Sosyal medyada Hayır yazarak nereye kadar?
- Kamil Tekerek -
Başkanlık Anayasası taslağı önceki gün itibariyle Meclise geldi ve tartışmalar toplusal alana da taşınmaya başladı.
İşin ilginç tarafı yine önceki gün MHPli muhalif olduğu söylenen bir milletvekili AKP içerisinden birçok milletvekilinin Başkanlık Anayasasına hayır diyeceklerini duyurdu.
Bunu görenler haydi keşke öyle olsa diyerek yaşamlarına devam ettiler.
CHPliler ise benzeri bir şeyi MHP milletvekilleri için söylemekteler.
Hatta bu durumun bazı kişilerdeki karşılığı ise MHPli milletvekillerinin cep telefonlarına mesaj atarak hayır oyu vermelerini istemeye kadar gerilemiş durumda.
Öyleyse Meclis muhalefetinden beklentiler yine yükseltiliyor demektir. Dolayısıyla MHPlilerin AKP içerisinden, CHPlilerin MHP içerisinden beklenti içerisinde olduğu bir silsile içerisindeyiz gibi görünüyor.
Başkanlığa karşı olanlar cenahında, Mecliste CHP milletvekillerinin hayır oyu vereceğinden emin olmakla birlikte MHP ve AKP içerisinde büyük bir kırılma yaşanarak taslağın Meclisten geçmeyeceğine dair bazı görüşler de ifade ediliyor. HDP ise Mecliste oy kullanmayacağını duyurdu. Bunun değerlendirmesini başka bir yazıya ya da sonraya bırakalım.
Öncelikle çok uzağa değil, sekiz dokuz ay öncesine gidelim isterseniz. Söylenenlere göre, AKP içerisindeki bir kesim milletvekili başka bazı oylamalarda, yanlış hatırlamıyorsam dokunulmazlık oylamalarında tersi oy kullanarak Türkiyede büyük bir değişimin önünü açacaklardı.
O çok bahsedilen meşhur AKPli milletvekilleri dokunulmazlık oylamasında hayır oyu kullanmadılar. Tersine bazı CHP milletvekilleri dokunulmazlık oylamasında evet dedi ve İkinci Cumhuriyeti sağlamlaştırma adına önemli adımlardan biri daha atılmış oldu.
İşte bugün de yaşanan bunun benzeri.
Emekçilerin siyasete bakışları, umutları ve varsa mücadele azimleri sermaye devletinden, burjuva iktidarından ve onun aygıtlarından oluşan bir çembere hapsedilmiş durumda.
Pek tabii ki dokunulmazlıklar ile ilgili yasal düzenleme ile başkanlık anayasası dediğimiz şeyi aynı kefeye koyarak değerlendirmek mümkün değil. Yalnızca verili siyasi ortamdaki durumu betimlemek için bu örneği verdik.
Dolayısıyla esas tartışma noktası biraz önce bahsettiğimiz çemberin nasıl kırılacağına odaklanmak olmalı. Gerçek mücadele nasıl verilecek ve hangi araçlar kullanılacak temel soru bu gibi görünüyor.
Öncelikle daha önceki zamanlarda ifade ettiğimiz bir gerçeği tekrar ele almakta fayda bulunuyor. Türkiyedeki toplumsal mücadelelerin bir yerlerinde durmaya çalışan Türkiye solu açısında Başkanlık Anayasasına karşı verilen mücadele bağımsız bir hatta dayanmak zorunda, bu en önemlisi
Eğer bunu yapmazsanız, sosyal medya üzerinden CHP milletvekillerini takip edip durursunuz.
Bunu yapmıyorsanız, Ayhan Bilgenin Meclisteki oylamaya neden katılmadıklarını Twitterda okuyup Facebookta tartışmaya başlarsınız.
Kendinizi biraz daha entellektüel görüyorsanız sosyal medyadan iki üç cümle siyasi yorum yazıp yanına bir de Hayır yazarsanız.
Eğer hiçbir şey yapamıyorsanız, sosyal medyada bir Hayır patlatıp, başkanlığa karşı mücadelede görevinizi yerine getirmiş olursunuz
Şaka bir yana, çemberin kırılması için öncelikle bağımsız hattın kurulması gerekiyor dedik. Bunun hedefi bellidir. Başkanlık Anayasasına dönük Hayır tavrının örgütlenmesi ve bu tavrın CHP ve/veya HDPnin bir türevi ya da uzantısı olmaktan çıkartmak.
Ama hayır cephesini CHP ve HDP ile kuramaz mıyız? soruları gelecektir. Bu soruları geride bırakalım. Dün gece Meclis kulisinde Binali Yıldırım ile çay muhabbeti yapan Kılıçdaroğlunu ve Hayır demenin dört türü vardır diye cümleye başlayan eski Mazlum-Der Başkanı, bugünün HDP Sözcüsü Ayhan Bilgeni geride bıraktığımız gibi
Dolayısıyla bu örgütlenme kendi bağımsız hattını kurarken aynı zamanda ise çok gerçek olmalıdır. Emekçilere değmeli, onları örgütlenmeye ve örgütlemeye katmalı, halk için umut olmalı ve harekete geçirmelidir. CHPlisinden, Kürt emekçisine; metal işçsisinden, lise öğrencilerine kadar.
Bugün toplumsal alanda tüm meşru örgütlenme kanalları Başkanlığa Hayır tavrına örgütlenmeli ve dalga dalga yayılması için uğraş verilmelidir.
Tüm bunlarla birlikte dikkat edilmesi gereken ikinci nokta, Türkiyenin dış politika üzerinden şekillendirdiği başlıkların ve Kürt meselesinin olası bir referandumdan önce devreye sokulabilmesi ihtimalidir.
Geçtiğimiz hafta Mart ve Nisan aylarında Kandil ve Rojavaya müdahale yapılacağının telaffuz edilmesinin bu süreçler ile bağlantılı olduğunu, ABDnin desteği, onayı ve yönlendirmesi ile Fırat Kalkanı Harekatının devam ettiğini unutmamak gerekiyor. Üzerine bir de Türkiyenin bundan birkaç gün öncesinde Irak yönetimi ve Irak Kürt Bölgesel Yönetimi ile Amerikancı bir eksende yan yana gelip anlaşma görüntüsü verdiklerini ve geleceğe dönük bazı sözler ettiklerini unutmayalım.
Dolayısıyla içeride milliyetçiliğin yükseltilerek olası bir referanduma gidilmesi mümkün görünmektedir
Bombalarla ve terör saldırıları ile şekillendirilen Türkiyede sermaye devleti ve gerici iktidarın sahipleri, bir de bölgesel savaşta Türkiyenin rolü üzerinden memleketin iç siyasetinin belirlendiği bir iklimde Başkanlık Anayasasını geçirmek istemektedirler.
Buna karşı sosyal medyadan tepki koymak ya da hayır tavrını beyan etmek önemsiz bir şey değil. Ancak gerçek hayat ne yazık ki sosyal medyadan ibaret değil
İşte o yüzden diktatörlük rejimine karşı sokakta, okulda, işyerinde daha doğrusu hayatın var olduğu her yerde büyük bir örgütlenmeyi ortaya çıkartmaya hazır mıyız?
Hazırsak, gereğini yapalım
Memleketin geleceği için bu büyük örgütlenmeyi başlatalım...
[size=6][size=5]"Buna karşı sosyal medyadan tepki koymak ya da hayır tavrını beyan etmek önemsiz bir şey değil. Ancak gerçek hayat ne yazık ki sosyal medyadan ibaret değil
İşte o yüzden diktatörlük rejimine karşı sokakta, okulda, işyerinde daha doğrusu hayatın var olduğu her yerde büyük bir örgütlenmeyi ortaya çıkartmaya hazır mıyız?
Hazırsak, gereğini yapalım
Memleketin geleceği için bu büyük örgütlenmeyi başlatalım... "[/size][/size]
Ne zamanki kendiseini halkin, emekcilerin,.... önder partisi, örgütü olarak gören parti ve kuruluslar bu bahsettiginiz örgütlenmeyi baslatir ve hayata gecirir ancak o zaman bu söylemlerin anlami olur, o "önder" partiler ciddiye alinir,.....
Evet daha neyi bekliyorsunuz eylemi baslatmak icin?
Sitemiz Bir Paylasim
Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize
kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu
nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara
aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve
materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden
kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine
yollayabilirsiniz.