği bir odak olabilmeyi becermekle mümkün olabilir.
Türkiyede gerilim ve çatışma artacak. Böyle bir dönemde kabuğuna çekilen ya da savunma pozisyonuyla yetinen bir sol, faşizmin emekçi halk üzerindeki yıkımını engelleyemez.
AKPnin yenilmesi solun toplumsal görevlerinin hakkını verip veremeyeceği ile doğrudan ilgili.
Sevgili Erkan Baş iki hafta önce devrimcilik ve siyaset başlıklı yazısını bitirirken Laiklik, cumhuriyet, özgürlük, bağımsızlık, barış gibi her biri Türkiye tarihi içerisinde başka siyasal güçlerin kimliği olarak da görülmüş bu değerler üzerinden aşağıda süren siyasal kavganın bu kadar yaygınlaştığı bir evreden geçiyoruz. Devrimciler tüm bu başlılıkları sosyalizm ile geniş emekçi kitleleri birleştiren, burjuvazi ile tarihsel hesaplaşmamızda ise karşıtlığımızı güçlendiren bir içerikle temsil etme yeteneği kazanmalıdır demişti.
İsteyen bu görevin hakkını vermek için ileri çıkar, isteyen kabuğuna çekilir, ortalığın durulmasını bekler.
Sitemiz Bir Paylasim
Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize
kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu
nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara
aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve
materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden
kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine
yollayabilirsiniz.