Gelişmelerin oturuşmasından söz edemeyiz, ama alışkanlık edinilmesinden söz edebiliriz. Yani operasyonlar sürecek ve bir takım amiral gemilerinin bordası, yanı başı, bazen kaptan köşkü isabet alacak. Erdoğangiller çeşitli cephelerde yoklayıp tutturmaya çalışacaklar, olmadı geri basacaklar.
Alışmaya başladığımız bu tablonun vasat bir sol eleştirisi var.
Söze darbe gecesi sayın cumhurbaşkanı konuşunca yüreğimize su serpildi diye başlanabileceği gibi darbenin püskürtülmesi çok hayırlı oldu, alimallah hepimizi keserlerdi ekseninde de formüle edilebilir. Yüce meclisin korunmasına diye veya demokrasi mücadelesinin işçi sınıfı için önceliğine dayanabilir eleştirmenimiz. OHALi doğal, kaçınılmaz saymak veya Meclisteki partiler ortak tutum alıyorken OHALe ne gerek vardı diye itiraz etmek bir detaydır. Yukarıdaki seçeneklerin ortak paydası, dolayısıyla aslolan, sol eleştirmenimizin 15 Temmuz itibariyle Tayyip Erdoğanla aynı safa yerleşmesidir.
Vasat solcu kardeşimizin, bu yazıyı okuyorsa, tam bu noktada yerinden hoplamasına, haksızlık yapıyorsun demesine hiç gerek yok. Ben de biliyorum, darbe karşıtlığında aynı safa geçtikten sonra ayrım çizgilerini de çektiğini.
AKP, OHALin konusunun dışında adımlar atmaktadır; ve atmamalıdır. AKP, ortamı başka kesimleri de baskılamak için kullanmaktadır; ve kullanmamalıdır. AKP, Kürt sorunundaki uzlaşmazlığıyla işleri daha da karmaşıklaştırmakta, fırsatçılık yapmakta, ayrımcılık yapmaktadır yapmamalıdır! Adil yargı ne kelime, AKP idam tehdidinden işkenceye kadar yapmaması gereken çok şey yapmaktadır. Bu arada soruşturmaların ciddiyeti kuşkuludur, hakikaten tasfiye edilmesi gerekenlerin kayırılıp kayırılmadığı da belli değildir, ve bu tür kuşkular giderilmelidir. AKP, Türkiyede hedeflediği rejim değişikliğini hızlandırma arzusunu dışa vurmaktadır ve bu arzusundan vazgeçmelidir Kimi eleştirmenler, meşrebine göre laiklikte veya bağımsızlıkta daha tutarlı, sistematik davranmak gerektiğini, Sorunun yeniden üremesine ancak böyle veya şöyle engel olunacağını da vurgulamaktadırlar.
Gördüğünüz gibi eleştirmenimize haksızlık etmiyorum. Eleştirmenimiz en başta FETÖ belasını Tayyip bu hale getirdi demektedir zaten ve yerden göğe kadar haklıdır... Lakin solun macerasının özetinin özeti şöyle olmaktadır: Sol darbeye karşı Erdoğanla beraberdir. Sol darbeden sonra Erdoğanın düzelticisi olmuştur.
İşte buna, CHPnin daha soluna konumlanan kesimler için solun birey hali demeyi öneriyorum. CHPyi ayırıyorum, çünkü devletin, düzenin, modernizmin ve kapitalizmin kurucusu koca CHP muhalefette olup iktidar mücadelesi veren bir parti olmayı kendine yedirememektedir! Biraz şaka yapmamı mazur görün; CHP 15 Temmuzda çıplak hale gelen iktidar boşluğunu merkeze sıçramak için fırsat saymıştır. Lakin merkezde hâlâ AKP vardır!
Ayırıyorum ve solun birey haline geliyorum
Yukarıdaki betimlemenin öğeleri tek tek doğrudur. Sol elbette darbeye karşıdır, elbette meclisin feshedilip bütün örgütlerin kapatılmasına karşı Parlamentonun açık kalması tercih edilir. Ve tabii ki, darbeden AKP aklama kampanyasına veya Tayyip diktasına geçişe karşı çıkılmalıdır
Doğrudur, ancak buradan solun kolektif haline geçemeyiz. Birey olarak bir solcunun sorumluluğu toplumsal siyaset denkleminde tutarlı bir yeri tanımlamak, sınır çizgilerini göstermek olmayabilir. Solcumuz, bu denli delirmiş bir ortamda akla yatkın, makul, hatta doğru şeyleri söyleyerek görevini yerine getirmiş sayılabilir. Ama bir gün Tayyip yanlısı, ertesi gün Tayyip karşıtı mesajlarla kendinden başkasını solcu yapamaz. Buradan bir siyasal akım olarak, pozisyon olarak, özne olarak, müdahale gücü olarak sol çıkmaz.
Kaldı ki, o makul ve doğru saptama ve eleştirileri ilk yapan bizim solcu olsa bile, bunların her biri kolaylıkla başkaları tarafından devralınabilir, kendi sistematiklerine aktarılabilir. Bireysel solcumuz kendini amme hizmeti yapmış hissedebilir, rahatlayabilir belki de onun görevi veya elinden gelen budur!
Bizimse, solun kolektif haline ihtiyacımız var. Solun kolektif hali sınıfsallıktır. Darbe sınıfsaldır örneğin. Ve onun karşısına demokrasi adıyla çıkartıldığı ilan edilen ucube de, bir o kadar sermaye sınıfına kayıtlıdır. Darbeye hayır derken Erdoğan bizim yüreğimize su serpmez, çünkü bizim sınıflarımız karşıttır. Erdoğan ve çetelerinin Türkiyenin ilericilerini ölümden kurtardığı ise, Hranttan Ali İsmaile, töre kurbanı kadından maden ocağına gömülen işçiye kadar bunca kanımız dökülmüşken, belki de en aptalca laftır! Fethullahçılar şeriatçı diye Erdoğancıları laikliğe ittirmenin hayalini kurmayız. Veya birincileri ABD palazlandırdı diye, ikincilerden yurtsever türetmeye kalkmayız. Çünkü gericiliğin ve emperyalizm yandaşlığının da sınıfsal olduğunu biliriz. Biz sermaye sınıfının karşısında, sınıf mücadelesi vererek toplumsal siyaset denkleminde ayrı bir yer kurmaya bakarız.
Türkiyede dinci faşistlerle başka dinci faşistler birbirini keserken solu var etmenin ve büyütmenin yolu vardır. Bireysel olarak değil; ama kolektif olarak, sınıf olarak vardır
Sitemiz Bir Paylasim
Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize
kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu
nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara
aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve
materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden
kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine
yollayabilirsiniz.