AKP hükümetinin, Suriye'nin kuzeyinde bir Kürt koridoru oluşmasını ve sınıra yaklaşan IŞİD'i önlemek için askere "hazır ol" talimatı verdiği belirtiliyor.
(İleri Haber) Ankara, Suriye'nin kuzeyinde bir Kürt koridorunun oluşması ve sınıra yaklaşan IŞİD, Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda yapılan son güvenlik toplantısında masaya yatırıldı.
Hükümet askerden sınırda IŞİD tehdidi altında olan bölge için tedbir almasını istediği iddia edildi. Milliyet gazetesinin haberine göre hükümet ve Genelkurmay Başkanlığı, Afrin ile Kobane arasındaki Cerablus kenti üzerine yoğunlaşıyor.
Habere göre askeri yetkililer, "Hiçbir ferdimiz kendisine verilen emrin yükleyeceği sorumluluktan kaçmaz" ifadelerini kullandı.
Genelkurmay Başkanlığı, Türkiye sınırı boyunca koridor ve sınır ötesi operasyon şıklarını değerlendiriyor. Habere göre, TSKnın bu bölgeye girmesi ve fiilen kontrolü ele alması gerekmiyor.
Sınır bölgesinde konuşlu bulunan 40 kilometre menzilli toplar ve kara ve havadaki diğer ateş gücüyle bölgeyi kontrol etmesi mümkün.
Bunu sağlayarak söz konusu bölgede YPG ve IŞİDin değil Özgür Suriye Ordusunun daha rahat hareket edebileceği bir güvenli kuşak, sınırdan kontrolle sağlanabilir görüşü hakim durumda. Hükümetin elinde sınır ötesine asker gönderme konusunda yetki veren tezkere bulunuyor.
Süresi 4 Ekim'de dolacak tezkere TSK'nın gerekirse harekat ya da müdahale için sınır ötesine gönderilmesine imkan veriyor.
Gürsel Tekin'in seçim öncesinde aldığı duyum doğruymuş demek ki. O zaman gündeme getirmediler şimdi getiriyorlar. AKP ve Erdoğan'ın rüyalarına Esad giriyor herhalde. Erdoğan'a '' hani iki haftada Emevi camiinde namaz kılıcaktın, n'oldu?'' diyordur. Erdoğan da hırs yapıyor, ''o kadar tırlar dolusu mühimmat gönderdim,şu IŞİD de bir şey beceremedi, hala Kobane yerinde duruyor, Esad hala yıkılmadı'' diyordur. Askerin Erdoğan'ı dinleyeceğini sanmıyorum. Oyalayacaktır. Durup dururken savaşa asker sürmek için insan çıldırmış olmalı.
Türkiye siyasetinin gündemi, bir yandan bugün başlayacak Meclis Başkanlığı seçimi, ardından, koalisyon hükümeti kurma girişimleri ile şekillenirken öte yanda, özellikle RTEnin hıkdeyicisi medya tarafından Suriyeye askeri müdahale hazırlıkları ile çatallanıyor.
SURİYE BAHANE Suriyeye askeri müdahale teranesi, aslında asli gündemden, yani yeni hükümet kurulması ya da RTE tarafından engellenip,oyalanıp Türkiyenin erken seçime götürülmesi planlarından bağımsız değil.
Her gün yaşananlar, RTEnin olasi her tür koalisyon oluşumundan işkillendiğini gösteriyor. Ahmet Davutoğlunun ister CHP, ister MHP ile kuracağı bir koalisyonun , ne kadar silik-soluk bir protokol yapılırsa yapılsın, eninde sonunda RTEye ve ailesine uzanan 17/25 Aralık soruşturmaları başta olmak üzere, geçmişte, nasılsa bize dokunulamaz , rahatlığı içinde ihlal edilmiş yasa ve Anayasa ihlallerini yargı önüne çekeceği biliniyor.
Bu da RTEye, koalisyon seçeneğini dinamitleyip son bir umut olarak bir erken seçime Türkiyeyi sürüklemekten başka bir çare bırakmıyor. Bu sürüklenmede Suriye ve Suriyenin Türkiye sınırında güya kurulmakta olan Kürt devleti (!) en önemli bahanelerden biri olarak kullanılmak isteniyor, hem de umutsuzca...
RTE, Suriye oyununu çok tehlikeli oynuyor. Dünyanın lanetlediği IŞİDin bu oyunda kullanılan en önemli aktör olduğu ve bunun hem içeride hem dışarıda nefretle anılışı yükseliyor. IŞİD şiddetinin, hem içeride Kürt muhalefete karşı, hem de Suriyede potansiyel tehlike olarak, PKKnın uzantısı olarak görülen PYDye karşı kullanıldığı iddialarına hiçbir doğrudan red cevabı verilmiyor, hatta zımni bir kabul seziliyor.
KOBANİ SALDIRISI Kobaniye geçtiğimiz günlerde gerçekleştirilen sinsi İŞİD saldırısı, birçok kesim tarafından yine Kaçak Saray ile ilişkilendirildi. Suriye Kürt siyasetinin silahlı gücü YPGnin Tel Abyadı IŞİDden temizlemesi ve bir zaferin kutlanmasının hemen ardından gerçekleştirilen bu saldırının daha çok rövanşist, psikolojik bir saldırı olduğu tahmin ediliyor. Tel Ebyadın intikamını almak, kendi militanlarına moral vermek, Kobaninin güvende olmadığını göstermek gibi nedenlerin ötesinde IŞİDin stratejik beklentisi, YPG ve müttefiklerinin IŞİDin merkezi Rakkaya saldırı planlarını bozguna uğratmak, ataktan savunmaya mecbur kılmak...
KÜRT DEVLETİ!.. Suriye Kürt hareketinin, bölgedeki laik, demokrasi yanlısı diğer Arap ve Türkmen halklarla Kanton yapılanmalar içinde gündelik yaşamı örgütlemesi, bölgenin halklarını savaştan ve saldırı halindeki IŞİD tehlikesinden koruması, iç siyasette koz arayışındaki sağ ve sol milliyetçiler tarafından Kürtlerin Suriyede Kürt devleti kurmaları biçiminde lanse ediliyor. Bunu son olarak önceki gün RTE de Kızılayın bir iftar yemeği toplantısında dile getirdi ve şöyle dedi , Tüm dünyaya sesleniyorum: Suriyenin kuzeyinde, güneyimizde bir devlet kurulmasına asla müsaade etmeyeceğiz. . Tabii, böyle seslenene tüm dünyanın da şöyle seslenme hakkı doğar; Sınırlarının dışına nasıl, ne hakla müdahale edersin? Sınırlarının dışındaki halkların kendi kaderleriyle ilgili tasarrufa sen , ne hakla müdahil olursun?
BARZANİ DEVLETİ... Aslında burada da iki yüzlülük hakim. Daha düne kadar yine sınırımızda bir Kürt devletinin kurulmasına ön ayak olanların başında RTE ve çevresi geliyordu. Nerede mi? Kuzey Irakta, Barzani nin Bağdattan ayrılıp Kürt devleti kurmasında...İŞİD barbarlarının büyük taarruzlarının öncesine kadar, RTE , Barzaniyi sürekli Bağdattan kopma ve petrolünün kontrolünü Türkiyeye bırakma karşılığı , bağımsızlaşma çabalarına cesaret veriyor, neredeyse kışkırtıyor, Irakın bütünlüğünden yana tavır koyan ABD ile sırf bu nedenle durmadan karşı karşıya kalıyor, hatta dışlanıyordu.
KOLAY MI? RTE medyası, TSKnın Suriyeye gir emrini beklediğini ve tüm hazırlıkların tamam olduğunu belirterek gündemi Suriyeye çekiyor çekmesine ama kazın ayağının pek öyle olmayacağını da açık ediyor. Murat Kelkitlioğlu, dünkü Akşamda Suriye serüveninine askerin çekincelerini sıralamaktan geri kalmamış. Şöyle yazıyordu; TSK, bu hazırlıklarını yaparken çekincelerini de sıralıyor; Askeri bir müdahale yann uluslararası hukuk açısından sorun olmamalı. Suriye ile bir şekilde, dolaylı yollardan bir görüşme yapılarak, zımnen de olsa bilgi verilmeli. Bu yapılmazsa, askeri müdahale sonrası Esad Türkiyeye bomba atarsa, uluslararası hukuk açısından bir şey diyemezsiniz.İkinci en önemli faktör; Rusya ve İran. Bu iki ülkenin Esada verdiği destek malum. Bu nedenle bir şekilde Rusya ve İrana da harekatın gerekçeleri detaylarıyla anlatılmalı. TSKnın en büyük çekincelerinden biri ise, ülke içindeki sıkıntılar. Bir anlamda askere göre; Türkiye birkaç cepheden tehdit altında. Askeri bir müdahale sonrası, bunu bahane ederek özellikle Güneydoğuda başlaması muhtemel ayaklanmalar kaosa neden olabilir. Daha önce 6 - 7 Ekimde bunun örneği yaşandı. Bugün de yine HDPli yöneticiler tarafından sokak çağrısı yapılıyor.
Anlaşılan asker, serüvene geri duruyor ama RTE, kaos, kaostan kaçış tüneli kazma derdinde. Bakalım kaçabilecek mi?
Eski genel kurmay başkanı ''Suriye'ye girmek kolay, çıkmak zor'' demiş. ASkerler de verilen emri uygulamak istemiyor. Erdoğan hükümet yokmuş gibi davranıp Türkiye'yi kendi bekası için maceraya sürüklemek istiyor. AKP'nin de büyük çoğunluğuyla Erdoğan gibi düşündüklerine inanmıyorum. Bir Erdoğan ve bir de Erdoğan medyası maceradan yana. Suriye'ye girersek çıkamayız. Hem PKK ve hem IŞİD ülke toprakları içinde bu kadar örgütlenmişken Suriye'ye girmek Suriye'deki terörizmi Türkiye topraklarına taşımak demek. Erdoğan gözlerini karartmış, her türlü çılgınlığı yapabilecek bir duruma gelmiş. En kötüsü de hala ona ''dur'' diyecek bir güç ortalıkta gözükmüyor.
Erdoğan'ın, çıkışı ile Suriye'ye yönelik askeri bir hareket üzerine tartışmalar yoğunlaşmış görünüyor. Seçim öncesinde de gündeme gelen Suriye'ye dönük askeri bir müdahale arayışına Genel Kurmay'ın çok sıcak bakmadığı yönünde bilgiler de gündeme gelmişti.
Çöken Dış Politika AKP'nin Ortadoğu politikasının işlemez hale geldiği malum. Esad'ın ayakta kalmaya devam etmesi ve PYD'nin etkinlik alanını giderek genişletmesi ile AKP Suriye ve bölge denkleminin tamamen dışında kaldı. Politikası, cihadist çeteler üzerinden geliştirmeye çalışan AKP, bunun sonucunda IŞİD ile paralel bir çizgiye doğru geldi. ABD ve Avrupa'nın da IŞİD'le ilişkileri nedeniyle eleştirdiği AKP, burada tam bir çıkmaza girmiş durumda.
PYD'yi Sınırlama Arayışı Erdoğan'ın, twitterdan tüm dünyaya sesleniyorum diyerek, 'Kürt devletinin kurulmasına izin vermeyiz' sözleri, bugün yaşanan hareketliliğin arkasındaki anlayışı ortaya koyuyor. Temel mesele, PYD'nin Kobane'nin ardından IŞİD'in egemenlik alanları ele geçirerek kantonlar arasındaki ilişkiyi sağlayacak bir genişliğe sahip hale gelmesi. AKP, bu tür bir hamleyle içerde de anti-Kürt temelde milliyetçiliği kabartmaya yöneliyor.
IŞİD'e Karşı Operasyon Mu? AKP'nin bu savaş hazırlığını, IŞİD'e karşı bir plan olarak göstermeye çalışırken, asıl meselesi ise daha önce ifade ettiğimiz gibi PYD'nin alanını daraltmak. IŞİD'e karşı bir görüntü altında AKP El Nusra ve ÖSO'yu güçlendirerek, bölgede Kürtlere karşı pozisyonunu güçlendirmeye çalışacak.
Savaş Mı Sınırlı Operasyon Mu? Bu genel anlayışın hangi taktikle uygulanacağı ise tartışma konusu. Uzun zamandır gündemde olan tampon bölge, sınır güvenliği adı altında sınırdan savaşa dahil olmanın ortamını yaratma yine başka bir senaryo.
Ordu Ayak Mı Diriyor Ordunun bu plana ayak dirediği bir süredir söyleniyor. Aynı zamanda, Kürt hareketliliğinin artması üzerine Ordunun da bunu sınırlayacak bir tutum içinde olması beklenebilir. O yüzden, bu görece çelişkiler içerisinde, ortak bir tutumun belirlenebileceğini söylemek mümkün.
Koalisyona Etkisi Bunun bir ayağının da koalisyona etki edeceği malum. O yüzden AKP-MHP savaş koalisyonu senaryosu, bölgesel savaşla birlikte gündeme getiriliyro. CHP ile yapılacak Koalisyonda ise, Suriye politikasında bir değişikliğe gidilmesi zorunlu olarak gündeme gelecek. Öte yandan böylesi bir savaşın ülke içinde de Kürt hareketi ile yeni bir savaş anlamına geleceği malum. Öte yandan uluslararası güçlerin yönelimi de AKP ile aynı doğrultuda değil.
Tüm bunlara bakınca, AKP'nin sınırda yeni bir hamleyi zorlaması muhtemel. Sınırlarını ise yukarıda saydığımız nedenler belirliyor. Böyle bir durumda, fiili adımlar atarak kendine alan açmaya çalışacağını söyleyebiliriz ancak tüm bu faktöerler içinde atacağı her adamın büyük sonuçları da olacaktır.
Sitemiz Bir Paylasim
Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize
kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu
nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara
aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve
materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden
kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine
yollayabilirsiniz.