Küba ve ABD, ada ülkesinin 52 yıllık izolasyonunu sona erdirme yolunda önemli bir adım attı. Yalnızca Kübayı değil, dünyanın farklı ülkelerindeki Küba yurttaşlarını da etkileyen Amerikan ambargosunun kaldırılması yolunda mesajlar yayınlayan Küba ve ABD Devlet Başkanları Raul Castro ile Barack Obama, 52 yıllık uygulamanın karşılıklı görüşmelerin ardından sona erdirilebileceğinin sinyallerini verdi. 4 yıldır Kübada tutulan ABDli Alan Gross ülkesine iade edilirken, 16 yıldır ABDde kötü koşullarda tutsak edilen Küba Beşlisinin kalan 3 üyesi de serbest bırakıldı. Dünya gündemine oturan ABD-Küba yakınlaşmasını BirGünden Doğu Eroğluna değerlendiren Kübanın Ankara Büyükelçisi Alberto Gonzalez Casals, son haftalarda Türkiyede süren Kübaya cami ve Amerikayı kim keşfetti? tartışmalarına da değindi.
>> Küba dünyaya açıldı, küçük işletmelere izin verdi ve özel mülkiyet hakkı tanıdı. Bu hamleyle sistemin içinde açıklar bularak sermaye birikimi yaratmak isteyenler oluyor mu?
Bizle dayanışma içerisindekiler Kübanın kapitalizme yenik düşebileceği endişesini taşıyor ancak Kübada böyle bir korku yok. Pek çok ülke gibi, Küba da dünya ekonomik krizinden etkilenmekte ve doğal kaynakları olmayan bir ülke. Ülkemizin temel kaynağı, insani sermayesi. Turizm imkânlarımız, güzel plajlarımız var. O kadar Ama ABD blokajı bizi çok etkiliyor. Kübanın yaptığı tüm alışverişler takip altında. Uluslararası kurumlara, kredi imkânlarına, finans sistemine erişimimiz bulunmuyor. Hükümet halkı korumak için geçmişte Kübadaki ticareti ve işletmeleri üstlenmiş haldeydi. Sosyalist bir ekonomiyseniz uluslararası ekonomiyle boy ölçüşmeye kalkmak yerine kendi tedbirlerinizi almalısınız. Küçük bir adaysanız bu yüzleşme daha da ağırlaşıyor. Örneğin Avrupada ciddi bir kriz yaşandığında, Avrupalılar turizm harcamalarından kısıyorlar ve Kübanın turizm gelirleri düşüyor. Bu da gelişimimizi etkiliyor. Devrimin özünü değiştirmeden, ekonomimizi güncelliyoruz. Daha verimli olmaya, teknoloji seviyemizi yükseltmeye uğraşıyoruz.
>> Özel sektörün varlığı Kübada sorunlara yol açtı mı?
Özel sektör deyince akla sermaye birikimi ve tekelleşme geliyor. Dünyada özel sektör madenlere, fabrikalara, kentlerin tamamına sahip olabilir ama Kübada mülkiyet hakkı aynı şeye karşılık gelmiyor. Hükümet kendi faaliyet göstermesi zor olan sektörlerden çekiliyor; restoranlar, berberler mesela Bu alanlar şahıslara bırakıldı. Şahısların tekel oluşturabilecek biçimde sermaye biriktiremeyeceğine ilişkin madde Küba Anayasasında olmayı sürdürüyor. Hem siyasetin hem de ekonominin odağında devlet ile hükümet bulunmayı sürdürüyor. Örneğin Kübada eğitim özelleştirilemez ve herkes için, her seviyede tamamen ücretsizdir.
>> Özel sektör Kübada basına yatırım yapabiliyor mu?
Kübada özel basın yok. Basının halka ait olduğunu düşünüyor, halkın durumunu ve görüşlerini yansıtmasını istiyoruz, basın sahiplerinin ideolojilerini veya arzularını değil. Kübadaki basın ABD veya Türkiyedeki gibi reklam odaklı ticari bir yapıdan ziyade, eğitimde devletin üstlendiği bir yöntem olarak çalışır. Okullardaki eğitime ek olarak, toplumun eğitimi basın yoluyla sürer. Öte yandan halkın sorunları gazetelerde yer alır ve bu sorunların muhatapları yine gazete yoluyla sorunları yanıtlamak ve çözmek zorundadır.
Kübaya camiyi biz yapıyoruz
Kübada okullarda din eğitimi veriliyor mu?
İnsanlar her türlü dini yaşayabilir veya başkalarına yayabilir. Ancak okullarda evrensel eğitim değerleri egemendir; dolayısıyla herhangi bir dinin ritüelleri öğretilmez. Bunun yerine dünya dinlerinin tarihleri anlatılır.
Peki, Türkiyede tartışma konusu haline gelen cami projesi hangi aşamada?
Kübada bir cami inşa ediyoruz ama bu 2 yıl öncesine ait bir proje. 5 bin kişiden daha küçük bir Müslüman topluluğumuz var. Bu topluluk Afrikanın Orta Doğunun farklı bölgelerinden gelip Kübada aile kurup yerleşmeye karar veren öğrencilere dayanıyor. Cami projesi, Küba hükümetinin ve halkının kendi bağımsız kararıdır. Yerel halkın bir ihtiyacı olduğunda hükümete danışılır ve ihtiyaç tespit edilirse projeler ortak kararla inşa edilir. Kübada zaten hükümet ve halk işbirliğinde inşa edilen pek çok farklı ibadethane mevcut olduğu için cami kararı da sıra dışı değildi.
Müslüman bir topluluk varsa ve camiye ihtiyaç duyuluyorsa elbette yapılır. Pek çok İslam ülkesi cami yapımı için yardım teklifinde bulundu. Biz de her türlü işbirliği teklifini kabul ettik. Türkiyedeki Diyanet İşleriyle de işbirliğimiz var. Caminin tasarımı da Suudi Arabistan tarafından yapıldı. Yine de eklemekte fayda var; cami Havanada, bir dağın tepesinde değil. Kamuoyunda bu konuda bir kafa karışıklığı oluştu.
Kübanın ebolayla savaşı
Küba Batı Afrikada başlayan ebola krizinin çözümüne karşı insan kaynaklarını seferber eden bölgeye doktor yollayan bir ülke.
Uluslararası bir sorunda Küba halkının veya hükümetinin yapabileceği bir şey varsa, tüm imkânları seferber etmek Kübanın politikasıdır. Belki oraya gönderecek paramız yok ama doktorlarımızı gönderdik. Halkımız ebolayla savaş için gönderilen 300den fazla doktorla gurur duyuyor. Türkiyenin de bizden ebola konusunda destek talep etmesi halinde her konuda işbirliğine hazırız.
ABD basını da ebolayla savaşta Kübanın üstlendiği önemli rolden oldukça sık bahsetti.
ABDnin bu konuda Kübaya hakkını vermesine çok şaşırdığımızı söylemeliyim. Doktorlarımızdan biri ebola kaptı. İyileştikten sonra Kübaya bir kahraman gibi döndü. Onun ve bizim için en büyük onur bu. Küçük, çok fakir bir ülkenin böyle bir sağlık sektörüne nasıl sahip olduğunu soruyorlar. Yanıtı çok basit; en büyük uğraşı hastalıkları ortaya çıkmadan engellemek için veriyoruz. Böylece ortaya çıkan hastalığı yok etmek yerine, daha sağlıklı bir toplum için daha az para harcıyoruz. Bu da yıllardır süren blokajın getirdiği alışkanlıkların sonucu.
Amerika keşfedilmedi
Erdoğanın Amerikaya ilk gelenlerin Müslüman denizciler olduğuna ilişkin ifadeleri çok konuşuldu ve bir keşif tartışması başladı.
Kıtaya kimin ilk ulaştığına ben yanıt veremem. Müslüman denizciler veya Kristof Kolomb Bir tarihçi olmadığım için buna karar verecek kişi ben değilim. Asıl işaret edilmesi gereken şey, Kübalıların ve Latin Amerikalıların keşif sözcüğünün kullanımından hoşnut olmadığıdır. Belli bir tarihte, o zamana dek birbirlerinden haberi olmayan farklı uygarlıkların buluştuğundan bahsedebiliriz. Amerika kıtasında var olmuş uygarlıkların binlerce yıllık tarihine, eriştikleri medeniyet seviyesine bakmak yeterli. Sizce bu uygarlıklara ev sahipliği yapan kıtanın keşfedilmiş olduğunu söylemek adil mi? Bu söylemi sürdürmek, çok kuvvetli bir Avrupa merkezci bakış açısında ısrar etmekle eşdeğer. Siz daha önce yoktunuz, bizim sizi keşfetmemizle varlık kazandınız demek gibi. Amerika kıtasına Avrupadan veya Orta Doğudan ilk hangi medeniyetin ulaştığı hakkında tartışabilirsiniz elbette
Biz ilişkiden yanaydık
Casals, Castro ve Obamanın Kübaya uygulanan ABD blokajı hakkındaki açıklamalarının çok önemli ve tarihi bir adım olduğunu belirtiyor ancak Büyükelçi 52 yıldır süren blokajın hâlâ yürürlükte olduğunu da vurguluyor: Küba Devriminden beri tüm ülkelerle her türlü görüşmeye açık olduğumuzu, bize saygı gösterdikleri takdirde ABDyle iyi ilişkiler kuracağımızı söylüyoruz. Biz hep ikili ilişkilerden yanaydık. Casals, dünya basınında 4 yıldır Kübada tutulan ABDli Alan Grossun iadesine odaklanıldığını ancak kendileri için en önemli sonuçlardan birinin, Küba Beşlisi olarak anılan 5 Kübalı tutsaktan ABDde kalan 3ünün iade edilmesi olduğunu söylüyor. 16 yıldır ABDde hukuksuz olarak tutsak edilen Gerardo Hernández, Antonio Guerrero ve Ramón Labañinonun da serbest kalmasıyla Küba Beşlisinin tamamı özgürlüğüne kavuşmuş oldu.
Blokaj Kübayı güçlendirdi
Casalsa göre 52 yıllık ambargo, Kübayı güçlendirdi de: Blokaj ve izolasyondan Küba halkı çok acı çekti. Ailemde de acılar yaşandı. Yaşamsal ilaçları bulamadığımız oldu. Ama bize yararları da oldu; ayaklarımız üzerinde durabileceğimizi gördük ve gösterdik. Pek çok şeyi kendimiz yaptık. Biyo-teknolojide önemli atılımlar gerçekleştirdik. İnsan kaynağımızın gelişimi dünyanın pek çok ülkesini geride bıraktı. Casals, ABDnin terörist devletler listesinden Kübanın çıkartılmasına ilişkin atılacak adımınsa, karşılıklı ilişkilerin normalleşmesindeki en önemli unsur olduğunu söylüyor: En önemlisi terör listesinden Kübanın çıkartılması. Kübanın terörist bir ülke olduğu iddiası, yıllardır süren blokajın ve kesilen uluslararası ilişkilerin bahanesiydi. Bugün yaşananlar halkın ve Fidel Castronun zaferidir. Burası kesin.
Bu ileti en son umut
tarafından 20.12.2014- 20:52 tarihinde, toplamda 1 kez değiştirilmiştir.
Fidel ve arkadaşları yoksul bir ülkeyi, ABD emperyalizminin her türlü baskısı altında sosyalizmde tutabiliyor. Fidel sonrasında Küba sosyalizmde ısrar konusunda her türlü önlemi almış olması lazım. Amerika'nın burnunun dibindeki küçük bir adada sosyalizmin bayrağını hep dik tutabilmek çok büyük bir başarı. Fidel castro sosyalizmin tarihine altın harflerle geçecek.
Sitemiz Bir Paylasim
Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize
kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu
nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara
aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve
materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden
kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine
yollayabilirsiniz.