Recep Tayyip Erdoğandan çok çekti bu memleket. Çekmeye bir süre daha devam edecek. Recep Tayyip Erdoğan cumhurbaşkanlığı koltuğuna oturmaya hazırlanırken şimdi başbakanlığı beterin beteri varmış dedirtircesine Davutoğluna bırakıyor.
Ortadoğu başta olmak üzere dış politikada ülkemizin burnunu her türlü belaya sokan bir Dışişleri Bakanı başbakanlık koltuğuna oturacak. Memleket Tayyipten çekmişti, bundan daha çok çekecek.
Suriyede iç savaş var. Suriyede bu iç savaşın çıkarılmasında, bu savaşta dinci terör örgütlerinin desteklenmesinde, emperyalizmin çıkarları doğrultusunda adım atılmasında pay sahibidir Davutoğlu. Bizzat mimarlarındandır. Bugün Suriyenin kaybetmesi, İsrailin çıkarınadır. Suriyede dinci terör örgütlerinin arkasında durarak Suriyede rejim karşıtı kesilmek İsrail çıkarlarının payandalığını yapmaktan öte değildir. Davutoğlu, objektif olarak İsrailcidir.
Irakta yaşananlar açık. ABD işgali sonrası ülkeye huzur gelmedi, iç savaşın, terörün ve göçün kol gezdiği bir ülke artık Irak. Saddama kızanlar, daha beterini kurdular. Bugün Irakta IŞİD gerçeği ve vahşeti varsa, bu vahşetin arkasındaki bölgesel ve emperyalist desteği bilmek lazım. Suudi parasıyla, Türkiye oluruyla kurulan bu örgütün bir parçası olan Tarık Haşimi gibi isimleri ülkemizde saklayan Davutoğlundan başkası değildir. Türk konsolosluğu IŞİD elinde rehinken, Tarık Haşimi gibi isimler Türkiyede saklanıyordu. Davutoğlu, objektif olarak IŞİDcidir.
Bugün ülkemizde yaşanan bir travma var. Suriyeli göçmenler ülkemizin bir dizi kentinde yoksulluk içinde yaşıyor, dileniyor. Evlerinden kopan bu göçmenlerin trajedisi sadece Suriyedeki rejime bağlanabilir mi? Suriyeyi güçsüz düşürme, rejim değişikliğine gitme, İhvancı kardeşlerini iktidar yapmak için ülkeyi iç savaşa sokmaktan çekinmeyen bir dış politika mimarı Davutoğlundan başkası değildir. Davutoğlu, objektif değil bizatihi savaş yanlısıdır.
Mısırla kavga, Suriye ile savaş, Irakla örtülü savaş, Suudilerle yarış, İranla rekabet, ABDye kulluk, Katarla dostluk. İşte bizim dış politikamızın fotoğrafı. Neo-osmanlıcılık adına yola çıkıp yerlerde sürünen bir dış politika... Türkiyenin dış politikası, ülke çıkarının bile tek başına ağza alınamayacağı geri bir mezhepçilikten ibaret. Mısırda, Katarda, Suriyede, Irakta ve daha bir dizi yerde dış politikada Davutoğlunun çizdiği rota mezhepçilik değil mi? Davutoğlu, objektif olarak ihvancıdır.
Suriyede ölen binlerce insandan, kafası kesilenlerden, Ezidi katliamından, Irak kentlerinde, pazar yerlerinde patlayan bombalarla ölen çocuklardan, cariye olarak satılan kadınlardan bahsetmeyelim bile. Ya da IŞİD elindeki rehinelerden
Cumhurun başı böyle olmaz dedik. Halkın yüzde 38'inin oyuyla seçilmiş bir cumhurbaşkanı halkı temsil edemez. 12 yıllık başbakanlığı sırasında ülkemiz çok çekti. Hukuksuz yargılamaları, haksız gözaltıları, işçi ölümlerini, maden kazalarını, polis vahşetini, yoksulluğu, hızlı tren kazalarını, yağmayı, yolsuzluğu, orman kıyımını, Kürt düşmanlığını, gizli dinlemeleri, havuz medyasını, gericiliği, karanlığı, cumhuriyet düşmanlığını
Şimdi başkanlık rejimi getirecek. Önce yarı başkanlık ama; Davutoğlu başbakan, Tayyip cumhurbaşkanı!
Sitemiz Bir Paylasim
Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize
kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu
nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara
aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve
materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden
kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine
yollayabilirsiniz.