ÖDP EŞ Genel Başkanı Alper Taş, Türkiye devrimci hareketinin önder kadrolarından Mahir Çayan ve 9 yoldaşının 30 Mart'ta katledilmelerinin yıldönümünde Evrensel gazetesine yazdığı bir yazıyla Mahir Çayan ve arkadaşlarının katledilmesine giden yolda yaşananları yazdı.
Kızıldere dün değil bugün ve yarındır
Kızılderede bir dönemi sona eren devrimci mücadele Türkiye sosyalist hareketinde yeni bir dönemin başlangıcı oldu. THKP-C önderlerinin fiziksel olarak ortadan kaldırılışı ile yaşanan örgütsel yenilgi, asla bir politik yenilgi anlamına gelmedi. 70lerden sonraki süreçte sosyalist hareketin yeniden saflaşmasında ve halk hareketi olarak gelişmesinde
THKP-C fikirleri temel oluşturdu.
THKP-Cnin ortaya çıkışı ve kuruluşu bir toplumsal mücadelenin, direnişin birikimi içerisinde gerçekleşti.
THKP-Cnin oluşumuna zemin hazırlayan en önemli hareket Türkiye İşçi Partisidir (TİP). TİPde oluşan sosyalist birikim, 60ların sonunda DEV-GENÇle ve bu süreçteki toprak işgalleri, fabrika işgalleri ve işçi direnişleriyle gelişti. Bu isyan dalgası 12 Mart faşizmine karşı THKP-Cnin kuruluşuyla taçlandı.
THKP-Cnin genç önder kadroları o dönemde Türkiye solundaki fikri karmaşa karşısında kendilerine özgün bir yolun teorik-idelojik çerçevesini de oluşturabildi. Soldaki uluslararası kamplar etrafında gelişen bölünmelerle birlikte, ağırlıkla kendi dışındaki güçlere bel bağlayan çizgiler karşısında, THKP-C halkın öz gücüne dayanan bir siyaset yaklaşımıyla geleceğe ışık tutacak bir birikim oluşturdu.
GEÇMİŞ VE GELECEK
Geçmiş aynı zamanda gelecek için de yazılır. Kızıldere sadece dün yaşanmış bir direniş değil, bugüne ışık tutacak noktaları içeriyor.
THKP-Cden bugüne kalan önemli noktalardan biri THKP-Cnin Türkiye solunda başka güçlere bel bağlama siyasetine son vermesi, işçilerin ve emekçilerin kendi öz eylemine dayanma inancıdır. Bu, en önemli ayırt edici özelliği olarak gözüküyor.
Sol adına darbeciliğe, cuntacılığa karşı tavır almak, işçi sınıfının devrimci eylemine inanmak, Parti-Cephenin o dönem koşullarındaki en özgün yanını oluşturuyor.
THKP-Cnin Marksizm anlayışı üzerinde de durmak gerekir. Marksizmi bir eylem klavuzu olarak ele alışı, teori-pratik bütünlüğünü önemsemesi, en zor koşullarda hem teorik, hem pratik eylemleri kesintisiz sürdürmesi, Marksizmi dogmatik değil Türkiyenin kendi özgünlüklerini ele alan bir anlayış ile yorumlaması THKP-Cnin önemli özellikleridir. Mahirin ifadesiyle, Marksizm,hareketin hareket halindeki doktrini olarak görülmüştür ve bu anlayışla somut sorunlar karşısında dinamik yanıtlar geliştirilmiştir.
THKP-CNİN ÖZGÜNLÜĞÜ
THKP-Cnin en etkileyici noktalarından birisi enternasyonalist bir ufka sahip olmanın yanı sıra içinde yaşadığı ülkenin ruhunu, kültürünü kavrayan, yerli bir toplumsal siyasal hareket olmasıdır.
Bir diğer etkileyici unsur da THKP-Cnin dayandığı önderlik anlayışıdır. Mahir Çayanda somutlanan bu önderlik anlayışı, geleneksel bir önderlik değildir. İnanmışlık vardır. Söyleyen, söylediğini sonuna kadar yapan bir eylemcilik ve kararlılık vardır. Bu anlamda Mahirlerin, Che Guevaranın -yeni insanı mücadele içinde kurma- anlayışından etkilendikleri görülüyor.
Hareketin, bugünkü tartışmalarımız içinde de önemli olmaya devam eden fikri özelliklerinden birisi de siyasal devrim-sosyal devrim bütünlüğüdür. THKP-C, sadece iktidarı ele geçiren bir devrimi değil; aynı zamanda buna eşlik eden halkın söz, karar, yetki sahibi olabileceği bir toplumsal devrimi savunmuştur. Parti-Cephenin dünya sosyalist kampında ortaya çıkan ayrışmalara eleştirel bakabilmesi de bu siyasal-toplumsal devrim bütünlüğünü kavramasından kaynaklanmaktadır.
KIZILDERENİN DAYANIŞMASI
Kızılderenin THKO ile verdiği en önemli mesaj dayanışmadır. Türkiye solunun iki önemli kolu THKO ve THKP-C bir devrimci dayanışma ilişkisi kurmuşken, 70lerden sonraki süreçte, soldaki rekabetin bu kadar kızışması, derinleşmesi, hatta sol içi şiddete kadar varması düşündürücüdür. Tabii bu durumun da birçok etkeni vardır.
Yani Kızıldereden bize kalan miras, rekabetçi olmayan, devrimci, dayanışmacı sol içi ilişkiler geliştirmek, solun esas olarak mücadelesini emperyalizme ve kapitalizme yöneltmektir.
Bu mirasa sahip çıkmak gerekir.
Son olarak bugün de solun yeniden inşa dönemindeyiz. Haziran direnişi bir dönemi kapattı, yeni bir devrimci tarihsel dönemi başlattı. Bugün de Haziran isyanının yarattığı imkanlar içinde solun, emekçilerin, ezilenlerin devrimci bir kulvar açması gerekiyor. Dünyada da bu temelde yeni bir dönem başladı.
Şimdi asıl mesele, kapitalizmin yaşadığı ekonomik-sosyal bunalım karşısında, devrimci bir çözüm yolunun ortaya çıkarılması. Geçmiş devrimci mücadelenin birikimini, bugünün sorunlarının çözümü için güncel bir arayış içinde sahiplenmeli ve onu aşarak yeni bir tarihsel devrimci çizgi geliştirmeliyiz.
Sitemiz Bir Paylasim
Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize
kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu
nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara
aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve
materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden
kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine
yollayabilirsiniz.