Agos gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink, katledilmesinin 8. yıldönümünde ülke genelinde yapılacak eylemlerle anılacak. Katledilmesinin üzerinden geçen 8 yılda cinayetin esas sorumluları korunurken, bugünlerde Cemaat'le kavgalı olan AKP, kendini aklayıp cinayeti tek başına eski ortağının üzerine yıkmaya çalışıyor.
Bundan tam 8 yıl önce vurularak öldürülen Agos gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink, bugün bir kez daha anılacak.
Dink için bugün ülke genelinde eylemler yapılacakken, anmaların merkezi saat 13.00te Taksimden başlayıp Agos gazetesinin önünde sona erecek yürüyüş olacak.
Hrant Dink katledilişinin 8. yılında binlerce kişinin katıldığı bir yürüyüşle anıldı.
Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink, katledilişinin 8. yıldönümünde anılıyor.
Taksim'de toplanan kitle Agos'a yürüyor.
Divan Otel'in önünden yürüyüşe başlayan binler Agos'un önünde buluşmaya başladı.
Anma saat 15.00'de başlayacak.
Rakel Dink, Agos gazetesine giriş yaptı.
Fotoğraf: Sendika.org
Gazete önünde onbinler buluşmaya devam ediyor. "Hrant için adalet için", "Faşizme inat kardeşimsin Hrant" sloganları atılıyor.
Agos önünde toplanma sürüyor. Anma programı kısa süre sonra başlayacak.
Güncelleme: 15.05
Agos önünde saygı duruşu başladı.
Güncelleme: 15.10
İlk konuşma Murathan Mungan tarafından yapılıyor: Bazen böyle dilsiz kalırsınız. Dilsizliğin her çeşidinin yaşandığı bu ülkede, ölenler, öldürülenler biz daha fazla konuşalım diye öldüler. Baskıcı iktidarlar korkunun bulaşıcı olduğunu bilir, korkuyu diri tutmaya çalışırlar ama cesaret de bulaşıcıdır.
O yıl doğan çocuklar dillendi, okuma yazmayı öğrendi. Dink'in cinayeti hala aydınlatılmadı.
Adında adalet taşıyan bir partinin iktidarda olduğu bir ülkede yıllardır adalet bekliyoruz gelmiyor.
Bu ileti en son umut
tarafından 19.01.2015- 16:58 tarihinde, toplamda 1 kez değiştirilmiştir.
Bugün, hayatını Türkiye'deki Ermenilerin politik ve sosyal sıkıntılarına, iki halkın barışına adamış Hrant Dink'in katledilişinin 8. yıldönümü... Hrant Dink'i 8. yıldönümünde okurumuz Tuba Şahintürk'ün yazısıyla anıyoruz.
Tuba Şahintürk - İleri Haber
19 Ocakta Ne Olmuştu?
Türkiye, kara deliğine bir hayat daha çekti. Failleri belli, ama meçhullere bir yenisini ekledi
Hrant Dink 19 Ocak 2007' de, Agosun önünde kurşunlanarak katledildi.
Hayatını Türkiye'deki Ermenilerin politik ve sosyal sıkıntılarına, iki halkın barışına adamış bir aydının suikasta uğramasına tanık olduk. Türkiyede insanların savunduğu fikirler dolayısıyla hala öldürülebildiğini gördük.
Kimdi Hrant Dink?
5 Eylül 1954te Malatyada dünyaya geldi. Anne ve babasının ayrı olması nedeniyle hep yatılı olarak okudu. İlkokulda tanıştığı Rakel Yağbasan ile evlendi.Üç çocuk babası. İstanbul Fen Fakültesinde zooloji ve ardından da felsefe eğitimi aldı fakat kariyerini aktif siyasi mücadelesi uğruna öteledi. 1996da, İstanbul' da Türkçe - Ermenice yayımlanan ilk gazete olarak tarihe geçen Agos gazetesini çıkardı. Gazetenin amacı Türkiye' deki Ermeni toplumunun anadilini bilmeyen kesimi ile dayanışmak, Türkiye Ermenilerinin devlet nezdindeki sorunlarını kendi sesinden dile getirerek kamuoyunun desteğini almak, Ermeni kültür ve tarihini ana kaynağından Türk toplumu ile paylaşmaktı.
2002 yılında Urfada bir konferansta yaptığı konuşma sebebiyle hakkında açılan davadan üç yıl sonra beraat etti. Hrant için asıl yoğun yargı süreci ise 2004te Agosta çıkan, Sabiha Gökçenin Ermeni asıllı olması iddiası ile ilgili haberle başladı. Haberin milli bütünlüğe ve toplumsal barışa zeval verdiği gerekçesiyle Genelkurmay Başkanlığı okkalı bir açıklama yaparak MİT' i Hrant ı uyarmakla görevlendirdi. Ardından İstanbul Valiliği'ne çağrılıp dönemin Vali Yardımcısı Ergun Güngörün makamında MİT tarafından uyarıldı.
Aynı zamandaLevent Temiz önderliğindeki İstanbul Ülkü Ocakları'ndan bir grup Agos un önünde "Ya sev ya terk et", "Kahrolsun ASALA", "Bir gece ansızın gelebiliriz" sloganları attılar. Kendilerini "Asılsız Ermeni İddialarıyla Mücadele Federasyonu" diye nitelendiren bir grup da aynı eylemlerdebulunuyordu.
Hrant Dink artık radikal sağ basında hedef gösterilmeye başlanmıştı
2004te Hrantın bir yazı dizisinin içerisinden cımbızlanan, Türkten boşalacak o zehirli kanın yerini dolduracak temiz kan, Ermeninin Ermenstan ile kuracağı asil damarında mevcuttur cümlesi, yeni bir dava sebebi oldu. Türk kimliğine hakaret ettiği gerekçesiyle Türklüğü neşren tahkir ve tezyif etmek suçundan dava açılarak 6 ay hapis cezasına çarptırıldı. Hrant Dinkin karara ilişkin açıklamaları üzerine de yargıyı etkilemeye çalışmaktan yeni bir dava açıldı.
Dink hakkında açılan Türklüğe hakaret davası sürerken ve o bu davadan olağanca umutluyken 19 Ocak 2007 günü saat 15:00 sıralarında Şişli Halaskargazi Caddesinde gazetesi Agosdan çıktığı sırada hain bir silahlı saldırı sonucunda olay yerinde hayatını kaybetti. Başına ve boynuna isabet eden üç kurşun almıştı onu aramızdan çok sevdiği Türkiyeden Hainceydi. Çünkü katilinin, onun barış vadeden gözlerine bakacak cesareti yoktu. Kurşunlardan ikisi Dink'in kafasına arkadan saplanmıştı. Yüz üstü yerdeydi cansız bedeni. İçindeki güvercinler kanat çırpıyırdu sonsuzluğa doğru. Bizim zihnimizde kalansa beyaz örtü, bir çift ayakkabı, bir adam...
Bu ülkede yaşayan, Ermenilerden rahatsız olan ve Hrant Dinki sevmeyen milliyetçi bir güruhun olduğu aşikar, ama sadece onların işi miydi bu?
Bir şahıs?
Tetikçi çetesi?
Cemaat?
MİT?
Yoksa cinayeti önceden haber alan ve hiçbir önlem almayan Trabzon Emniyet Müdürlüğü mü? Ya da Ankara İstihbarat dairesi başkanlığı mı? İstanbul Valiliği mi? Dönemin Ülkü Ocakları Başkanı Levent Temiz mi?
Hepsi!
Hrant Dink suikastinin tetikçisi Ogün Samast 22,5 yıl ceza aldı, azmettiricisi Yasin Hayal ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı. Yasin Hayal ile bağı kanıtlanmış Erhan Tuncel ise Dink davasından beraat etti. Trabzon ve İstanbul emniyet birimlerinin ihmali olduğu sebebiyle bazı personellere kınama, aylık kesimi , uyarı, görevden uzaklaştırma gibi cezalar verildi. Beş jandarma görevlisi 4 ile 6 ay hapis cezası aldı.
Son olarak, dönemin Trabzon Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürlüğü'nde görevli polis memuru Muhittin Zenit ve polis amiri Özkan Mumcu tutuklandı. Ramazan Akyürek, Ali Fuat Yılmazer ise havada kalan bir sürü isimden bazıları.
8 yıldır hepimiz suçluları, onları koruyan devleti, bunu örtbas eden medyayı, işlemeyen yargıyı ve davanın her gün biraz daha kördüğüm haline getirilişini kahrolarak izlerken yine de düğümün çözüleceğine suçluların yargılanacağına dair umudumuzu sürdürüyoruz.
Hrant Dink, katledilmeden önceki son yazısında şöyle diyor:
"Türkiye'de kalıp yaşamak; hem bizim gerçek arzumuzdu hem de Türkiye'de demokrasi mücadelesi veren, bize destek çıkan, binlerce tanıdık tanımadık dostumuza olan saygımızın gereğiydi. Kalacaktık ve direnecektik.
Ve şöyle bitiyordu yazı, sanki hissetmişcesine hain saldırıyı
"Evet, kendimi bir güvercinin ruh tedirginliği içinde görebilirim. Ama biliyorum ki bu ülkede insanlar güvercinlere dokunmaz. Güvercinler kentin ta içlerinde, insan kalabalıklarında dahi yaşamlarını sürdürürler. Evet biraz ürkekçe ama bir o kadar da özgürce.
Hrant Dink, 1915 te tıkanıp kalan zihinleri açmaya, ırkçılıkla nasırlaşan kalpleri yumuşatmaya adadı tüm yaşamını. İki halkın acılarını ortak tutan, barıştan yana bir gazeteci, yazar, en mühimi insandı.
Hrant Dinkin katledilmesiyle iki halkın kutuplaşacağını düşünenlerin aksine, Hranta, fikrilerine ve Ermenilerin acısına sahip çıktı halk. Acılarını, acısı bildi. Uzlaşmaya, anlamaya, iletişim kurmaya çalıştı içtenlikle. Ermenilere olan önyargılar azaldı. Yani Hrant Dink ölürken bile barışı çağırmıştı, iki halkı kaynaştırmıştı. Cenazeye katılanlar tarafından taşınan, Türkçe, Kürtçe ve Ermenice "Hepimiz Hrant'ız" ve "Hepimiz Ermeniyiz" yazılı pankartlar elbette ki faşist zihinler tarafından tepkiyle karşılandı.
Oysa bizler haksızlığın karşısında her renk olabilecek kadar vicdanlıydık.
Ermeniydik, Çerkezdik, Lazdık, Kürttük, Ezidiydik. Dilimiz, dinimiz, etnik kökenimiz hiçbir zaman insandan değerli olmadı. O gün Ermeniydik katledilen Hrantdık. Bir katlettiklerine karşı bindik, binlerdik, milyonlardık.
Her sene 19 Ocak'ta Agosun önünde "güvercinin ruh tedirginliği" içinde katledilen güzel insanı anıyoruz. Maalesef bu elim cinayet, doğum günüme denk geliyor. Çocukların öldürüldüğü, aydınların, gazetecilerin katledildiği, dinci gericiliğin dört bir yanımızı sardığı, yobazların ortalıkta cirit attığı ve tam da bu yüzden mücadeleden başka şansımızın olmadığı bir düzende zaten hangi gün doğduğunun ne önemi var ki?
Bizim doğum günümüz bu ülkeden, bu çürümüş sistemi kazıdığımız gün olacak.
Her sene 19 Ocak'ta olduğu gibi bu sene de; insanların düşünceleri, dini, dili, ırkı yüzünden öldürülmediği bir ülke, bir dünya diliyorum.
Sitemiz Bir Paylasim
Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize
kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu
nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara
aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve
materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden
kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine
yollayabilirsiniz.