Devrimciler Ölmez, Sinan Kazım Özüdoğru Kitabı Mahmut Yılmaz
Üniversiteyi kazandığım yıllarda THKP-C kökenli hareketlerin geçmiş tartışmalarını okurken bazı grupların devrim, örgüt ve mücadele anlayışlarını aktarırken Mahir Çayandan Mahir Arkadaş diye söz ettiğini görmüştüm. Bu seslenmeler bir tür miras ve doğruda durma iddiasının taşıyıcıydı. Katliamın üzerinden çok kısa bir dönem geçmişti. Kızıldere sonrası dönemin kurucu aktörlerinin birçoğu için 71 hareketinin önderleri, katledilenler arkadaş, dost, kardeş, yoldaştı.
devrimciler olmez68 hareketini, Dev-Genç deneyimini yaşayan herkesin arkadaş, dost, ağabey, yoldaş sözcükleriyle kararlılık, dürüstlük, içtenlik ve güzellik dolu sıfatlarla anlattığı Sinan Kazım Özüdoğru gibi
Sanki geniş dallı bir ağacın altında Alevi ozanlarının bir araya gelip seçtikleri bir ad ve soyadı ve özü, kendisi, eylemi doğru hataları masum 23 yıllık bir ömür. Tek tek isimleri sayılır anmalarda, afişlerde Ahmet Atasoy ile Ömer Ayna arasında yer alır çoğunlukla Sinan Kazım Özüdoğru
Devrimciler Ölmez, Sinan Kazım Özüdoğru Kitabı dönemin özellikleri, ilişki, gündelik müdahale ve olaylar içinde devrimci hareketin gelişimi ve sorunları, gülümseten hataları, içtenliği içinde Sinan Kazımı ve şahsında yenilgi sonrasında Kızılderenin neden bir son olmadığının yanıtını da içeriyor.
Ertuğrul Kürkçü Simge değeri edinmiş olmayan yoldaşları anmakta, onların izlerini takip etmekte, kısa hayatlarında saçmış oldukları ışıltıyı arkadan gelenlere yansıtmakta yeterince yaratıcı değiliz diyor. Barış Mutluayın Ziya Yılmaz kitabıyla birlikte Sinan Kazım Özüdoğru Kitabının bellek, anı, değerlendirme çalışmalarına kaynaklık etmesini umuyorum. Unutulmasınlar ve tarih çalışmaları için anı, bellek kitaplarının öneminin farkına varılsın diye.
Çok insan, çok çok insandı diyor kitabın derleyeni Füsun Özbilgen. Dev-Gençin ağır elması, gençliğin devrimci eyleminin emekçisi, militanı, mütevazı, güleç, yakışıklısı için Yaşayacağı yok edilmiş, yaşadıkları, ismi unutulmayacak olan için
Kitaba dair birkaç noktaya değinmeden geçemeyeceğim. İlki anı, olay ve durum aktarımlarının, özellikle 1974 sonrası ayrışma ve gelişmelere göre bireylerin dilinde değişime uğradığı, geçmişin, unutuş ve hatırlamanın da politik, dinamik bir yapısı olduğu unutulmamalıdır. Örneğin 1970 Haziranında Bafa Gölü üstündeki dağlarda geçen 20 günün anlatısında bu durum çok bariz ortaya çıkıyor. Kitapta konuşan isimlerden birisi gerilla kampı, Filistin, Mahir izin vermedi diye naklediyor kısa süreli saklanma halini. Doğaldır; anı, bellek aktarımı nakleden kişiyi de kapsar. Anlatan kendini de anlatır. Duyumsadığını da katar. Yine de bellek-anı çalışmalarında sonrası dönemin kırılma, ayrışma dilinden- örneğin 74 Devrimci Gençlik-Kurtuluş ayrışmasının yansımalarından- bilinçli olarak imtina etmek gerekirdi. Bu durum Ertuğrul Kürkçü ve Sinan Kazım Özüdoğru için son Dev-Genç Başkanı ve Sekreteri derken de ortaya çıkmaktadır. Anlatıcılardan bazıları lütfedip 72 öncesi demekten imtina ediyor. Aynı ismin 74 sürecinde Mahire küfretmesinin ayrışmaların tetikleyici olması da bu durumda akla geliyor.
Kitapta dikkatimi çeken ikinci nokta Ertuğrul Kürkçünün anlatımı. Kürkçü, hayatı siyasete hapsetme kısırlığına meydan okuyan, ruhunu edebiyatla, türkü ve şiirle dalgalandıran; sosyalist teoriyi hatmetmekten de gündelik siyasetin hakkını vermekten de gayretini esirgemeyen; polis dayağına da devrimci tartışmaya da her an hazır, eşi bulunmaz bir insandan söz ediyoruz diyor, Georgi Plehanovdan aktarma, alıntı ve tartışma ile başlarken. Mahir Çayanın determinizm- volantarizm atıflarına girmeden devrimci hareketin henüz muhasebesini tamamlamadığını yine yeniden bir kere daha tekrar ediyor. Kızıldere sonrası kendi siyasal taraf oluşlarının da özeti şu tespiti yapıyor: 1974 sonrasında toplumsal mücadeleler ve sınıf hareketleri, Türkiyede eşi görülmemiş bir genişliğe ulaşırken devrimci hareketin kronik bir liderlik krizine duçar olmuş ve 12 Eylül 1980 Darbesine örgütsüz, dağınık ve kabul edilmiş bir ortak önderlik kurumundan yoksun olarak yakalanmasında Kızıldere Katliamının rolü belirleyiciydi.
Ertuğrul Kürkçünün Sinan Kazım Özüdoğru Kitabında daha çok geçmiş değerlendirmesi yapıyor görünüyor. Şaban İbanın Ertuğrulun Mektubu başlıklı bölümde aktardıklarına göre Kürkçü saldırı anında bazı arkadaşlar birbirini vurdu, sağ kalanların kafalarına tek tek kurşun sıkıldı diyor. Kürkçünün geçmiş değerlendirmesi ve Kızıldere anlatımı psikanalitik bir bakışla incelendiğinde çatışma, savaş ve ölümlerin insan ruhunda açtığı derin oyukların izleri görünüyor. Kürkçü okuyan için bile hala sarsıcı bir aktarımda bulunuyor: Sinan Kazımın sağ olarak hafızamdaki son görüntüsünde Kızılderedeki ev kuşatıldıktan, havan toplarıyla dövüldükten sonra, son bomba düşmeden önce bir heykel sükûnetiyle yerde bağdaş kurmuş, mağrur oturuyordu diyor. Sadece bu aktarım bile travma, şok evresi vb kavramları akla getiriyor ki politik değerlendirme ve analizlerin yer aldığı satırlarda da bunun izleri mevcuttur. Yoldaşlarını, arkadaşlarını kaybetmenin, travmanın etkilerini, korkuyu dile getirmenin sol kültürel normlar tarafından baskılandığı gerçeğini de unutmamak gerekmektedir. Kürkçüye atfedilen ve Kızıldere sonrası Mahir Çayanı hedef alan bazı sözler de bu bağlamda ele alınmalıdır. Ben Shephardın Sinir Savaşı, Askerler ve Psikiyatrlar 1914-1994 ve Judith Lewis Hermanın Travma ve İyileşme adlı çalışmalarını bu bağlamda ilk elden ilgili okurlara öneririm.
Devrimciler Ölmez, Sinan Kazım Özüdoğru Kitabı salt siyaset ilacının dindiremeye yetmeyeceği kadar ağrısı olan, sözcüklerden, şiirlerden, öykülerden, romanlardan büyülenen bir devrimciyi hatırlama, hatırlatma kitabı. Yirmili yaşlarda yol açıcı olan bir devrimci Sinan Kazım Güleryüzlü, bilgili, dürüst, çok insan. Gülüşlerinden, kararlılıklarından, acemiliklerinden, güzelliklerinden yarattıkları bir devrim suretiydi. Unutulmayacaklar.
Bu ileti en son dayanışma
tarafından 10.04.2015- 19:29 tarihinde, toplamda 1 kez değiştirilmiştir.
Sitemiz Bir Paylasim
Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize
kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu
nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara
aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve
materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden
kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine
yollayabilirsiniz.