Ben bu satırları yazarken içerdeki arkadaşlarımızın özgürlüklerinin iadesini bekliyoruz. Bir de, 1 Mayıs 2015'in belirli bir enerji yaratıp yaratmadığını anlamaya ihtiyaç duyuyoruz.
Hep söyleriz, 1 Mayıs'ta başarılı olup olunmadığının yanıtı tam da bu dolayımla verilir: İşçi sınıfının bayramı işçi sınıfının mücadelesini güçlendirdi mi, güçlendirmedi mi?
2015'in yanıtı yalın ve açık değil!
Bir kere, 1 Mayıs'ın enerji üretme kapasitesi ne kadar fazla yerde kutlandığıyla ölçülmez. Hatta, daha iddialı söylersem, ne kadar az -mümkünse tek- kutlama olursa enerji de azami düzeye varmış demektir. Çünkü zaten tek 1 Mayıs için, bütün güçlerin birleşmesi için merkezi, kapsayıcı, oraya buraya çekiştirilemez bir politik gündemin şekillenmiş, 1 Mayıs'ın bu gündeme endekslenmiş olması gerekir.
Deneyle sabit, bu tür bir merkezi, herkese heyecan katan, onca yol kat etmeye helal olsun dedirtecek gündemin alan tartışmasından türetilmesi olanaksızdır. -Şimdi bir şey söyleyeceğim, yine neden durmadan diğer sol kesimlerle polemiğe giriyorsun denecek! Ama ne yapayım ki, söylemek zorundayım- Sendikal hareket sınıf siyaseti açığını Taksim ilkesiyle kapatabileceğini düşünerek tarihsel bir yanlış yapmış ve işçi sınıfına cidden zarar vermiştir.
Bu vurguyu, daha iki gün önce yüze yakın üyesi Taksim-1 Mayıs alanına her şeyi göze alarak çıkan, parti bayrağını o noktaya taşımayı çok önemsemiş bir partinin içinden yazıyorum. Bunu söylemek, eylem mekanı olarak Taksim'i önemsizleştirmez. Taksim belirli bir siyasal odaklanmanın ideal somut karşılığı olarak son derece büyük bir değere sahiptir. Ama siyasetin bıraktığı boşluğu doldurmak için Taksim hiç de büyük bir alan değildir. Daha doğrusu öyle bir büyüklük icat edilmedi!
Dolayısıyla Taksim var, Taksim var. Siyasetteki ilkesizliği Taksim ilkesiyle gideremezsiniz. İlkeli siyaset için doğru zaman ve mekanı belirlemekse devrimci mücadelemizin gereklerinden biridir ve çok önemlidir.
Baştaki soruya dönelim...
Bu 1 Mayıs da Erdoğancı saçmalığa endekslenmekten çıkamadı. Adam Taksim'de inat etmeyin diyor, huzuru sağlayacağım diyor. Asıl inatçının kendisi olduğunu ve huzur değil terörü teminat altına aldığını görmemek için sağlam yobaz, faşist, cahil olmak lazım. 1 Mayıs kutlamalarının genel ortalaması bu son derece geri düşmanla uğraşmış ve genel olarak ileri çekici bir etki yaratamamıştır.
Komünistler kendilerini bu genel tablonun içinde değerlendirmek durumundadırlar.
Komünist Parti'nin hedefi emekçi halk hareketinin öncüsü veya öne çıkan, parlayan, akıl açan, yön gösteren önemli bir parçası olmaktır. 2015 koşullarında Parti'nin 1 Mayıs sözü ve eylemi, solun genelindeki etkisizlik çemberini kırdı. Ama emekçi halkla yukarıdaki türden gelişkin bir ilişki değil, daha ziyade bir vekalet ilişkisi kurulabildi. Emekçinin vicdanının temsil edilmesi çok önemli bir basamak. Ancak bu temsiliyet ne hakiki bir önderliktir, ne de bunu ikame edebilir.
Komünist Parti ise ne kahramanlık abidesi, ne teknik tasarım ustasıdır. Komünist Parti bugün ülkeye söyleyecek sözü olduğu için, o sözüne projektör tutacak eylemi organize etmeyi kafaya takan devrimci bir kolektiftir. Bu bütünlük sayesinde komünistler bazı şeyleri göze alır. Ama sözünüz yoksa eyleminiz de olmaz. Eksik, yalan yanlış sözle etkili eylem ancak tesadüfen buluşur.
1 Mayıs 2015 bir tarafta, dağınık, parçalı, güçlü merkezi bir mesajdan büyük ölçüde yoksun, kendini Tayyip'in geri eksenine yanıt üretmek üzere konumlandırmış bir resim veriyor.
Diğer taraftaysa parçalı tablonun ondan fazla noktasında, çeşitli kentlerde ve Taksim-1 Mayıs alanında dalgalandırılan orak-çekiçli bayrak göze çarpıyor. İşte bu ikinci taraf 2 Mayıs'ta kuşkusuz kendini çok enerjik hissediyor.
Peki 1 Mayıs başarılı mı? Sözünü ettiğim enerji vekalet ilişkisini aşmak ve hakiki bir örgütlenmeye taşınmaya sevk edildiği takdirde, kuşkusuz evet.
Ergin Yıldızoğlu yazdı.. Bir 1 Mayıs yenilgisi daha
1 Mayıs, bu yıl da AKP hükümeti için tam anlamıyla bir yenilgi oldu!
Çünkü Taksim salt bir mekân değil. 1977 saldırısı ve katliamı, hükümetin ısrarla 1 Mayıs günü bu mekâna girişi engelleme çabaları bu mekânı salt fiziki bir mekân olmaktan çıkardı, onu içi doldurularak anlamlandırılmayı bekleyen bir simgedüzeyine yükseltti.
Hükümetin başarılı olabilmesi için bu içini doldurma sürecini kontrol ederek anlamıbelirlemesi gerekiyordu. Bu belirleme işleminde başarılı olabilmesi için hükümetin iki şeyden en azından birini başarması gerekiyordu.
Ya hükümetin, 1Mayıs günü, işçi hareketinin, sosyalist hareketin demokrasi güçlerinin bu meydana girişini değil, esas olarak bu meydana giriş arzusunu, giriş için mücadele etme arzusunu ortadan kaldırması, meydanı işçi hareketinin ve sosyalist hareketin, genelde muhalefetin arzu nesnesi olmaktan çıkarması gerekiyordu.
Ya da 1 Mayısta, işçi hareketinin tarihini anmak, varlığını göstermek, dayanışmasını ve kapitalizme yönelik eleştirilerini tekrarlamak için Taksimde toplanmak isteyenlerin varlığından rahatsız olmayan, korkmayan, bunu bir tehdit olarak algılamayan, hatta önemsemeyen, böylece sıradanlaştıran bir özgüvene sahip olduğunu sergilemesi gerekiyordu.
AKP hükümeti, bu iki alanda da tam anlamıyla başarısız oldu. Hükümetin, Taksim Meydanına girişi engellemek için, aldığı yaygın önlemler, ulaşımın kapanması, İstanbulda halkın huzurunu bozdu, ekonomik yaşamı aksattı. 20 binden fazla polis, TOMAlar, tazyikli su, biber gazı, boyalı mermi, meydana girmek isteyenlere yönelik hınçlı ve acımasız saldırı kısacası fiziki bir şiddet uyguladı.
Dahası hükümet, Taksim Meydanının bir muhalefet mekânı olarak canlanmasını engellemeye çalışırken, İstanbulun çok daha geniş bir alanının protesto / muhalefet mekânına dönüşmesine yol açtı.
Aynı saatlerde Cumhurbaşkanı işçilerle buluşma adına yaptığı konuşmada, Siz asgari ücretin ne olduğunu biliyor musunuz gibi en azından garip sorular soruyor, Ferguson ve Baltimore ayaklanmalarının dünya medyasında yer almadığına ilişkin gerçekle uyuşmayan iddialarda bulunuyor, protesto eden, haklarını arayan işçileri işine ihanet etmekle suçlayan ifadeler kullanıyor, kısacasısimgesel bir şiddet uyguluyordu. Ancak, ne güvenlik güçlerinin fiziksel şiddeti, ne de Devlet Başkanının konuşmasının simgesel şiddeti, meydana girmek isteyenlerin arzularını azaltacak bir etki yapamadı.
Taksim derken, tüm İstanbul
Aksine, hem uygulanan fiziksel şiddet, hafızalara kazınacak, gelecek yıllarda Taksimin işçi hareketi ve sosyalist hareket açısından bir arzu nesnesi olmaya devam etmesini güvenceye alacak olan görüntüler, gelecek günlerde, yıllarda kullanılacak anlam yüklü fotoğrafların oluşmasına olanak sağladı:
1 Mayıs günü Taksime girmek için çabalarken, fiziki ve simgesel şiddete göğüs gerenler, Copu, mermiyi, gazı bilerek geldik ve bir kez daha denedik diyebilen bir özgüveni sergilediler, gelecekte konuşulacak anıları, deneyimleri ürettiler.
Taksim Meydanı, 1 Mayısın fiziki ve simgesel mekânı olarak anlamını ve varlığını korudu. İşçi hareketi ve sosyalist hareket, bu meydana girmekteki kararlılıklarını bir kez daha sergiledi. Hükümet 1 Mayıs olayından, diğer bir deyişle işçi hareketinden, sosyalist hareketten, bu ikisinin bir meydanda bir araya gelmesinden, dahası Kürt hareketiyle buluşmasından, halkın iradesini bir meydanda bir gün için bile olsakristalize etmesinden, ne kadar korktuğunu, uygulamaya çalıştığı acımasız, ölçüsüz fiziksel ve simgesel şiddetle sergiledi.
Hükümetin ve güvenlik güçlerinin tüm engelleme çabalarına karşın, hatta bunların da katkısıyla, tüm ekranları, sosyal medyayı, ertesi gün gazeteleri dolduran, şiddet ve direniş dolu imajlarla, 1 Mayıs simgesel olarak tüm İstanbulu kapsayacak biçimde genişledi. Kısacası hükümet amacına ulaşamadı, 1Mayısta, bu günün önemini anlamını anma, anımsatma ve gösterme çabalarını engelleyemedi. Hükümet 1 Mayısta Taksim Meydanında bir kez daha daha yenildi.
Sitemiz Bir Paylasim
Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize
kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu
nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara
aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve
materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden
kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine
yollayabilirsiniz.