Biraz yeni solculuğa ne dersiniz?-Metin Çulhaoğlu
Türkiyede sosyalistler, Batı Marksizmi diye tanımlanabilecek ekolün isimleri ve ürünleri karşısında makul bir yol tutturmada hep sıkıntı çekmiştir.
Bir kesim için ne varsa burada, Batı Marksizminde vardır; her söylediğinde büyük keramet aranır Hatta bu ekolün önde gelen temsilcileri Türkiyeye geldiklerinde kendilerine sizce biz burada Türkiyede ne yapmalıyız gibisinden ahmakça sorular bile sorulur.
Diğer kesim içinse bunlar hep yeni, dolayısıyla yenik soldur; anti-Sovyetizmin ve anti-Stalinizmin batağında debelenen böyle laf ebelerine hiç itibar edilmemesi gerekir
Bu ikinci kesim açısından durum biraz daha sıkıntılıdır; çünkü çöken Sovyetler Birliğinden ve onun meşhur Bilimler Akademisinden geriye lafı sözü dinlenir, batının yeni soluyla aşık atabilecek Marksist pek kalmamıştır.
Yani dememiz odur ki (varsa) kabahat bizde aranmamalıdır; bizi batılı Marksistlerin yazıp söylediklerini okumaya ve dinlemeye mecbur bırakanlar utanmalıdır
***
Bu durumda Batı Marksizmine, daha doğrusu onun önde gelen temsilcilerinden David Harveye dönüyoruz.
Yakınlarda Roar adlı bir derginin ilk-deneme sayısında (Aralık 2015) Harveyle yapılan bir görüşme yayınlandı. Görüşme, Consolidating Power başlığını taşıyor.
Harveyin bu görüşmede söylediklerinin tamamının eleştirel bir değerlendirme çerçevesinde ele alınması bu yazının sınırlarını çok aşar. Ancak, biraz yeni solculuk yapmayı kafaya koyduk ya, bu bağlamda işimize gelen birkaç noktaya odaklanalım.
Harvey, günümüzde sermayenin zaman ve mekân boyutunda son derece akışkan hale gelmesini, büyük kentsel yerleşimlerde örgütlenme ve mücadele birimi olarak fabrikayı nispeten geri plana iten bir gelişme olarak değerlendiriyor. Kuşkusuz, hizmetler sektörünün günümüzde büyük ağırlık kazanması da bir başka faktör. Sonuçta Harvey, örgütlenmenin giderek güçleştiği işyerlerini hepten gözden çıkarmasa bile mahalle örgütlenmelerinin bu koşullarda kazandığı öneme dikkat çekiyor.
Bir ekle birlikte: Mahalle örgütlenmeleri, sektörel örgütlenmeye göre işçi sınıfının tamamının koşulları hakkında bize daha gelişkin bir anlayış kazandıracaktır
Biz de bir ek yapalım: Bundan 15-20 yıl önce toplumsal proletarya kavramını kullandığımız, ayrıca yaşam alanlarının, yani mahallelerin işyerleri (fabrikalar) kadar önem kazandığını söylediğimiz için neredeyse aforoza uğramıştık.
Elbette tartışalım; ama bugün solcuların kalemiz dedikleri mekânlar arasında ne kadar işyeri ne kadar mahalle olduğunu da hesaba katarak
***
Harveyin sosyalistlere yönelik ciddi bir eleştirisiyle devam edelim: Marxın Kapitalinin, değerin nasıl üretildiğini anlatan birinci cildini okuyup, nasıl gerçekleştiğini anlatan ikinci cildine boş vermek Oysa gerçekleşme çevresindeki sınıf mücadeleleri (örneğin makul maliyetler karşılığı konut) işçi sınıfı açısından ücretlere ve çalışma koşullarına ilişkin olarak verilen mücadele kadar önemlidir. Artan konut fiyatları ve kiralarla hemen geri alınıyorsa daha yüksek ücretin ne anlamı olabilir ki?
İsteyen konut giderlerine elektrik, su, ulaşım, eğitim, sağlık, borçlanma vb. giderlerini de ekleyebilir. Sermaye, üretim söz konusu olduğunda yüksek ücret ödünü verebilir, ancak gerçekleşme noktasına gelindiğinde bunu geri almasını da bilir
Sözü uzatmayalım ve yeni solculukta sınırları aşmayalım.
Harveyin örgütlenme ve mücadele biçimleri söz konusu olduğunda geleneksel tarza eleştirel, buna karşılık yeni, biraz serbest ya da anarşizan denebilecek tarzlara nispeten sıcak baktığı söylenebilir. Ancak, 80 yaşın bilgisi ve deneyimiyle, o bildiğimiz anarşizme nerede hayır denmesi gerektiğinin de farkındadır:
Metin Çulhaoğlunun yazısından bir parça dikkatimi çekti.
M.Çulhaoğlu=Harvey’in sosyalistlere yönelik ciddi bir eleştirisiyle devam edelim: Marx’ın Kapital’inin, değerin nasıl üretildiğini anlatan birinci cildini okuyup, nasıl gerçekleştiğini anlatan ikinci cildine boş vermek… Oysa “gerçekleşme çevresindeki sınıf mücadeleleri (örneğin makul maliyetler karşılığı konut) işçi sınıfı açısından ücretlere ve çalışma koşullarına ilişkin olarak verilen mücadele kadar önemlidir. Artan konut fiyatları ve kiralarla hemen geri alınıyorsa daha yüksek ücretin ne anlamı olabilir ki?”
Evet Davit Harvey- fabrikalardan daha çok tüketim merkezlerine dikkati çekiyor Harvey e göre kapitalizmin kalbi tüketim de atıyor yıkımında oralardan geleceğini iddia ediyor. Komünistlerin en geniş kesimler içinde çalışması gerektiğini söylüyor.
İçinde yaşadığımız teknolojik çağda sermaye birikiminin en fazla soygundan elde edildiğini düşündüğümüzde Harvey haklı gibi görünüyor.
Harvey bu tesbiti ile kapitalist zincirin zayıf halkasının değiştiğini ve o halkanın gelişmekte olan ülkelerden gelişmiş ülkelere kaydığını da bize anlatmak istiyor
Marxın kapitalinde sermaye birikimi sadece artı değerden kaynaklanmıyor doğanın tahribi ve büyük sermayenin küçük sermayeleri yutması da sermaye birikiminin en önemli faktörlerinde olduğunu kapitalin 1.cildinde açıklıyor .Hatta daha ileri giderek bazı kapitalistlerin banka sermayesi karşısında değersizleştiğini onların kapitalist anlamda bankaların işçileri olduğunu da anlatmaktadır.
Yine kapitalde yüksek ücretlerin kapitalistin işine galdiğini üretici güçlerin gelişmesi sonucu nisbi artık değerin daha fazla artık değer elde edeceğini yine Marx kapitalde söz ediyor.
Bu durumda teknolojisi gelişen kapitalist diğer kapitalisti işçileri de kullanarak iflas etmesini sağlıyor sermayesine el koyuyor.
Harveyin bahsetmek istediği işçilerin ücretlerinin enflasyon karşısında eridiği değil küçük sermayenin yutulduğu dur.
Kapitalistler artık işçileri uzun süre borçlandırarak kendilerine görünmeyen zincirlerle bağladığı ve onları hareketsiz bıraktığı görülmektedir.
Komünistlerin hedefinin tüketimi durdurmak olduğu kadar daha işçilerin dışında daha geniş insan kitlesine hitap etmenin yolunu bulmaları gerekiyor
D.Harvey bunu anlatmak istiyor
Bunu söylevlere çok yabacı değiliz Anrey Gorz da farklı dille bunları anlatmak istemişti
Bence Metin Çulhaoğlu'nu doğru anlamak gerekiyor.
Özellikle David Harvey'in görüşlerinden bahsederken "Sözü uzatmayalım ve yeni solculukta sınırları aşmayalım. " diyor.Yani günün ve çağın koşullarına göre Marksizmi yorumlayalım ama onun temel ilkelerinin,Marksizm'in olmazsa olmazı olan ilkelerin sınırlarının ötesine çıkmayalım diyor.
Bunada örnek olarak "Siyasal iktidarsız, devleti fethetmeden olmaz! "cümlesini gösteriyor.
Hakkı Arkadaş'ın örneklediği Andre Gorz ise ELVEDA PROLETARYA diyerek,işçi sınıfının devrimdeki öncü ve özne rolünü yok sayıyor.
Proletarya'nın Marks döneminden bu yana kapsamının genişlediğini,nicel anlamda değiştiğini söyleyebillirsiniz ama kalkıpta işçi sınıfı devrimdeki öncü ve özne rolünü yitirdiğini söylediğiniz an Marksizm'den çıkmış olursunuz.
Bu ileti en son KARINCA
tarafından 12.12.2015- 11:44 tarihinde, toplamda 1 kez değiştirilmiştir.
Metin Çulhaoğlunun yazısından bir parça dikkatimi çekti.
M.Çulhaoğlu=Harvey’in sosyalistlere yönelik ciddi bir eleştirisiyle devam edelim: Marx’ın Kapital’inin, değerin nasıl üretildiğini anlatan birinci cildini okuyup, nasıl gerçekleştiğini anlatan ikinci cildine boş vermek… Oysa “gerçekleşme çevresindeki sınıf mücadeleleri (örneğin makul maliyetler karşılığı konut) işçi sınıfı açısından ücretlere ve çalışma koşullarına ilişkin olarak verilen mücadele kadar önemlidir. Artan konut fiyatları ve kiralarla hemen geri alınıyorsa daha yüksek ücretin ne anlamı olabilir ki?”
Evet Davit Harvey- fabrikalardan daha çok tüketim merkezlerine dikkati çekiyor Harvey e göre kapitalizmin kalbi tüketim de atıyor yıkımında oralardan geleceğini iddia ediyor. Komünistlerin en geniş kesimler içinde çalışması gerektiğini söylüyor.
İçinde yaşadığımız teknolojik çağda sermaye birikiminin en fazla soygundan elde edildiğini düşündüğümüzde Harvey haklı gibi görünüyor.
Harvey bu tesbiti ile kapitalist zincirin zayıf halkasının değiştiğini ve o halkanın gelişmekte olan ülkelerden gelişmiş ülkelere kaydığını da bize anlatmak istiyor
Marxın kapitalinde sermaye birikimi sadece artı değerden kaynaklanmıyor doğanın tahribi ve büyük sermayenin küçük sermayeleri yutması da sermaye birikiminin en önemli faktörlerinde olduğunu kapitalin 1.cildinde açıklıyor .Hatta daha ileri giderek bazı kapitalistlerin banka sermayesi karşısında değersizleştiğini onların kapitalist anlamda bankaların işçileri olduğunu da anlatmaktadır.
Yine kapitalde yüksek ücretlerin kapitalistin işine galdiğini üretici güçlerin gelişmesi sonucu nisbi artık değerin daha fazla artık değer elde edeceğini yine Marx kapitalde söz ediyor.
Bu durumda teknolojisi gelişen kapitalist diğer kapitalisti işçileri de kullanarak iflas etmesini sağlıyor sermayesine el koyuyor.
Harveyin bahsetmek istediği işçilerin ücretlerinin enflasyon karşısında eridiği değil küçük sermayenin yutulduğu dur.
Kapitalistler artık işçileri uzun süre borçlandırarak kendilerine görünmeyen zincirlerle bağladığı ve onları hareketsiz bıraktığı görülmektedir.
Komünistlerin hedefinin tüketimi durdurmak olduğu kadar daha işçilerin dışında daha geniş insan kitlesine hitap etmenin yolunu bulmaları gerekiyor
D.Harvey bunu anlatmak istiyor
Bunu söylevlere çok yabacı değiliz Anrey Gorz da farklı dille bunları anlatmak istemişti
Sn.hakkı;
Harwey'in söylediklerinden ''zayıf halkanın değiştiğini'' nereden çıkardınız; bu yazıda böyle bir anlamı çıkartacak hiçbir ima bile yok. Harwey yazısında mahalle örgütlenmelerini öne çıkartmakta, ve kendine göre birtakım nedenlere dayandırmakta. Birincisi, bu söylemde KARINCA arkadaşımızın söylediği gibi işçi sınıfının öncülüğü konusunda bir değişime yol açtığı anlamı çıkartılmamalıdır. İkincisi ise, sosyalistlerin örgütlenme konusunda sadece fabrikaları merkez almamalarıdır. Çulhaoğlu bu konuda üzerinden atlanılmaması gereken noktayı da hatırlatmak istemiş: O da siyasal devrim perspektifi olmadan bu konuları tartışmanın komünistler için hiçbir anlamı ve yararı olmayacağı gerçeğidir.
Metin Çulhaoğlu'nun söylediklerinde ''yeni'' hiçbir şey yok. Komünistlerin işçi sınıfı ideolojisini savunmaları ''işçici'' bir siyasetten yana oldukları ve toplumu ileri taşıyacak olan kesimlerin sadece fabrikalarla ilişkili olduğu anlayışıyla ilişkilendirilemez. Verili koşullarda toplumun en dinamik ve yüzü sola dönük kesimi sol için öncelikli örgütlenme çağrılarının kapsamı içindedir. Türkiye'de her zaman olduğu gibi fabrikalar ve mahalleler dışında sol, bu kesimlerle buluşmak zorundadır. Toplumun ileriye çekilmesi bu en dinamik kesimleri kazanmakla gerçekleştirilebilir ve bu en dinamik kesimin kazanılmasıyla sınıf ve emekçi kitlelerin de ileriye çekilmesi sağlanabilir. Harwey'in söylediği ve Çulhaoğlu'nun altını çizdiği ''mahalle örgütlenmeleri'' bu kapsam dahilinde yorumlanmalıdır. Bu perspektif ise hiçbir zaman proletaryanın devre dışı kaldığı ve ''elveda proletaryacılar''ın iddia ettiği gibi öncülük konusunun el değiştirdiği anlamına hiç gelmez.
Marksist Leninist kuramın hala burjuvazinin korkulu rüyası olduğunu akıldan çıkarmamak gerekiyor. Daha güzel bir dünya geleceğine ulaşmanın yolunun bilimsel sosyalizmden geçtiği gerçeği değişmemiştir. Bunu her zaman akılda tutmakta yarar var.
Gorz için ne söylenebilir ''yeni'' olduğu, Marks, Engels ise ''eskinin doğrularını'' savunuyorlardı. Zaman değişti, her şey değişti ve artık sıra sosyalist ideolojinin değiştirilmesine geldi! Burjuvazinin sola saldırısı böyle yürütülüyor. Kendini solcu, Marksist veya komünist olarak adlandıranların Gorz'a sarılmaları ve Marks'ı savunur gözükürken reddetmeleri bu ''yeni'' yüzünden oluyor. Arkasına bir de ''Sovyetler neden çöktü'' sorusunu sorduklarında bu insanlarda her şey çözülmüş oluyor. Bundan sonra gelsin liberalizm, demokrasi seviciliği. Kapitalizmi savunduklarından bile haberleri yok bu insanların!
Sitemiz Bir Paylasim
Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize
kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu
nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara
aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve
materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden
kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine
yollayabilirsiniz.