Geçiş sürecinde belki Esed ile gidilme gibi bir şey olabilir dedi. Sonra öyle demedim gibi bir şey dedi.
Laf ağızdan bir kez çıkar, ama başka yerden çıkmışsa, kaç kez çıkacağı bağırsak hareketlerine tabidir, onları da sadece ipe dizersiniz
Durumun özeti: Şey gibi bir şey!
Önce IŞİD vahşeti ve Kobane direnişi Suriye hallerini farklı bir noktaya sürükledi. Ama o da yetmedi. Ardından minik Aylan Kurdinin sahildeki cansız bedeninin tetiklediği mülteci akınıyla Avrupa şoke oldu! Çünkü Suriyeyi istikrarsızlaştıranların şimdi kendi istikrarları bozulacaktı. Üstüne Rusya da devreye girince bizimkiyle birlikte Avrupalı liderler Putin önünde sıraya dizildi. Putin bugün Obamayla görüşecek, her şey olabilir, daş düşebilü, ayı çıkabilü derken, bu arada Rusyanın simgesinin Ayı olduğunu da unutmamalı!
Denklemde Türkiye artık sadece Ortadoğu ülkesi olarak yer alıyor ve bu yüzden iç içe geçmiş Kürt ve Suriye faktörleri daha da belirleyici hale geliyor
Peki, sadece Kürt çözümü hamlesiyle veya Suriye çözümü hamlesiyle ilerleme sağlanabilir mi? Çünkü mesela Kürt hamlesi kendi yatağında akıyor, o akıntıya kapılınca nereye gidileceği belli değil. Ama aslında belli gibi bir şey de... Daha dün KCKden Karayılan KNKye gönderdiği mesajda Zafer için Kürt ulusal birliği zorunlu demedi mi?
Ama bizim zaferimiz de Kürt ulusal birliği mi olacak? Yoksa başta emekçiler tüm ezilenlerin zulme karşı birliği ve bunun için tüm muhalif güçlerin birleşik gücü mü?
Ulusal birliklerden medet umsaydık sosyalist, devrimci olmazdık ki
Demek ki o akıntıya kapılmadan, başka ırmaklarda Kürt hamlesine katılmayanlarla da çoğalıp çağıldayabilmeliyiz.
Bakın işte yeni bir sorunumuz daha kökleşiyor. Sayıları 2 milyonu geçmiş olan Suriyeli mülteci kardeşlerimiz artık kalıcı hale geldiğine göre onların eğitim, sağlık, istihdam sorunlarının çözümünde de hamle yapmamız şart
Evet, karşımızda yorgun bir iktidar var ama yine de seçim hamlesiyle pes etmeyecek gibi bir şey. Adalet ve kalkınma kelimeleriyle ve Türklerin ulusal birliğiyle zafer partileri düzenlemek şansından uzaklaşıyorlar. Kalkınabildikleri kadar kalkındılar, adalet deyince de, artık elinde terazi tutan adalet tanrıçası heykeli gelmiyor akla, tezekten terazinin boktan olur dirhemi noktasındayız. İşler boktan, yani affedersiniz, şey demeliydim.
Peki başka ne gibi bir şey?
Kaygan zemin Ortadoğuya ilişkin mesel gibi bir şey
40. Oda hikâyesinin değişik meselleri var. Bunlardan birisi şöyle: 40 oda ve 40 kilit vardır, 39 odayı açmak serbesttir ama 40. oda yasaktır. Anahtarları alanlardan birincisi her odanın kapılarını tek tek açar, her bir odada çeşitli güzellikler bulur, 39. odada ise ulusal birlik vardır, işte o odada artık ne yapayım 40. odayı bu zafer bana yeter der ve sevinçle dönerken yürüdüğü kaygan zeminde ayağı kayar düşer. Oysa anahtarları alanlardan ikincisi merak eder ve öncelikle yasaklı 40. odanın kapısını açar, işte orada eşitlik ve özgürlük ve ayakta kalmak vardır, gibi bir şey...
Melih Pekdemir yazısının adını ulusal birliklerden medet umsaydık sosyalist, devrimci olmazdık koysaydı daha iyi olurdu. O koymamış ben koydum. Çok şey anlatmıyor mu?
Sitemiz Bir Paylasim
Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize
kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu
nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara
aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve
materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden
kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine
yollayabilirsiniz.