AKP'nin ne yapmak istediği belli oldu, AKP bu ülkeyi dinci bir faşizme götürüyor.Cumhuriyet gazetesine yönelik baskılar ve tutuklamalar bunu açık bir şekilde ortaya koydu. Erdoğan'ın başkanlık isteğinin altında bu yatıyor. İstemediğini suçlayacak ve yargı da bu suçlamayla harekete geçecek. Yargı zaten bu şekilde yapılandırılmaya çalışılıyordu ancak şimdi daha ilerisini istiyor. Tek adam diktatörlüğü. O ne söylerse doğru olacak ve asla eleştirilmeyecek. Erdoğan'ın daha önce söylediği gibi vakit geldi demokrasi katarından indiler. Seçimlerden de yüzde 49 oy aldıkları için amaçlarına en uygun bir zaman olduğunu biliyorlar. Halkın yorgunluğundan da faydalanarak kafalarının içindeki faşizmi gerçekleştirmek yolunda adımlar atıyorlar. Bu gidişle her muhalif Silivri'nin yolunu tutacağa benziyor.
Bu gidişi önlemenin yolu omuz omuz vermekten geçiyor. Aslında bugünleri de beklememeliydik, gidişat belliydi. Yine de çok geç değil.
Tutuklamalara karşı halk Cumhuriyet gazetesi önünde: Faşizme karşı omuz omuza
Can Dündar ve Erdem Gülün Erdoğanın talimatıyla tutuklanmasının ardından İstanbul, İzmir, Ankara, Kocaeli ve Antalyada Cumhuriyet gazetesi önünde eylemler oldu, kent meydanlarında gazete dağıtıldı
Erdoğan talimat verdi, Can Dündar ve Erdem Gül tutuklandı
İstanbul:
Sabahın erken saatlerinden itibaren Cumhuriyet gazetesine destek ziyaretleri başladı. İstanbul Emek ve Demokrasi Güçlerinin çağrısıyla Cumhuriyet gazetesi önünde toplananlar ellerinde gazetenin 27 Kasım tarihine ait sayısıyla bekleyişe başladı. Cumhuriyet gazetesi önünde toplanma devam ederken CHPli vekillerle basın açıklaması başladı. Sabah erken saatlerden Cumhuriyet gazetesini ziyaret eden Halkevleri Genel Başkanı Oya Ersoy çıkışta yaptığı konuşmada Türkiyede basının hiçbir zaman özgür, yargının hiçbir zaman bağımsız olmadığını vurgulayarak Ama yargı hiçbir zaman iktidarın tetikçisi, basında hiçbir zaman manipülasyon aracı olmamıştır dedi. Tutuklama kararının ardından bu davanın halkın davası haline geldiğini, Türkiye halklarına mal olduğunu ifade eden Ersoy, Bu davayı gerçek suçluların yargılandığı bir dava haline getirmek boynumuzun borcudur diye belirtti.
CHPli vekillerin ardından CHP eski milletvekili ve DİSK eski Genel Başkanı Süleyman Çelebi de bir açıklama yaparak Meclis kürsüsünden yüzlerce defa tekrarladığı Kahrolsun faşizm sloganın tekrarladı. Cumhuriyet önündeki yüzlerce kişi de Çelebiye aynı şekilde yanıt verdi.
Levent Tüzel, ÖDP Eş Genel Başkanı Alper Taş, HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ ve EHP Genel Başkanı Sibel Uzun yaptıkları konuşmalarda Can Dündar ve Erdem Gülün tutuklanmasının toplumsal muhalefetin tamamına yönelik bir sindirme operasyonu olduğunu buna karşı geçmişte olduğu gibi direnilmesi gerektiğini belirtti.
Gazete önüne gelenleri selamlayan Dilek Dündar gelenlere teşekkür ederken Cumhuriyet gazetesi bir şeref madalyası taktı göğsüne. Biz de ailecek taktık dedi. Dilek Dündarın ardından konuşma yapan DİSK Genel Sekreteri Arzu Çerkezoğlu AKP faşizmine karşı direnişe çağırdı. TTB adına Hüseyin Demirdizen konuşma yaparken, TMMOB adına konuşan Mehmet Soğancı Biz kendi değerlerimize sahip çıkmazsak onlar bizim değerlerimizi sahiplenir dedi. Konuşmalar başından itibaren sloganlarla sık sık kesildi.
Alevi örgütleri adına yapılan konuşmada Bizler Aleviler olarak Kerbeladan bu yana hep zalimlere karşı mazlumların yanında olduk. Dünkü Yezidlere eyvallah demediğimiz gibi bugünkü Yezidlere de eyvallah demeyeceğiz denildi.
İzmir:
İzmirde Cumhuriyet gazetesi önünde toplananlar, sloganlarla beklerken burada da desteğe gelenlerin ellerinde Cumhuriyet gazeteleri vardı. İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkan Yardımcısı Murat Atilla, Türkiyede basın özgürlüğünün, gazetecilerin tutuklanması, gözaltına alınması, sansür, otosansür, işten çıkarılmalarla yıllardır ağır baskı altında olduğunu söyledi. Eylemde konuşan Cumhuriyet Gazetesi Ege Bölge Temsilcisi Serdar Kızıl da, Cumhuriyet çalışanlarının basın özgürlüğü için yıllarca hapis yattığını belirterek şunları söyledi: Yine arkadaşlarımız içeriye alındı ama basının özgürlük mücadelesi hiçbir zaman bitmeyecek, sürecek bu yeni döneme de basın haklarını savunmak için elimizden gelen her şeyi yapacağız. Çünkü gerçek adına çaba gösteriyoruz, çaba sarf ediyoruz.
Kocaeli:
Öğrenci Kolektiflerinin çağrısıyla Kocaeli Üniversitesi İletişim Fakültesi önünde bir araya gelen üniversiteliler Can Dündar ve Erdem Gülün tutuklanmasını protesto etti.
ANTALYA Çağdaş Gazeteciler Derneği çağrısıyla ve demokratik kitle örgütlerinin katılımıyla Attalos Meydanında yapılan basın açıklamasını ÇGD Akdeniz Şubesi başkanı Mustafa Sözen okudu. Sözen basın açıklamasında Bu haberlerin yayınlanması suç değil tersine bir gazetecilik görevidir. Bu meslektaşlarımızın haberleri nedeniyle sorumlu yetkililerin yargılanması gerekirken, tersi oldu ve basın ve ifade özgülükleri hiçe sayılarak meslektaşlarımız ağır suçlamalarla hakim karşısında çıkmak zorunda bırakıldı dedi.
Gazetecilerin yanında olduğumuzu bildiriyoruz Mustafa Sözen yaptığı açıklamanın sonunda Can Dündar savunmasında şöyle diyordu: Cumhurbaşkanı silahsa silah ne olmuş yani diyorsa, bende haberse haber ne olmuş yani diyorum Bizler de Çağdaş Gazeteciler Derneği olarak bu sözleri destekleyerek inadına gazetecilik diyoruz ve gazeteciler Can Dündar ile Erdem Gülün yanında olduğumuzu bildiriyoruz. dedi.
Gazete dağıtımına faşist saldırı
Basın açıklamasının ardından Halkevleri ve Öğrenci Kolektifleri Kapalıyolda Cumhuriyet gazetesi dağıtımı yaptı. Gazete dağıtımı sırasında bir grup faşist saldırdı. Halkevleri ve Öğrenci Kolektifleri saldırıyı geri püskürttü. Araya giren polis saldırganları korudu.
Bu ileti en son solcu
tarafından 27.11.2015- 15:41 tarihinde, toplamda 1 kez değiştirilmiştir.
Sitemiz Bir Paylasim
Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize
kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu
nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara
aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve
materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden
kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine
yollayabilirsiniz.