Siyaset bilimi diye bir dal elbette vardır; ama bilimsel siyaset diye bir şey olamaz.
İzlenecek siyaset bilimsel analizlere dayandırılabilir, geçmişten birtakım örüntüler çıkarılarak kimi sonuçlara varılabilir. Gelgelelim, bunlar siyasetin kendisini bilimsel yapmaz.
Bu nedenle, örneğin Marxın Brumaireindeki analiz ve değerlendirmeler bilimsellik açısından post factum (olay/fiil sonrası) değer taşır.
O zaman güncel siyasetin akıntıya göre, el yordamıyla mı yapılması gerekir?
Elbette hayır. Bilimsellik ayrı; ama siyasetin de kendine göre kuralları vardır. Örneğin, bir kuraldır: Belirli bir durumun işaret ettiği olasılıkların hepsini birden hesaba katan, hepsine verilecek tepkileri önsel olarak içselleştirip böyle yol alan bir siyaset olamaz. Siyaset, her zaman verili durumda başat ya da birincil olana odaklanır; ikincil unsurlar ve olasılıklar ise izlenecek siyasetin kalın çizgisinin belirlenmesinde rol oynamaz.
***
Örneğin bugün Türkiyede başat olan, Saray rejiminin referandum sonrasında yöneleceği kesin olan saldırı siyasetidir. Karşıt siyasetin de en başta buradan hareketle şekillendirilmesi gerekir. Saldırı diyoruz; tecavüz de denebilirdi. Bu durumda Tecavüz kaçınılmazsa mütecavizin defterinin kimler tarafından ne zaman nasıl dürüleceği üzerine tefekküre dalmak rahatlatır deniyorsa ortada hastalıklı bir durum vardır.
İçteki ve dıştaki güç odakları referandumda süngüsü düşen Sarayı daha rahat manipüle edebilecektir
Abdullah Gül ve çevresi, günü geldiğinde sahneye çıkmak üzere pusuda beklemektedir
Düzen, yeni bir merkez sağ oluşturmak için Meral Akşeneri cilalayacaktır
Bunları ve benzerlerini akılda tutmakta sakınca yoktur; ancak, bunlar birincil gerçek durumundaki Saray saldırısına odaklanma zorunluluğunu az da olsa gölgelediğinde, burada seyrelmelere yol açtığında ortada siyaset kalmaz. Bir masa etrafında toplananların Bence şunu yapacaklar rahatlığındaki beyin fırtınasından siyaset çıkmaz.
***
Bu kuralı başka alanlara da taşıyabiliriz.
Örneğin Türkiyede sermaye sınıfının ve emperyalist odakların birincil gündemi, Erdoğandan ve rejiminden kurtulmak değil, var olduğu sürece bu rejimden nasıl yararlanılabileceğinin hesaplarını yapmaktır. Yeri gelmişken Türkiyede solun pek kavrayamadığı önemli bir noktayı da ekleyelim: Kapitalizmde herhangi bir siyasal iktidarın sınıfsal niteliği, gerçekte olmayan bir üst aklın her istediğini yapmasında değil, her durumda egemen güçlerin genel çıkarlarını gözetmesindedir.
Devam edersek, yukarıda söyleneni Saray rejimi için de tekrarlayabiliriz: Erdoğanın birincil gündemi, belirli odaklarla arayı düzeltmek değil, o tarafın dağınık halinden sonuna kadar yararlanmak, bunun fırsatlarını kollamaktır. Saray rejimi her istenileni yapmakla çıkar gözetmek arasındaki farkın bilincindedir. Benden her istenileni yapmıyor olabilirim; ama onların çıkarlarını gözetip öyle hareket ettiğim biline mesajının etkili olacağını düşünürken yanılmamaktadır
Bizce durum budur ve karşı siyasetin de bu gerçeklerden türetilmesi gerekir.
***
Adını koyalım: Bu siyasetin bir cephe siyaseti olması gerekir.
Zaten biliyoruz denecektir, tamam
Gene de bu siyasetin geliştirilmesinde ve yaygınlaştırılmasında şimdiden dikkate alınması gereken noktalar vardır.
Sorudur: Referanduma uzanan süreçte kurulan ilişkilerin envanteri çıkarılıyor mu? Fazlasıyla pratik bir mesele olarak görülebilir; ancak cephe deniyorsa kilit önemdedir: Referandum sonucu moral bozukluğuna, gene olmadı burukluğuyla evli evine köylü köyüne yönelimine yol açmadığına göre, özellikle yerel ölçeklerde referandum sürecinde kurulan yeni ilişkiler nereye taşınacak, bu ilişkilere nasıl süreklilik kazandırılacaktır?
Sonra bugünkü durum, özel siyasal parti mensubiyeti ile Saray rejimi bitsin de nasıl biterse bitsin genişliği arasında büyük bir boşluk olduğuna işaret etmektedir. Bu da genel olarak solda yer alan farklı unsurların maksimalist olmasa bile hayli ileri, üstelik birtakım yeni tezgâhları etkisiz kılacak hedefler etrafında toplanmasının ve örgütlenmesinin imkânları olduğu anlamına gelmektedir.
Böyleyse, işe koyulalım, çaba gösterelim; mutlaka sonuç verecektir
Sitemiz Bir Paylasim
Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize
kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu
nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara
aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve
materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden
kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine
yollayabilirsiniz.