''Türkiye’de “ulusal, laik ve üniter” devletin 1924’te kurulmuş olduğu tezi, önce 1923’te ilan edilen Cumhuriyetin, sonra Ulusal Kurtuluş Savaşını ve Meclis hükümetini içeren 1919-1922 döneminin, en sonu 1908 Devriminin itibarını tırpanlar. 1924 önemsiz değildir, ama tarihsel bir dönüşüm sürecinin basamaklarından yalnızca biridir. Türkiye’nin modernleşme ve aydınlanma tarihinin orasından burasından çekiştirilmesiyse tipik sağcılıktır. Cumhuriyet düşmanı akımların 1921’de kendilerine dayanak aramaları sahtekârlıktan öteye geçmez. Sahtekârlığın karşısına 1924’le çıkmaksa Cumhuriyet’i değersizleştirmeye hizmet eder. Tartışmalarda yeterince karşılık bulmayan ilgili protokol cümlesi, AKP’nin yolun sonuna gelmesi durumunda ülkenin bağlanacağı yeni sağ kazığın Cumhuriyet’i kemirmekten asla vazgeçmeyeceğini anlatıyor.
Peki, doğrusu nedir ve biz nereden bakarız? Ortada, eksiğiyle fazlasıyla bir devrim vardır ve sol bu devrimin herhangi bir anını yüceltmek yerine bütününe sahip çıkar. Bütünün adı Cumhuriyet’tir. Bu Türkiye’nin, emekçi halkımızın ve solun gerisine düşmeyeceği, kurda kuşa, yobaza sahtekara yem etmeyeceğimiz tarihsel kırmızı çizgimizdir.''
Kurtuluşumuz sosyalizm, sınıf mücadelesi, kitlesellik kazanabilmiş bir parti...-ama yanılmayalım, ''bilimsel sosyalizm enternasyonalizmle ilişkilidir, ulusal olanla değil'' deyip ulusal zemindeki kazanımlarımıza, ulusal ölçekteki mücadelemize ve ulusal ölçekte proletaryanın iktidarı elde edebilme perspektifine sırt çevirmek, küçümsemek ve bu konuda diretenleri ulusalcılıkla, milliyetçilikle suçlamak sosyalizm açısından sakınılması gereken bir söylemdir ve kuşkusuz söylemeye çalışanlarla da...
Erken başlamanın bir zararı da yok bu arada. 29 Ekim cumhuriyet bayramı kutlu olsun, kutlanacak pek bir şey de bırakılmamış olmasına rağmen. Ve kurtuluşta ve kuruluşta emeği geçen bütün kahramanlara başta Atatürk olmak üzere minnet duygularımızı ifade etmek isteriz.
Yaşasın cumhuriyet.
Yaşasın sosyalizm...
Yaşasın sosyalist cumhuriyet.
...''tarihsel açıdan bakıldığında'' Türkiye'de cumhuriyet Atatürk ve arkadaşları kurdu ki, son tahlilde burjuva cumhuriyet olarak da tanımlanabilir. Özellikle önce 12 Eylül faşizmi ve sonra reel sosyalizmin çözülüşüyle birlikte liberalizmin sola girdi yapmasının da etkisiyle solda ve özellikle sosyalist solda anlaşılmaz bir biçimde cumhuriyet düşmanlığı da ortaya çıkmıştır Buna da ses çıkarmak gerekir ve Cumhuriyet düşmanlarının siyasal ve toplumsal alandaki yükselişine karşın mutlaka ve mutlaka Cumhuriyet sosyalist ve komünistler tarafından sahiplenilerek savunulmalıdır. Ve ekleyerek kuşkusuz ''Cumhuriyeti seviyoruz, kuranlara selam yolluyoruz ve bir gün bu cumhuriyeti sosyalizmle buluşturacak ve taçlandıracağız.
face'te bir arkadaşın yazısının altına eklemiştim.
Sitemiz Bir Paylasim
Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize
kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu
nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara
aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve
materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden
kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine
yollayabilirsiniz.