Konu Tarihi: 28.02.2018- 15:07

---

Sosyalizm düşmanları yine sahnede: Zavallı bir film...


Sosyalizm düşmanları yine sahne aldı... Hitler faşizmini tarihe gömen Kızılordu'nun ve Sovyetler Birliği'nin lideri Stalin, ucuz bir filmle hedef alınırken, TKP Genel Sekreteri Kemal Okuyan, filmi ve Stalin düşmanlığını Yön Radyo'ya değerlendirdi..



Stalin’in Ölümü adlı film sosyalizm düşmanlarını yine harekete geçirdi.

Fransız Fabien Nury ve Thierry Robin'in çizgi romanından uyarlanan ABD, İngiltere, Fransa ortak yapımı filmde Stalin hedef alınıyor.

Yön Radyo’da yayımlanan Bizim Stüdyo programında Ulaş Can’ın sorularını yanıtlayan Stalin’i Anlamak kitabının yazarı ve Türkiye Komünist Partisi Genel Sekreteri Kemal Okuyan, Stalin’e saldırının nedenlerini değerlendirdi.

Okuyan, filmi "zavallı bir film" sözleriyle değerlendirdi:

Ölümünün üzerinden 64 yıl geçmesine rağmen Stalin’le uğraşılmaya devam ediliyor. Neden bu kadar çok Stalin düşmanı var?

20. yüzyıla baktığımız zaman insanlığın büyük bir kavga içerisinde olduğunu görüyoruz. Başka yüzyıllarda da çok zorlu kavgalar verildi ama 20. yüzyılda iki tane çok büyük savaş geçirdi insanlık. Faşizm deneyimleri yaşandı. Çok keskin savaşların, çatışmaların, darbelerin, iç savaşların olduğu bir geçit 20. yüzyıl. 20 yüzyıl kapanırken, o kavgalarda insanlık adına umut olan bir toplumsal sistem, SSCB, 1991’de yıkıldı. Yıkıldı ama insanlık memnun değil halinden. Bugün de memnun değil, 20. yüzyıl kapanırken de memnun değildi ve arayış sürüyor. Şimdi bu arayışın da doğal olarak 20. yüzyılın simge olayları, simge ülkeleri, simge liderleri var. İnsanlar oraya tutunmaya çalışıyor. Bunları yok etmek zorundalar. Bugünkü statükonun, bugünkü düzenin devamını isteyen güçler. Emperyalizmdir, dünyadaki sermaye çevreleridir… İnsanlığın kendi geçmişindeki kimi pozitif olumlu unsurları yok etmek zorundalar insanların hafızasından. Aslında bunu Türkiye’ye baktığımız zaman da görüyoruz. Türkiye’de de Milli Kurtuluş Savaşı var. Birtakım tartışmalara girmek istemiyorum ama… Niye uğraşılıyor onunla? Niye oradaki figürlerle, Mustafa Kemal ile uğraşılıyor? Çünkü bugün onu da yok etmek istiyorlar. O tarihsel kesiti hafızalardan silmek istiyorlar.

Stalin’in şöyle bir önemi var; çok uzun bir dönem Sovyetler Birliği’nin idarecisi. Kurucu lideri hiç tartışmasız Lenin’dir. Ama Lenin dönemi aslında fiilen 5 yıl sürüyor. 1924’ten 1953’e kadar SSCB’de hemen hemen bütün önemli dönemeçlerine imza atan tarihsel kesitlerinde Stalin var. Ortada bir gerçek var. Sovyetler Birliği büyük atılımlar yaptı. Sanayileştiler, yıpranmış bir tarım ülkesinden gelişen bir sanayi ülkesine döndüler. Eşitsizliklerin önemli bir bölümünü kaldırdılar, açıkta, işsiz hiç kimse kalmadı. Sağlık ve eğitim açısından muazzam bir seferberlik yapıldı. Eğitilmiş bir toplum ortaya çıktı. Bunu yaparken de neredeyse sürenin üçte ikisinde savaştılar. Dünyanın en acımasız saldırısına maruz kaldılar. Oradan ayakta çıktı bu toplum. 1945 yılında yalnız Sovyetler Birliği’nde değil, Avrupa’da da, ABD’de de bir idoldü. Komünist olmayanlar için de muazzam bir kahramandı. Bu yalnızca Hitler’i yendiği için değil, bir ülkeyi ayağa kaldırdığı için de böyle. Şimdi bunu yok etmek zorundalar. Bu kavgayı yürütmek zorundalar. Niye? Hafızayı ortadan kaldırmak zorundalar.

'KAVGA ETTİKLERİ, STALİN’İN TAŞIDIĞI TARİHSEL MİSYON'

İkinci Dünya Savaşı’nda 27 milyon SSCB’li insan hayatını kaybediyor. Karşılaştırmak doğru değil ama ne kadar ABD’li, İngiliz ölmüş? Buraya bakarak SSCB’nin ne kadar fedakarlık ettiğini görürüz. Bunları anlatan bir film hatırlamıyorum. Gençler İkinci Dünya Savaşı’nda ABD geldi Almanya’yı yendi zannediyor.

ABD’nin, Almanya ve SSCB’ye karşı savaştığını da zannediyorlar. Yani aptallaştırılmış bir toplum var. Sürekli yalan söyleniyor. Dünyanın en sayılı antikomünistlerinden olan Churcill’in enteresan bir lafı var. Diyor ki "Savaşta gerçekler çok değerlidir ama o gerçeklerin yanına yalanlardan oluşan bir koruma ordusu koymanız gerekir.”

İkinci Dünya Savaşı’nda, SSCB’nin rolünü de batıda gizlemeye çalışıyorlar. Buna mecburlar. Niye? Çünkü mutsuz insanlık. SSCB yıkılalı kaç yıl olmuş… Rusya’ya gittiğiniz zaman orada da alt edememişler. Onca yalan atılıyor, katil, diktatör deniliyor falan ama toplumun yarıdan fazlası Stalin’i, Rus tarihinin en önemli lideri olarak görüyor. Bunu milliyetçilikle açıklamaya kalkanların da şöyle bir problemi var; Stalin, Rus değil. Gürcü. Dolayısıyla mesele milliyetçilik falan değil. Ortada insanların güvendiği bir lider var, beğenilsin beğenilmesin. Bunu yıkmaya çalışıyorlar. Çünkü bu lider başka bir toplumsal düzeni simgeliyor. Herhangi bir lider olsaydı işlerine gelirdi. Derlerdi ki; tarihte böyle birisi yaşadı, önemli bir liderdir, saygı duymak lazım falan… Ama öyle değil. Bugünkü kurulu düzenin anti-tezini, karşıtını, kapitalizmin karşıtını simgelemiş ve hep onun için mücadele etmiş. Dediğim gibi yanlışları, eksikleri vs. bu ayrı bir şey. Kavga ettikleri Stalin’in yanlışları değil. Kavga ettikleri şey Stalin’in o taşıdığı tarihsel misyon. Dolayısıyla kimse kendini aldatmasın.

'ZAVALLI BİR FİLM'

Ben, bahsettiğiniz filmin bazı bölümlerini izledim. Çok zavallı bir film. Çünkü sağdan soldan toplamışlar Stalin’in ününe ve sonrasına ilişkin kimisi gerçek ve kimisi dedikodu olan şeyleri. Bunlardan bir parodi çıkarmaya çalışmışlar. Vıcık vıcık. Sanatsallık açısından da çok kötü. Mizah da kötü belli ki. Çok saygı duyduğum insanların diktatörlerin sonu böyle olur demesine hiç gerek yok. Diktatörlerin sonu Mussolini gibi olur. Mussolini’yi hatırlayan var mı? Bugün insanlığın en az yarısı Stalin konusundaki yalana ikna olmuş değil. Bu çok önemli bir şey. Propaganda yapılıyor ama ters tepiyor bu propagandalar.

Stalin ile ilgili tartışma hemen ölümünden sonra başlıyor. SSCB’nin yıkılışı sanki Gorbaçov’la olmuş ya da 80’lerde olmuş gibi düşünülse de orada bir başlangıç var…

Bazen, bazı yükler taşınamaz. Stalin’i önemli bir lider yapan geri kalmış, geriden gelen, batı emperyalizminin üstünlüklerini bilen ama buna rağmen bağımsız, kendi bildiği yolda gitmeye çalışan bir ülkede liderlik yapmış olması. Şimdi Hruşçov’a baktığımız zaman onun pili bitmiş. Yalnızca Hruşçov’un değil, beraberindeki ekibin bir Batı emperyalizmiyle kora kor dişe diş mücadele etme hali yok. Dolayısıyla ilk yapmaya kalktıkları şey, Batı’ya yaranmak, Batı’ya kendisini beğendirmek. Zannediyorlardı ki batılı emperyalistler SSCB’nin üzerine gelmeyecekler. Dolayısıyla Hruşçov’un ilk yaptığı şey, ben Stalin gibi değilim, sizin en korktuğunuz lideri yerin dibine batırıyorum demektir. Bunu o kadar kötü bir şekilde yapıyor ki bir eleştiri yok orada. Bir sürü dedikodu var ve bunların daha sonra yüzde 90’ının yalan olduğu ortaya çıktı. Şunu altın tepside verdi Hruşçov, bir; çok önemli bir liderimizi size sattık. Aynen böyle mesele. Zaten ondan sonra SSCB’nin ayakta kalması çok zor.

Mesela, Putin bile kapitalist bir siyasetçi olmasına rağmen, antikomünist olmasına rağmen Stalin konusunda çok dikkatli. Açıktan eleştirmemeye çalışıyorlar. Niye? Çünkü bunu yaptığı zaman bunun arkası gelecek. Putin’e de diyecekler sen de diktatörsün.

'YALANI YENMEK ZORUNDAYIZ'

Siz gidip geliyorsunuz oralara. Stalin hâlâ sevilen biri….

Sevilenin de muazzam bir özlem ve güven arayışı var. Şimdi Kremlin’in duvarında Lenin’in mozolesinin yanında mezarlığı. Oraya gittiğiniz zaman gecenin 1’inde gidin, sabah 6’da gidin mezar çiçekten gözükmüyor. Bu Stalin’in mezarı. Ben size ikinci bir mezardan daha söz edeyim. Aynı şekilde kırmızı karanfillerden geçilmez, Nâzım Hikmet’in mezarı. O başka bir yerdedir ama Nâzım Hikmet’in mezarından da çiçek eksilmez. Burada gerçek bir sevgi var. Artık ölmüş, korkuyla açıklanamaz, fanatizmle açıklanamaz. Demek ki bu yalanlar ters tepiyor. Bir yerden sonra daha çok sahip çıkılmaya başlanıyor. Bizim cephemizden de ben şunu söyleyeceğim, bugünün sorunu değil ama şöyle bir mesele var biz de, tarihteki kimi olayların çarpıtılmasına izin verildi. Bu yalnız Stalin meselesi değil. Bugün de mesela Suriye için 50 bin tane yalan söylüyorlar. Amerika’da söyleniyor, Türkiye’de söyleniyor, İngiltere’de söyleniyor. Biz buna göz yumarsak, gerçeklerin çarpıtılmasına izin verirsek, şu ya da bu sebeple teslim olursak Türkiye’de dünyada ayağa kalkamayız. Yani yalanı yenmek zorundayız. Söyleyeyim birçok yerde Stalin hakkında yazılıp çizilenlerin çoğu yalan. Açık yalan, kanıtlanmış yalan. Bunun üzerinde bir dünya yaratmaya çalışıyorlar ama buna izin vermez insanlık.

http://haber.sol.org.tr/toplum/sosyalizm-dusmanlari-yine-sahnede-zavalli-bir-film-229951