Kadına mı gidiyorsun kırbacın yanında olsun: Nietzsche
Mehmet Akkaya
Dünya Emekçi Kadınlar Günü 8 Martı kutlarken, çevremdeki Nietzsche hayranı entelektüel kadın arkadaşlarımı düşünüyorum. Kadına mı gidiyorsun, kırbacın yanında olsun! diyen bir filozofa bunca hayranlık nereden geliyor?
Nietzscheyi Marx ve Marksizmin adını anmadan eserlerinde ona karşı tezler getirmiş bir sermaye düşünürü olarak tanımlamak yanlış olmaz. Lukascın, Nietzscheyi tekelci-kapitalizmin (emperyalizm) sözcüsü olarak değerlendirmesi boşuna değildir.
Nietzsche ve benzeri düşünürleri analiz ederken şöyle bir soru kurgulamak yararlı olabilir: Bu düşünür felsefesini inşa ederken ekonomik-sosyal plandan mı hareket ediyor, yoksa kendi kafasında kurguladığı ide, tin, töz ve mutlak fikir türünden kavramlardan mı hareket ediyor? Platondan Augustinusa; Leibnizden Hegel ve Nietzscheye dek pek çok düşünür/filozof somut gerçekliği paranteze alarak olsa olsa bu somut gerçekliğin ürünü olan metafizik kavramlardan hareket etmektedirler. İşçi sınıfına, emekçilere, kadına, ezilen inanç gruplarına, Kürte düşman olmaları bu felsefi anlayışları yüzündendir.
Nietzschenin de, benzer düşünürler gibi modern ya da postmodern olmasının önemi bulunmuyor. Kriterimiz açısından bunun özel bir değeri yoktur. Çünkü sonuçta Nietzsche; insana, topluma ve dünyaya üretim süreçleri açısından bakmak yerine dolaşım diyeceğimiz süreçler açısından yöneliyor. Böyle olunca tarlaların, fabrikaların, sokakların, üretim mekanlarının yerini sanat, edebiyat, mitoloji alıyor. Nietzsche üretimi baypas edip dolaşım alanını düşünce iklimine çevirdiği için akıl yerine duygulara, bilim yerine içgüdülere, iradeye yöneliyor. Diğer bir deyişle düşünsel olandan hareket ediyor.
Burjuvazinin akla ve bilime olan güvensizliğini rehber edinmiş halk kitlelerinin Nietzsche merakı manidardır. Nietzschenin renkli felsefesi emekçileri, kadınları, gençleri yanıltacak denli zengindir. Sosyal, siyasal ve felsefi sorunlardan kaçan insanlar için ender bulunur bir limandır Nietzsche. Nietzsche, sanatçılar ve edebiyatçılar açısından da ilgi görmektedir. Çünkü insani ve sosyal sorunların kaynağını edebiyatla, sanatla, dille ilişkilendirmesini biliyor. Oysa eşitlik düşüncesinin en büyük düşmanıdır Nietzsche. Dine, Tanrıya ve Hıristiyanlığa düşman olmasının da nedeni dinsel eşitlik düşüncesinde aramalıdır. Eşitliğe karşı olurken asıl hedefi ise sosyalizmin eşitlikçi düşüncesidir.
Yaşadığı çağ, Marksizmle birlikte eşitlik (ekonomik kökenli) fikrinin zirve yaptığı yıllardır. Nietzschenin devlete karşı olduğu da kuşkuludur. Kaldı ki düşünür, olası sosyalist devletlerin kurulabileceğini dikkate alarak bu anlayışa vurgu yapar. Nietzscheyi Marx ve Marksizmin adını anmadan eserlerinde ona karşı tezler getirmiş bir sermaye düşünürü olarak tanımlamak yanlış olmaz. Lukascın, Nietzscheyi tekelci-kapitalizmin (emperyalizm) sözcüsü olarak değerlendirmesi boşuna değildir. Ahlaka karşı çıkması da yanıltıcıdır. İdealist felsefenin çıkmazı buradadır. Mevcut ahlaki davranışları görür; ama ona kaynaklık eden ekonomik fenomenleri görmez. Filozofun, ahlakla ilgilenmesi düşünce için bir tuzaktan öte bir şey değildir. Kaldı ki ahlakı eleştirerek, kitleleri küçümseme hatta aşağılama gayesindedir.
Nietzsche, tarihle ilişkisinde bir handikap içindedir. Tarihin verimli, insani, ilerici ve akılcı yanını görmek istemez. Aklı yansıtan mitolojik karakter Apollonu değil, irrasyonel olanı yansıtan karakter Diyonizosu temel almaktadır. Sokratesle birlikte başlayan akılcı felsefeyi sözüm ona reddeder, Yunanın trajik çağını yüceltir. Platon ve Aristotelesle devam eden ana akım felsefeden de geri olan bir tarihe bağlanmak isterken muhafazakar bir romantik olur Nietzsche. Dolayısıyla Yunan ve Roma uygarlığını savunmaz; tam tersine onların insanlığa kazandırdığı kimi değerlere saldırmaktadır.
Sınıf mücadelesini görmez Nietzsche. Gördüğünde de ezenden ve güçlüden yanadır. Mesela onun safı Spartaküsün değil Roma sömürücü sınıflarının safıdır. Bugün de ondan en çok egemen sınıflar yararlanmaktadır. Dikkatler ekonomik olgular ve sosyal sorunlar yerine, onların bir ürünü, eş deyişle sonucu olarak ortaya çıkan ahlak, din, Tanrı, üst insan gibi kavramlara çekilmektedir. Nietzsche Kadına mı gidiyorsun kırbacın yanında olsun demişti. O kırbaç yalnız kadınlara değil ezilen sınıflara, emekçilere karşı sermayenin gücünü temsil eder. Felsefi ideolojik mücadele ile kırbaç sermayenin (Nietzschenin) elinden alınmalıdır.
Sitemiz Bir Paylasim
Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize
kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu
nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara
aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve
materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden
kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine
yollayabilirsiniz.