Erdoğan, 400 milletvekili çağrısıyla seçimlerin gündemini belirledi. Yasa-hukuk tanımaksızın sürdürdüğü Saray iktidarını anayasal bir düzlemde gerçekleştirme arzusu yeni değil.
Erdoğan daralan ve yeni kriz dinamikleri içerisinde çözülen iktidarını mutlak-tekelci egemenlikle aşmaya çalışıyor. Erdoğanın, böyle bir güç elde etmesinde hiç de azımsanmayacak katkıları olanlar dahil geniş bir kesim bugün bu durumdan şikâyetçi. Bu kuşkusuz iyi bir şey.
Ama durum fiilen- zaten böyle.
Kısmi-biçimsel demokrasi alanı Sarayın işgali altında. Toplumsal alan İslami temelde kuşatılıyor. Polis ve oluşturulmaya çalışılan gerici-faşist sokak gücüyle İslami bir faşizmin pek çok öğesi yerleşik hale getirildi.
Bu durumun Başkanlık sistemi ile kuvvetlendirilmesine karşı durmak önemli, ancak tüm meselemiz bundan ibaret değil.
Erdoğan, iktidar blokunun dağılmasıyla gelişen krizi, gücü Sarayda toplayarak aşmaya çalışıyor. Bunun parçası olarak toplumsal muhalefete ve halka yönelik baskılar da yoğunlaştırılıyor.
İktidar ağı giderek daralan iktidar,bir yanıyla da çürüyor, çözülüyor. İç çelişkiler artıyor. Bölgesel düzlemde ortadan kalkan misyonu yenilenemiyor. Ekonomik kriz dinamikleri mevcut önlemlerle aşılamayacak biçimde gelişiyor.
Önümüzdeki dönemde krizle birlikte faşist baskıların yoğunlaşarak süreceği daha kaotik bir sürecin emareleri birikiyor.
Seçimler bu kriz içerisinde mevcut güç ilişkilerini esaslı biçimde değiştirmeyecek bir uğrak. Bu seçimde AKPnin aşağıya doğru giden eğrisinin devam etmesinin ve sınırlanmasının seçim sonrasındaki döneme görece olumlu etkisi olabilir. Ama bunun gerçekleşmesi de halkın sorunlarının gerçek çözüm yolunu açmayacak.
Önümüzdeki dönemde düzenin bugünkü arayışlarının da parçası farklı çözümler de gündeme gelebilir. Bu faşist gidişata direnmek ve gelişebilecek ehvenişere razı olmamak için tutarlı ve güçlü bir halk muhalefetine ihtiyaç var.
Bugün AKPye karşı biraz da matematiğe dayanan bas geçcilik içinde- kime oy verecek olursa olsun bir politik seçenek ve umut görmeyen geniş kesimlerin arayışına yanıt verebilmek de böyle mümkün.
Bunun yolu kimileri için yok hükmünde sayılsa da- İslamileştirmeye, yağma-talan ekonomisine, emekçilere dayatılan güvencesizliğe karşı politikalar ekseninde solun, halkın birleşik mücadele zeminlerini geliştirmektir. Bugünden, farklı direnme dinamiklerini birleştirmeye başlayan HAZİRAN; bu imkân ve iradeyi temsil ediyor. Bu gelişmeden öteki tüm gelişmeler görece olumlu görünse de- sonucu değiştirmeyecektir.
Erdoğanla ve daha önemlisi onun zihniyeti temelinde kurumsallaştırılmış düzenle hesaplaşmanın yolu ;memleketin Haziranlaştırılmasından geçiyor. O yüzden seçimler önemlidir ama seçimlerden daha önemlisi böyle bir mücadele zemininin korunması ve güçlendirilmesidir.
Birleşik HAZİRAN Hareketi, yeni Meclis kurma çalışmalarını sürdürüyor. 150 civarında Meclis'le Türkiye Meclisi'ni toplayan HAZİRAN Hareketi, yeni Meclis çalışmaları ile çoğalmaya devam ediyor. Seçime ilişkin kararında da Meclisleri işaret eden HAZİRAN'ın Ankara'daki yeni Meclisi yarın yapılacak Forumla birlikte SİNCAN'da kurulacak.
DATÇA MECLİSİ KURULDU
Datça'da bugün (20 Mart) yapılan Forum'la Datça Haziran Meclisi oluşturularak, yürütme kururu belirlendi.
Sitemiz Bir Paylasim
Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize
kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu
nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara
aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve
materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden
kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine
yollayabilirsiniz.