Kapitalizmin fıtratında zulüm var..
Kemal Ulusaler
Finans-kapital zorba, sadece tekel işçisini hedef almıyor, aynı zamanda tütün üreticisi köylüyü de açlığa mahkum ediyor. Özelleştirme uygulamaları sonucu artık tütünü, pancarı ekip, biçemeyen, hayvancılık yapamayan, köylü açlıktan ölmemek için tamamen yabancısı olduğu işkollarına yöneliyor. Tıpkı Bursa, Mustafakemalpaşanın Devecikonağı Beldesindeki kömür madeninde grizu patlaması sonucu ölen Alpagut, Karaköy, Kumkadı köylüleri gibi...Oysa, TMMOB Maden Mühendisleri Odası ; Özellikle 80li yılların başından itibaren uygulamaya konulan özelleştirme, taşeronlaşma, redevans vb yanlış uygulamalar; kamu madenciliğini küçültmüş, kamu kurum ve kuruluşlarında uzun yıllar sonucu elde edilmiş olan madencilik bilgi ve deneyim birikimini dağıtmıştır. Madencilik sektörü, doğası gereği özellik arz eden ve bu nedenle bilgi, deneyim, uzmanlık ve sürekli denetim gerektiren dünyanın en zor ve riskli iş koludur. diyerek, deneyimsiz, uzman olamayan kır emekçilerinin nasıl toprağından koparılıp ölümün kucağına atıldığının altını kocaman kocaman çiziyor. (BirGün Aralık 2009)
1867 Dilaver Paşa Nizamnamesinden bu yana pek de bir şey değişmemiş. O dönem Zonduldakı köleleştiren Mükellefiyet Nizamnamesi, yani zorunlu çalıştırma düzenlemesi bir miktar şekil değiştirerek bu günde sürdürülmekte.. Serdar Kaynakın Ethem Çavuşun anılarından aktardığı, işçilere geç ve eksik maaş ödemeleri, neredeyse boğaz tokluğuna çalışma bu günde geçerli. Geçmişte Fransızların yerini bu gün taşeronlar almış. Yine geçmişte maaş ödeme günü kapıda bekleyen tefeci abani sarıklı ağaların yerini bu gün bankalar almış. Arnavut kavasın fil sinirinden kamçısının yerini bu gün polis copu almış. Dünden bu güne sömürü baki iken zulüm sadece biçim değiştirmiş. (BirGün Ocak 2011)
2009 ve 2011de bu köşede yazdığım iki yazı sanki bu gün yazılmış gibi... Demokratik kitle örgütleri raporlar yayınlamış, bizler yazmışız, akademisyenler ve duyarlı vatandaşlar uyarmışlar.. Ancak kapitalist zulmün imamı bildiğini okumuş. Sonra bu gün çıkıp pişkin pişkin madenciliğin fıtratındaki ölümden söz ediyor. Suçluluk psikolojisiyle kaçmaya çalışıyor, hırçınlaşıyor, saldırganlaşıyor.
Soma Holding sahibi ve yöneticileri suçlu. Taşeron yok yalanını Yol Tv. röportajında işçiler; Biz taşeron işçileriyiz deyip bir bir taşeron isimleri sıralayarak suratlarına çarptı. Göstermelik maden denetimlerinin nasıl gerçekleştiğini bir bir anlattılar.
AKP yandaş medyasının manşetlerinden de anlaşılacağı üzere Şirketi mahkûm edip işin içinden sıyrılmak eğiliminde. Ancak asıl suçlu kendileri. İşçileri nasıl günbegün ölüme gönderdikleri bizatihi kendi kurumlarınca itiraf ediliyor.
Nasıl mı? 2013 Mayısında yayımlanan Enerji Bakanlığının altındaki kurum Türkiye Kömür İşletmeleri Sektör Raporu ile.. Rapor sektördeki zayıflıkları aslında kendi zayıflıklarını şöyle ifade ediyor;
Kamu kuruluşunun kömür madenciliği konusunda yeterli deneyime sahip olmaması..
Mevcut özel sektör kuruluşlarının üretimde teknik ve finansal güce sahip olmaması..
Yani, 150 yıldır deneyim edinememiş(!) kamu, madenlerin işletmeciliğini 20-25 yıllık deneyime sahip olan üstelik teknik donanımdan yoksun ve finansal güce sahip olmayan özel sektöre devretmekte bir sıkıntı duymuyor.
Madencilik sektörüne ilişkin yasa ve yönetmeliklerin tam anlamıyla sektörün sorunlarını çözememiş olması.
İlgili Bakanlıklar ile Kurumlar arasında koordinasyon eksikliği.
İtiraf; sektörde sorunlar var, mevcut yasalar ve yönetmelikler sorunun çözümüne elverişli değil. Üstelik bu açıkça ortada iken bir de koordinasyon eksikliği de söz konusu
Katliamın hangi koşullarda geliştiğini görüyorsunuz.
Rapor devam ediyor. Burası tam bir kara mizah;
Kalifiye ara eleman temininde güçlük. Sektörde özellikle usta-çırak ilişkisinin zayıflığı
Başbakan 1800lerden örnekleme yapmasına kimse şaşırmasın zira, hükümetine bağlı kurumlar 500 yıl ötesinden Osmanlının Ahilik kurumlarından usta-çırak ilişkisinden bahsediyorlar. Çok tehlikeli işler sınıfına giren ve yukarıdaki alıntıda Maden Mühendisleri Odası raporunda madenciliğin bilgi, beceri, uzmanlık isteyen özellikli işlerden olduğunu vurgulayan gerçekler ortada iken Ostimdeki küçük ölçekli bir tamirhaneden söz eder gibi binlerce işçinin indiği madenlerde usta-çırak ilişkisinden söz etmekteler. Ne yazık ki bu kara mizahtan büyük bir katliam çıkıyor.
Başta Cumhurbaşkanı olmak üzere neredeyse tüm Bakanlara, kimi AKPli milletvekillerine ve bazı AKPli belediye başkanlarına , bazı sorular gönderdim ve yanıt alamazsam sükut ikrardan gelir diye düşüneceğimi söyledim. Şu ana kadar tek bir yanıt yok. Sükut hâkim ve suçun kabul edilmişliği söz konusu.
Madem ki ortada suçun kabul edilmişliği var öyleyse suçlular derhal hesap vermeli. Yoksa bu halk sokakta o hesabı kapatacak.
Sitemiz Bir Paylasim
Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize
kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu
nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara
aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve
materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden
kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine
yollayabilirsiniz.