Sahi bir ileri demokrasi vardı ne oldu ona? AKPden hiç kimse ağzına alamıyor
Hani bedava süt dağıtıyordunuz, her öğrenciye bir el bilgisayarı verecektiniz? Kanal İstanbul ne oldu? Hani sağlık hizmetleri artık bedavaydı?
Vaatlerini sanki yapılmış gibi sattılar bezirgânlar Şimdi tezgâh bomboş, şimdi sadece kanamalı hasta halleriyle acele kan arıyorlar, kana kana kan içiyorlar.
Önce Askeriye, sonra Cemaat ile tek kale maç oynamışlardı, atılan her gol hanelerine yazılmaktaydı, o maç 7 Haziranda bitti, AKP şimdi inkıtaları oynuyor.
Ama seçimlere rağmen diktatörlükleri bitemedi ve düşük hükümet faşizm sopasıyla ayakta kalmaya çalışıyor. 1975lerdeki tipik Milliyetçi Cephe saldırganlığıyla AKP ve MHP zaten koalisyonlaştılar. Koalisyon konusunda kararsızlar ama kararsız olduklarından da pek emin değiller Kararlı oldukları tek hadise şudur ki; fırsat bu fırsat, Gezide oluşan özgüveni de yok etme peşindeler. Kürtlere ve herkese saldırıyorlar; Alevi topluluğunun önde gelen kişilerini kurşunlatıyorlar.
Hayat ile ölüm iç içe, toplum bir yandan maç seyrediyor bir yandan ölümleri
PKKnin misillemelerinin aşırılığı Kürt siyasetince de eleştiriliyor. Gezi sürecinde ve sonra seçim döneminde yakalanan kardeşlik ve dayanışma duygusu köreltiliyor. Yine cennet ile cinnet arasındaki fark tek harfle ortadan kaldırılıyor, cinnet yoluyla cennet yerine cehenneme gidişat zorlanıyor.
Oysa bir süredir hatırlattığım üzere, sistem içinde çözülebilir Kürt sorunu yerini hızla çözülmesi daha karmaşık bir Kürdistan sorununa terk ediyor. Dün Hürriyette Tolga Tanışın yazdığına göre ABD Dışişleri Sözcüsü Mark Toner, Ankaranın PKKye yönelik hava saldırılarının Suriyedeki YPG güçlerini kapsamaması gerektiğini belirtirken, Bu kuvvetlere zarar verilmemeli ya da ateş açılmamalı. Bunu Türk Hükümeti de açıkça kabul etti demiş. Yani bir bakıma, PKK Kandilde kalırsa Türkiyenin hedefi olacak ama Suriyeye geçerse saldırılardan korunacakmış. Zaten ABD önce YPG üzerinden Türkiyeyi IŞİD ile savaşa katılmaya mecbur bırakmıştı; şimdi de Türkiye bombardımanlarıyla PKKyi Suriyeye geçmeye zorluyor olabilirmiş, maksadı da IŞİDe karşı cepheyi orada güçlendirmek. Ayrıca diyor Tanış, Belki de Kuzey Irak Yönetiminin egemenliğini tehdit eden Kandildeki fiili durumu da bu sayede sonlandırmanın iyi olabileceğini düşünüyorlar.
Zaten son günlerde KDP ile PKK arasındaki gerginlik tırmanmaktaydı. Kürdistan bahsi olduğunda ABD elbette Öcalan yerine Barzaniyi tercih eder. Ama bu arada Barzaniye alternatif bir Rojava da kalıcı hale gelmez mi?
Geçen hafta ABD ve CBnin kadiri mutlak olmadığını anlatmaya çalışmıştım. Ne Ortadoğu hep ABDnin istediği gibi olmaya, ne Türkiye CBnin saltanatını sürmesine mahkûm.
Zor oyunu bozar, öyleyse zorlamak, direnmek şart.
Basının da direnmesi şart:
Basının iki temel görevi, haberleriyle kamu adına her tür iktidarı denetlemek ve gerçeğe ulaşmak için her türlü görüş ve sesin kamuya ulaşmasını sağlamaktır. Bu görevlerden biri sınırlamaya uğrarsa ülkede basın ve ifade özgürlüğü, dolayısıyla demokrasiden söz etmek imkânsız hale gelir. Bugün gazetelere, haber ajanslarına, televizyon ve internet sitelerine getirilen sansür, kısıtlama ve baskılar özgür medyanın işlevini hedef almaktadır.
Sitemiz Bir Paylasim
Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize
kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu
nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara
aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve
materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden
kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine
yollayabilirsiniz.