Santrallarımızı ve madenlerimizi, satın da görelim sizi. Siyasetçi katili yapmayın bizi. Cezaevleriniz korkutamaz bizi, Tankınız TOMAnız copunuz biber gazınız yıldıramaz bizi. Yatağan, Yeniköy ve Kemerköy enerji ve maden işçileri, direnişin simgesi. Bu ant Yatağan, Yeniköy ve Kemerköyde şuan nöbette olan Enerji ve maden işçilerinin andı. İşte Türkiyenin en uzun soluklu işçi direnişi olan Yatağan direnişinin öyküsü
Meryem Yıldırım - İleri Haber
Türkiyenin en uzun soluklu işçi direnişi Yatağanda sürüyor. Dün gece (30 Kasım Pazar) işçiler iş yerlerini terk etmeyerek, iş makineleriyle barikat kurarak nöbet başlattı. 442 gündür direnen işçilerin mücadelesi çeşitli aşamalardan geçti.
KOMİTELER KURULDU, 60 BİN İMZA TOPLANDI Yatağan direnişinin şekillenmesi aslında 2012 yılının sonlarına doğru TES-İş ve Maden-İş sendikalarının Yatağan şube yöneticilerinin aldığı özelleştirmeye karşı ortak mücadele kararıyla başladı. İlk önce komiteler kuruldu, eylem planı belirlendi, plan Yeniköy, Kemerköy ve Yatağan termik santral ve kömür ocaklarında çalışan enerji ve maden işçilerine anlatıldı. İşçiler mücadelelerini Yatağanda, Milasta yurttaşlarla paylaştı, bölge köylerine de ziyaretler gerçekleşti. Konuyla ilgili farkındalık oluşturuldu ve 60 bin imza toplanarak Meclise gönderildi.
ASIL KIYAMET ÖZELLEŞTİRMEYLE GELECEK Yatağan işçilerinin verdiği mücadeleye dikkati çeken ilk eylem, 21 Aralık 2012 günü kıyamet söylentileri nedeniyle dünyanın gözünün çevrili olduğu Şirincede gerçekleşti. İşçiler, kıyametin özelleştirmelerle geleceğini söyleyerek kefen giyerek, Kıyamet dünyanın, özelleştirme işçinin sorunudur dedi ve seslerini duyurdu.
DAĞA ÇIKTILAR İşçiler, 24 Eylül 2013te Milasta bulunan Sodra Dağına çıkarak buradan tüm ülkeye seslenmeye çalıştı. 7 Ekim 2013te Milastan Ankaraya dört günlük yürüyüş yapıldı. Yatağana döndüklerinde istikametleri AKP binaları oldu.
ERDOĞAN İLE GÖRÜŞME Daha sonra Yatağanda mücadeleyi başlatan Maden-iş Yatağan Şube Başkanı Süleyman Girgin ve Tes-iş Yatağan Şube Başkanı Fatih Erçelik 30 Kasım 2013 günü Marmariste dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan ile görüştü. Erdoğana verdikleri dosyada özelleştirmeye neden karşı çıktıklarını, santrallerin ve madenlerin Türkiye ekonomisine katkılarını, işçilerin ve yerel halkın düşünceleri ve çevreye karşı duyarlılıkları ifade edildi. Erdoğan işçilere santrallerin değerinin altında teklif alması durumunda özelleştirmelerin iptal edileceğini söyledi. Fakat daha sonra Erdoğanı hiç muhatap olarak karşılarında göremediler.
AÇLIK GREVİ YAPTILAR İşçiler, 9 Aralık 2013te bu kez açlık grevine başladı. Günlerce süren açlık grevinin ardından 29 Aralıkta Milasta tüm Türkiyeyi tek yürek yapan Emek ve Bağımsızlık Mitingi gerçekleşti.
24 Ocak 2014 günü İşçiler Ankaraya yürümek istedi ancak buna izin verilmedi. Engellemeler işçileri durduramadı. İşçiler, Yatağandan Muğlaya kadar yürüdü. Barikatları aşan İşçiler, Ankarada Özelleştirme İdaresi önünde açıklama yaptı.
TÜRK İŞE BİZE SAHİP ÇIKIN MESAJI Sonra işçiler yeniden Ankaraya yürümek istedi. Engelleri aşarak ulaştılar Ankaraya... Ankara Kurtuluş Parkında 10 Nisan 2014te direniş çadırı kurdular. Burada Türk-İşe Mücadelemize sahip çıkın mesajını verdi işçiler. 14 Nisandaki Yeniköy ve Kemerköy Santral ihalesi sırasında Özelleştirme İdaresi önünde toplanan işçiler, zincirlerle kendilerini kapıya bağladı. Çok sayıda işçi yaka paça gözaltına alındı. İşçiler, 30 Nisan 2014te yine kefenleri ve zincirleriyle Ankara Maliye Bakanlığı önündeydi.
'YATAĞAN SOMA OLMASIN' Tüm Türkiyeyi yasa boğan 13 Mayıs 2014te 301 işçinin hayatını kaybettiği Soma Soma katliamının ardından işçiler 30 Mayıs günü Enerji Bakanlığı önünde yaptıkları açıklamayla Yatağan Soma olmasın dedi. Ege bölgesinin pek çok yerinde eylemler yapıldı. Somada 22 Haziranda gerçekleşen Kamulaştırma Mitinginde en ön saflarda Yatağan işçisi yerini aldı. Daha sonra bir günü iş bırakma olmak üzere üç günlük eylem kararı aldı işçiler, Türkiyenin dört bir yanında AKP binalarına yürüdüler. Cumhurbaşkanlığı seçimleri nedeniyle Muğlaya mitinge giden Tayyip Erdoğanla görüşmek istediler, 100 kişi yaka paça gözaltına alındılar.
442. GÜNDE İŞ YERLERİNİ TERKETMİYORLAR İnatçı direnişlerine rağmen Özelleştirme Yüksek Kurulu Yatağan Santrali'ni özelleştirdi ama işçiler yine pes etmedi. Direnişi sürdürdüler. Özelleştirmeye tepki amacıyla sendikaların Yatağan şubelerinin aldığı eylem karan doğrultusunda 8 saatlik iş bırakma eylemi yaptılar. Psikolojimiz bozuldu dediler, terk etmeyeceğiz ekmek teknelerimizi dediler. Dün gece itibariyle de özelleştirme ihalesini kazanan şirketin santrali devralacağı haberi üzerine işçiler iş yerlerini terk etmeme kararı aldı ve iş makineleriyle iş yerlerinin önüne barikat kurarak nöbet başlattı. İleriye konuşan işçiler Tüm değerlerimizi, insanlığımızı öğrendiğimiz bu iş yerinde, insanların kalbindeki adalet duygusuna sığınıyoruz. Çünkü böyle bir hareket halksız başarıya ulaşamaz diyerek tüm ilericileri Yatağana, direnişlerine destek olmaya çağırdılar.
Yatağanda ihaleyi kazanan şirketin santrali devralacağını duyan işçiler işyerlerinin girişine iş makinalarıyla barikat kurarak işgal başlattı. Maden-İş Yatağan Şube Başkanı Süleyman Girgin ve Tes-İş Yatağan Şube Başkanı Fatih Erçelik ve barikattaki işçiler ayrıntıları İleri Habere anlattı.
Meryem Yıldırım - İleri
Güncelleme 16.00
Tes-İş Yatağan Şube Başkanı Fatih Erçelik nöbet alanındaki son durumu İleriyle paylaştı. TEİAŞ (Türkiye Elektrik İletim A.Ş)dan Üretimi durdurun talimatı geldiğini bildiren Erçelik, Uyarıya uyacak mısınız peki? yönündeki sorumuza yanıtı "Hayır inadına devam ediyoruz çalışmaya oldu.
Erçelik, hep birlikte beklemeye devam ettiklerini, işçilerin morallerinin de çok yüksek olduğunun altını çizdi. Ailelerinin de nöbet alanına gelmeye devam ettiğini belirten Erçelik Gittikçe kemikleşiyoruz. Sendikalar ve siyasi partiler de geliyor" dedi.
Güncelleme 15:46
Nöbetteki işçilerin ısınması için kamyonlarla odun getirildi. Nöbet alanında odun sobaları kuruldu.
Güncelleme 12:21
İleriye konuşan santral işçilerinden Kemal Taş, alay komutanının sabah nöbet alanına gelerek, işçileri güvenlikle ilgili endişeleri olduğu ve kamu düzeni bozucu hareketlerden uzak durulması gerektiği yönünde uyardığını aktardı.
Üretime ara vermediklerini ve her zamanki gibi çalıştıklarını belirten Taş, şu çağrıda bulundu: Tüm değerlerimizi, insanlığımız öğrendiğimiz bu iş yerinde, insanların kalbindeki adalet duygusuna sığınıyoruz. Çünkü böyle bir hareket halksız başarıya ulaşamaz.
Muğla Yatağan santrali için yapılan özelleştirme ihalesini kazanan şirketin bu gece yarısından sonra santrali devralacağı haberi üzerine işçiler iş yerlerini terk etmeme kararı aldı. İş makinalarıyla iş yerlerinin önüne barikat kuran işçilere mesaide olmayan arkadaşlarından da destek geldi. Konuya ilişkin İleriye bilgi veren Maden-İş Yatağan Şube Başkanı Süleyman Girgin bugün aldıkları duyum üzerine nöbeti başlattıklarını söylerken, Tes-İş Yatağan Şube Başkanı Fatih Erçelik de "Bu mesele artık sadece Yatağanın değil tüm ülkemizin sorunu" dedi. Barikatlarda nöbette olan işçilerden ise ortak bir çağrı var: "Biz artık Ankara'nın değil, Türkiye'nin sesimizi duymasını istiyoruz. İşçiler birlik olursa Türkiye'de yer yerinden oynar."
Bine yakın işçinin olduğu direnişi Maden-İş Yatağan Şube Başkanı Süleyman Girgin İleriyle şöyle paylaştı:
DÖNÜM NOKTASINDAYIZ
Devir işleminin 7 Aralıka kadar süresi var. Bugün aldığımız bir duyumla 1 Aralık itibariyle buraların devir sözleşmesinin imzalanması yönünde bir bilgi aldık. 7 Aralıkda son devir tarihiydi. Bizde bütün arkadaşlarımızı iş yerlerine, GELİnin önüne çağırdık. İşçilerle iş yerlerinin girişine barikatlarımızı kurduk. Şuandan itibaren iş yerimizi terk etmeme kararı aldık. Dönüm noktasındayız. Buradan ayrılmayacağız.
TÜM İLERİCİLERİ BARİKATA ÇAĞIRIYORUZ
Meşru müdafaa haklarını kullandıklarını belirten Girgin şöyle konuştu: "Buna ister işgal deyin, ister başka bir şey deyin. Bu meşr-u müdafaa hakkıdır. Bu hakkımızı kullanıyoruz. Ülkemizin malları satılıyor. Buradan şu çağrıyı yapıyoruz: Tüm ilericileri, emekçileri, yurtseverleri, aydınları, öğrencileri, gençleri barikata, buraya sahip çıkmaya çağırıyoruz. Bu barikat yıkılırsa özelleştirmeler çığ gibi gelir. Bu barikat basit bir eylem değildir. Buradaki mücadele kuru bir özelleştirme mücadelesi değil, AKP faşizmine karşı başkaldırıdır. Herkesi bu mücadeleye bu barikata sahip çıkmaya çağırıyoruz.
"TÜM ÜLKENİN SORUNU"
İleri'ye konuşan Tes-İş Yatağan Şube Başkanı Fatih Erçelik ise Yaklaşık bine yakın kişi buradayız. Artık işyerlerimizi terk etmeyeceğiz. Arkadaşlarımız kararlı. Bu mesele artık sadece Yatağanın değil tüm ülkemizin sorunu dedi.
İŞÇİ BİRLİK OLURSA TÜRKİYEDE YER YERİNDEN OYNAR
Nöbette olan işçilerden, 3 yıldır elektrik santralinde çalışan Onur Şaşı direnişteki son durumu İleriye anlattı. Şaşı, geçtiğimiz günlerde İlerinin de haberleştirdiği iş bırakma eylemini de hatırlatarak bu nöbetin hakları olanı aramak için başlattıklarını belirtti. İşçilerin sermayeye karşı haklarını savunduğunu vurgulayan Şaşı şunları söyledi: Şu an da biz iş yerimizin önünde barikat kurduk. Burada yaklaşık bin kadar işçi var. Bekleyişimiz sürüyor. Şu an da ne şirket görevlilerinden ve kolluk kuvvelerinden kimse yok. Bu direnişin amacı ülkenin kar edilen kurumlarının gelecek nesillere bırakmak ve özelleştirme sermayesine peşkeş çekilmemesi için ve kendi haklarımızı korumak için yapıyoruz.
"İŞÇİLER BİRLİK OLURSA YER YERİNDEN OYNAR"
Bir şeylerin değişmesi için Türk-İşin adım atması gerektiğini belirten Şaşı Ama bugün gelinen noktada işçinin haklarını korumak olan Türk İş hükümetle dirsek teması halindedir. Kar eden kamu kurumlarının satılmasına tepki göstermiyor ifadelerini kullandı.
Şaşı kararlı olduklarını ifade ederek Herkesi Yatağana çağırıyoruz. İşçiler birlik olursa Türkiyede yer yerinden oynar çağrısında bulundu.
"BİZİ ÖZEL ŞİRKETE MAL SATAR GİBİ VERDİLER"
Santrale ait linyit işletmesinde (GELİ) kamyon şoförü olarak çalışan 27 yıllık işçi 47 yaşındaki Hekmet Turan da bir başka noktada iş makinalarıyla kapatılan giriş çıkışları kendi alanlarında da kamyonlarla kapattıklarını anlatarak şunları söyledi: Kamyonlarla giriş çıkışları komple kapattık. Araba lastiklerini yaktık. Eylemimizi başlatmak için yaktık bu lastikleri. Hem ısınma hem de eylem ateşi. Aynı zamanda enerji santralinin önünü de tamamen kapadık. Orada ateşleri yaktık. Devlete karşı suç işlediğimizi zannetmiyoruz. Kendi haklarımızı kazanmak ve herkese duyurmak için bu nöbeti başlattık. Bizim işletmelerimizde benim gibi 3 senesi 6 ayı 1 senesi kalan işçiler var. Bizim kendi haklarımız olan, başka işletmelere verilmemiz gerekirken, bizi özel şirkete mal satar gibi verdiler. Tabir-i caizse durum aynen budur. Bize insan olmamızdan kaynaklı haklarımızı versinler, bunu istiyoruz. Bu kabul edilebilecek bir şey değildir. Haklarımız kabul edilene kadar bunu sürdüreceğiz. İstanbul, Adana, Ankara kaç yer dolaştık. Biz yürüyerek Ankaraya geldik. Hükümete sesimizi duyurmak için, duymadılar. Artık hükümetin değil Türkiyenin duymasını istiyoruz. Tek yürek tek bilek olmasını istiyoruz. Buraların satılmasını istemiyoruz.
Yatağan işçilerinin direnişine destek çağrısı yapan FKF tarafından yapılan açıklamada "Yeni Soma facialarını önlemek istiyorsak gün bugündür. Yatağan meselesi memleket meselesidir" ifadeleri kullanıldı.
(İleri -- Haber Merkezi) Fikir Kulüpleri Federasyonu, direnişteki Yatağan işçilerine destek açıklaması yayımladı. FKF'nin açıklamasında "Yeni Soma facialarını önlemek istiyorsak gün bugündür. Yatağan meselesi memleket meselesidir" dendi. "Yatağan memleket meselesidir: Gençlik memleketine sahip çıkıyor!" başlıklı açıklamanın tamamı şöyle:
"Özelleştirmeler insanları işlerinden ve ekmeklerinden etmekle kalmıyor, işçilerin hayatını karartıyor. Kanla beslenen AKP iktidarı doymadığını, doymayacağını gösteriyor. Yatağan, Yeniköy ve Kemerköyde uygulamaya sokulan özelleştirme projeleri ile patronların ve gerici iktidarın para hırsı uğruna işçilerin hayatları hiçe sayılıyor, ülkenin kaynakları yağmalanıyor.
Özelleştirme, Yatağandan yeni Somalar yaratma projesidir. Özelleştirme, iş güvencesi olmayan itaatkar işçiler yaratma projesidir. Özelleştirme, Bilal oğlanların ayakkabı kutuları dolsun diye göçük altına yeni canlar gönderme projesidir. Özelleştirme işçilerin hayatlarına karşılık iktidara peşin olarak ödenen kan parasıdır!
Yeni Soma facialarını önlemek istiyorsak gün bugündür. Yatağan meselesi memleket meselesidir.
Emeklerine ve ülkelerine sahip çıkan, direnen emekçilerin yanında olduğumuzu; kavgalarının kavgamız olduğunu bir kez daha ilan ediyoruz.
Bugünden itibaren tüm üniversiteler ve liseler, Yatağan için birer direniş mevzisidir.
Özelleştirmeye karşı kamulaştırma bayrağını yükseltmek için gençlik üzerine düşen görevi yapmaktan kaçınmayacaktır.
Yatağan işçisinin Yatağan, Yeniköy ve Kemerköy termik santralleriyle bağlı maden sahalarının özelleştirilmesine karşı geçen yılın sonbaharından bugüne sürdürdüğü direniş yeni bir safhaya taşındı.
Yatağan Termik santralinin özelleştirme işlemlerinde son aşamaya gelindi ve ihaleyi kazanan Bereket Grubu'na bağlı Elsan santrali devralmaya hazırlanıyor. Yatağan işçileri, devir sözleşmesinin imzalandığı ve devrin gerçekleşeceği duyumları üzerine Pazar gününü Pazartesi'ye bağlayan geceyarısından itibaren santrale kapandı.
Yatağan Termik Santrali, halka aittir diyorlar ve santrali piyasa teröründen korumak için sermayeye kapattılar.
Yatağan işçisinin başlattığı bu eylem, TEKEL direnişinde olduğu gibi, arada bir patron dolayımı olmadan, doğrudan sermaye iktidarına karşı veriliyor. Yatağan işçisi, sermaye iktidarının emek ve halk düşmanı politikalarına, özelleştirmeye, enerjide bağımlılığı arttıracak yanlış kararlara ve bu uygulamaların yürütücüsü olan hükümetin bizatihi kendisine yönelen bir mücadeleyi yükseltiyor.
Özelleştirme kapitalizmin neo-liberal döneminde işçi sınıfına en bütünlüklü saldırılarından birisidir. Türkiye'de bu saldırı 1980'li yıllarda darbenin yarattığı elverişli zeminde ANAP iktidarı tarafından başlatıldı.
2003 yılından sonra ise özelleştirmede tam anlamıyla altın dönem yaşandı. Yerli ve yabancı sermayenin göz diktiği tüm önemli sanayi kuruluşları özelleştirildi. Kamu yatırımlarıyla gelişmiş tüm sektörler, tekellere teslim edilerek buralarda kamu payı sıfırlandı. Şimdi sektör sektör yeni hedefler konuyor, yeni kuruluşlar özelleştirme portföyüne alınıyor. Özelleştirmede rekorlara imza atılan ilgili dönemde iktidarda AKP vardı.
AKP bu ve pek çok açıdan sermayenin medah-ı iftiharıdır. 1980'lerin ortasında başlayan özelleştirme uygulamaları 61 milyar doları geçerken, bu meblağın 52,6 milyar dolarlık bölümü AKP iktidarında gerçekleştirildi.
İktidarın özelleştirmede el attığı son alan, enerji sektörü. 2013 yılında elektrik dağıtım şirketlerinden son sekiz tanesi de sermayeye teslim edildi ve elektrik dağıtımı tamamen özelleştirilmiş oldu.
Elektrik dağıtımındaki o yağmadan Ege Bölgesi'nde Aydem Elektrik Dağıtım A.Ş. ve Gediz Elektrik Dağıtım A.Ş. olmak üzere iki dağıtım şirketine konan ve bölgede İzmir dahil beş büyük kentte elektrik dağıtım işini üstlenen Elsan şirketi, şimdi Yatağan Termik Santrali'ni devralmak istiyor.
Elektrik dağıtımdan sonra elektrik üretim santrallerini özelleştirmeye başlayan hükümet, aynı gruba Yatağan dışında Çatalağzı Termik Santrali'ni de verdi.
Şimdi AKP hükümeti özelleştirmede yeni bir hamle yapmaya hazırlanıyor. Bu hamleyi Maliye Bakanı Mehmet Şimşek Ekim ayı başında duyurmuştu. Devamında termik santrallerinin devir işlemlerini 2014 yılı nihayetlenmeden gerçekleştireceklerini açıkladılar.
Tabii bunlar, onların yani sermayenin ve emek düşmanlığında sicili kabarık hükümetin hesapları...
İşçi sınıfı ise mücadelesini görünür kıldığında her zaman hesap bozar. Yatağan işçisi, uzun süredir farklı tüm mücadele biçimlerini deneyerek sesini duyurmaya ve özelleştirmeyi durdurmaya çalıştı. Hükümetin tereyağından kıl çekercesine yürüttüğü özelleştirme planlarını alt üst etti. Santrallerin özelleştirme sürecinde kimi ertelemeler geldi.
Şimdi son aşamaya gelindiğinde, Yatağan'da kılıçlar çekildi. Enerji ve maden işçileri, yalnızca kendi gelecekleri için değil memleketin geleceği için sonuna kadar direnmeye karar verdi.
Görünen o ki, Yatağan işçisinin kararlılığından ürken hükümet ve santrale talip olan sermaye grubu, tansiyonu düşük tutarak süreci mümkün olduğunca sessizlikle geçiştirmek istiyor.
Hükümet, şimdilik üç maymunu oynuyor. TEKEL direnişi sırasında olduğu gibi, işçiye ne domuz deniyor, ne de işçinin sokağa çıkmasından eylem yapmasından korkarız yönlü açıklamalar yapılıyor.
Ancak, 2013 yılını 12,5 milyar dolarlık rekor bir özelleştirme işlemi ile tamamlayan, 2014 yılında oldukça iddialı yeni bir özelleştirme programı açıklayan hükümet, seçimler yaklaşırken hem kendi politikalarını hem de sermaye düzenini topa tutan bu direniş karşısında asla kayıtsız kalamaz.
Buna karşı, Yatağan işçisinin eylemini santralden çıkarıp tüm Türkiye'ye yaymak ve bugün tümüyle Yatağan işçisinin omuzlarına yüklenmiş sınıf refleksini uyandırmak gerekiyor. Bu sorumluluk, santralin dışındakilerdedir.
Birleşik Haziran Hareketi, Yatağan işçileriyle dayanışma için sokağa çıkma çağrısı yaptı.
Birleşik Haziran Hareketi (HAZİRAN), Yatağan işçileriyle dayanışma için sokağa çıkıyor. Birleşik Haziran Hareketi, 'Diren Yatağan, İstanbul Seninle!' demek için, yarın (5 Aralık Cuma) saat 19.30'da Tünel Meydanı'nda toplanma çağrısı yaptı.
'HAZİRAN BUNUN İÇİN VARDIR' Birleşik Haziran Hareketi Geçici Yürütme Kurulu, 1 Aralık'ta Yatağan'daki direnişle ilgili yaptığı açıklamada, Onları, bu kahraman, onurlu işçileri yalnız bırakmayacağız. Haziran tam da bu günler için vardır, kamuculuğu, emeğin haklarını savunmak, haklının yanında olmak, zorbalara ve düşmanlarımıza karşı birlikte direnebilmek için demişti.
Sitemiz Bir Paylasim
Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize
kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu
nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara
aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve
materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden
kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine
yollayabilirsiniz.