HDPlilere sesleniyorum: Altan Tandan değil İmralıdan hesap sorun!
"Bu cenahın yüreği varsa hodri meydan, Altan Tandan ve dahi HDP yönetiminden önce eleştirebiliyorlarsa HDPyi bu noktaya taşıyan Öcalanı eleştirsinler!.."
HDP Diyarbakır Milletvekili Altan Tanın Ensar Vakfındaki çocuk istismarı skandalı üzerine vakfı koruyucu sözlerle savunma çabası, kamuoyunda ve özellikle HDP çevrelerinde büyük tartışmalara yol açtı. HDP tabanındaki sosyalist ve liberal kanat, HDPnin Kadın Meclisi ve HDPli gençler eleştiri oklarını tamamen Altan Tanın üzerine çevirip, Altan Tanın partiden ihraç edilmesi için sosyal medyada çeşitli kampanyaları başlatmış bile.
Peki mesele sadece Altan Tanın şahsına indirgenebilecek bir mesele mi? Bahse konu cenah, Altan Tanın İslamcı kişiliğini daha önce de bilmiyor muydu? Veyahutta 2015 seçimleri evvelinde, Altan Tan aday gösterilmemişken, aniden gelen esrarengiz telefonların akabinde HDP yönetimi tarafından tekrar aday gösterilmesini neden eleştirmiyorlar? Aslında soruların cevabı oldukça basit; o da Kürt siyasetinin yıllardır liderlik veya kendilerinin tabiriyle önderlik kültü altında ezilmeye devam etmesi. Nasıl mı, biraz daha detaya inelim o zaman.
Altan Tanın geçmişi de geleceği de belli, ya sizin?
Altan Tanın siyasi vizyonunda ilk durağının Milli Görüş olduğu ve Refah Partisi döneminde parti içinde önemli kademelerde yer aldığını bilmeyen yoktur. Aynı zamanda Keçiören Belediye Başkanlığı döneminde İ.Melih Gökçeke yardımcılık, İstanbul Belediye Başkanlığı döneminde Tayyip Erdoğana danışmanlık yaptığı da yine kaynaklarda geçen önemli bilgilerden bazıları. Yani Altan Tan, İslamcı bir siyasi kökenden gelen aynı zamanda Kürt kimliğini de bu siyasi arenaya taşıyan bir isim. Bu bağlamda Kürt siyasi hareketinin muhafazakar Kürtleri çekim alanına alabilmek için yararlandığı bir isim olarak da siyasi hayatına 2000li yıllardan sonra devam etmiş. Ta ki HDP kurulana kadar. HDP, kendisinden önceki muadil Kürt partilerinden farklı olarak bileşenlerini geniş kapsamlı tutmuş, böylelikle parti içerisinde liberal, sosyalist, özgürlükçü kesimler de yer almaya başlamıştı. Böyle bir süreçte HDP içerisinde muhafazakar kanat ile bahse konu kesimler arasında sürtüşme son zamanlarda süre giden bir olguydu aslında.
Altan Tan ise bu çatışmada muhafazakar Kürtlerin içerisinde en şahin figürlerden birisini temsil ediyordu. AKPnin Güneydoğudaki operasyonları esnasında Mecliste başörtülü kuaför çalışmalı şeklinde önergelere imza atan Tanın bu aykırı görünen hareketleri HDP içindeki sosyalist ve liberal kanadın tepkisini çekmişti. İşte Ensar Vakfı tartışmaları bu süre giden çatışmanın ayyuka çıkmasına yol açtı sadece. Aslında bu çatışma sadece Tanın özelinde bir mevzu değil, bugün Hüda Kaya, Ayhan Bilgen, Adem Geveri, Nimetullah Erdoğmuş gibi İslami camiadan gelen çok sayıda vekile sahip bir siyasi oluşumdan bahsediyoruz. Esas mesele HDPnin kendini nerede konumlandırdığı. Zira Altan Tan olayında kendisini ihraca davet edenler HDPnin asla AKP gibi muhafazakar tandansı yüksek bir parti olduğunu kabullenmiyorlar veya kabullenmek istemiyorlar. Kabullenmek istemedikleri esas bir gerçek daha var; HDPyi hem sağ hem sola yatırabilen PKK terör örgütü lideri Abdullah Öcalanın eseridir bu çatışma. Ve bu cenah eleştiri oklarını Öcalana yöneltmekten oldukça uzak hatta aciz bir konumda yer almakta ve günah keçisi olarak Altan Tanı seçmektedir.
Varsa Yüreğiniz, Hodri Meydan!
Altan Tanın savunmasında çakma Nişantaşılı sosyalistler diye isyan ettiği gruba günlerdir farklı kesitler halinde yayınladığım İmralı Notları kitabını okumalarını salık veriyorum. Öcalanın Altan Tan ve İslam meseleleri üzerinde nasıl hassasiyetle durduğunu belki anlayabilirler. Hoş, liberal-özgürlükçü platformlarda bu kitap ve İmralı tutanakları görmezden gelinmeye devam edilecektir, o yüzden biz kısaca önemli hususları özetlemeye çalışalım. 3 Nisan 2013deki görüşmede Öcalan İslamı nasıl değerlendirdiği ve Hz.Muhammedin nasıl bir devrimci olduğunu şu sözlerle Heyete aktarıyor;
Ben İslamı bir kültür, mezhepleri de bu külltürün bir parçası olarak alıyorum. Bilimsel olarak yaklaşıyorum. İslamı yaşayan biri değilim ama kaba anti- dinci de değilim Hz. Muhammed enteresan bir devrimcidir. Çok evlilik yapmış diyorlar ya, aslında çok evlilik değil, ortada kalmış olan kadınları alıyor yanına. Belki bir tür kendi örgütü gibi yaklaşıyor bu kadınlara. Yoksa sırf cinsellik olarak değerlendirmek yanlış olur. (İmralı Notları, sf.50-54)
İslama genel bakışı bu yönde Öcalanın. Peki Kürt siyasi hareketinde nasıl yer alacak? Öcalana göre Kürt siyasi hareketi kendisi gibi İslama sol jargonla bakmamalı; Şubat 2013de Altan Tanın katıldığı toplantıda şu sözleri söyler Öcalan;
İslam kirletildi, bugün Türkiyede hat safhadadır, İslamın özü adalet, hukuk ve tasavvuftur (Altan Tana dönerek) kirlenmeyi önleyin. Sizi nasıl markaja aldılar biliyorsun. Kürtler dindardır. İlk dönemlerde namaz kılıyordum, 33 sure ezberlemiştim. Köyün imamı Müslüm hoca Sen böyle gidersen uçarsın diyordu. Kimse kusura bakmasın, ben İslama sol jargonla bakmam. Kürt halkının da dini inancı kuvvetlidir. 1969da Kısakürekin gizli bir toplantısına gittim. (İmralı Notları, sf.20).
Akabinde Kürtlerin yaşadığı Gizli İslamdan bahseden Öcalan, Altan Tanın tarikatlar da örgütlendi ifadesine karşılık Geliştirin, benden daha iyi biliyorsun (sf.21) cevabını veriyor. Mayıs 2013deki toplantıda ise bu geliştirmelerden bir örnek olarak Öcalan, Kutlu Doğum Haftasını işaret ediyor ve Bundan sonra Kutlu Doğum Haftasını biz organize edeceğiz. Cuma namazı ekibimiz bunu yapabilir. Boş bıraktığınız her alana onlar doluşurlar. Biz beş hatiple bile kutlayabiliriz. Maksat sahiplenmek (sf.72) diyerek HDPnin çizeceği İslamcı politikanın bir örneğini ortaya koyuyor.
Bütün bu açıklamalar esasında Altan Tanın ve diğer muhafazakar Kürt siyasetçilerinin aslında senelerdir seyrettikleri çizginin hiç değişmediğini ama Öcalan tarafından pragmatist bir seyirle bu çizginin HDP içerisine yedirilmeye çalışıldığını görüyoruz. İlerleyen safhalarda Şubat 2014deki görüşmede Altan Tanın görevini bizzat kendi ağzıyla açıklayan bir Öcalan var;
Söyle Altana bu demokratik vurgusunu anlat. Babasının hatırasını unutmaması gerekiyor. Ajanlarla yan yana durmamalı. İslam ile ikiyüzlülerini birbirinden ayırmak için rol oynayacaktı. Halen de bunu yapabilir. Ben de Müslümanım, sağduyulu bir Müslümanım. Bizimki kültürel bir İslamdır. Bu El Kaide ABDde kuruldu. Cemaat ABDde kuruldu. Bush Hristiyanlarca en büyük savaşını yapmak için Iraka gitti. Bunlar iyice açığa çıkmalı. İhsan Eliaçık ve antikapitalistler doğru okuyorlar. Yapay İslam oluşturulmamalı. İslamı bunlardan kurtaracağız? Altana söyle, ben İslami renge karşı değilim. Altan Tanın tedbiri nedir? Onların hepsi ajan güçlerdir. Öcalan babanın anısı için bu ajanları teşhir etmeni bekliyor. Rantı, zalimi vb. teşhir et deyin. (sf.237).
Altan Tan yıllardır aynı dille benzer skandal açıklamaları yapmakta ve bundan hiçbir beis duymamaktadır. Bu açıdan Altan Tanın izlediği İslamcı çizginin ahlakiliğini sorgulayamayız elbet ama tutarlılığı oldukça açıktır. Burada tutarlı olmayan ise HDP içerisindeki liberal solcuların HDPyi nasıl gördükleridir. Eğer HDPnin İslamcı veya muhafazakar tutumundan bir rahatsızlık duyuyorlarsa adres Altan Tan değil, adres İmralıdır. Öcalan, HDP içerisinde Altan Tanı muhafazakar Kürt seçmeni ikna için görevlendirmiş ve dolayısıyla HDP içerisinde dahi Altan Tanın eleştirilebilirliği veya sorgulanabilirliği oldukça güç duruma getirilmiştir. Bu cenahın yüreği varsa hodri meydan, Altan Tandan ve dahi HDP yönetiminden önce eleştirebiliyorlarsa HDPyi bu noktaya taşıyan Öcalanı eleştirsinler!..
Sitemiz Bir Paylasim
Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize
kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu
nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara
aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve
materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden
kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine
yollayabilirsiniz.