Nâzım Hikmet: Sabahattin Ali gerçek bir vatanseverdi!
Geçtiğimiz yıl Sabahattin Alinin ölüm yıldönümü vesilesiyle paylaştığımız ve Nâzım Hikmetin Sabahattin Ali ile ilgili yazdığı bir yazıyı bu sene bir kere daha okurlarımızın ilgisine sunuyoruz.
Bir Sovyet dergisinin hezeyanı başlığı taşıyan bu haber 1 Mart 1952de Milliyet gazetesinde yayınlanmış.
Başlığı atan da herhalde haberi yapan Türk Haberler Ajansı (THA). 1950 yılında kurulan Türk Haberler Ajansı, kuruluşunu müteakiben Bakanlar Kurulu tarafından Kamu Yararına Çalışan Kurum statüsüne alınarak, adında Türk sözcüğünün kullanılmasına karar verilmiş.
THA Ankara mahreçli haberinde Sovyetlerin bir propaganda mecmuası olan ve muhtelif lisanlarla yazılarak dünyanın her tarafına gönderilen Temps Nouveaux (Yeni Zamanlar) mecmuasının şubat sayısında Nâzım Hikmetin bibliyografik tetkik makalesi adı altında Sabahattin Aliyi kaleme almasını haberleştirmiş.
Sabahattin Alinin katledilişinin 68. yılında, Nâzım Hikmetin Sabahattin Ali üzerine kaleme aldığı, gözlerden kaçan bu yazısını arşivlerden tarayıp Gazete Manifesto okurlarıyla paylaşmayı bir görev bildik.
Bir komünist ve yurtsever edebiyatçının, bir diğer komünist ve yurtsever edebiyatçının ardından yazdığı makalenin, bugünün solda yer alan edebiyatçılarına ve dostlarına ilham vermesini umuyoruz.
Sovyetler Birliğinin hakiki dostuydu çünkü gerçek bir vatanseverdi!
Sovyetler Birliğine karşı içinde derin bir aşk besliyor: Rusyanın hakiki değerini öğrenebilmek için Türkçe ve Almanca pek çok eser okuyor. Marksist Leninist edebiyata ilgi gösteriyor ve bana sık sık komünist ülkedeki hayat hakkında sualler soruyordu. Gorki ve Şolohofu elinden düşünmüyordu. Az sonra birbirimizi göremez olduk. Zira hapse atılmıştım. Bir müddet daha geçti.
Sabahattinin Mustafa Kemali ve rejimi hicveden şiirler yazdığı için Sinopta hapsedildiğini öğrendim. O tarihte Sinop hapishanesinde mühim bir komünist grubu vardı ve Sabahattin bunlarla dostluk kurmakta gecikmedi. Mahkûmlardaki halkın zaferine müteallik sarsılmaz emniyet ve sebat kendisini hayran bırakıyordu.
İçimizdeki Şeytan adlı kitabında faşist Türkçü ve Turancıları tahlil ediyordu. Eser muazzam bir gürültü kopardı. Faşist basın Sabahattinin üzerine yüklendi. Bu sırada polisçe takip olunan bir komünistin eski mektep arkadaşı tarafından ele verilmesini tasvir eden Düşmanlar isimli hikâyesi neşrolundu. Bu eserde Türk edebiyatında ilk defa olarak gizli Komünist Partisinin biraz azası pozitif bir şahsiyet olarak gözüküyordu.
Emperyalizme açılan mücadelede Marko Paşanın milli hâkimiyet ve sulh için oynadığı rol muazzamdır. Sabahattin defaetle hapse atıldıysa da mücadeleden vazgeçmedi. Memleketin dâhili ve harici durumu o sıralar mürteci hükûmetin gazeteyi büsbütün kapatmasına mani oluyordu. İrtica için yapılacak tek bir şey kalıyordu mahşeri ortadan kaldırmak!
Ve böyle oldu Türk emniyeti, -aynı zamanda Titocular grubunda da vazifeli olan- bir memuru vasıtasıyla Sabahattini bir ormanda katlettirdi. Eğer Sabahattin Ali yaşasaydı ve eserlerinin Rusçaya çevrilip Sovyetler Birliğinde neşredildiğini görseydi kendini dünyanın en mesut adamı sayardı. Sovyetler Birliğinin hakiki dostuydu çünkü gerçek bir vatanseverdi!
Sitemiz Bir Paylasim
Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize
kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu
nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara
aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve
materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden
kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine
yollayabilirsiniz.