İkinci Dünya Savaşı faşist rejimlerin yenilgisiyle sonuçlandıktan sonra bütün dünyada özgürlükler, insan hakları ve hukuk; her kesimden insanın daha fazla savunduğu düşünceler haline gelmiştir. Tek parti ile yönetilen Türkiyede de tek parti rejimini savunmak bir noktadan sonra artık kolay olmamıştır. Ancak Türkiyede tek-parti sisteminden çok-partili hayata geçişte; demokratik hayatın -tıpkı Batıda olduğu gibi- sağ ve sol partilerle yeni bir dengeye kavuşturulması beklenirken varılan nokta; sol kanadı olmayan bir rejimin sürekli kılınması şeklinde tezahür etmiştir.
Türkiye Komünist Partisinin 1946 yılında çok kısa süren legal çalışma dönemi, yakın tarihin önemli ama kısmen unutulmuş örnekleri arasındadır.
Nadir Nadi: İdeolojik sistemin motoru, şefin kafasından ibarettir
Tek parti ya da Milli Şef rejimi kendini hem iktidar hem muhalefet, yani milletin bütün unsurlarının temsilcisi olarak görmekteydi. Rejim tıkanmıştı ve özellikle İkinci Dünya Savaşı yıllarında güçlenen burjuva sınıfının taleplerini artık karşılayamıyordu. Emekçi sınıfların hiçbir platformda dernek-sendika-parti vb- örgütlenme hakkı yoktu. Bu konudaki en masum talepler bile devlete karşı işlenen suç kapsamındaydı. Basın, Milli Şefin en büyük destekçisiydi.
Milli Şef rejimi yalnız iktidarda olursa ayakta kalabilirdi.
1_chpOnu iktidarda tutan bürokrasinin hegemonyal gücüydü ve devlet partisi; içinde barındırdığı birbirine karşıt birçok düşünsel yapıyı, kendi iktidarının selameti için zamanı geldiğinde hayata geçirmek üzere yan yana muhafaza ediyordu.
Her dönem devletin önemli kalemlerinden biri olmuş Nadir Nadi bu durumu parlak kalemiyle Cumhuriyet Gazetesinde şöyle anlatmaktadır.
Softa ile sosyalist, ırkçı ile milliyetçi, liberalle devletçi yıllarca onun kucağında barındılar. İdeolojik sistemin motoru şefin kafasından ibaret olduğu için bu gayet tabii idi. Partililer arasındaki fikir ve tartışma hürriyeti lağvedilmişti. 18. yüzyıl liberalizminden Marx sosyalizmine, Eflatun cumhuriyetinden Hanefi mezhebine kadar bütün doktrinleri gününe ve saatine göre kabullenmek ihtimali vardı.
Nadir Nadinin yazısı CHPnin 8. Kurultayı (29 Haziran 1950) öncesi yazılmıştır. Burada sistemin işlemesi açısından Milli Şefin her şeye kadîr olduğunu, Türkiyeye ne lazımsa yeri ve zamanı geldiğinde onu da yine Milli Şef ve Partisi kanalıyla yapılacağını anlatmaktadır.
Tek parti rejimi, savaş sonrası dünyada esen hürriyet rüzgârının etkisiyle kendisini bu yeni duruma uydurma zorunda hissedince, rejimin liberalleşmesi yönünde kararlar almaya başlamıştır.
CHP Kurultayının İsmet İnönünün Değişmez Genel Başkan ve Milli Şef unvanlarını kaldırması, seçimlerin tek dereceli hale gelmesi, basın üzerindeki bazı yasakların kaldırılması, polisin yetkilerinin yeniden düzenlenmesi bu gelişmelerden birkaçıdır. Milli Şef 1945de Meclisi açarken memlekette gerçek bir muhalefetin yokluğundan söz ederken, Milli Şefe yakın gazetelerden Akşam ise sütunlarında; CHPnin solunda yer alacak sosyalist partilere duyulan ihtiyacı tartışmaya açmış, memlekette sınıf farklılıklarının olduğunu ve bunları temsil edecek sınıfi teşkilatların kurulmasının hayırlı olacağını vurgulayan yazılar yayınlamıştır. Cumhuriyet ise11 Mayıs 1946 tarihli sayısında; Milli Şef Kurultayda söylediği tarihi nutukta, vatandaşlardan, sınıfi menfaatler üzerine cemiyet ve parti kurmak isteyenlere kanun yoluyla mani olmayacağız dediğini yazmıştır.
Bu hazırlıklardan sonra 10 Haziran 1946 tarihinde Hükümet, Cemiyetler Kanununda bir değişiklik yaparak, sınıf esasına dayanan dernek kurma yasağını kaldırmış ve parti-sendika-dernek vb. gibi örgütleri kurmak yasak kapsamından çıkmıştır.
Muhalefetin dağıtılması ve Tan Matbaası Olayı
tan-11945 yılı sonlarında CHP içinden Celal Bayar- Adnan Menderes yeni bir muhalefet partisi kurmak üzere ayrılırken, sol kesimde Zekeriya ve Sabiha Sertellerin çıkardığı Tan Gazetesi de, yeni bir sol parti kurulmasını tartışmaktaydı. Diğer yandan illegalitedeki Türkiye Komünist Partisi de siyaseti legal alana taşımayı hedeflemekte ve faşist örgütlenmeler ile tek parti diktatörlüğüne karşı ilerici cephe hareketinin hayata geçirilmesini desteklemekteydi. CHPden ayrılan Bayar muhalefeti ile Sertellerin desteklediği ilerici cephenin sözcüsü Görüşler dergisi olacaktır. Görüşlerin geniş yazı kadrosunda; Celal Bayar, Adnan Menderes, Halide Edip, Fuat Köprülü gibi liberalizmden yana olanlar, Tevfik Rüştü Aras, Cami Baykurt gibi sola yakın isimler ile Niyazi Berkes, Behice Boran, Pertev Boratav, Sabahattin Ali, Zekeriya ve Sabiha Sertel gibi sol kimliği ile tanınan aydınlar bulunmaktaydı.
Bu girişim, arkasında CHPnin olduğu bir devlet terörüyle sona erdirilmiş, matbaalar, yayınevleri tahrip edilmiş, aydınlar susturulmuş, ittifak dağıtılmıştır. Terörden korkan Bayar-Menderes Cepheden ayrılmış ve Demokrat Partiyi kurmuşlardır.
(Bu konuyu bir başka yazımızda ele almıştık. Bakınız: Toplumsol, Basın Özgürlüğü ve Tan Matbaasının İmhası)
Türkiye Sosyalist Partisi: Milli, Bağımsız, Sosyalist
Cemiyetler Kanunundaki değişiklik parti kurma yasağını gevşetince ilk kurulan parti Türkiye Sosyalist Partisi olmuştur. Partinin kuruluş başvurusu14 Mayıs 1946 tarihinde İstanbul Valiliğine yapılmıştır. Partinin kurucuları Esat Adil Müstecabi (Müstecaplıoğlu) (Avukat), Macit Güçlü (Avukat), İhvan Kabacıoğlu (Kaynakçı ustası), Aziz Uçtaydır (Matbaa ustası). Bunlardan öne çıkan isim partinin aynı zamanda genel sekreteri olan Esat Adil Müstecaplıoğludur.
Esat Adil Müstecaplıoğlu; kökleri Balıkesirin tanınmış ailelerinden, Balıkesir doğumlu (1904), Ankara Hukuk Fakültesinin ilk mezunlarındandır. Hukuk doktorasını Belçikada yaptığı sırada II. Enternasyonalin ve onun önderlerinden Emile Vanderveldenin düşüncelerinden etkilenerek sosyalizmi benimsemiş, Balıkesire döndükten sonra çok sayıda gazete ve dergide makaleler yazmış, Balıkesir Halkevinin kurucusu ve ilk başkanı olmuş, 1934de Balıkesir-Balya maden işçilerinin grev ve eylemlerine yazıları ve hukukçu kimliğiyle destek vermiş, sosyalizm literatürüne kitap ve broşür çevirileriyle katkıda bulunmuş, Temyiz Mahkemesinde Başmüdür Muavinliği yapmış, Cezaevleri Müfettişliği görevinde ve İmralı Cezaevi Müdürlüğünde bulunmuş, İstanbulda Tan Gazetesi ve Görüşler dergisinde Adiloğlu ismiyle yazılar yazmış, İsmet Paşanın hışmına uğrayınca devletteki görevlerinden ayrılarak avukatlık yapmış, 1945 yılı başlarında Gün dergisini yayımlamaya başlamış, 1946da kurulan Türkiye Sosyalist Partisinin Genel Sekreteri olmuştur.
Esat Adil Müstecaplıoğlu
Esat Adil Müstecaplıoğlu, Türkiye sol hareketi içinde TKP geleneğinden gelmeyen bir aydındır. Belçikadaki öğrenim yıllarında Avrupadaki sosyalist partilerin ideolojik çizgisini benimsemiş ve bunu bütün hayatı boyunca sürdürmüştür. Nitekim 1950de kaleme aldığı bir makalesinde şöyle yazmıştır: (Türkiye Sosyalist Partisi) Metod, program ve aksiyon bakımından bilhassa İsveç, İngiltere, Belçika, Danimarka ve Fransa gibi memleketlerde zaman zaman iktidara geçmiş olan sosyalist partilerin bir benzeridir. İhtilalcı vasıtaları ve amele diktatörlüğünü reddeden partimiz, tekamülcü ve parlamenteristtir diyerek politik duruşunu açıkça dile getirmiştir.
Türkiye Sosyalist Partisinin kurulma süreci (hâlâ) net olmamakla beraber sol içindeki ilk bölünme olarak tarihe geçmiştir. Mevcut politik durum sol açısından yasal bir parti kurulmasını mümkün kılınca bunun hazırlıkları başlamış, Türkiye Komünist Partisi ve partisiz sosyalistlerin birlikte kurmayı planladıkları partinin başına Esat Adil Müstecaplıoğlu getirilmiştir. Bu süreçte, Türkiye Komünist Partisinden daha önce ihraç edilmiş (TKP muhalefeti) yeni kurulan partiye destek vermiş, olay bir anda Türkiye Komünist Partisi ile TKP muhalefetini karşı karşıya getirmiştir.
Türkiye Sosyalist Partisini TKP muhalefetinin önemli isimlerinden Sarı Mustafa (Börklüce), Kerim Soyka ve o yıllarda TKPnin İstanbul Sekreteri olan Hüsamettin Özdoğu (Aziz) desteklemiştir.
Partinin Genel Sekreteri ve Siyasi Büro Şefi Esat Adil, Teşkilat Sekreteri Hüsamettin Özdoğu, Sendikalar ve Cemiyetler Bürosu Şefi Mustafa Börklücedir.
Parti Programı 68 maddeden oluşmaktadır. Ilımlı ve parlamenter sistemi esas alan bu programın ana hatları şöyledir: Cumhuriyeti tam bir halk devleti haline getirmek adına her türlü siyasi, iktisadi ve içtimai mevzuatı tatbik etmek; her türlü iktisadi ve içtimai adaletsizliği ortadan kaldırarak emek ve kabiliyetleri değerlendirmek; tarihin seyri içinde doğan ve gelişen ülke, dil, iktisadi hayat, kültür ve anane beraberliğinin siyasi ve iktisadi tam bir hürriyet ve bağımsızlıkla devamını sağlamak; emperyalist ve istismarcı tecavüzlere karşı, hür, bağımsız fakat mütesanit (dayanışan) milletlerden müteşekkil bir dünya nizamı kurulması için çalışmak biçiminde ; demokrat, sosyalist, milliyetçi, beynelmilel, barışçı ve laik bir programa sahiptir. Programın öne çıkan niteliği, milli ve bağımsız kimliğidir. Türkiyenin ihtiyaçlarının özgüllüğüne inanılmış, yürütülecek siyasetin ilkeleri de bu özgüllüğe uygun olarak belirlenmeye çalışılmıştır.
TSP kuruluşundan hemen sonra sendikal örgütlenmeye büyük bir önem vermiştir. İşçi kesimindeki büyük sendikalaşma isteğini TSP değerlendirmiş, çeşitli iş kollarını kapsayan merkezi (iş kolundaki bütün işçileri örgütleyecek tek bir sendika esasına göre) sendikalar kurmaya başlamıştır.
TSPnin yayın organları Gün dergisi ile Haftalık Gerçek gazeteleridir. Ayrıca Esat Adilin, Fransız komünist Etienne Fajondan çevirdiği sosyalizm ve sosyal mücadeleler ile ilgili broşürler parti yayını olarak Eylül-Kasım aylarında çıkarılmıştır.
TSP görüşlerini kamuoyuna anlatabilmek için; (İşçi Sınıfı ve Köylü Davası, Cemiyetin İnkişafı, Gıda Maddeleri, Harpden önce ve Sonra İktisadi Meseleler, Türkiyede Ekalliyetler, Marksizmin Ana Hatları, Milli Mesele ve Sosyalizm, Marksist Roman ve Hikâye, Edebi Eser Nedir? vb.) konularında 13 farklı konferans düzenlemiştir.
TSPnin merkezi İstanbuldadır. Parti, Samsunda bir şube açmış, İzmirde şube kurulacağını duyurmuştur. (TSP Samsun kurucuları, Türkiye Sosyalist Emekçi ve Köylü Partisine geçmişlerdir.)
TKPnin legale çıkması: Türkiye Sosyalist Emekçi ve Köylü Partisi
Türkiye Sosyalist Partisinin kurulması ve TKPden (Türkiye Komünist Partisi) dışlanmış muhalefetinin yeni kurulan bu legal partiye açık desteği, TKP içindeki tartışmalar ve kişisel sürtüşmelerin birdenbire öne çıkması, TSPnin kendini Batı (hatta II. Enternasyonal) sosyalizmine yakın olduğunu hissettirmesi, TKPnin temel tezlerini reddetmesi; bütün bunlar, Türkiye Komünist Partisini kendi teşkilatına dayanarak yeni bir legal parti kurmaya götürmüştür.
Türkiye Sosyalist Emekçi ve Köylü Partisi, 19 Haziran 1946 tarihinde kurulmuştur. Partinin kurucuları: Dr. Şefik Hüsnü Deymer, İstefo Papadopulos (Pasta işçisi), Fuat Bilege (Kunduracı ustası), Ragıp Vardar (Teknisyen), Habil Amado (Diş hekimi), Aydın Vatan (Tütün İşçisi), Haraç Akman (Tesviyeci usta), Müntakim Ölçmendi (Kitapçı).
Türkiye Sosyalist Emekçi ve Köylü Partisi, 41 maddeden oluşan programını yayınlayarak hızlı bir örgütlenme çalışmasına başlamıştır.
Program uzak gayesini, Geniş halk yığınlarının gittikçe daha ziyade yoksullaşması sonucunu doğuran iş gücünün sömürülmesini ortadan kaldırmak, büyük istihsal vasıtalarını milletin müşterek mülkiyetine geçirmek, sosyalist bir demokrasi içinde bütün millet fertlerine yüksek bir geçim, mesut bir hayat sağlamak olarak tarif etmiştir.
Program bu uzak gayeye ulaşmak içinde; geniş emekçi yığınlarının bütün demokratik hak ve hürriyetlerden faydalanmasını sağlamak; anayasal hakların herkese eşit ve adil uygulanmasını temin etmek; halkın kuracağı meslek birlikleri, sendikalar, dernekler, cemiyet, parti vb. biçimindeki örgütlenmelerin önündeki bütün engelleri kaldırmak; halkı ırk, din, mezhep farkı gözetmeksizin yerli ve yabancı sermayedarın sömürmesine ve siyasi baskılarına karşı korumak, halk faydasına geliştirilecek devlet-sınaî-ticari işletmelerde işçilerin örgütlü gücünü çoğaltmak, sosyal sigortalar tesis etmek; faşizme ve irticaya karşı mücadele etmek; sosyalist bir cemiyete geçiş şartlarının gelişmesini hızlandırmak olarak tespit edilmiştir.
Parti dış politikada komşu demokrat memleketlerle sıkı bir dostluk, Büyük Britanya ve Birleşik Amerika hükümetleri ile de dostça münasebetler idame ettirmek gerektiği fikrindedir.
TKPnin önemli isimlerinden Zeki Baştımar (Ankara il Başkanı), Faris Erkman, Mustafa Arhavi, Aram Pehlivanyan, Nail Çakırhan, Hulusi Dosdoğru, Ragıp Vardar, Galip Sezik legale çıkarak TSEKP çalışmalarında görev almış, parti kısa sürede 13 ilde teşkilat kurarak örgütlenmiştir.
Türkiye Sosyalist Emekçi ve Köylü Partisi, sendikal örgütlenme konusunda (TSPden) farklı bir model önermiş, bunu gerçekleştirmek için de hızlı bir örgütlenme çalışması başlatmıştır. Sendikal çalışmaları yürüten TKPli Ferit Kalmuktur. TSEKP, sendikal örgütlenmeyi merkezi değil aşağıdan yukarıya doğru işleyen bir model olarak ele almış, her işletme veya fabrikada bir sendika kurulmasını, kurulan sendikaların bir araya gelerek o şehrin sendikalar birliğini oluşturmasını, bu birliklerden, ülke çapında sendika federasyonları yaratılmasını formüle etmiş ve mücadelesini bu çerçevede yoğunlaştırmıştır. TSEKP, Haziran ile Kasım aylarında yapılan çalışmalar sonunda İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Kocaeli, Samsun, Eskişehir, Zonguldak, Gaziantep, Bursada binlerce işçiyi kapsayan onlarca sendika kurulmasına öncülük etmiştir.
TSEKP, politikalarını işçilere ve kamuoyuna anlatabilmek için Sendika, Ses ve Söz dergilerini yayımlamıştır. Burada partinin görüşleri doğrultusunda kuramsal yazılar, sanat ve edebiyat ürünleri, günlük haberler, işçi sınıfının sendikal mücadelesiyle ilgili makaleler yer alırken, Türkiye Sosyalist Partisiyle Sendika, Parti, Siyasi mücadele vb. konularında polemik yazıları da yer almıştır.
1946 yılı Aralık başına girildiğinde legal sosyalist partilerin işçi sınıfı içindeki büyük örgütlenme başarısı, işçi sınıfındaki sendikal ve siyasi mücadele isteği, CHP kurmaylarının uykularını kaçırmaya yetmiştir. Çalışma Bakanı Sadi Irmak işçi meslek derneklerinin sağlıklı yolda gelişmesi için yeni bir yasa hazırlanmakta olduklarını açıklamıştır. Bu, işçi sınıfının CHPden bağımsız örgütlenmesinin önünü kesmek için hazırlanmış, (yakındaki) büyük darbe ve yasak düzeninin de ilk belirtisi olmuştur.
TSEKPin yayın organlarından Sendika gazetesi (kapatılmadan iki gün önce)14 Aralık 1946da bir çığlık gibi yükselen aşağıdaki çağrıyı yayımlamıştır:
yığın_dergisiDoktorlar, doçentler, profesörler, ordinaryüsler neredesiniz? Memleketimizdeki antidemokratik kanunlar serisine bir yenisi katılmak üzeredir. Çalışma Bakanlığı tarafından hazırlanan işçi ve işveren meslek dernekleri ve dernek birlikleri hakkındaki kanun tasarısını görmemiş olamazsınız. Bu tasarının insan hak ve hürriyetlerine aykırı hükümler taşıdığını, kendi hak ve hukuk anlayışına bile uymadığını, hukuk mantığı, kanun tekniği bakımlarından dahi iler tutar bir yeri olmadığını da elbette fark etmişsinizdir. Niçin susuyorsunuz?
İşçi sınıfına ve sola karşı harekât 16 Aralık 1946 günü başlamıştır. 16 Aralıkta İstanbul Sıkıyönetim Komutanlığı yayınladığı bildiride, mahkûm komünistler ve müfrit (aşırı) komünist fikirli kimseler tarafından kurulan Türkiye Sosyalist Emekçi ve Köylü Partisi ile Türkiye Sosyalist Partisi merkez ve şubeleri ile İstanbul İşçi Sendikaları Birliği, İstanbul İşçi Kulübü ve bu partilerin bütün yayın organları kapatılmıştır denilmiştir.
Her iki parti mensuplarını da kapsayan geniş tutuklamalar, aylar süren dava süreçleri, sonuçta ağır cezaların verildiği bir Türkiye Komünist Partisi operasyonuna dönmüştür.
CHP iktidarı sosyalistlere ancak altı ay dayanabilmiş, içeride henüz zayıf da olsa örgütlü sosyalist hareket bir tehlike olarak kabul edilirken, dışarıda yeni müttefik ABDnin dikkatini çekecek güçlü bir hamle ile memleket içindeki vahim komünist tehditten kurtulma zamanının geldiğine karar verilmiştir.
Neden iki sosyalist parti sorununa gelince: Bu konuda (bütün diğer faktörlerin dışında) sosyalist ve komünistler arasında bir yöntem sorunu olduğu görülmektedir.
Bu, bir başka yazı konusu olacaktır.
Kaynaklar
Dönem Basını
Emin Karaca, Unutulmuş Sosyalist Esat Adil, Belge Yayınları, Birinci Baskı, İstanbul 2008
Atilla Akar, Eski Tüfek Sosyalistler, İletişim Yayınları, Birinci Baskı, İstanbul 1989
Erden Akbulut (Derleyen), Dr. Şefik Hüsnü Deymer Yaşam öyküsü, Vazife Yazıları- Sosyal Tarih Yayınları, Birinci Baskı, İstanbul 2010
Abidin Nesimi, Türkiye Komünist Partisinde Anılar Ve Değerlendirmeler 1909-1949, Promete Yayınları, Birinci Cilt, İstanbul 1979
İbrahim Topçuoğlu, Neden 2 Sosyalist Partisi, T.K.P. Kuruluş ve Mücadelesinin Tarihi 1914-1960, I. Cilt, Birinci Baskı, Eser Matbaası, İstanbul 1976
Fethi Tevetoğlu, Türkiyede Sosyalist ve Komünist Faaliyetler, Ayyıldız Matbaası, Birinci Baskı, Ankara 1967
Saçak, Siyaset-Kültür-Ekonomi Forumu Dergisi, Sosyalist Parti Programları, Sayı 45, Ekim-1987
Sitemiz Bir Paylasim
Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize
kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu
nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara
aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve
materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden
kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine
yollayabilirsiniz.