Neden, her konuda kürt sorununa girme gereği duyuyorsun? Sen de solculuğu, kürt hareketine yedeklenmek, CHP ve Kemalizme veryansın etmek, büyülü kelimeler olan özgürlük ve demokrasi demek olarak mı anlıyorsun?
İleri Haber diye bir sitenin yazarı -künyeye bakılırsa yayın yönetmeniymiş-, kendisinin söyleşiyle benim için bir yazı yazmış. Benim Cizrede polis kurşunuyla öldürülen 14 yaşındaki Ümit Kurtun ardından attığım şu tweet üzerine: Çocuklar Gezi'de değil de Cizre'de öldürülünce masum-çocuk olmuyorlar mı?
Bu arkadaşa göre bu AKPyi aklama çabasıymış. Liberaller her fırsatta böyle yapıyormuş. Bu sözler Haziran direnişine saldırıymış.
Hayır o değil de adam mı bulamadınız da bu anlayış kitlığından müzdaribi yayın yönetmeni yapıyorsunuz kardeşim!
O sözlerin Ben Geziye katıldım ama Cizrede öldürülen çocuk teröristtir, hak etmiştir diyen azılı faşistlere söylendiği çok açık. Zaten şöyle bir göz atarsanız sosyal medyaya bunu söyleyen yüzlerce insanın olduğunu görürsünüz.
Keza ben bilfiil Gezi direnişinin bütün evrelerine katılan -yani öyle üç gün filan değil-, yazdığım yazılarla destekleyen, direnişi 'darbedir, dış kaynaklıdır' diyen AKP'liler ve destekçilerine karşı savunan birisiyim.
Lakin Haziran direnişini savunacağım diye faşizmi savunmak nedir?
Bu arkadaşlar biliyorsunuz Birleşik Haziran Hareketinin de bir bileşeni. Anladığım kadarıyla Gezi Direnişi'ni de üzerlerine tapulamak istiyorlar. Ama nasıl tapulamak? Özgürlükçü, devrimci, çoğulcu, iktidar karşıtı özünü ayıklayıp küçük bir 29 Ekim müsameresine çevirerek! Irkçılığı, Kürt düşmanlığını benimseyerek!
Gezi sizin İnkilap Tarihi dersinde kalmış dar aklınıza sığamaz kardeşim,
Gezinin özgürlükçü ruhunu reddederseniz işte böyle kafanız karışır faşistleri savunur duruma düşerseniz.
Bu Gökhan Kaya eski radikal yazarı değil mi? Bu adam Ufuk Uras'ın bir iki tık daha düşük profili. Komünistlere kinini kusması normal de, bu yazıyı buraya asmanın ve sonra hiç bir yorumda bulunmamanın anlamı ne? Anlaşılan yine sosyalizm okulu mezunundan biri ile karşı karşıyayız.
Öte yandan kapalı devre solculukla da bir yere gidilemeyeceği ortada. Solun hızla genişlemesi lazım.
Zaman kaybetmemek gerek. Solun vites değişikliğine ihtiyacı var. Demokratikleşme, emeğin hakları, gerçek laiklik, barışı savunmak, kadın ve çevre sorunları gibi konularda bir araya gelebiliriz.
Yoksa BHH'nin yaptığı gibi, Kemalizm'in değirmenine su taşıyarak olmaz.
daha iki gün önce HDP'li Ertuğrul Kürkçü chp'ye gidiyoruz duvarla karşılıyoruz demişti. bhh ise hiç chp'nin kapısını çalmadı. sen kalkmış bhh'yi suçluyorsun. emeğin hakları ve laiklik için bhh'yi savunmalısın. laikliği savunan bhh, islam kongreleri düzenleyen bdp. yanlış yorum yapıyorsun.
Son günlere foruma dadanan ve hemen rengi belli olan Hillary'nin alıntıladığı Gökhan Kaya adlı adamın yazdıklarına inanamadığımdan İlerihaber'i taradım. Bu Gökhan Kaya denilen yalancının atıfta bulunduğu yazının başlığı ve ilgili bölümü aşağıda. Esasen yazının konusu Gökhan Kaya olmadığı gibi, yazıda onun attığı kuyruklu yalan, yani "Cizre'de ölen terörist, Gezi'de ölen değil" gibi bir ifade kesinlikle yok. Bunu çağrıştıracak birşey de yok. Yalancılığın, namussuzluğun bu kadarına da pes doğrusu.
Alıntı Çizelgesi: kim yazmış
AKPyi aklamak için ölü çocukları harcamak
Can Soyer
Haziran Direnişi, Türkiyede liberallerin ve AKPnin bir kez daha üzerinde tepinebileceği bir nefret objesine, psikolojik harp sathına dönüştü. Üstelik Haziran Direnişi, Cumhuriyet Mitingleri ile kıyaslandığından hem daha geniş bir toplumsallığı kapsıyor hem de daha dirençli bir profil çizerek sahneden çekilmemekte ısrar ediyordu. Dolayısıyla, AKPnin bir hükümet olarak sorumluluğunu üstlenmesi gereken ne varsa, hepsinin bir takım gizli güçlerin işi olduğunu, bu gizli güçlerin ise Haziranda cisimleştiğini söylemek kullanışlı bir argüman olarak devreye sokuldu.
O yüzden, nereden türetildiği gayet belirsiz gerekçelerle solcu sayılan ya da öyle olduğunu iddia eden kimilerinin, öyle dolaylı falan da değil, basbayağı AKP tarafından işlenmiş suçların ardından Geziye, Hazirana, Haziranda somutlaşmış değerlere saldırmasını tesadüf ya da akılsızlık saymamak gerek.
Bu saldırıların hedefi, AKP karşıtı mücadelenin öncü gücü olan sosyalist hareketi, bu mücadelenin sahibi olan ilerici kesimleri itibarsızlaştırmak; amacı ise AKPyi aklamak, AKPnin suçlarını saklamaktır.
Bu yüzdendir, elebaşları meydanlarda ölü bir çocuğun annesini yuhalatırken, uşakları ölü çocukları birbiriyle kıyaslayıp kendilerine makam mevki kurarlar.
AKPyi aklamak için ölü çocukları harcarlar.
Dün Cizrede devlet tarafından öldürülen 14 yaşındaki bir çocuğun daha ölü bedeni soğumamışken, nefret ve pislik saçan bir üslupla Geziye, Haziran Direnişine saldırmanın başka türlü bir açıklaması olamaz.
Hal böyleyken, AKPye soldan destek atanların ihaneti ise tartışma konusu dahi olamaz.
Bu ileti en son yorum2006
tarafından 18.01.2015- 17:38 tarihinde, toplamda 1 kez değiştirilmiştir.
Son günlere foruma dadanan ve hemen rengi belli olan Hillary'nin alıntıladığı Gökhan Kaya adlı adamın yazdıklarına inanamadığımdan İlerihaber'i taradım. Bu Gökhan Kaya denilen yalancının atıfta bulunduğu yazının başlığı ve ilgili bölümü aşağıda. Esasen yazının konusu Gökhan Kaya olmadığı gibi, yazıda onun attığı kuyruklu yalan, yani "Cizre'de ölen terörist, Gezi'de ölen değil" gibi bir ifade kesinlikle yok. Bunu çağrıştıracak birşey de yok. Yalancılığın, namussuzluğun bu kadarına da pes doğrusu.
Haziran Direnişi, Türkiye’de liberallerin ve AKP’nin bir kez daha üzerinde tepinebileceği bir nefret objesine, psikolojik harp sathına dönüştü. Üstelik Haziran Direnişi, Cumhuriyet Mitingleri ile kıyaslandığından hem daha geniş bir toplumsallığı kapsıyor hem de daha dirençli bir profil çizerek sahneden çekilmemekte ısrar ediyordu. Dolayısıyla, AKP’nin bir hükümet olarak sorumluluğunu üstlenmesi gereken ne varsa, hepsinin bir takım gizli güçlerin işi olduğunu, bu gizli güçlerin ise Haziran’da cisimleştiğini söylemek kullanışlı bir argüman olarak devreye sokuldu.
O yüzden, nereden türetildiği gayet belirsiz gerekçelerle “solcu” sayılan ya da öyle olduğunu iddia eden kimilerinin, öyle dolaylı falan da değil, basbayağı AKP tarafından işlenmiş suçların ardından Gezi’ye, Haziran’a, Haziran’da somutlaşmış değerlere saldırmasını tesadüf ya da akılsızlık saymamak gerek.
Bu saldırıların hedefi, AKP karşıtı mücadelenin öncü gücü olan sosyalist hareketi, bu mücadelenin sahibi olan ilerici kesimleri itibarsızlaştırmak; amacı ise AKP’yi aklamak, AKP’nin suçlarını saklamaktır.
Bu yüzdendir, elebaşları meydanlarda ölü bir çocuğun annesini yuhalatırken, uşakları ölü çocukları birbiriyle kıyaslayıp kendilerine makam mevki kurarlar.
AKP’yi aklamak için ölü çocukları harcarlar.
Dün Cizre’de devlet tarafından öldürülen 14 yaşındaki bir çocuğun daha ölü bedeni soğumamışken, nefret ve pislik saçan bir üslupla Gezi’ye, Haziran Direnişi’ne saldırmanın başka türlü bir açıklaması olamaz.
Hal böyleyken, AKP’ye “soldan” destek atanların ihaneti ise tartışma konusu dahi olamaz.
İleri'de yazan, BHH'de bulunan birine faşist denmiş, Hillary'nin de hoşuna gitmiş, kendisine yakın bulmuş hemen alıntılamış Böyle alışmıştır. Uzun zamandır foruma böyle tipler geliyor. Bir kaç yorum yapıyorlar, tutmayacağı anlaşılınca bir daha uğramıyorlar. Nasrettin Hoca'nın hikayesi gibi, ya tutarsa!
Son günlere foruma dadanan ve hemen rengi belli olan Hillary'nin alıntıladığı Gökhan Kaya adlı adamın yazdıklarına inanamadığımdan İlerihaber'i taradım. Bu Gökhan Kaya denilen yalancının atıfta bulunduğu yazının başlığı ve ilgili bölümü aşağıda. Esasen yazının konusu Gökhan Kaya olmadığı gibi, yazıda onun attığı kuyruklu yalan, yani "Cizre'de ölen terörist, Gezi'de ölen değil" gibi bir ifade kesinlikle yok. Bunu çağrıştıracak birşey de yok. Yalancılığın, namussuzluğun bu kadarına da pes doğrusu.
Haziran Direnişi, Türkiye’de liberallerin ve AKP’nin bir kez daha üzerinde tepinebileceği bir nefret objesine, psikolojik harp sathına dönüştü. Üstelik Haziran Direnişi, Cumhuriyet Mitingleri ile kıyaslandığından hem daha geniş bir toplumsallığı kapsıyor hem de daha dirençli bir profil çizerek sahneden çekilmemekte ısrar ediyordu. Dolayısıyla, AKP’nin bir hükümet olarak sorumluluğunu üstlenmesi gereken ne varsa, hepsinin bir takım gizli güçlerin işi olduğunu, bu gizli güçlerin ise Haziran’da cisimleştiğini söylemek kullanışlı bir argüman olarak devreye sokuldu.
O yüzden, nereden türetildiği gayet belirsiz gerekçelerle “solcu” sayılan ya da öyle olduğunu iddia eden kimilerinin, öyle dolaylı falan da değil, basbayağı AKP tarafından işlenmiş suçların ardından Gezi’ye, Haziran’a, Haziran’da somutlaşmış değerlere saldırmasını tesadüf ya da akılsızlık saymamak gerek.
Bu saldırıların hedefi, AKP karşıtı mücadelenin öncü gücü olan sosyalist hareketi, bu mücadelenin sahibi olan ilerici kesimleri itibarsızlaştırmak; amacı ise AKP’yi aklamak, AKP’nin suçlarını saklamaktır.
Bu yüzdendir, elebaşları meydanlarda ölü bir çocuğun annesini yuhalatırken, uşakları ölü çocukları birbiriyle kıyaslayıp kendilerine makam mevki kurarlar.
AKP’yi aklamak için ölü çocukları harcarlar.
Dün Cizre’de devlet tarafından öldürülen 14 yaşındaki bir çocuğun daha ölü bedeni soğumamışken, nefret ve pislik saçan bir üslupla Gezi’ye, Haziran Direnişi’ne saldırmanın başka türlü bir açıklaması olamaz.
Hal böyleyken, AKP’ye “soldan” destek atanların ihaneti ise tartışma konusu dahi olamaz.
İleri'de yazan, BHH'de bulunan birine faşist denmiş, Hillary'nin de hoşuna gitmiş, kendisine yakın bulmuş hemen alıntılamış Böyle alışmıştır. Uzun zamandır foruma böyle tipler geliyor. Bir kaç yorum yapıyorlar, tutmayacağı anlaşılınca bir daha uğramıyorlar. Nasrettin Hoca'nın hikayesi gibi, ya tutarsa!
Yazdığı bütün yazıları okursanız liberalliği solcu sananlardan olduğunu anlarsınız. Sosyalizm uzak hedef diyor, AKP'mi ABD'mi diye soruyor. Her konuyu kürt sorununa bağlamaya çalışıyor. Ağzımız alıştı bu tiplere solcu değil, liberal diyoruz da, bence bunlar kürt hareketinin sempatizan kitlesi. Kendilerini sosyalist olarak görüyorlar ancak, hepsinde görüleceği gibi ''başka bir sosyalizm'' bu. Liberalliğe bulanmış bir sol.
Yavuz Alogan adında hem İP'de, hem de İleri'de yazılar yazan bir ruh hastası var. Sanırım bu da onun işi. Kendisi daha önce IŞİD için anti-emperyalist hareket yazacak kadar ileri gitmişti. Gökhan Kaya da başka bir ruh hastası. BHH'ye aylarca küfredip, sonra BHH'nin yaptığı hareketi örnek alalım diyecek kadar dengesiz. Kısacası ikisinden de Türkiye soluna hayır gelmez. Kabahat onlara yer verende.
Not: Yazıda sanki yazar ad vermemiş, kimi kastediyorlar bilmiyorum ama Yavuz Alogan'a takmışlardı bi ara.
Bu ileti en son tarihselmaddeci
tarafından 19.01.2015- 11:28 tarihinde, toplamda 1 kez değiştirilmiştir.
Sitemiz Bir Paylasim
Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize
kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu
nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara
aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve
materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden
kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine
yollayabilirsiniz.