SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
Bölücübaşı – M.Utku Şentürk           (gösterim sayısı: 2.787)
Yazan Konu içeriği
Üye Profili boşluk
umut
[ umut yarın ]
Yasaklı
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 12.09.2013
İleti Sayısı: 3.105
Konum: Gizli
Durum: üye uzaklaştırılmış
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder


Konu Yazan: umut
Konu Tarihi: 20.03.2014- 22:03


Bölücübaşı – M.Utku Şentürk



Taksim Gezi Parkı olayları ile fitili ateşlenen özgürlük ve demokrasi kalkışmasının iktidarın bu ayrıştırıcı, bölücü, muktedir dilinin “torba” misali büzülmesi dileğiyle.

Tayyip Erdoğan, Antep mitinginde, Berkin Elvan’ı ve ailesini terörist olarak suçladı ve insanlar onun isteği üstüne aileyi yuhaladılar. Donup kaldım, Tayyip Erdoğan daha da ileri gitti. Berkin’in annesi tarafından belki uyanıp oynar diye mezara bırakılan bilyelere takmıştı. “O anne ne demek istiyormuş?” Ve insanlar anneyi yuhaladılar. Sonra da Kasımpaşa’dan kendi emri ile Okmeydanı’na sürdüğü lümpen faşist çetenin içinde yer alan ve çıkan çatışmada öldürülen Burak Can’a övgüler düzdü. “Burak Can’ın elinde sapan yoktu. Burak Can’ın elinde silah yoktu. Sadece evinin önünde olan bu yavruyu orada şehit ediyorlar ve sokaktan toplanan kovan sayısı 42. Bunlar bu teröristlerle el ele iş tutuyorlar ve o yavrumuzu öldürenler işte Kılıçdaroğlu’nun gayrı resmi illegal cellâtlarıdır. Bunu böyle biliniz.”

Türk Tabibler Birliği’nin miting sonrası yaptığı yazılı açıklamada da belirtildiği gibi: “Normalde hiç kimse çocuklarını kaybetmiş iki aileyi karşı karşıya getirmeye çalışmaz. Normalde hiç kimse ekmek almaya giderken polis tarafından başından vurulan, 269 gün ölümle pençeleştikten sonra hayatını kaybeden 15 yaşındaki bir çocuğu terörist ilan etmez. Normalde hiç kimse oyun çağında öldürülen bir çocuğun mezarına konan oyuncak misketleri “demir bilye” olarak çarpıtmaz. Normalde hiç kimse daha iki gün önce evlâdını toprağa vermiş bir anneyi miting meydanında yuhalatmaz.”

Ancak geriye baktığımızda 12 yıllık AKP iktidarı dönemi boyunca Başbakan Erdoğan‘ın bu tarz provakatif söylemleri ve “anormal davranışları” olduğunu göreceğimiz için artık çok şaşırmıyoruz. Zaten sayısız örnekte olduğu gibi Bülent Arınç, Hüseyin Çelik olmadı Mehmet Akif Beki ya da Yiğit Bulut Başbakan’ın bu sözlerinin yine yanlış anlaşıldığını söyleyerek tevil edeceklerdir. İmam Hatipli olmanın faydaları sanırım Tefsir ilmi erbabı olan bu değerli şahsiyetler sayesinde tıpkı Kur’an’ın Batıni ve zahiri anlamlarının doğru okunması gibi Başbakan’ın da sözlerinin Batıni ve zahiri anlamlarını halk doğru okuyabiliyor. Allah bin kere razı olsun onlardan. Ya onlar da olmasaydı? Biz zavallı aciz kulları nasıl anlardık Erdoğan’ı?

Şakayı bir yana bırakırsak, 12 yıl boyunca her söylediği gerçekten yanlış anlaşılıyorsa ya da kendisini yanlış ifade ediyorsa bunda da bir sorun vardır.   Bir insanın kendisini ifade etmekte zorlandığı ve bunun ciddi bir psiko-patolojik sorunun göstergesi olup olmadığını değerli psikolog ve psikiyatristlere bırakıyorum. Ancak bilebildiğim kadarı ile bu durum “disleksi” yani “özel öğrenme güçlüğü” adı verilen bir problemden kaynaklanmaktadır. Takdiri yine de uzmanlarına bırakıyorum. Değerli Başbakana da yoğun ajandasından en azından bir yarım saati ayırarak bu sorununu ivedilikle çözmesini öneriyorum, sonrasında daha büyük bir probleme neden olabilir “alimallah”. Misal bu durum daha ciddi bir hastalığın göstermiş olduğu bir semptom olabilir. Ki sanırım var ortaya dökülen tapelerden de görüldüğü gibi bu anlama güçlüğü ve kendini ifade edememe problemi sevgili yavrusu Bilal’de de mevcut. Genetik bir durum sanırım.

Muktedirin dili=Kutuplaşma

Erdoğan, 12 yıllık iktidarı boyunca olur olmadık yerde ve zamanda gündem değiştirmek adına polemiklere neden olan açıklamaları ile toplumda bir kutuplaşmaya neden oluyor.

AKP’nin ve özellikle de Erdoğan’ın en güçlü yanlarından biri de bu; Bir açıklama ya da bir kanun ile ülkedeki var olan gündemi bir anda değiştirip başka bir şeyi tartıştırmak. El çabukluğu marifet türünden bu illüzyonlarla Roboski, Reyhanlı, Suriye iç savaşı, Kürt sorunu ya da ekonomik sorunların üstü bir anda koyu bir şal ile örtülüyor ve biz asıl gündemden uzaklaşarak yapay gündemler üstünden saf tutuyoruz.

Henüz bundan birkaç ay önce tartışılan bu tip yapay gündemlerden ilk aklımıza gelenlere bir göz atalım isterseniz; Kürtaj yasağı, idam cezasının yeniden getirilmesi, dindar nesil yetiştirileceği, üç çocuk tartışması, sezaryenin yasaklanması, Muhteşem Yüzyıl dizisi üzerinden Osmanlı’nın “şanlı tarihi” tartışmaları. hepsi de birbirinden içi boş olan bu söylemlerin ve yol açtığı tartışmaların en önemli nedeni elbette AKP’nin ve Erdoğan’ın sıkıştığında gündemi değiştirme isteği ama tek neden değil. Hükümet ve Erdoğan bu tartışmalarla aslında “bir taşla birkaç kuş vurmanın” peşinde.

Bu tip yapay tartışmaların/gündemlerin hükümet ve Başbakan için sıkıştığında gündem değiştirmek dışında bir diğer kazanımı ise muhafazakâr, mütedeyyin parti tabanının gönlünü okşamak. Sıradan muhafazakâr seçmenin değerlerini okşayan bu çıkışlarla onların gözünde ne kadar “dini bütün”, ne kadar “Müslüman”, ne kadar “hak yolunda”   ya da ne kadar “miiliyetçi” insanlar olduklarını gösteriyorlar ve seçmen kitlelerini konsolide etmek, bir araya getirmek, toparlamak, birleştirmek istiyorlar. Muhaliflerini de ötekileştirip, kriminalize ederek (kendileri gibi düşünmeyen herkesi Ergenekoncu, Komünist, Ateist, Alkolik, Marjinal ve son zamanlarda da “paralel” ilan ederek) sırf kendi kitlesini konsolide etmek adına “biz ve onlar” kutuplaşması yaratıyor.

Taksim Gezi Parkı olayları ile fitili ateşlenen özgürlük ve demokrasi kalkışmasının iktidarın bu ayrıştırıcı, bölücü, muktedir dilinin “torba” misali büzülmesi dileğiyle. Aksi takdirde yeni Maraşların, Çorumların, Sivasların, Kanlı Pazarların yaşanması bu sorumsuz muktedir dilin ürünü olacaktır ki zaten Fethiye’de, Okmeydanı’nda,   Foça’da Kürtlere ve Sosyalistlere karşı katliam provaları AKP’nin kimi zaman el altından kimi zaman açık desteği ile yapılıyor.

Yıllardır Şoven/Faşist çevreler Öcalan’ı   “Bölücübaşı” olarak tanımladılar ancak mazlum bir halkın önderi için yapılan bu yakışıksız ve gerçek olmayan tanımın Hitler misali giderayak ülkeyi yangın yerine çevirmeye hevesli bir diktatöre son derece yakıştığı gözle görülür bir gerçekliktir. Bu ülkede bir tane bölücü başı vardır. İnsanları birbirine kırdırmaya hevesli, kanla beslenen bir tek kişi, herkes biliyor ve tanıyor onu…

M.Utku Şentürk



Yeni Başlık  Cevap Yaz



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör Utku Kalı dava sürecinde yaşadıklarını anlattı melnur 0 4160 18.01.2014- 02:04
Etiketler   Bölücübaşı,   M.Utku,   Şentürk
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS