''Gerçeklikten kopuk sloganvarı tavırlar'' ne ya? Sosyalist solun önündeki en büyük sorun partilerimizin toplumsal alandaki etkisizliği değil mi? Yapılması gereken devrimci bir kitle kazanmak ve bir şekilde sınıfla, emekçi kitlelerle aradaki mesafeyi kapatmak değil mi? TİP bunu yaptı ve uzunca bir zamandır da olmadığı kadarıyla toplumda ilgi gördü. Gerçeklikten kopuk ne? Sosyalistler açısından gerçeklik tam da buydu. Kitlelerin öfkesini öfkemiz kabul ederek başlangıç noktası oluşturmak. Özetle muhalefet ederek değil, tek adam rejimine doğrudan karşı çıkan bir mücadele stratejisini hayata geçirerek yaptı bunu. Yapılması gereken tam da buydu ve bu stratejiyi farklı parametrelerle de besleyerek Türkiye sosyalizmine bir kanal açtı.
Bunu görmeden, değerli bulmadan, bu ''çatlaktan'' ilerlenmesini teşvik etmeden sadece bardağın boş yanlarını kurcalamanın kime faydası olabilir ki?
TİP başarmıştır ve daha yolun başındaır. Bu başarıyı sürdürebilmek ve toplumla kurduğu diyaloğu daha üst seviyelere taşımak elbette önemlidir ve şimdi önünde daha da zorlu bir süreç ve sorumluluk alanı vardır. TİP bir yandan da bu geniş kabul içinde bir kadro hareketi başlatmalı ve girdiği aşamaya göre bir yapılanma içine girmelidir. ( Seçimlerden sonra yapılacağını söylüyorlar.) Destek verilmeli, umut kırıcı olunmamalı ve içi boş, altı dolu olmayan eleştirilere de yer vermemeliyiz. TİP de başaramazsa, bütün ışıkları söndürelim. Bu mu isteniyor, anlamak mümkün değil.
Face'te bir arkadaşın yorumuna kısa bir yanıt vermiştim. Sanırım bu başlığa pek de yabancı sayılmaz.
Sol-sosyalist harekette her zaman insani zaaflar, kişisel beklentiler vb. olacaktır ama solun ülkemizdeki durumunun ve yatay zeminde olmayışının nedenini bu ve benzer açıklamalara bağlamak da hem doğru değil ve hem de sola büyük bir haksızlık anlamına gelir diye düşünüyorum. Sosyalist geleceğe inanç bakımından elbette aralarında çok büyük farklar yok, her sosyalist geleceğin dünyasının sosyalizm olması gerektiğinin de bilincinde ama sorun bu sürecin nasıl ve hangi siyasetlerle, nasıl bir parti biçimlenişinde yatıyor. Belki TKP ve TKH için söylediğiniz gerekçelerin doğru olarak okunması mümkündür ama TKP ve TİP'i ve EMEP'i ve daha birçok örgüt-partiyi söylediğiniz gerekçeleri ortadan kaldırabilsek bile savunageldikleri siyaset ve örgüt yapıları ile bir araya getirebilmek mümkün değildir. Bence yapılması gereken şey birleşmeyi tabanda gerçekleştirebilmek ve sosyalist solun bir partisin diğerlerinden farklı biçimde öne çıkartabilmek olmalıdır. Öne çıkacak ve toplumsal alanda bir güç haline gelebilecek olan parti kendiliğinden bir çekim merkezi haline gelir. Bence yakındığımız sorunun çözümü buralardan geçiyor, çözümü buralarda aramalıyız. Ötesi bence bir zaman kaybından başka bir şey değil.
TİP'in bir şekilde içinde olanların son zamanlardaki partiye, partinin işleyişine, yönelik eleştirileri fazlalaştı. Partide sorunlar olduğu çok açık ama bunu da fazla abartmamak gerekmiyor mu? Sosyalist so çok uzun bir zamandır ilk kez sandıktan yüzde 2 bir oy yüzdesiyle çıkmışken bu durumun partiye birtakım sorumluluklar yüklemesi bir yana ve aynı zamanda parti içinde bir takım sorunlara da yol açacağı belli değil mi? Parti bu yeni duruma uygun bir şekilde her bölgede, her il ve ilçede örgütlenme çabası içine girerken hiç kuşkusuz uygun olmayan atamalar yapılabilecek, kimi yerellerde ahbap çavuş ilişkileri devreye girecek ve sonuçta hoş olmayan, partiye yakışmayan ve partili dostlarda rahatsızlık yaratan bir fotoğrafın ortaya çıkmasına yol açacaktır. Çözülmesi gerek kuşkusuz, sadece yakınma, küsme, ayrılma, partiye sırt çevirmeyle olacak bir şey değil bu ve en önemlisi partinin çok uzun zaman sonra yarattığı heyecanın ve umudun heba edilmemesi gerek.
Şuna inanıyorum, bir sosyalist partinin iç işleyişi çelik disiplinli, tek sesli, demokratik merkeziyetçilik adına biat davranışına dayalı bir yapıda olacağına...-toplumsal alanda büyüme eğilimine girsin ve büyürken de yeni durumun gerektirdiği sorunlarla boğuşsun. Bence, bugünün dünyasında birinciden bir şey çıkmaz ( çıkmıyor zaten), ama ikinci örneğin her şeye rağmen bir büyük heyecan ve bir büyük umut içerdiğini görebilmek mümkün.
Bu heyecan, bu coşku ve bu umut yitirilmemeli, yoksa...
Yoksa sadece partiye zarar verilmiş olmayacak ve aynı zamanda bu ülkeye, bu ülke insanlarına ve sosyalizmin geleceğine de zarar verilmiş olacak.
( Biraz önce face'te yaptığım bir yorum. Son zamanlarda (bence) çok da haklı olmayacak şekilde TİP'e anlamsız eleştiriler yapılıyor. Biraz da bu tavra bir yanıt niteliğinde olduğunu düşünüyorum.)
Konuyu daraltalım, EMEP, TİP, TKP, ÖDP, TKH vb. Bir yığın sol sosyalist parti var. Soru şu; bir sosyalist partiyi bir başka sosyalist partiye neden yeğleriz? Hangi soruların yanıtları bizi A partisi yerine B partisine yöneltir?
Şöyle düşünüyorum: ''Hangisi daha solcu-sosyalist ise onu desteklerim'' yanıtı bana çok doğru ve yerinde bir yanıt gibi gelmiyor. Çünkü tamamının sosyalist olduklarına ve bu konularda tartışma yürütmenin pek de anlamlı ve yararlı olmadığına inanırım. Bence bugünün Türkiye'sinde ve içinden geçtiğimiz bu karanlık süreçte bir sosyalist partinin bu karanlıktan çıkma ve saray rejiminden kurtulma konusunda somut olarak nasıl bir tutum aldığına ve ayrıca hangi parti kitleselleşmeyi önüne koyuyor, önemsiyor ve sosyalizmin toplumsal bir güç olma yolunda çaba harcayarak toplumda bir heyecan ve umut yaratıyor diye bakarım.
Şunu da ekleyeyim, ikincisinin olabilirliğinin de birincisinde doğru bir konumlanış ve perspektiften geçtiğine inanıyorum. Örnekse AKP-MHP ittifakının ( Saray Rejiminin) iktidarda olduğu her seçim (bence) bir referandum özelliği taşır. Ya bu rejimi sandıkta yenilgiye uğratma çabası ya da bana ne'cilik ya da ''yesinler birbirini'' tavrı öne çıkartılacak. Bir sosyalist parti birinciyi, diğeri ikinciyi savunursa, ikinciyi savunan ağzıyla kuş tutsa birincinin önüne geçemez. Yaşanan pratik de bunu doğrular nitelikte değil mi?
Aslında şuraya gelmek istiyorum; tarihsel TİP'in 1965 seçimlerinde aldığı yüzde 3'lük bir eşiğe ilk kez ve onlarca yıl sonra Metin Çulhaoğlu ve öğrencilerinin tekrar ayağa kaldırdığı TİP yakınlaşmıştır. Bunun bence en önemli nedeni de hem saray rejimine doğrudan karşı çıkması ve hem bu süreçte de bir sosyalist partinin kitle kazanabileceğine inanması ve bunun Marksist çözümlemesini yaparak somut bir siyasete dönüştürmesidir. TİP bunu başarmıştır ve bu durum da öyle üstün kötü yaklaşılabilecek ve çeşitli gerekçelerle önemsizleştirilecek bir durum değildir.
O kadar önemlidir ki, TİP'e çeşitli gerekçelerle bir eleştiri dahi yöneltsek bu durum hiçbir şekilde ondan bir kopuşa neden olmamalıdır. Diğer sosyalist partilerle arasında pek çok konuda farklılıklar geliştiren, bunu siyasete döken ve sonuçta bir sol başarı yakalayarak toplumda bir coşkunun ve bir umudun otaya çıkmasına yol açan TİP'in haklı haksız eleştirilerle kurumsal yapısına zarar verici bir tutum almanın anlaşılabilir ve savunulabilir bir yanı yoktur.
TİP korunmalıdır
TİP'e dört elle sarılabilmek gerekir.
Hiç kuşkum yok, parti gelinen noktada belli konularda eksik kalıyor, kimi konularda yanlış adımlar da atıyordur. Olabilir. Ama bu durum partiye küsme, partinin dışına çıkma ve bilinçli ya da bilinçsiz partiyi sıradanlaştırma çabalarına neden olmamalı diye düşünüyorum.
Ya TİP ve toplumda ortaya çıkan heyecan ve umudu çoğaltarak bu yolda ilerleyeceğiz, ya da eski tas eski hamam... Sen ben ve bizim oğlan hep birlikte birbirimize sosyalizm propagandası yapar, dururuz.
Bir olanak yitirilmemeli...
Bu ileti en son melnur
tarafından 06.09.2024- 00:32 tarihinde, toplamda 1 kez değiştirilmiştir.
Face'te yazılmıştı, TİP'teki bazı yerel rahatsızlıklardan kaynaklı bir toptancı yaklaşım ortaya çıkmıştı; bir arkadaş böyle bir yorumda bulunmuştu, ona yanıtımın da burada son yanıtlarımla paralellik gösteriyor.
İki parti arasında demokratik merkeziyetçiliğin nasıl işleyeceği ve nasıl bir anlama sahip olması gereken büyük bir fark var. Bu konularda pek çok yayın da var. Bu yüzden TİP'te meydana geldiği söylenen rahatsızlıkların ( ki ben o rahatsızlıklara tanık değilim, bilmiyorum, içinde değilim) partinin iç işleyişine bakışından, demokratik merkeziyetçilik konusunu nasıl kabullendiğinden kaynaklandığı yargısına katılmıyorum. Bu yüzden ''hepsi aynı'' gibi toptancı yaklaşımlara karşıyım, doğru bulmuyorum. Bence partiyi daha ileri taşımanın mücadelesi vermekten kimse kaçınmamalı. Küskünlük ve toptancılığın bu ülke insanına ve sosyalist mücadeleye hiçbir katkısı olamaz. TİP bir konuyu başarmış ve bir büyük sorunun üstesinden gelmiştir Evet, bu olanak yitirilmemeli ve kestirmeden pes edilmemeli.
TİP'in kimi il ve ilçelerinde yaşanan çok olumsuz örnekler olduğu söyleniyor. Bu yakınmalar epey fazla. Bence parti üst yönetimlerinin bu konuları sahipsiz bırakmamaları ve çözmeleri gerekiyor. Bir yakınma da face'te benim sayfama düşmüştü. Yanıtımdır:
Rahatsız edici olaylar zinciri... Kuşkusuz bir şekilde önünün alınması da gerek. Ama bu ve benzer olayların partinin genel siyasetiyle, parti içi demokratik işleyişle bir ilgisi olmaması gerekir. Nasıl olur bilmiyorum ama partide bu tür ilişkilerin yaşanmaması için gerekli mücadeleden kaçınmamak da gerekir. Örnekte pek çok yola başvurulmuş bunun için ama bence pes etmeden bu itiraz sürdürülmelidir. Sürdürülmelidir çünkü başka bir çıkış yolu yoktur. Parti yzde 2'ye yakın bir toplumsal kabul başarısı gösterdiğinde hemen her il ve ilçede yeterli donanımda kadro sıkıntısı çekiyordur ve bu süreçte bu ve benzer hoş olmayan olayların olmasını anlayabilmek gerek. Belki de partinin kapısının içinden girmemesi gereken insanların bir şekilde bir mevki kapıp orada kafasına göre bir konfor alanı yaratmasının önüne geçmek de bu süreçte sosyalist mücadelenin bir parçası olarak ayıklanması gerekir. Partinin iç sorunları fazla gibi görünüyor. İLERİ portal'ın bir türlü sürdürülememesinin nedeni de bence bu durum. Çare ısrarla partiyi savunmaktan geçiyor bence. Partiye küsmeden, partiyi kurda kuşa teslim etmeden mücadele. Çünkü hep yinelemek gereği hissediyorum, onlarca yıl sonra yakalanan bir başarı sürdürülmeli, bu olanak asla yitirilmemeli.
Evet, bilimsel sosyalizmi toplumsal alanda bir güç haline getirmeye çalışmalıyız. Olmazsa, olmuyorsa, bu sorunun üstesinden gelemiyorsak sosyalizm yatay düzlemde hiç olmayacak ve Lenin'in deyimiyle sadece birkaç kişi arasında geçen bir gevezeliğe dönüşecek. Başarır başaramaz, bilmiyorum ama TİP'in önemi bu konuda önce ne yapılması gerektiği konusunu bilince taşıması ve sonra cesur adımlar atarak ilk genel seçimde yüzde 2'ye yakın bir oy yüzdesiyle toplumun sola dönük kesimlerinden önemli sayılabilecek bir destek görmesi. Bence bilimsel sosyalizm tarihsel TİP'ten sonra ilk kez doğru ve sonuç alıcı bir rotaya oturmuştur. Desteklenmelidir. Ortaya çıkan-çıkarılan bu toplumsal heyecan ve coşku bu kez yitirilmemeli...
''TİP'İ fazla mı övüyorsun?'' diyorlar, ''sonunda bir hayal kırıklığı yaşama''.
Oysa TİP'i övdüğüm yok, yanlış anlaşılmamalı, sadece bugünün Türkiye'sinde kendini solda gören, sosyalist olduğunu iddia edenlerin önceliklerinin e olması gerektiğinin altını çiziyorum. Tekrar olacaksa 1- Cumhurbaşkanı Erdoğan'a muktedir olma meşruiyetine son verecek bir sandık yenilgisi tattırmak ve 2- Toplumsal alanda solu-sosyalizmi daha geniş kitlelerle buluşturabilmenin bir şekilde yolunu bulmak ( sonuç alıcı kitleselleşebilme çabası). Buna partiyi güçlendirmek, merkeziyetçiliği daha demokratik bir işlerliğe kazandırmak vb. da eklenebilir kuşkusuz.
Bence içinden geçtiğimiz sürece bu çerçeveden bakılmalı; çünkü güncel olandan, yaşananlardan, içinden geçtiğimiz karanlıktan soyutlanmış bir solcu-sosyalist siyaset ve konumlanış yoktur ve olamaz. Olursa solcunun solcuya sol hamasetidir ve Lenin'in sözleriyle devrimci bir lafazanlıktan da başka bir şey değildir.
TİP'in önemi öncelikle bu gerçekliğe ayna tutmasından ve geliştirdiği siyasetle, buna uygun siyasi konumlanışıyla ve toplumun karşısına çıkan yüzleriyle kitlelerde bir heyecan ve umut yaratabilmeyi başarabilmesindendir.
Ve bu yüzden TİP'i destekliyorum.
Ve bu yüzden TİP'in desteklenmesini gerektiğinin altını çizmeye çalışıyorum.
Sitemiz Bir Paylasim
Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize
kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu
nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara
aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve
materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden
kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine
yollayabilirsiniz.