Suruç katliamından bu yana yaşananları düşününce, bir yazıda söylenebileceklerin sınırına geldiğimiz ortada
Bu saatten sonra ne denebilir ki?
Geri plandaki odaklar mı? Bunların niyetleri mi? Kimin kim tarafından ne amaçla kullanıldığı mı?
Bunlar zaten söyleniyor; çeşitli kurgular, farklı senaryolar ortaya atılıyor.
Bunlara bir yenisini eklemenin (şimdilik) fazla yararı olacağı kanısında değiliz.
Konuya bir başka yanından bakmayı deneyelim.
***
Günümüz Türkiyesinde solun, ülke ortalamasının üzerinde bir genel kültüre, tarih bilgisine, kavrayışa, bütünlüklü düşünme ve analiz yetisine sahip olduğu söylenebilir.
Bunlar kuşkusuz olumlu özelliklerdir.
Ne ki, bu olumlu özelliklerin yer yer solun kendi aleyhine sonuçlar verdiği, solun gözlerini belirli gerçeklikler adına başka gerçekliklere karşı perdelediği durumlar da olabiliyor.
Bir örnekle açıklamaya çalışacağız.
1990ların ikinci yarısında birkaç kez Sivasa gitme, oradaki solcu, devrimci, sosyalist insanlarla tanışma fırsatımız olmuştu.
1993 Madımak faciası gündeme geldiğinde bu kentteki solcuların çoğunluğu diyebileceğimiz bir kesim belirli bir açıklamayı sahiplenir görünüyordu: Olay, derin devletin, merkezdeki istihbarat örgütlerinin, kontrgerillanın vb. işiydi; evet, saldıranlar, otelin çevresinde birikip sonunda binayı içindeki insanlarla birlikte yakanlar yobazlar olabilirdi, ama onlar da kullanılmışlardı
Bu açıklamada doğru yanlar olabileceğini kabul ediyoruz; gelgelelim örtük bir tenzihi (kusur bulmama, kondurdmama) de barındırmaktadır: Sanki dinci fanatizmin, gericiliğin, yobazlığın ya da dinbazlığın kendi maddi, ideolojik ve siyasal temelleri, bu temeller üzerinde şekillenen kendi saldırgan dinamikleri ve yönelimleri yoktur da bunlar yukarıda bir yerlerden yaratılmakta, oluşturulmakta, tetiklenmekte ve bu insanlar da öyle kullanılmaktadır
Bu örtük tenzihin, sol düşüncede çekiştirilip popülizme kadar götürülen halkçılıkla, postmodernizmin Türkiyedeki yansıması sayılabilecek Aydınlanma eleştirileriyle, kimsenin ibadetine ve mabedine karışılmadığı halde Cumhuriyete yakıştırılan katı laiklik anlayışıyla, insanları biz de laikliği savunuyoruz, ama özgürlükçü laikliği özürcülüğüne taşıyan tıkanmışlık duygularıyla bağlantılı olduğunu düşünüyoruz.
Bir an önce aşılması gerekmektedir.
***
Sol, doğru olan ancak eksik kalan yukarıdan modelini aşağıdan yürüyen modelle tamamlamak zorundadır.
Yukarıdan model: Kapitalizm modern bir üretim tarzıdır; bu üretim tarzının başat iki sınıfından biri olan burjuvazi de tarihsel olarak modernliği, laikliği, cumhuriyetçiliği, liberalizmi ve demokrasiyi temsil etmiştir
Bunlar, tarihsel/teorik doğrulardır
Yukarıdan model (devam): Ancak, 19. yüzyıl ortalarından başlamak üzere, sınıf mücadelelerinden, karşı sınıfın oluşturduğu tehditten bunalan burjuvazi, siyasal iktidarları aracılığıyla muhafazakârlığa, dine, geride kalan/gerici olan ne varsa onlara tutunma ihtiyacı duymuştur Hatta 19. yüzyıl milliyetçiliğinin bir uç versiyonu olarak faşizmden medet ummuştur.
Bunlar da ampirik doğrulardır.
İkisi birlikte solun yukarıdan modelidir.
Gelgelelim, örneğin din, kapitalizmi çok önceleyen, neredeyse insanlık tarihiyle başlayan bir geçmişe sahiptir. Kendi dünya görüşüyle, ideolojisiyle, kuralları ve etrafına topladığı müminleriyle kendi özel dinamiklerine de sahiptir. Ve daha önemlisi: Bu dinamiklerin hiç kaçak verdirmeden, tamamıyla ve bire bir egemen sınıfın ve onun siyasal iktidarlarının sıkı kontrolü dışına çıkamayacağını düşünmek zorlama olacaktır.
Özetle, örneğin Türkiyede dinci gericiliğin kendi dinamikleri, yukarıdan kullanılma/manipülasyon yalın gerçeğinin ötesine geçen, ek, belki de aşağıdan denebilecek bir modeli daha gerektirmektedir.
Bu model, hiç tereddütsüz, ikirciksiz bir karşı mücadelenin gerekçesini ve temellerini oluşturmalıdır.
Yani diyoruz ki yobazlığa, dinci gericiğe, fanatizme, dinbazlığa, şeriatçılığa (adına ne derseniz deyin) karşı mücadele, bu ideolojik oluşumları yukarıdan ve dışarıdan kullananlara yapılan göndermelerle sınırlı kalmamalı, kendisi de başlıbaşına bir mücadele hedefi sayılmalıdır.
Laikliği sahiplenmek, laiklik mücadelesi vb. diyorsak ve bunda samimiysek mutlak bir zorunluluktur.
Sitemiz Bir Paylasim
Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize
kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu
nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara
aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve
materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden
kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine
yollayabilirsiniz.