Her şeyi affettiren, mazur gösteren, rasyonalize eden şey ne olabilir? Konumuz siyasetse sorunun yanıtı da savaş oluyor.
2015i Pariste bir patlamayla açıp ikincisiyle kapatacağa benzeyen, Suriyede körüklenen kavimler göçünün Kıtanın orta yerinde isyanları ateşlemesine tanık olan Avrupa savaşa hazırlanıyor ve normal zamanda bela sayıp kabul edilemez bulacağı her şeyi destekliyor, besliyor, kabul ediyor, sineye çekiyor!
Belki de demokratik dünyanın Nazizmi Sovyetlerin üstüne salmak üzere kolladığı ve hoş gördüğü o alçaklık çağından bu yana en ikiyüzlü dönemi yaşıyoruz. Bu temkinli cümleye, olsa olsa Alçaklık alçaklıktır, derecelendirilemez, karşılaştırılamaz diye itiraz edilebilir. Yani sonuç değişmez.
Avrupanın her yerine yayıldı mı, bilmiyorum. Ama çok kez demokrasi şampiyonu seçilmiş Fransa bu kez sağcılıkta başı çekiyorsa, bunun bir anlamı vardır. Avrupa Birliğinin iki başkentinden biri sayılan Strasbourg sokaklarında hem polis hem asker timleri, nehirde jandarma botu, caddesinde asker cipi, köprülerinde asker-polis kontrol noktaları varsa. Normal insanlar ise halk da bunu istiyor diyorsa
İki başkentten diğeri, Brükselin hiç de dış sayılamayacak mahalleleri cihatçı devşirilmekte ve canlı bomba çıkartmakta başı çekiyorsa, Batı demokrasisi savaş hazırlığındadır. Çünkü kapitalizmin başkentlerinin devletleri hiç de biçare değillerdir ve güvenliğin ne olduğunu en iyi onlar bilir. Brükselin, Londranın, Parisin malum mahallelerinin ajan kaynadığından kuşku duyulabilir mi? Merkel doğru söyledi, İslam Almanyanındır gerçekten. Cihatçı, barbar, katliamcı gericilik demokratik Batının imalidir, Ortadoğu halklarının değil.
Halk güvenlik istiyor. Avrupa halka güvenlik vermek için değil, halkın mutlak anlamda güvenlik kaygısına gömülmesi için sokaklara güvenlikçi dolduruyor. Bizde çarşı esnafına ambalaj kağıdı dağıtan adam tipinde sıradan insanların veya şık şıkıdım Aralık güneşini teneffüs etmeye çıkmış orta yaşlı kadınların çantalarına açılıp bakılacak ki sokak ortasında, halk güvenlik sorununun ne kadar yakınında olduğunu unutmasın. Bu uğurda kabul etsin her şeyi.
Her gün Pariste müzik salonu taranacak değil ya! Gerektiğinde o da olur, ama her taranmanın bir yüzü de yenilgidir. Avrupanın ve genel olarak Batının ihtiyacı savaş kazanmaktır.
Havaalanı uygulamalarında Türkiyenin Avrupanın en rahat yerlerinden biri olduğunu, sokaktaki devlet yumruğu açısındansa pek öyle açık ara falan fark atmadığımızı söyleyebilirim. Avrupa ve genel olarak Batı, tarihinin en derin ikiyüzlülük örneklerinden birini yaşıyor ve savaşa hazırlanıyor. Savaş sayesinde mazur gösterilen güvenlik önlemleri mi, güvenlik önlemlerinin zorunluluğuna ikna ettiği savaş mı? Ne fark eder?
Çünkü Avrupa, AKP meczupluğunu tolere ediyor. AKP Batının pek istediği savaşı yakınlaştırıyor, gerekçelendiriyor. Avrupa AKPnin şeriatçılığının bal gibi farkında. Fark etmiyor. Savaşsa, AKP!
Avrupa, Ukraynada faşizmin yükselişinin hiç mi farkında değil? Seçime katılım oranının yarıya indiği yerde nüfusun önemli bir kesiminin hiç duymadım demesi mümkündür tabii. Ama diğerleri bal gibi biliyorlar, Rusyaya karşı faşistleri tercih ettiklerini. Savaşsa, yine Nazizm!
Avrupa, Fransada dün ilk turu yapılan bölge seçimlerinde Ulusal Cephenin birinci çıkacağını da gayet iyi biliyordu. Savaş, ırkçılığın yükselişini mazur gösterir. Fazla mı kaçtı bu kadarı? Daha birkaç hafta önce değil miydi; demokratik kamuoyu göçmenleri hoş geldiniz pankartlarıyla karşılamıyor muydu? Madem öyle haksızlık etmeyelim; ırkçı Le Pen hanımı sineye çekmiş olmasın Batı demokrasisi İkinci turda Sarkozynin partisinde buluşmaya ne dersiniz? Hani birkaç yıl önce iktidardayken göçmen mahallelerinde siyah ve Müslüman genç vurdurtan Sarkozyyi diyorum
Savaş olasılığı ırkçılığı mazur gösterir. Savaşa giden bir dünyada sağın içinden sağ seçilmesi, daha fazla yabancı toprağa asker göndermek için yırtınan Sosyalist Hollandeın bile dar gelmesi normaldir. Ondandır bizdeki sosyal-demokratların sağcıdan daha sağcı olduklarını göstermek için uğraşmaları
Demokratik kapitalizm, evsizler için, göçmenler için, yoksullar için mutlak bir ikiyüzlülüktür. Aslında mesele, şu kapitalizm altında demokratlıkla faşistlik arasındaki mesafenin sık sık görünmez hale gelmesi değil midir?
Çünkü kapitalizm savaş istemektedir. Lenin Emperyalizm kitabında yazmıştı, savaşsız yapamayacaklarını doksan dokuz yıl olmuş yazalı
Sitemiz Bir Paylasim
Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize
kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu
nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara
aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve
materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden
kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine
yollayabilirsiniz.