Erdoğan MİT tırları haberleri Cumhuriyet'te yayınlandığında ''hesap soracağız'', ''peşini bırakmayacağız'' demişti. Aradan beş buçuk ay geçti ve savcı harekete geçerek Erdem Gül ile Can Dündar'ın peşini bırakmadıklarını gösterdi. Bu davanın sadece bir savcı ve bir hakim tarafından yürütüldüğünü hiç kimse iddia edemez. Bu dava Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın davasıdır, şikayet eden odur. Ahmet Hakan'a sadıranları serbest bırakan hakim, Can Dündar ve Erdem Gül'ü tutuklamışsa bu nasıl bir demokrasi, bu nasıl adalet diye sorma hakkımız vardır. Demokraside yaşamıyoruz. Seçimlerin yapılıyor olması demokraside yaşadığımızı göstermiyor. Bir gazetenin yöneticileri cumhurbaşkanının sözleri üzerine mahkemeye çıkartılıp yargılanıyor ve tutuklanıyorsa orada demokrasi yoktur.
Türk tipi başkanlık sistemi geliyor, bu olaylar da türk tipi başkanlığın türk tipi demokrasisi oluyor. Şimdi alıştırma yapıyorlar, sonra yaygınlaştıracaklar. Erdoğan beğenirse ödül alacak, beğenmezse hadleri bildirilecek.
durdurulan mit tırlarından çıkan silahların haber yapılması en doğal bir gazetecilik görevidir. bu görevi yapan gazetecilerin tutuklanması ise anti-demokratik bir uygulamadır. bu kararın onaylanacak bir tarafı yok.
Böyle başa böyle tarak, böyle zihniyetten böyle demokrasi. Onların demokrasi dediklerine biz faşizm diyoruz. İleri demokrasi dedikleri ise dinci faşizm. Dinci faşizmde tırlar içinde silah taşıma suçu işleyenler suçsuz sayılır, o suçu haber yapanlar ise hapsi boylar. Al sana Erdoğan demokrasi!
durdurulan mit tırlarından çıkan silahların haber yapılması en doğal bir gazetecilik görevidir. bu görevi yapan gazetecilerin tutuklanması ise anti-demokratik bir uygulamadır. bu kararın onaylanacak bir tarafı yok.
Kaçak efendi buyurmuş, ''doğru değilmiş''. Faşizm uygulamaya konmuş, Kaçak gazetecilerin tutuklanmasını anti-demokratik bulmuş! Buna da şükür! Mahkeme sonucunu bekleyelim de diyebilirdi.
durdurulan mit tırlarından çıkan silahların haber yapılması en doğal bir gazetecilik görevidir. bu görevi yapan gazetecilerin tutuklanması ise anti-demokratik bir uygulamadır. bu kararın onaylanacak bir tarafı yok.
Kaçak efendi buyurmuş, ''doğru değilmiş''. Faşizm uygulamaya konmuş, Kaçak gazetecilerin tutuklanmasını anti-demokratik bulmuş! Buna da şükür! Mahkeme sonucunu bekleyelim de diyebilirdi.
durdurulan mit tırlarından çıkan silahların haber yapılması en doğal bir gazetecilik görevidir. bu görevi yapan gazetecilerin tutuklanması ise anti-demokratik bir uygulamadır. bu kararın onaylanacak bir tarafı yok.
Memleketin çivisi çıkmış, adalet diktatörün hizmetine girmiş sen hala olayı küçültme peşindesin.
Ülkemizde demokrasi yok, kendimizi kandırmayalım, bir gazete haber yaptığı için müebbetle yargılanıp tutuklanıyorsa orada demokrasiden bahsedilemez.
------
Tutuklanmadan 24 saat önce Can Dündar: Ağırlaştırılmış müebbetle suçlanıyorum, girip de çıkmamak var...
MİT tırları haberleri nedeniyle tutuklanan Can Dündar, tutukluluğundan bir gün önce buluştuğu Hürriyet gazetesi yazarı Ertuğrul Özkök'e "Çok büyük bir ihtimalle tutuklama kararı çıkaracaklar. Galiba evlilik yıldönümümüzü kutlayamayacağız" demiş...
Hürriyet gazetesi yazarı Ertuğrul Özkök, tutuklanmadan bir gün önce Can Dündar'la yaptığı buluşmayı yazdı.
Özkök'ün yazısının ilgili bölümü şöyle:
GEÇEN çarşamba günü, saat 11.00...
Bebek Starbucks Kafedeyim..
Karşımda genç bir adam oturuyor...
Boynuna dolanmış fuları ve giyimi ile insanın içini açan bir genç adam.
Rus uçağının düşürülmesi olayı patlayınca, ertesi güne erteledik.
O gülen yüzün arkasındaki bakışı hemen fark ettim.
Abi Dilekle sabaha kadar konuştuk. Uyuyamadım dedi...
Hayrola deyince olayı anlattı.
Bugün savcılıktan ifade için davet aldım. Yarın gideceğim...
Hâlâ işin vahametini anlamış değildim...
Avukatlarım, gelip evden almamalarını iyi bir işaret olarak görüyor, ama ben aynı görüşte değilim. Çok büyük bir ihtimalle tutuklama kararı çıkaracaklar. Galiba evlilik yıldönümümüzü kutlayamayacağız. Dilekle bütün gece hayatımızın bundan sonrasını planladık.
Hayretle bakıyorum, Can devam ediyor:
Ağırlaştırılmış müebbetle suçlanıyorum. Girip de çıkmamak var...
Canla Türkiyeyi, dünyayı, sanatı, edebiyatı ve başka şeyleri konuşmak için buluşmuştum...
Her şey bir anda uçup gidiyor ve ülkemin en katı gerçeği ile karşı karşıya kalıyorum.
* * *
Bu arada belki de o duyguyla bakarken gözüm biraz ileride yan masada bizi izleyen genç bir adama takılıyor.
Orhan Kemaller, Aziz Nesinler ve onları her yerde izleyen polisler geliyor aklıma...
Belki hiç alakası olmayan bir insan...
Ama içime şüpheler düşmüş... Onda, Soğuk Savaşın 1940ların, 50lerin en dramatik sahnelerini görüyorum. Ertesi gün Antalyadayken cep telefonuma bir kare düşüyor.
Can ve eşi Dilek yerde oturmuşlar...
Onlara destek vermek için giden arkadaşlarımızdan biri çekmiş...
Adliye koridorunda evlilik yıldönümünü kutluyorlar...
* * *
Yine Nâzımlar geliyor aklıma... Orhan Kemaller, Aziz Nesinnler, Çetin Altanlar, İlhan Abiler, Mümtaz Hocalar...
Kim bilir kaç aydın nesli, kaç yazar, gazeteci kuşağı yaşadı bunları...
Bunları düşündüm, geriye döndüm ve Canı ilk tanıdığım yıl geldi gözümün önüne...
İnsan emniyet müdürlüğünde işkence hücresinde hep aklına eskiler gelir insan kendi kendine cesaret verir .
Hesap yapar ya konuşacak dayaktan yırtacak ya susacak başı dik dolaşacak hep bunları hesaplar kendi kendi ile konuşur tartışır.
Ceza evi şartları biraz değişiktir sanki yeni bir başlangıçtır. Hayat orada eminiyetteki gibi değildir sanki riskli bir yolculuktan sonra varılan son durak gibidir derinden bir oh çekersin .Kendinle hesaplaşma başlar acaba yanlışmı yaptım doğrumu utanacak şey mi anlı açık dimdik duracak şey mi diye.
Orada yeni bir hayat vardır en önemlisi hep ayakta kalmak İnsan ceza evinden hiç çıkmayacak artık hayat o küçücük mekan gibi zanneder ama çıkar be hiç girmemiş gibi olur. Ama anıları ömür boyu sürer.
Can Dündar da Nazımları aziz nesinleri hatırlamış karısı ile uzak hedefleri olan planlar yapmış çok haklı .
Hayat bu dümdüz değil inişide yokuşuda var Ama her zaman onurunu koruyabildin mi utanacak suç işlemedin mi işte o insana her zaman lazım.
Suçta cezada biter bıraktığı izler kalır.
Geçmiş olsun Can Dündar ve Erdem Gül e demokrasi her dönem her sistemde insana gereklidir.
Sitemiz Bir Paylasim
Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize
kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu
nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara
aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve
materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden
kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine
yollayabilirsiniz.