Paris ne yana düşer, Silvan ne yana -Melih Pekdemir
Önce hangisini yazmak lazım ki? Ölümün ve zulmün önceliği olur mu ki?
Ankara katliamı ile Paris katliamı arasındaki benzerlikleri ve farklılıkları tartışmak neye yarar ki?
Artık bundan sonra her şey farklı mı olacak? Farklı olacak mı? Ne fark edecek? Kim fark edecek?
Fransadakiler katledilince küresel güçlerin Suriye politikaları değişip Suriyedekiler kurtulacak mı?
IŞİDe yönelik kara harekâtında Kürt güçlerinin rolü mü artacak? Ve bu durum Türkiyedeki Kürt sorununa nasıl yansıyacak?
Ama Ankara katliamında 100den fazla insanımız öldü, orada uzakta Silvan diye bir yerde günlerce esir alındı, Paris katliamında 129 masum insan öldü be! Neyi soruyoruz, niye soruyoruz?
Suçlu IŞİDdir deyip kendilerini temize çekebilirler mi?
Yok önce Esad gitsinmiş, yok Fıratın batısı kırmızıçizgiymiş, yok Kandil bombalanmaya devam edecekmiş Ama artık Esaddan önce IŞİDin gitmesi mi öncelikliymiş Türkiye yüzünü tam Avrupaya dönecekken şimdi orada yine İslam düşmanlığı başlamışmış. Göçmenlere kapılar tamamen kapanacak ve yine Türkiyede kalacakmış Bakın işte AKP iktidarının dört elle sarıldığı G20 toplantısının bile gündemi değişivermiş.
Bütün bunları söyleyebilirsiniz, üstelik kâhin olmanıza gerek kalmadan şunu da ilave edebilirsiniz: Artık küresel bir klişe olan yeni bir 11 Eylül daha yaşanınca, yine küresel-emperyalist bir klişe olarak 11 Eylül sonrasındaki emperyalist saldırılar yine meşrulaştırılacak!
Afganistana, Iraka, Libyaya, Suriyeye cehennem ihraç edenler, kendi evleri de cehenneme çevrilip masum insanlar katledilince çareyi yine cehennem sayısını artırmakta bulacaklar.
Sizler de hatırlamışsınızdır, bundan tamı tamına on yıl önce 2005 yılı Kasım ayının ikinci haftasında Paris yine yanmıştı! Dışlanan ve ötekileştirilen yoksul Müslüman gençler, Magripli çocuklar, Paris banliyölerinde isyan etmişti. Ve burada ise o sıralar Silvan gibi, kitapevine konulan bombayla Şemdinli konuşulmaktaydı. 14 Kasım 2005 tarihinde bu köşede Paris-Şemdinli bağlantısı başlığıyla şunları hatırlatmıştım:
Bu Magripli çocukların önemli bir kısmı Cezayir Kurtuluş Savaşı sırasında Fransa ile işbirliği yapan Cezayirlilerin, yani Kürtçe deyişiyle caşların torunları Yani şimdi ne Cezayirliler ne Fransızlar Ama iliklerine kadar yoksullar! Zaten kendileri de Fransa bizden nefret ediyor biz de Fransadan diyorlar.
Fransız egemenleri onlardan nefret etmeye devam ettikleri için binlercesi günümüzde IŞİD saflarına katıldılar. Ve böylece en başta Fransız egemenleri Paris katliamına suç ortağı oldular. Bu nedenle sosyalist Hollandeye kimse inanmıyor.
Yine aynı nedenle IŞİD fideliği haline getirilen Türkiyeyi yönetenlerin masumiyetine kim, niye inansın ki?
Aslında Paris-Silvan bağlantısındaki soru şu değil mi: Türkiye bizden nefret ediyor biz de Türkiyeden noktasına getirilen Kürt gençlerinin hepsi mi terörist?
Ankara katliamında 100den fazla insanımız öldüyse, orada uzakta Silvan diye bir yerde günlerce esir alındıysa, Paris katliamında 129 masum insan öldüyse, daha neyi soruyoruz, neyi sanıyoruz?
Katillerin sadece ve sadece IŞİD olduğunu mu?
Uzun uzun ve hüzünlü bir yağmur yağıyor, bitmeyen yenilgilerimizin üzerine. Ne Viltava suyunun yitirilmiş akşamlar gibi akması ne de Paris yanıp yıkılmadan henüz demesi Nâzımın...
Ah be cancağızlarım bunların hepsi oldu diye mi uzun uzun yağıyor bu yağmur?
Yok! Hayır Özgürlük mavidir, sonsuzluk mavidir ve mavi bir isyan senfonisi bekliyor hepimizi.
Sitemiz Bir Paylasim
Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize
kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu
nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara
aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve
materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden
kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine
yollayabilirsiniz.