Bir tek Başbakan Erdoğan anlamadı: Esad bir yere gitmiyor
Dış destekli muhalefet içinde deprem yaşanırken, sahada silahlı gruplar birbirine girmiş durumda. Şam yönetimiyle muhaliflerin gizli görüşmeler yürüttüğü iddiaları gündeme gelirken, konjonktürü okuyamayan Başbakan Erdoğan Esadsız Suriye demeyi sürdürüyor.
Ali Örnek - soL
Başbakan Tayyip Erdoğan, Japonya gezisi sırasında Suriye Devlet Başkanı Beşar Esad karşıtı açıklamalarını sürdürdü. Dış destekli muhalefetin çatı örgütü Suriye Ulusal Koalisyonundaki istifa depremi, silahlı grupların sahada birbirlerine girmeleri ve zamanında muhalefete destek veren batılı ülkelerin bile Esadlı çözümü dile getirmeye başladığı konjonktürü okuyamayan Erdoğan dün, Montröde yapılacak görüşmeler için İnşallah Esadsız bir Suriye için adım atılır diye konuştu.
Muhalifler Esad ile görüşüyor Dün kritik bir iddia ünlü Filistinli yazar Abdülbari Atvanın Reyül Yovm gazetesi tarafından ortaya atıldı. Körfez ülkelerindeki üst düzey diplomatik kaynaklara dayandırılan haberde, muhalif grupların temsilcileriyle, Şam yönetimi arasında Ummanda görüşmelerin yürütüldüğü belirtildi. Gazete görüşmelerin ABD tarafından da desteklendiğini iddia ediyor. Umman, ABD ile İran arasındaki gizli görüşmelere de ev sahipliği yapmıştı.
Esadla muhalefetin görüştüğü iddiası henüz doğrulanmasa da gerçeklik payı oldukça yüksek.
Nitekim bir süredir Esad karşıtı batı basınında, Esadlı çözüm seçeneğinin kötünün iyisi olduğu yorumları yapılıyordu. Özellikle el Kaide bağlantılı grupların saflarında Esad yönetimine karşı savaşan vatandaşlarının varlığından endişe duyan bazı batılı ülkelerin de Esad yönetimiyle temasa geçtiği ortaya çıkmıştı.
Koalisyonda istifa depremi Bu iddiayı güçlendiren bir diğer gelişme ise dış destekli muhalefetin çatı örgütü Suriye Ulusal Koalisyonu (SUK) içindeki istifa depremi oldu. İstanbulda Montröde yapılacak görüşmelere katılımı değerlendiren çatı örgütünün 121 üyesinden 40ı istifa etti. İstifalar, hafta başında Suudi Arabistanın adamı olarak bilinen Ahmet Cerbanın 65 oyla yeniden seçilmesinin hemen ardından geldi. İstifa eden ekip içinde, Cerbaya son seçimde rakip olan Riyad Hicab ve Temmuz ayında yapılan seçimdeki rakibi Mustafa Sebbağ da bulunuyor. Sebbağ ve Hicab, SUK içinde Katarın adamları olarak biliniyordu. SUKtan istifa eden diğer isimler ise yoğun olarak Katar destekli Müslüman Kardeşlerin üyeleri... Cerba ekibi, istifaları basit bir koltuk kavgası olarak yorumlarken, bazı gözlemciler ise Katar ve Suudi Arabistan arasında uzun süredir muhalefetin himayesi konusunda yaşanan kavgayı adres gösterdi. Ancak her iki durum da yaşanan istifa depremini açıklamakta yetersiz kalıyor. Nitekim, bu söylenenler doğru olsaydı, SUK Temmuz ayında Müslüman Kardeşlerin çatı içindeki gücünün seyreltildiği ve Cerbanın görevi Muaz el-Hatipten devraldığı yani Suudi Arabistanın SUKu kontrolüne aldığı dönemde bölünürdü.
SUK üyelerinden Nevaf Ali ise konunun başka bir boyutuna dikkat çekiyor. Sky Newsin Arapça servisine konuşan Aliye göre, istifaların nedeni ABDnin SUKa Montröye şartsız katılımı dayatması. SUK daha önce görüşmelere katılmak için Esadın istifasını önkoşul olarak dayatıyordu. Ancak bu durum geçtiğimiz ay Londrada yapılan Suriyenin Dostları toplantısında değişti. Bu toplantının ardından Suudi Arabistana yakın bir SUK üyesi Reuterse batı destekçi ülkelerin Esadın iktidarda kalmasında sakınca görmediklerini söylemişti.
Geçtiğimiz hafta, SUKun önde gelen üyelerinden George Sabra ağız değiştirerek Montröye katılmak için Esadın istifasını şart koşmadıklarını söyledi. Bu açıklamanın hemen ardından SUK içinde yeralan Suriye Ulusal Konseyi adlı Müslüman Kardeşler etkisindeki örgüt Montröye katılmayacağını açıkladı.
Şamın güveni tam Muhalefet içindeki çatlak büyürken, Şam yönetiminin kararlılığı da artıyor. Suriye Enformasyon Bakanı Ümran el-Zubi, Montröde varılacak kararı halka soracaklarını belirtirken geçiş hükümeti konusunda da tutumlarını katılaştırdıklarını ortaya koydu. Zubi, Muhaliflerin geçiş hükümeti önergesi sonuçsuz bir beklenti derken, Esadın bu yıl içinde yapılması planlanan seçimlerde aday olup olmayacağına dair tartışmaya nokta koydu. Zubi Halk Esadın yeniden aday olmasına karar verdi diye konuştu.
Zubinin açıklaması İran Dışışleri Bakanı Cevad Zarifin Tahranda Suriyeli mevkidaşı Velid Muallim ile dün Tahranda yaptığı görüşmenin ardından geldi. Bir süredir Türkiye dahil bölge ülkelerinin nabzını yoklayan Zarif, Montröde yapılacak görüşmelerde önceliğin terörle mücadele olması gerektiğinin altını çizdi. Öte yandan Tahranın Montröde bu ay sonunda yapılması planlanan görüşmeler katılıp katılmayacağı hâlâ belirsizliğini koruyor. BMnin görüşmeler için davet mektuplarını göndermeye başladığı ancak Tahranın listede olmadığı dün açıklandı. ABD Dışışleri Bakanı John Kerry ve Rus mevkidaşı Sergey Lavrovun da Tahranın katılımını gelecek hafta Pariste ele alması bekleniyor.
Silahlıların içsavaşı büyüyor Suriyenin kuzeyinde silahlı gruplar arasındaki savaş büyüyor. El Kaide bağlantılı Irak ve Şam İslam Devletine (IŞİD) karşı İslami Cephesi ve Mücahitler Ordusunun yürüttüğü saldırılarda ölü sayısı 200ü geçti. IŞİDin Rakkadaki karargahlarını boşalttığı, buradaki savaşçılarının diğer El Kaide bağlantılı örgüt olan El Nusra Cephesine geçtiği belirtiliyor. Halepte de IŞİDe ait bazı kontrol noktaları El Nusraya devredildi. Muhalefet yanlısı Suriye İnsan Hakları Gözlemevi, IŞİD militanlarının Cebel Zaviyede 34 IŞİD militanının, rakip gruplarca öldürüldüğünü açıkladı. IŞİD ise Türkiye sınırındaki İdlibe bağlı Darkuş kasabasında rakiplerine yönelik intihar saldırısı düzenlemişti. Halepte de boşaltılan bir IŞİD cezaevinden çoğu muhalif 50 kişinin cesedine ulaşıldı.
El Nusra lideri Ebu Muhammed el Culani ise dün bir açıklama yaparak çatışmaların Esada yaradığını söyledi ve taraflara ateşkes çağrısı yaptı.
Erdoğan inat ediyor ve Suriye'de uğradığı yenilgiyi bir türlü kabullenemiyor. İki ay içinde Şam'da cuma namazı kılarız diyorlardı, olmadı. Bölgede tek başına kaldıklarının bile farkında değiller.
...
Silahlıların içsavaşı büyüyor Suriyenin kuzeyinde silahlı gruplar arasındaki savaş büyüyor. El Kaide bağlantılı Irak ve Şam İslam Devletine (IŞİD) karşı İslami Cephesi ve Mücahitler Ordusunun yürüttüğü saldırılarda ölü sayısı 200ü geçti. IŞİDin Rakkadaki karargahlarını boşalttığı, buradaki savaşçılarının diğer El Kaide bağlantılı örgüt olan El Nusra Cephesine geçtiği belirtiliyor. Halepte de IŞİDe ait bazı kontrol noktaları El Nusraya devredildi. Muhalefet yanlısı Suriye İnsan Hakları Gözlemevi, IŞİD militanlarının Cebel Zaviyede 34 IŞİD militanının, rakip gruplarca öldürüldüğünü açıkladı. IŞİD ise Türkiye sınırındaki İdlibe bağlı Darkuş kasabasında rakiplerine yönelik intihar saldırısı düzenlemişti. Halepte de boşaltılan bir IŞİD cezaevinden çoğu muhalif 50 kişinin cesedine ulaşıldı.
El Nusra lideri Ebu Muhammed el Culani ise dün bir açıklama yaparak çatışmaların Esada yaradığını söyledi ve taraflara ateşkes çağrısı yaptı.
Bu Sol sitesinde neden hiç Suriye rejiminin kendi ülkesinin kentlerini uçaklarla, helikopterlerle bombalayıp taş taş üstünde bırakmadığından, binlerce çoluk çocuk masum sivilin ölümüne sebebiyet verildiğinden söz edilmiyor? Neden bir kez bile Esad rejimi eleştirilmiyor, kınanmıyor?
İşte bugün de haberlerde görüntülerini izledik. Yine bir Suriye şehri ve uçaklardan, helikopterlerden atılan varil bombalarıyla enkaza dönmüş binaların altından çıkarılan cesetler... Bir rejim kendi bekası için kendi halkını kırar mı?
Solcu olan böyle bir uzun metrajlı filme seyirci kalır mı? Sadece seyirci de kalmıyorlar, sessizce ve istekle destekliyorlar.
[size=2]Senin de işin gücün AKP yandaşlığı. Amerikan emperyalizmi Irak'la başladı, Suriye ile devam ediyor senin işin gücün sola çatmak.
melnur'a mı dedin, ayhan'a mı, bana mı? bir de neden dedin? suriye konusuyla ne ilgisi var?
haa bir de, esad'ın katliamları konusunda ne düşünüyorsun? solculuğuna halel getirmeden açıklayabilir misin?
Alıntı Çizelgesi: kaçak yazmış
Bu Sol sitesinde neden hiç Suriye rejiminin kendi ülkesinin kentlerini uçaklarla, helikopterlerle bombalayıp taş taş üstünde bırakmadığından, binlerce çoluk çocuk masum sivilin ölümüne sebebiyet verildiğinden söz edilmiyor? Neden bir kez bile Esad rejimi eleştirilmiyor, kınanmıyor?
İşte bugün de haberlerde görüntülerini izledik. Yine bir Suriye şehri ve uçaklardan, helikopterlerden atılan varil bombalarıyla enkaza dönmüş binaların altından çıkarılan cesetler... Bir rejim kendi bekası için kendi halkını kırar mı?
Solcu olan böyle bir uzun metrajlı filme seyirci kalır mı? Sadece seyirci de kalmıyorlar, sessizce ve istekle destekliyorlar.
Sadece ''sol sitesinde'' mi? Hiç sol-sosyalist yayın takip etmiyor musunuz? Emperyalizmin bölgedeki çıkarları için buraları karıştırmak istediğini, kendine yakın sistemler kurmak istediğini bilmiyor musunuz? Dün Saddam'a ve Irak halkına yapılanların, bugün Esad ve Suriye halklarına yapılmak istendiğini görmek istemiyor musunuz? Irak'ta hemen her gün onlarca kişinin hayatını yitirmesi, Suriye'de yıllardır oluk gibi kan akmasının nedenlerini çözümleyemiyor musunuz?
Sonra da kalkıyor, Esad üzerinden suçlamalar yaparak ''solcu olan..seyirci kalır mı?'' diye soruyor ve bir kez daha Sn.yorum'un deyimiyle emperyalizmin beşinci kolu rolüne soyunuyorsunuz! Ve hala solcu, sosyalist olduğunuzu söylemeye çalışıyorsunuz!
Sn.Kaçak; sosyalist olduktan sonra TARAF, Star, Sabah vb. okunabilir. Murat Belgeler, Oya Baydarlar ve Oral Çalışkanlar da takip edilebilir. Ama bu döneklerden sol sosyalizm öğrenilmez. Bunlar, bugün geldikleri noktada sosyalist falan değillerdir. Bunların liberal yazılarını okuyup, burjuva demokrasisine methiyelerini solculuk-sosyalistlik sanma alışkanlığından kurtulmalı ya da artık şu ''solcuyum-sosyalistim'' komikliğini bırakmalısınız.
Suriye'de emperyalist bir saldırı var. Suriye'de bugün kan gövdeyi götürüyorsa bunun nedeni emperyalizmdir. Büyük fotoğraf bu olduktan sonra fotoğrafın küçük parçalarının bu büyük fotoğrafın önüne konmasına izin verilmemeli. Emperyalizmin, katar, Arabistan ve Türkiye'nin taşeronluğunun ve bölgedeki dinci-faşist çetelerin karşısında tavır almak bir solcu-sosyalist için yaşamsaldır. Solcular, sosyalistler sistemin ''ombudsman''ları değillerdir. Görevleri ''şu doğru, bu yanlış'' demek de değildir. Sol için siyaset böyle bir şey değildir. Solcuysanız, sosyalistseniz, siyasi doğrultunuz bu büyük fotoğrafa göre biçimlenmelidir. 500 kiloluk bir adam yanına elli altmış kiloluk adamları toplamış, 15 kiloluk bir adamı evire çevire döverken, bir kişi kalkıp da ''ama o da şunu yapıyor, yaptı'' diyemez, dememeli. Bunu diyen kişi ya büyük fotoğrafı görebilme-çözümleme becerisinden yoksundur ya da (''solcuyum-sosyalistim'' dese bile) su katılmamış bir emperyalizm aşığı, ''emperyalizmin 5.kolu''dur.
Size ''akp'ci, emperyalizm uşağı, liberal vb'' deniliyorsa bundan.
Ama eminim, bir kulağınızdan girecek, öbüründen çıkacak!
Sitemiz Bir Paylasim
Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize
kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu
nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara
aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve
materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden
kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine
yollayabilirsiniz.