Yasakçı ve baskıcı zihniyetin ürünü kanunlar 1 Mayısları, meydanları yasaklasalar da aradan geçen 90 yıllık dönem; yasaların sınıf mücadelesi karşısında varlığının pamuk ipliğine bağlı olduğunu, işçilerin fiili-meşru mücadele kanalında ilerledikçe kazandıklarının sayısız örneklerini gösteriyor.
2015 yılının Taksim 1 Mayısı için hazırlıklar sürüyor. Sınıf mücadelesi bakımından önemli bir dönemeç olan 1 Mayıs, özellikle İstanbulda Taksim Meydanı yasağıyla ayrı bir boyut kazanıyor. Zira bu topraklarda hep yasak ve katliamla anılan Taksim Meydanı artık tarihe adını 1 Mayıs Meydanı olarak yazdırmıştır.
Bu ülkede sermaye devletinin işçilere yasakladığı ilk meydan olan Taksim, zaman içinde fiili-meşru mücadeleyle kazanılsa da 1 Mayıs günündeki yasakçı zihniyet sürdürülmüştür.
1 Mayıslara yaklaşım devlet cephesinden hiçbir alt politik tercihin ürünü olmamış hep sermaye sınıfı üzerinden günün gereğine göre davranılmıştır.
Buna karşın işçilerin de 1 Mayısa kayıtsız kalmamasıyla 1924ten sonra ilk yasal 1 Mayıs 1975 yılında İstanbul Tepebaşında bir düğün salonundaki etkinlikle kutlandı. Bir sonraki yıl güç toplayan işçiler yeniden alana çıktı. On binlerle ifade edilen kitle, Taksim Meydanında büyük bir miting gerçekleştirdi. Bu kitlesel katılım yasaklara rağmen işçilerin mücadele isteğini ve 1 Mayıslar'a sahip çıktıklarını da gösterdi. Elbette bu yıla yayılan sınıf hareketinin dinamizminden de yoksun olmadı. Ve aynı diyalektik etkiyle sınıf hareketine moral kazandıran bir sembole dönüştü.
Sermaye devleti ve emperyalist efendilerinin yükselen bu dalgayı görmesi saldırıyı beraberinde getirdi. 1977 1 Mayısının katliamla karşılanması gerisinde 500 bin emekçinin o gün alana çıkışının gölgelenmesi ve etkisinin kırılması hedefi vardı. Katliam gerçeği işçi sınıfının mücadelesini örtmeyi başaramadı/başaramaz.
Sermaye devletinin '77 Katliamı'nın ardından 12 Eylül askeri faşist darbesine giden dönem boyunca 1 Mayıslara karşı konumlanışı hep yasaklar biçimde oldu. 1978 yasakla geçti. 1979da sokağa çıkma yasağı konuldu. Yasağı tanımayanlar Merterde polis saldırısına karşı çatışarak 1 Mayıs'ı geçirdi.
Darbe ile sınıf mücadelesine vurulan ket, 1 Mayıs yasağını da olağanlaştırdı. Fakat işçilerin içindeki 1 Mayıs bilinci kendini yeniden üretmeyi başardı. 1988de darbenin ağırlığını üzerlerinden atan işçiler 1 Mayısta yeniden Taksim Meydanında olmak istedi. Yasak kararına rağmen alana çıkmak isteyenlerden 81i gözaltına alındı. 89 yılı da yasak baskısıyla geçti. Çağlayan ve Taksim meydanlarına çıkmak isteyen kitlelere polis saldırarak terör estirdi. 89 yılındaki polis terörü sonucu Mehmet Akif Dalcı katledildi.
Devletin şiddeti karşısında 90 yılı 1 Mayısı işyerlerinde kutlama kararıyla geçti. Yine de Taksim Meydanına çıkmak isteyenler oldu, polis yine vahşice saldırırken açılan ateş sonucunda Gülay Beceren ağır yaralanarak felç oldu.
Sendikalar 1991 ve 1992 1 Mayıslarını salon kutlamalarıyla geçiştirdi. Darbe sonrası ilk 1 Mayıs mitingi, 1992de İstanbul Gaziosmanpaşada gerçekleştirildi.
Bunu 93, 94, 95te İstanbul Abide-i Hürriyet Meydanındaki mitingler izledi.
96 yılında 1 Mayıs şehrin merkezi meydanlarından Kadıköye taşındı. Sınıfın ve devrimci mücadelenin güçlenmesinden duyulan korku kendini yine 1 Mayıs günü polis şiddetiyle gösterdi. Hasan Albayrak, Yalçın Levent ve Dursun Odabaşı polis tarafından katledildi.
Sitemiz Bir Paylasim
Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize
kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu
nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara
aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve
materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden
kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine
yollayabilirsiniz.