Samsunda bir yaban domuzu açlıktan ya da yolunu şaşırdığı için şehre inmiş; korkudan nereye gideceğini, ne yapacağını bilmeksizin çaresiz bir şekilde dolanıyor
Etrafında ise daha önce muhtemelen hiç görmediği ve insan diye adlandırılan türden canlılar var; niye kendisine karşı bu kadar öfkeliler, niye kendisini öldürmek istiyorlar bilmiyor.
İnsan diye adlandırılan türe mensup canlılar, bir sürek avı başlatmışlar; ağızlarından salyalar saçarak domuzu kovalıyor, vurun la vurun nidaları eşliğinde hayvanın kafasına taşla, odunla vuruyor ve nihayet pes ettirip yakalıyorlar.
Çullandıkları domuzun üzerinde çektirdikleri fotoğrafa tekrar tekrar bakıyorum; tarif edilemez bir vahşet, örgütlenerek çoğalmış bir kötülük, kapkara bir zafer nişanesi var sırıtan suratlarında.
Biz, yani bu ülkede eşit, özgür, dürüst, adil bir hayatı sadece kendisi için değil, başkaları için de isteyenler; güce tapmayanlar, baş eğmeyenler, biat etmeyenler, yani çoğunluktan olmayanlar
Dinsizler, Aleviler, sosyalistler, kadınlar, Cumhuriyetçiler, Aleviler, Kürtler, eşcinseller,
İşte tam da o domuz gibiyiz; şaşkın, çaresiz, örgütlü kötülüğün vurun diyerek her an linç edebileceği yaban domuzlarıyız.
Kimse böyle benzetme mi olur demesin, mademki ağaçlarla, nehirlerle, kuşlarla, böceklerle kardeşiz, mademki dünyanın ve var olmanın yükünü omuzlarında hissedenlerdiniz, domuza benzetilmekten de yüksünmeyiz.
Son 24 saate yoğunlaştırılarak sığdırılmış o kötülüğü ve kafamıza vurduğu taşları, odunları bir hatırlayalım öyleyse.
Almışlar bir odunu da kafamıza kafamıza vuruyorlarmış gibi!
Milyon dolarların, komisyonların, saatlerin, piyanoların milli irade diye diye, darbe girişimi diye diye, gözümüzün içine bakarak, dalga geçerek, alay ederek aklanışını
Bir sürek avıymışız da yorgun düşmüş ve bir duvar dibinde kıstırılmışız gibi!
Ali İsmail Korkmazın, kısacık hayatını kocaman bir gülümseme olarak yaşamış o çocuğun katillerine verilen cezayı, bir gülüşü kasten soldurmanın bedelinin üç beş yıl hapis olmasını
Yere düşürmüşler ve üzerimize hep birden çullanmışlar gibi!
Halimiz, ahvalimiz böyle şimdilik, Samsundaki o yaban domuzu gibiyiz, linç meydanındayız, şaşkın, mağlup ve çaresiziz.
Kendisi de gencecik yaşta ölüp giden şair Arkadaş Z. Özgerin ey anneleri korkutan/bizi yaşatan kan/günler perişan dizeleriyiz.
Karşımızda örgütlenmiş kötülük var, karşımızda doğrudan hayatı hedef alan bir ölüm siyaseti var; siyasetin sıfır derecesinde, hayatı savunma noktasındayız.
Ya o domuz gibi hepimizi tek tek kuytularda kıstırıp öldürecekler ya da örgütlenmiş kötülüğün karşısına, hayatı savunmak için hep birlikte, omuz omuza çıkacağız.
Nazımın dizeleriyle söylendiğinde; Kendi kendimizle yarışmadayız gülüm./ Ya ölü yıldızlara hayatı götüreceğiz,/ Ya yeryüzüne inecek ölüm.
Ölüm çoktan yeryüzünde artık, İstanbulda, Ankarada, Eskişehirde, Diyarbakırda, Cizrede
El ele vermez, gülüşü soldurulan bütün çocukların hesabını kapatmaz, ölü yıldızlara hayatı götüremezsek, ölmeye devam edeceğiz.
Örgütlü bir toplum haline gelemedikçe daha çok ''domuz'' olur, kuytuluklarda vurulur, sonra alay ederlercesine üzerimizde poz poz verirler. Hak ediyoruz! Bu duruma biz yol açıyoruz. Bir avuçlar ancak kötülüğü egemen kılabiliyorlar. Tek nedeni örgütsüz oluşumuz, tek oluşumuz. Tek olduğumuz için de güç olamıyor, tek tek avlanıyoruz.
Örgütlü bir toplum haline gelemedikçe daha çok ''domuz'' olur, kuytuluklarda vurulur, sonra alay ederlercesine üzerimizde poz poz verirler. Hak ediyoruz! Bu duruma biz yol açıyoruz. Bir avuçlar ancak kötülüğü egemen kılabiliyorlar. Tek nedeni örgütsüz oluşumuz, tek oluşumuz. Tek olduğumuz için de güç olamıyor, tek tek avlanıyoruz.
Yanlışlıkla kente inen garip yaban domuzunun nasıl hunharca izlenip öldürüldüğünü gösteren videoyu mutlaka buraya koymak gerekli Sn. solcu. O videoyu görmeden ülkenin geriliğini ve sokaktaki adamın vahşete nasıl şevkle katıldığını anlamak zor. Aslında bu adamlar örgütlü mörgütlü de değil tabii. Yüzyıllarca beyni hurafelerle yıkanmış "domuz düşmanları" sadece. Özel olarak örgütlenmiş değiller. Az bir kışkırtma ile toplumsal linçe katılıyorlar hemen. Tıpkı AKP'ye oy verdikleri gibi, tıpkı Ali İsmail'i polisle bir olup vura vura öldürdükleri gibi. Bakın, Ali İsmail'i öldüren polislere verilen ceza çok az. Tamam da, hep bu ön plana çıkarıldı. Kafasına vuran fırıncıya hiç ceza verilmedi. Yazık ki buna hiç değinilmiyor bile.
Sitemiz Bir Paylasim
Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize
kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu
nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara
aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve
materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden
kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine
yollayabilirsiniz.