ABD emperyalizmi; Kobanê direnişine verdiği sözde destek üzerinden ileride Rojavada tam bir egemenlik hesapları yapmaktadır. Kürt hareketini kendisine yedekleyerek bölgedeki politikalarını daha etkin kılmayı planlamaktadır. Gelinen yerde YPGnin emperyalist koalisyonda resmen temsil edilmesi de bu aynı yaklaşımın bir ürünüdür.
IŞİD çetesinin Kobanêyi hedef alan saldırısı ve bunun karşısında YPGnin ve Kobanê halkının ortaya koyduğu direniş birinci ayını geride bıraktı.
Gerici kuşatmanın ilk günlerinde Kobanênin kısa sürede düşeceği, modern ve ağır silahlarla donatılmış gerici IŞİD çetesinin günler içerisinde Kobanêyi alacağı, YPGnin fazla dayanamayacağı iddia ediliyordu. Fakat Kürt halkının Kobanêde ortaya koyduğu direnme gücü ve kararlılığı, başta Türk sermaye devleti olmak üzere gerici IŞİD çetesini besleyen, donatan ve Rojava üzerine salan güçlerin hevesini kursağında bıraktı. Kobanêye dört koldan saldıran gerici çete kentin belli mahallelerine kadar ilerlediyse de; gelinen aşamada YPG önderliğinde savaşan Kobanê halkı sokak sokak direnerek gerici çetenin ilerleyişini engellemiş bulunuyor.
Emperyalistlerin derdi IŞİD değil kendi egemenlikleridir
Sürecin bir başka önemli gelişmesi ise, ABD emperyalizminin Gallerde toplanan NATO Zirvesinde Irak ve Suriye üzerinden geliştirdiği yeni politik hamleler oldu. ABD önderliğindeki Batılı emperyalist güçler; bizzat beslediği, silahlandırdığı ve Esad rejimi üzerine saldığı gerici IŞİD çetesinin Bağdata ilerleyişini gerekçe göstererek savaş makinesi NATOyu bir kez daha devreye soktular.
Galler Zirvesinin hemen ardından IŞİDe karşı mücadele kılıfı ile NATO bombaları Irak ve Suriye topraklarını dövmeye başladı. IŞİD kartını bölge halklarına karşı bir tehdit olarak kullanan Batılı emperyalist koalisyon öte yandan Ortadoğuyu hedef alan savaş politikalarını da yine IŞİD kozunu kullanarak devreye sokmuş oldu. Sözde IŞİD karşıtlığı ile harekete geçirilen NATO güçlerinin bölgeyi hedef alan her türden saldırısının önü de böylelikle açıldı. Bizler bu aynı senaryoyu Afganistan ve Irak işgalinden, Libyayı hedef alan emperyalist saldırganlık sürecinden iyi biliyoruz. Şimdi aynı oyun Suriye üzerinden sahneleniyor.
Açıktır ki emperyalist koalisyonun derdi gerici IŞİD çetesinin bölgedeki icraatları değildir. Zira bu ve benzeri birçok çete bizzat emperyalist merkezler tarafından yönlendirilmekte, kendi sefil çıkarları ve emperyalist politikaları için kullanılmaktadır. IŞİD gibi bir belayı bölge halklarının başına musallat eden de bizzat emperyalistlerdir. Tersinden IŞİD vb. çetelerin de emperyalistlerle esaslı bir sorunu olmadığı aşikardır. Zira ellerindeki silahlardan sırtlarındaki elbiseye kadar her şey emperyalizm patentlidir.
Ortadoğuda yaşanan bu son gelişmeler emperyalist güçlerin nüfuz ve egemenlik kavgasının gün geçtikçe kızışmakta olduğunu, bu doğrultuda her türlü kirli yol ve yönteme başvurmaktan geri durmayacağını bir kez daha gözler önüne sermektedir. Bu aynı dönem içerisinde Türk sermaye devletinin emperyalistlerin talepleri doğrultusunda hazırladığı savaş tezkeresini meclisten çıkarması, dahası ülkedeki hava üslerini koalisyon güçlerinin hizmetine koşulsuz-sınırsız bir şekilde açması, önümüzdeki dönemde sermaye devletine biçilen rolün ilk sinyallerini de vermiş oldu. Galler Zirvesinin ilk günlerinde efendisine mızmızlanan, Esad rejimine karşı kullandığı, Kürt halkının Rojava çıkışını boğmak için besleyip donattığı gerici çeteleri açıktan karşısına almamak için ayak sürüyen Türk sermaye devleti hızla emperyalist politikalar doğrultusunda hizaya geldi.
Bugün Ortadoğuya düşen tonlarca NATO bombası, Türkiye topraklarından havalanan savaş uçakları tarafından atılıyor.
Kürt halkı emperyalizmin kıskacında
NATOnun Galler Zirvesini önceleyen günlerde gerici IŞİD çetesi Güney ve Batı Kürdistanı hedef alan saldırganlığını tırmandırdı. Kürt ve Ezidi halkına yönelik katliam saldırıları gerçekleştiren ve yüzünü Erbile dönen IŞİD; Kürt halkının direnci ile geri püskürtülmüş, Şengalden, Maxmurdan ve bir dizi Kürt kentinden geri çekilmek zorunda kalmıştı. Bu aynı günlerde emperyalist koalisyon bölgeye yönelik ilk saldırılarını gerçekleştirdi. Bu saldırı sürecinin hemen ardından IŞİD çetesi bir kez daha Suriye savaşına, somutta ise Rojavaya sürüldü.
Bilindiği gibi IŞİD terörünün sonraki adresi Kobanê oldu. Kobanêyi dört bir koldan kuşatan ve günlerce ağır silahlarla saldıran çete, bir kez daha Kürt halkının ölümüne direnişiyle karşılaştı ve Kobanêyi bugüne kadar düşürmeyi başaramadı. Bugünden bakıldığında emperyalistlerin güdümünde hareket eden gerici IŞİDin Kürt halkını hedef alan saldırılarının tesadüfi olmadığı çok daha net görülebilir. Başını ABDnin çektiği emperyalist koalisyon Kürt halkını ve hareketini IŞİD kozu ile tehdit etmekte, bu çeteler eliyle Kürt hareketini hedef alan bir imha savaşı yürütmekte ve Kürt hareketini açmaza alarak kendi çizgisine kazanmayı amaçlamaktadır. Emperyalizmin mesajı nettir; ya benim politikalarımı ve egemenliğimi tanıyacaksınız, ya da imha edileceksiniz!
Kürt halkına karşı IŞİD kartını etkin bir şekilde değerlendiren emperyalistlerin amacı Rojavada tam bir denetim kurmaktır. Bölgedeki en etkin güçlerden birisini, Kürt hareketini kendi eksenine kazanmaya çalışmaktadır. Bu politikanın arka planında ise bütün bir Suriyenin düşürülmesi hedefi yer almaktadır. Son birkaç aydır Güney Kürdistan ve Kobanêde yaşananlar bu gerçeği bir kez daha gözler önüne sermektedir.
Emperyalizm Kürt halkına savaş, yıkım ve kölelikten başka bir şey veremez!
Emperyalistler Kürt halkını kıskaca alan kirli bir politika işletmektedir. Tam da bu nedenle Kürt halkının Rojavada elde ettiği kazanımlar tehlike altındadır. Zira Kürt halkına ya imha ya tam kölelik dayatan ABD emperyalizmi; Kobanê direnişine verdiği sözde destek üzerinden ileride Rojavada tam bir egemenlik hesapları yapmaktadır. Kürt hareketini kendisine yedekleyerek bölgedeki politikalarını daha etkin kılmayı planlamaktadır. Gelinen yerde YPGnin emperyalist koalisyonda resmen temsil edilmesi de bu aynı yaklaşımın bir ürünüdür.
Bunun kendisi bölge halkları için tehlikeli bir politikadır. Kürt halkı ve hareketi bu konuda çok daha dikkatli olmalı, bugüne kadar kendi öz gücüyle ve bağımsız konumuyla elde ettiği kazanımları yine aynı tutumla korumasını başarmalıdır. Aksi her durum emperyalizmin Kürdistan üzerindeki egemenlik alanını güçlendirecek ve dolayısıyla kölelik zincirlerini kalınlaştıracaktır.
Bütün kazanımlarına ve çoğalan avantajlarına rağmen bölgenin toplamında Kürt sorununun akıbeti henüz belirsizliğini korumaktadır. Bunun gerisinde bölgenin yeni altüst oluşlara gebe olması gerçeği ile birlikte bölge gericiliğinin halihazırdaki gücü vardır. Belirsizliklerle dolu bu istikrarsızlık ortamında Kürt halkı kendi gücüne dayandığı ve bölge halklarıyla devrimci kader birliği çizgisinden kopmadığı ölçüde süreçten en iyi kazanımlarla çıkmayı başarabilecektir. Emperyalizmin bölgeyi kendi çıkarlarına göre yeniden şekillendirme çabalarından yarar umduğu ve daha da kötüsü buna alet olduğu ölçüde ise bölge halklarıyla birlikte bunun acısını çekmek akıbetiyle yüz yüze kalacaktır. (TKİP IV Kongre Bildirgesi)
IŞİD emperyalist barbarlıktır: Ya barbarlık içerisinde çöküş ya sosyalizm!
Ortadoğuda bölge halklarının kaderinin şekillendiği bir süreç işliyor. Emperyalist güçler eliyle sürdürülen yağma savaşları, katliamlar ve kıyımlar her geçen gün tırmanıyor. Emperyalist orduların ya da işbirlikçilerinin namluları adeta ölüm kusuyor. Bunun karşısında ise Gazzede ve Kobanêde olduğu gibi büyük direnişler de tarih sahnesinde yerini alıyor.
Bugünkü kıyım ve savaş makinesinin adı ister IŞİD olsun ister ÖSO, ister El Kaide olsun isterse bizzat NATO, tüm bu gerici odaklar emperyalist barbarlığın ürünüdür. Hepsi de emperyalizmin icat ettiği savaş makineleridir, bu konuda hiçbir yanılsama yaşanmamalıdır.
Tam da bu nedenle emperyalist-kapitalist düzen hedef alınmadan gerçek bir kurtuluş ve özgürlük mücadelesi verilemez. Bugün özgürlük ve eşitlik ancak Kürt, Türk, Arap, Ezidi ve diğer birçok milliyetten işçi ve emekçilerin birleşik devrimci mücadelesi ile kazanılabilir. İnsanlık, emperyalist yıkım ve barbarlıktan ancak ve ancak sınırsız, sömürüsüz ve özgür bir dünyanın kurulmasıyla, yani sosyalizmle kurutulacaktır.
Sitemiz Bir Paylasim
Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize
kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu
nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara
aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve
materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden
kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine
yollayabilirsiniz.