PEGIDA: Son Alman fenomeni hakkında bilmeniz gereken her şey 9 Soruda
ELMAS TOPCU
Almanyanın son fenomeni PEGIDA Adını ilk kez 20 Ekim 2014te Dresdende 300 kişiyle düzenlediği gösteriyle duyuran bu aşırı sağcı hareket, her pazartesi başta Dresden olmak üzere Almanyanın kimi kentlerinde gösteriler düzenliyor..
Peki nerden çıktı PEGIDA? Liderleri neyi savunuyor, neye karşı? Uzmanlar ne diyor, siyasi partiler nasıl yaklaşıyor?
PEGIDA hakkında bilmeniz gereken her şey 9 Soruda
1. PEGIDA nedir?
Türkçesiyle Batının İslamlaşmasına Karşı Yurtsever Avrupalılar.
Almancası Patriotische Europäer Gegen die Islamisierung des Abendlandesin baş harflerinden oluşuyor adı.
Şu an için bir dernek gibi hareket ediyor.
Alman medyası, geçen hafta PEGIDAnın, kamu yararına faaliyet gösteren dernek statüsü almak üzere resmi başvuruda bulunduğunu duyurdu.
2. Ne zaman, nasıl ortaya çıktı?
22 Aralıktaki gösteri
İlk olarak Dresdende, 20 Ekim 2014 Pazartesi akşamı, 300 civarında taraftarla gösteri yaptı. Daha sonra Noel hariç, her pazartesi Dresdende daha fazla destekçi bularak toplanmayı sürdürdü.
24 Kasım 2014 te sayıları 5 bin 500e, 22 Aralık 2014te 17 bin 500e ulaştı. Son olarak, 5 Ocak 2015te ise Dresdende 18 bin kişiyle boy gösterdi.
Liderlerinin söylediğine göre harekete geçmelerinde, Almanyanın Kürdistan Bölgesel Yönetimine silah desteği verme kararı etkili oldu.
Kobanede çatışmaların arttığı, Almanyada da birçok kentte gösterilerin yapıldığı dönemde, Ezidi nüfusun görece fazla olduğu Hamburg ve Celledeki gösterilerde radikal İslamcılar ile Kürtler arasında meydana gelen çatışmalar üzerine bir facebook grubu olarak örgütlendiler.
Ancak hemen belirtelim ki PEGIDAnın, Almanyanın silah desteğine itirazı hümanist sebeplerden değil. Krizleri artırıp Almanyaya daha çok göçmen gelmesine yol açtığı için karşı silah yardımına.
Aynı sebepten Ukrayna-Rusya krizinde de Alman hükümetinin tutumunu sert biçimde eleştiriyor, Berlinden Rusyayı dışlayan tutumunu derhal sonlandırmasını talep ediyorlar.
3. Neyi savunuyor, neye karşı?
Pankartta, Almanyadaki din savaşlarına karşı barışçıl şekilde birleşin yazıyor. Fotoğraf: Reuters
Kasım ayında dağıttıkları bildirilerde PEGIDAcılar, Kanadadaki gibi kontrollü, puanlı bir göç politikası, sıkı bir sınırdışı uygulaması, sıkı denetlenen bir seyahat politikası, suç işlemiş göçmenlere karşı sert bir tutum ve Hristiyan-Yahudi Batı kültürünün ve Alman kimliğinin korunması yönünde talepler dile getirdi.
Ayrıca, 2.Dünya Savaşı ve Nazi geçmişi nedeniyle yurtseverlik ve etnik kökenle gurur duyma kavramlarının olumsuz anlamlandırıldığı Almanyada yurtseverlik olgusunun yeniden vurgulanmasından yana olduğunu bildirdi.
Gelen sert eleştirilerin ardından ve son haftalarda artan kitlesel desteği bir siyasi oluşuma dönüştürerek, güçlenme hedefinden olsa gerek, aralık ayında daha kapsamlı bir katalog hazırladı PEGIDA.
Buna göre, savundukları şunlar:
Siyasi veya dini sebeplerle baskı altındaki mültecilerin kabul edilmesi insanlık görevidir. Ancak Mülteciler merkezi bir yerde toplanmasın, bütün Almanyaya dağıtılsın ve insan onuruna yakışır biçimde yurtlarda kalsın.
Ayrıca AB merkezi bir daire kurarak mültecileri tespit edip ülkelere göre dağıtsın.
Almanyada da mültecilerden sorumlu alanlara daha fazla bütçe ayrılsın ve başvuruları kısa sürede değerlendirilip sınırdışı edilecekler daha hızlı sınırdışı edilsin, edilmeyenler daha çabuk Almanyaya uyum sağlayacak kurslara yönlendirilsin.
Emniyet birimlerine daha fazla bütçe ayrılsın.
Suç işleyen mülteciler ve göçmenler hızla sınırdışı edilsin.
Kadın düşmanı ve şiddet yanlısı ideolojiler reddedilsin.
Kanada, İsviçre, Güney Afrika modeli kontrollü göç politikası uygulansın.
Halk önemli kararlara daha fazla dahil edilsin.
-Cinsel yönelim özgürlüğü tanınsın
PEGIDAnın şiddetle reddettiği konulara gelince:
Gettolar, paralel toplum yapısı, şeriat polisi, şeriat mahkemesi vb
Dini veya siyasi radikallık
Hangi dinden olursa olsun nefret vaazı
Alman Anayasasının yasakladığı PKK gibi örgütlere silah yardımı
Hareketin lideri konumundaki kişi, aynı zamanda gösterilerdeki baş konuşmacı Lutz Bachmann.
Geçmişi ilginç: Uyuşturucu, gasp ve hırsızlık vb. suçlarla dolu bir sabıka kaydı var. Hatta 90ların sonunda hapis cezasına çarptırılması üzerine, sahte kimlikle Güney Afrikaya kaçıp iki yıl kaçak kaldıktan sonra yakalanıp Almanyaya iade edildi.
Hareketin başını aşırı sağcılar çekiyor. Destekçileri arasında da neonaziler ve sağcı holiganlar var.
PEGIDAnın talepleri ve reddettiği noktalarda, İslam ve göç karşıtlığı dillendirilmese de gösterilerdeki pankartlarda İslam, terörle özdeşleştiriliyor.
Kullandığı dil açısından da birçok uzman PEGIDAnın ırkçı bir olşum olduğu görüşünde.
İsminde Almanca Batıyı tanımlayan eski bir kavram sayılan Abendlanda yer vermesi ise etnik, dini, cinsel ve sosyal açıdan çok kültürlü toplumların oluştuğu günümüzde ayrımcılığa ve ötekileştirmeye yoruluyor.
Spiegelin bu haftaki sayısında da hem hareketin 12 kişilik yönetim kadrosunda, hem de yerel gruplarında neonazi görüşlerin dillendirildiği belirtildi. Özellikle kapalı facebook grubunda, PEGIDAnın başından beri ırkçı parolalar ve Hitlerden alıntılarla propaganda yaptığı bildiriliyor.
Örneğin, organizatörlerinden Siegfried Däbritzin, Müslümanları aşağılayıcı, küfürlü, ırkçı kavramlar kullandığı, böylece mümkün olduğunca çok taraftar toplayıp harekete geçirmeye çalıştığı belirtiliyor. Däbritzin, Muhammedciler dışında Kürtlerin de Almanya ve Avrupa medeniyeti için büyük tehlike arz ettiğini yazdığı kaydediliyor.
Yine organizasyon ekibinden Thomas Talleckerin Yüzde 90ı eğitimsiz, Almanyada sosyal yardımı sömüren mültecileri ne yapalım diye Facebookta paylaşımda bulunduğu aktarılıyor. Badenseedeki bir bıçaklama vakasından sonra da, Yine kesin karnı aç, oruçlu bir Türktür ifadesini kullandığı aydediliyor.
Hareketin kentlerdeki alt oluşumlarındaki organizatörlerin de Pro NRW veya Pax Europa gibi ırkçı, İslam ve yabancı düşmanı yerel hareket veya partilerin liderleri olduğu dikkat çekiyor.
5. Niye pazartesileri toplanıyorlar?
Doğu Almanya döneminden kalma Biz Halkız geleneği sürdürülüyor
1989/1990 yıllarında, Doğu Almanyanın farklı kentlerinde rejimi eleştiren ve pazartesi günlerine denk getirilen protesto gösterileri yapılıyordu. Biz halkız sloganlı bu gösterilerin ilgi gördüğü yerlerden biri de Dresdendi.
PEGIDA, Doğu Almanya rejiminin kansız biçimde sonlanıp iki Almanyanın birleşmesinde önemli rol oynayan ve sembolik değeri yüksek bu geleneği kendi çıkarı için kullanıyor.
Zaten isimlerini de CDUnun 60lı yıllardaki sloganından ilhamla koydukları belirtiliyor. CDU o zamanlar Batı Kültürünü Kurtar sloganıyla seçim kampanyası yürütmüştü.
6. Dresden dışında da destekçi buluyor mu?
Berlinde geçen pazartesi düzenlenen PEGIDA karşıtı gösteriye Almanya Adalet Bakanı Heiko Maas da katılmıştı.
Dresdendeki kadar olmasa da evet.
Aralık ayında başta Bonn, Düsseldorf gibi bazı kentlerde ilk PEGIDA destekçileri toplanmaya başladı.
Dresden dışındaki destekçiler, kendilerini, eylem düzenledikleri kentlerin ilk iki harfini ilave ederek adlandırıyor. Bonnda Bogida, Düsseldorfta Dügida, Kölnde Kögida vb.
Ancak Köln, Münster, Stuttgart, Hamburg ve daha bir çok kentte, PEGIDAnın kolları sadece birkaç yüz kişi toplayabildi. Onlara karşı sokağa çıkan insanların sayısı ise binlerle anıldı. Hatta PEGIDAnın gösteri yapmadığı kentlerde bile, mesela Münihte binlerce insan çok kültürlü bir Almanya için karşıt gösteri düzenledi.
Birçok kentte düzenlenen PEGIDA karşıtı gösterilere siyasi partiler, sendikalar, kiliseler, STKlar ve sanatçılar da destek veriyor.
Nüfusu 300 bin civarındaki Münsterde bir öğrencinin facebook çağrısıyla 5 Ocak 2015 Pazartesi günü 10 binden fazla PEGIDA karşıtı biraraya geldi. Kölnde bu sayı, polisin açıklamasına göre 7 bin 500ü geçti.
Almanyadaki Müslüman cemaatler de PEGIDAya karşı ilk kez geçen hafta ortaklaşa bir bildiri yayınlayarak karşıt eylemlere katıldı.
PEGIDAya en güçlü tepki ise geçen cumartesi günü Dresdende CDUlu Saksonya Eyaleti Başbakanı Stanislaw Tillich ile yine CDUlu Belediye Başkanı Helma Oroszun çağrısıyla düzenlenen, Federal İçişleri Bakanı Thomas de Maiziere ve daha birçok üst düzey temsilcinin de katıldığı karşıt gösteri oldu.
35 bin Dresdenlinin katıldığı eyleme çok sayıda sanatçı da destek verdi. Şarkıların söylendiği, konuşmaların yapıldığı eylemle Dresdenin farklı kültürlere açık bir dünya şehri olduğu mesajı verildi.
Almanyada 2009 yılı itibariyle Müslüman ülkelerden gelmiş 4 milyon 250 bin civarında göçmen vardı. 2011deki son nüfus sayımında dini aidiyet bildirimi zorunlu olmadığından, halen Almanyada ne kadar Müslüman yaşadığı kesin bilinmiyor. Tahminlere göre 4,5 milyon; bu da nüfusun yaklaşık yüzde 5ine tekabül ediyor. Bu oranın 2030 yılında yüzde 7 civarında olacağı öngörülüyor.
PEGIDAnın ortaya çıktığı 530 bin nüfuslu Dresdendeki Müslüman göçmen oranı ise binde 1. Dresdenin bulunduğu Saksonya eyaletinde de binde 7.
Saksonyadaki radikal İslamcı selefilerin sayının ise toplam 100 civarında olduğu tahmin ediliyor.
Çok sayıda mülteci geldiği iddialarına karşı da rakamlar şöyle: Almanyaya 2014 yılında 200 bin mülteci geldi. Her üç mülteciden birinin başvurusu reddedildi. Saksonya eyaleti 2014te sadece 12 bin mülteci aldı. Başvuruların ise sadece %0,3unu kabul ederek, kalmalarına izin verdi.
Yabancıların daha çok suç işlediği iddialarına gelince
2012 yılında Almanyada işlenen suçların yüzde 25ini göçmen kökenlilerin işlediği kayda geçti. Ancak kriminalistler, göçmenlere, mültecilere ve yabancılara karşı daha sık şikayet başvurusu yapıldığından, bu rakamın somut durum hakkında iyi bir veri olmadığı görüşünde.
Yetişkin göçmen kökenliler arasındaki suç işleme oranı da düşük. Yani daha çok gençler arasındaki suç işleme oranı fazla görünüyor, ancak 2005-2013 yılları arasında göçmen kökenli gençler arasındaki suç işleme oranı da yarıya düştü. Mültecilerin ise suç işleme oranı ise Almanlardan farklı değil.
Ve nihayet mültecilerin Almanyaya büyük yük olduğu iddiası Her mülteciye aylık 362 avro (yaklaşık 1000 TL) cep harçlığı veriliyor. Kaldığı ev, yurt ve harçlığıyla bir mültecinin PEGIDAnın ortaya çıktığı Saksonya eyaletindeki bir vatandaşa maliyeti yılda 16,30 avro (yaklaşık 50 TL).
Dresden Teknik Üniversitesi öğretim üyelerinden, siyaset bilimci Prof. Dr. Werner Patzelt, Dresden ve çevresi dışında destekçi sayısı yüzlerde kalan PEGIDAyı daha çok Almanyanın doğusuna, eski Doğu Almanya topraklarına has bir fenomen olarak niteliyor.
Patzelt, göçmen sayısının çok olmadığı, Müslüman göçmen sayısının yok denecek kadar az olduğu bu bölgede bu tür gösteriler yaşanırken, PEGIDAnın Köln, Münih, Düsseldorf gibi göçmen sayısının yüksek olduğu kentlerde taraftar toplayamadığına, aksine çok kültürlülüğü savunan inisiyatiflerin eyleme başladığına işaret ediyor.
Kimi uzmanlara göreyse PEGIDA post-demokratik bir fenomen; küreselleşme ve mobiliteyle çok kültürlü toplumların oluşumunda kendine yer bulamayan milliyetçi azınlığın tepkiseliğini yansıtıyor.
Bir diğer uzman grubu ise PEGIDAyı post-kapitalizmin bir sonucu diyor ve kapitalin siyasete ve topluma yön vermesiyle, dikkate alınmadığına inanan ve kimlik arayışına giren bazı grupların özlemini ifade ediş kanalı olarak da nitelenebileceğini savunuyor.
Bu noktada Almanyada da kapitalin siyasi gücü bastıran bir yapıya dönüştüğü, Başbakan Angela Merkelin de milliyetçi ve sağcı bir çizgiden çevre politikalarına ve asgari ücret gibi konulara yönelmesiyle bu milliyetçi grubun kendine merkez sağ partilerde yer bulamadığı belirtiliyor.
Kuzey Ren Vestfalya Yabancı Meclisleri Başkanı Tayfun Keltek, PEGIDAnın ırkçı olduğunu ve bundan 10 yıl önce uyum sağlayamayan Türkler üzerinden ayrımcı söylemlerle ortaya çıkan bu ve benzeri grupların, ırkçılığı bu kez İslam düşmanlığı üzerinden dillendirdiği görüşünde.
9. Siyasi yaklaşımlar nasıl?
Merkel ve hükümeti de, Cumhurbaşkanı Joachim Gauck da PEGIDAyı sert biçimde eleştiriyor; Almanyadaki ifade özgürlüğünün böylesi kişilerin gösteri yapması anlamına gelmediğini vurgulayıp vatandaşı PEGIDAdan uzak durmaya çağırıyor.
Nitekim PEGIDA bugün yaptığı gösteride, Paristeki saldırılarda ölenleri de anacağını duyurunca Almanya Adalet Bakanı Heiko Maas Pariste öldürülen insanların, aşırı sağcı PEGIDA tarafından propaganda malzemesi yapılmasının kabul edilemez olduğu söyledi ve, Biraz görgü sahibiyseler kendiliğinden gösteriyi iptal ederler diyerek sert çıktı.
Bir eleştiri de, şimdiye kadar PEGIDAya yönelik duruş sergilemeyen, iktidarın büyük ortağı Hristiyan Demokratik Birlikin (CDU) Bavyeradaki temsilcisi, kardeş parti Hristiyan Sosyal Birlikten (CSU) geldi. Sosyal Demokrat Parti (SPD) ile birlikte federal hükümetin üçüncü ortağı CSUnun lideri Horst Seehofer, en azından bütün dünyanın yasta ve şokta olduğu bir dönemde gösterilerine ara vermeleri gerektiğini söyledi.
Buna karşın, giderek daha fazla destekçi bulması üzerine, özellikle Dresden ve Dresdeni de kapsayan Saksonya eyaletindeki sağcı ve muhafazakar partilerin ilgisini çekiyor PEGIDA. Oy potansiyeli olarak görülüp iştah kabartıyor.
Örneğin, Avrupa karşıtı ve Kanada gibi kontrollü göçten yana popülist Almanya İçin Alternatif Parti (AfD), geçen hafta PEGIDA temsilcileriyle biraraya geldi.
Saksonya eyaletinde 2014 yılında düzenlenen eyalet parlamentosu seçimlerinde yüzde 9,7 oranında oy alan AfD, PEGIDAyla aralarında birçok ortak nokta bulunduğunu açıkladıysa da birleşme hedefi gütmediğini duyurdu.
Öncesinde AfDnin güçlü olduğu Brandenburg eyaletindeki başkanı, yıllarca CDU teşkilatında da çalışmış Alexander Gaulandın PEGDAnın savunduğu kontrollü göçü desteklemesi kafalara iki sağcı yapının güçlerini birleştirme olasılığını getirmişti. Gauland ayrıca, PEGIDA gibi Sadece bizim kültürümüze uyan ve uyum sağlayan göçmenleri kabul etmeliyiz görüşünü savunuyor.
Bu hareket son derece tehlikeli bir harekettir. Nedeni de, PEGİDA hareketinin Almanya'daki geleneksel Neo-Nazi ve ırkçı parti ve örgütlerden farklı olarak, Alman ırkçılığı değil, Avrupalı ırkçılığı yapması ve söylem olarak da, yabancı nüfus artışının getirdiği sosyal problemler karşısında bilinçsiz kitlede oluşan son derece olumsuz Orta Doğulu-İslam imajını kullanmasıdır. Yapılan gösterilere katılım da, Neo-Nazilerin gösterilerine olan katılımdan farklı, çok daha geniş bir katılım var. Hareketin en büyük tehlikesi, kitle tabanı bulma ve giderek genişleme olasılığı bulunmasından ileri geliyor. Bu hareketin sadece eski Demokratik Almanya bölgelerinde olduğunu söyleyenler de yanılıyor. Hareket Almanya sınırlarını aşarak tüm AB'ye de yayılabilir. Esasen tüm Batılılar olarak ortaya çıkmaya çalışıyorlar. İsimleri de öyle, sloganları da.
Bu ileti en son yorum2006
tarafından 22.01.2015- 02:17 tarihinde, toplamda 1 kez değiştirilmiştir.
Sitemiz Bir Paylasim
Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize
kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu
nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara
aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve
materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden
kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine
yollayabilirsiniz.