Ben bir solcu parti olmadan ilk defa seçime gideceğim ve oyumu ona vereceğim
Yalçın Küçük'ten çok konuşulacak sözler...
Prof. Dr. Yalçın Küçük, bu haftaki mülakatımızda gündemdeki erken seçimle ilgili açıklamalar yaptı. Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğanın seçimlerin olağan zamanında, 2019da yapılacağını söylerken birdenbire Devlet Bahçelinin önerisiyle erken seçim kararı almasının arkasında parçalanmış ordunun bir parçasından ihtilal endişesinin etkili olduğunu söyleyen Yalçın Küçük, AKPnin aleyhine koşullarda alınan bu erken seçim kararından iki partinin de pek memnun olmadığının altını çizdi.
Söyleşimize AKPyi 2002 yılında iktidara getiren, yine Devlet Bahçelinin girişimiyle alınan bir başka erken seçim kararı olduğunu söyleyen Yalçın Küçük, bu duruma karşı olumlu tutum takınan Genelkurmay Başkanları Hüseyin Kıvrıkoğlu'nun ve Hilmi Özkökün suçlu olduğunu ifade etti. Yalçın Küçük, şimdiki Genelkurmay Başkanı Hulusi Akarı da üniformasıyla bir türkücüyle türkü söylemekten dava edeceğini söyledi.
Şimdiye kadar Kemal Kılıçdaroğlunu çok ağır eleştiren Yalçın Küçük, bu söyleşimizde son günlerde çok başarılı bir muhalefet yaptığını söyleyerek Kılıçdaroğlunu kutladı. İYİ Partiye milletvekili transferini Kemal Kılıçdaroğlunun düşünüp başarıyla uyguladığını belirten Yalçın Küçük, Kemal Bey, son günlerde çok iyi çalışıyor ve ben bir solcu parti olmadan ilk defa seçime gideceğim ve Kemal Kılıçdaroğluna oy vereceğim dedi.
Yalçın Küçükle yapılan röportaj şöyle:
B. Sadık Albayrak: Yalçın Hocam, geçen mülakatımızdan sonra önemli gelişmeler oldu. Birdenbire Devlet Bahçeli-Tayyip Erdoğan ikilisi erken seçim kararı aldı. Bu arada 28 Şubat Davası sonuçlandırılmış, eski genelkurmay başkanı İsmail Hakkı Karadayı ve öteki paşalara müebbet cezaları verilmişti, bu konudaki değerlendirmeniz nelerdir?
Yalçın Küçük: Evvela şunu söylemek istiyorum: Üç dava açmamız veyahut ortaya koymamız lazım. Bunlardan bir tanesi Hüseyin Paşa için, Hüseyin Kıvrıkoğlu, 2000 yılı Genelkurmay Başkanı. Ben müebbet vs. o tür şeyleri sevmiyorum ama Hüseyin Paşaya 141 ile dava açmak lazım, bu gayet açık, MHPli olmuştur ve akepeyi iktidara getirmiştir. MHPyle beraber olmuştur ve seçimi erkene almıştır. 2004 yılında olacaktı seçim, hiçbir gerekçe yokken, anketler akepenin yüzde 34 oy alacağını gösterirken Hüseyin paşa bunu yaptı ve hatta şöyle yaptı: Seçim belli olmuştu, seçime giremeyecek olan milletvekilleri biliniyordu. O milletvekilleri Mecliste büyük bir çoğunluktu, seçimin erken yapılması kararını değiştirmek istediler. Bunu kolayca yapacak kadar büyük çoğunlukları vardı. Genelkurmay Başkanı Hüseyin Paşa, seçim kararını iptal etmek isteyen, yetkileri de, çoğunlukları da olan bu milletvekillerini Hürriyetten Sedat Ergin aracılığıyla, genelkurmay başkanı seçimin ertelenmesini istemiyor diye tehdit etti. Bunun üzerine küskün milletvekilleri seçim kararını iptal etme güçleri varken vazgeçtiler. MHPli genelkurmay başkanı, tıpkı bugünkü günlerde olduğu gibi, Bugünkü MHPnin akepenin yardakçılığını yaptığı gibi o zaman da MHPli genelkurmay başkanı Hürriyetten Sedat Ergin aracılığıyla seçimleri bir yıl öne aldı, aslında iki yıl öne aldı, seçimleri yaptırdı ve akepeyi iktidara getirdi.
Bunları yapan, fiilen MHPli olan genelkurmay başkanı Hüseyin Kıvrıkoğluna dava açacağız, 141den. Yeni Ceza kanununda 141in karşılığını bulursunuz. Bize 141i uyguluyorlardı, biz severiz 141i, sabık genelkurmay başkanı Kıvrıkoğluna 141den dava açacağız.
İki: Seçimler MHPli Kıvrıkoğlunun tahmin ettiği gibi akepeyi mutlak olarak iktidara getirdi ama Kıvrıkoğlunun dönemi tamamlanmıştı, yerine Hilmi Özkök geldi. Nasıl geldi, siz hatırlıyor musunuz? Hayır hatırlamazsınız, benim belleğim kuvvetlidir. Hilmi Paşa, yeni genelkurmay başkanı olmuştu, seçimin olduğu gün, Amerikaya, Washingtona gitti ve MHPli bu paşa da Yeni hükümeti destekliyoruz dedi. Bu, televizyonlarda var. Ona da 141den müebbet istiyoruz, isteyeceğim, o da MHPlidir, her şeyi MHPlidir.
Üç: Bir genelkurmay başkanını biliyor musunuz, ona geldi sıra, yakında, belki bunu hatırlarsınız, üniformalıydı, İbrahim Tatlıses ile türkü söyledi mi? Bunu bir genelkurmay başkanı yapamaz. Bir türkücüyle gider bir meyhaneye sivil kıyafetini giyer istediğini söyler. Ama bir genelkurmay başkanı üniformasıyla, bir türkücüyle elini kolunu sallayarak türkü söyleyemez. Bütün geleneklerimize, giydiği üniformaya aykırıdır. Türkiye tarihinde böyle şeyler olmadı. Kendini ne zannediyor?
Ama bu kendini bilmiyor. Artık genelkurmay başkanı olduğundan beri kendisini genelkurmay başkanı saymıyor. Erdoğanın emir subayı, Erdoğanın özel kalem müdürü gibi, nereye giderse onunla beraber gidiyor. Akepeyi iktidara getiren ve uzun yıllardır iktidarda kalmasına neden olan bu genelkurmay başkanları yargılanacaktır. Biz solcular için en ağır ceza kanunu maddesi 141dir. Bizleri hep 141 ile yargıladılar. Onların hepsi 141den yargılanacaktır. Ve çok açık; paşalar MHPli olmuştur, paşalar üniformaları içinde bir türkücüyle türkü söylemişlerdir. Genelkurmay başkanı dört yıllık diploması olmayan bir de facto cumhurbaşkanının emir subaylığını yapmıştır. Benim kitaplarım var; hiç kimse Tayyip Beyin dört yıllık diploması olduğunu söyleyemedi. Dolayısıyla cumhurbaşkanı değildir. Bir genelkurmay başkanı 4 yıllık Diploması olmayan cumhurbaşkanının emir subaylığını yapmıştır. En ağır ceza verilmelidir. En ağır ceza da 141/1dir.
DEVLET BAHÇELİ, BU KEZ AKEPEYİ GÖTÜRMEK İÇİN Mİ ERKEN SEÇİM ÇAĞRISI YAPTI
B. Sadık Albayrak: Yalçın Hocam, 2002 yılında MHP genel başkanı Devlet Bahçeli, hiçbir neden yokken erken seçim kararı aldırarak akepeyi iktidara getirdi. Sizin mahkemeye vermeyi düşündüğünüz genelkurmay başkanları da MHPnin bu kararını uygulamak için belirttiğiniz hukuksuzlukları yaptılar. Peki bugün, 2017 başından beri dolar bazında yüzde 30a yaklaşan bir devalüasyon olmuşken iktidardaki partinin pek aleyhine görünen bir erken seçim kararı alınmasını nasıl yorumluyorsunuz? Sizin devalüasyon yasanız var; her büyük devalüasyondan sonra iktidar gider hatta rejim değişir diyorsunuz. O halde Devlet Bahçeli, bu kez akepeyi götürmek için mi erken seçim çağrısı yaptı?
Yalçın Küçük: Çok güzel, şimdi ikinci noktaya geliyoruz. Ben de o noktaya gelmek istiyorum. Ne oldu? Devamlı olarak Erdoğan seçimler 2019da olacak diyordu, birdenbire Bahçeli söyledi diye seçimi ne oldu da erkene aldı? Bahçeli bu kadar ikna edici mi?
SONER YALÇININ GÖRDÜĞÜ GÖZYAŞLARI
Tayyip Beyin bu seçimi erkene alma kararını alırken meşhur hitabetini hatırlıyor musunuz, gazeteler yayınlamadılar ama söyledi. Ben size hatırlatayım. Tayyip Bey, bir şekilde ağladı, ben ağladığını görmedim ama Sonerin bir yazısı çıkmış ne yazık ki onu da okuyamadım. Benim koşu arkadaşlarım her sabah bana önemli yazıları söylerler. Birkaçı, Sonerin yazısını okudunuz mu Hocam, dediler. Soner Yalçın, Tayyip Beyin gözlerini görmüş, Hepiniz görün, neredeyse ağlıyordu diye yazmış. Ben gözlerini görmedim ama ben buna inanırım. Çünkü Tayyip Bey o gün, ben yapamadım dedi. Ben çok başarısız oldum dedi. Çok önemli işler var dedi. Ekonomi kötü dedi. Çok ağır dedi. Onun için seçimlere erken gitmeliyiz dedi.
Kemal Bey bugünlerde çok iyi konuşuyor; Tayyip Erdoğan, ağlayacak ne var dedi.
Birdenbire böyle bir politikacı devamlı seçimler zamanında yapılacak diye konuşurken erken seçim kararı alınmaz; akepenin çıkarı yok, akepe çok kötü durumda, her şeyi kaybetmiş, erken seçim olmaz.
BİR POLİTİKACI BU KADAR HIZLI DÖNEMEZ, YAPAMAZ
B. Sadık Albayrak: Hocam siz Yalçın Küçük Yasası diyorsunuz; her büyük devalüasyondan sonra iktidar düşer. Bir buçuk yıldan kısa bir sürede yüzde 30a yaklaşan bir devalüasyon oldu, akepenin erken seçim kararı alması aleyhine Yalçın Küçük: Elbette aleyhine ama mecbur oldu. Bahçeli dün veya bugün ne dedi? Akşener seçime giriyor, dedi. Benden oy alacak, alsın, dedi. Artık batmış o, perişan, ona Bu seçimde akepeyle ortak miting yapacak mısın? diye sordular. Beraber miting yapmak ayıp olur dedi. Beraber seçime girmeniz ayıp olmuyor da beraber miting yapmanız mı ayıp oluyor? Devlet Bahçeli benim öğrencim, 16 yılda sınıfını geçebildi. Beraber seçime girmek ayıp değil de beraber miting yapmak mı ayıp? Doğru söylemiyor; Tayyip Bey istemez. Sürekli, Ey akepeliler, beraber seçime giriyoruz diye MHPye oy vermeyin diyor. Oyunuzu ortağımız diye ona bakarak onlara oy vermeyin dedi.
Şimdi ben asıl cevabıma geliyorum.
Bir, ben şunu söylemek istiyorum. Tayyip Bey devamlı olarak 19da seçim olacak dedi, şimdi 18e aldı. Birdenbire aldı. Bir politikacı bu kadar hızlı dönemez, yapamaz. Ben 2019da seçim olacak, o tarihte yapacağız, erken seçim yok dediği zaman, Tayyip Beyefendinin ilk defa doğru söylediğine inanıyorum. Ama dönmüştür. Şimdi soru şudur: Bu Bahçelinin ne tatlı dili vardı da bunu döndürdü? Neler söyledi, hangi şarkıları söyledi de Tayyip Bey döndü? Bir politikacı böyle dönemez.
Bu ileti en son melnur
tarafından 25.04.2018- 19:18 tarihinde, toplamda 3 kez değiştirilmiştir.
Haa, bana göre, bunlar, şu sırada parçalanmış ordunun bir parçasından ihtilal endişesiyle karşı karşıya geldiler. Birisi dürttü bunları. Tayyip Bey ne dedi meşhur konuşmasında, Eğer dedi, bir başka grup parti kazanırsa veririz iktidarı dedi. Bu, Tayyip beyin sözü değildir, daha doğrusu yanlış söyledim, Tayyip Beyin bize bir sözü değildir, başkasına sözüdür, İktidarı veririm diyor. Şimdi onu söyledi.
Peki, Devlet Bahçeli ne dedi? Oyu benden alacaklar, Akşener benden alacak, alsın dedi. Bunların ikisi de eğildiler. İkisi de seçime girme kararı verirken eğilmişlerdi, eğik düşmüşlerdi. Çok uysal bir Erdoğan görüyoruz. Alışkanlığıdır arada bağırıyor çağırıyor, yine küfrediyor ama Akşenere de, Gelsinler, seçime girsinler, görürüz dedi. Tayyip Bey artık inanılmaz; Türkiye tarihinde görülmemiş küfürler oluyor. Kemal Bey çok kibar cevap veriyor. Terbiyemiz bitmiştir, devlet bitmiştir. Bunları söylüyor ama Akşener için gayet yumuşak, Seçimlerde görürler diyor. Bahçeli de öyle, Benden oy alacaklar diyor. Bayan muhalefet lideri ondan oy alacak, anlaşılan teslim olmuş. Tayyip Beyle beraber oldukları zaman bunun şartlarını söylemişler; demek ki arkada bir mızrağın ucu bunlara batıyor.
BAHÇELİYE AÇILACAK DAVALAR
B. Sadık Albayrak: Peki Yalçın Hocam, bu koşullarda 28 Şubat Davasında eski genelkurmay başkanına ve paşalara müebbet hapis cezaları verilmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Yalçın Küçük: Bir de şu sorulabilir; 15 Temmuz yargılamalarında verilen cezaları nasıl açıklayacağız? Biz eski genelkurmay başkanı Hüseyin Paşayı mahkemeye vereceğiz ama hangi hakimler yargılayacak? Bakın, 15 Temmuzda bir astsubay öldürüldü, Halisdemir, güya o astsubayı 18 kişi öldürmüş. Mahkeme 18in her birine çifter çifter müebbet hapis verdi. Böyle bir hukuk olur mu? Böyle bir ülke olur mu? Memleketin haline bakın. Bir astsubay, belki de vurun diyen bir generaldir, öyle laflar da var. Herhalde orada olan 18 subaya mahkeme çifter çifter ağırlaştırılmış müebbet veriyor. Ne zannediyorsunuz bu Türkiyeyi, bir orman mı? Bir astsubay, elbette çok değerlidir, ölüm çok acıdır, ölmemesi lazımdır, ama bir kişiyi öldürmekten 18 kişiye ağırlaştırılmış müebbet hapis veriyorsunuz; bu, hukukla uyuşmaz. Sorsanız; hukuk, ceza nedir? Müebbet müebbet Hukuk fakültesine niye gittiniz siz?
Peki, bu işlerin içinde bugünlerde çok üzüntülü Devlet Bahçeli yok mu? Şimdi yeni bir dönem başlıyor. Devlet Bahçeli, evvela Beşevlerde 7 TİPli gencin ölümüne sebebiyet vermekten, yani ölümünü hazırlamaktan yargılanmalıdır. Bunların bir bölümü de benim öğrencilerimdi, hatırlıyorsunuz değil mi, evde tek tek öldürdüler. O zaman da Behice Hanım Bahçeliyi suçladı, O karar vermiştir dedi. Bahçeli akepeyi getiren, kendini esir eden kişidir. Onun davaları çoktur ama en azından 7 TİPli genci boğdurmaktan, onları yapanı bir şekilde hazırlayan kişi olarak, zaten o MHPliler de mahkûm oldular, Bahçeli de buradan yargılanmalıdır. Şu anda çok panik içinde.
Sadece o değil, bu iki parti, hem akepe hem MHP dağılmak üzeredir. Birazcık da erken seçimi bunun için istediler. Akepeden 20 kişi alıp yeni parti kurma söylentileri de var. Tahmin ediyorum ki Bahçeli Erdoğana sallanmaktan, bazı hazırlıklardan, ordudaki rahatsızlıklardan bahsetmiştir. O, başka türlü bu erken seçim kararını almaz. Erken seçime karar veren bir Tayyip Bey, ne olursa olsun, ne olduğu belirsiz seyahatlere çıkmaz. Geziyor, canı sıkkın, öyle görünüyor.
B. Sadık Albayrak: Peki, Hocam, iktidarın aleyhine erken seçim kararı aldığı, zor durumda olduğu bu koşullarda muhalefetin, özellikle CHPnin yine belirsizlik içinde hareket etmesine ne diyorsunuz? Cumhurbaşkanı adayı olarak Abdullah Gülün adı geçiyor. Kamuoyunda CHPden yeni bir Ekmeleddin Vakası çıkacak endişesi var.
KEMAL KILIÇDAROĞLUNA OY VERECEĞİM
Yalçın Küçük: Bir defa, Akşener, ben seçime gireceğim dedi. Öyle bir şey yapmayacağım dedi. Böyle bir ihtimal yok. CHP Akşenere bu imkânı sağladı. Akşenerin olmadığı yerde CHP böyle bir şey düşünmez. Bugün CHPli milletvekillerinden birinin sözü var, Gül diye biri yok dedi. Gül, Tayyipin de, beterin beteri bir adamdır. Ben Kemal Beyden öyle bir şey beklemiyorum. Kemal Bey, iki adayı da gösterdi, şu anda karar vermiştir. Finalde iki kişi kalmıştır, şu sıralarda belli olacaktır. Biri İncedir, diğeri Büyükerşendir.
Parti meclisi bunlardan birini belli edecek.
Yılmaz Büyükerşen benim arkadaşım. O olacaktır. Eskişehir Belediye Başkanı, orada çok tarafsız, çok iyi bir belediye başkanı oldu. Birçokları destekliyor. Bazı destekleyenlerden ben rahatsızım.
Öbür noktaya geldiğimde; İnce, akepenin Kalını vardır, akepenin Kalını neyse CHPnin İncesi de odur. Hiçbir şey olmaz ondan. Bunu daha sonra da söyleyeceğiz. Ben otuz yıldır oy vermeyen bir adamım, sol parti yoksa ben oy vermem. Akşener, Demirelin ahfadıdır, ülkücü filan değil, İyi Demirelin partisidir. Başka bir zaman anlatırım, Demirel başbakan olduğunda ben Başbakanlıkta Planlamada müdürdüm; Süleyman Demirele Ben sizinle çalışmak istemiyorum dedim, ayrıldım. Akşener onun kızıdır, şimdi Akşenere bu geçmiş olayın anısıyla sempati duyarak oy vermek istiyorum ama yine de veremeyeceğim. Kemal Bey, son günlerde çok iyi çalışıyor ve ben bir solcu parti olmadan ilk defa seçime gideceğim ve Kemal Kılıçdaroğluna oy vereceğim.
KEMAL KILIÇDAROĞLUNUN ELİNİ VURARAK YAPTIĞI İŞ
B. Sadık Albayrak: Nasıl olur Hocam; Kemal Kılıçdaroğluna yıllardır çok ağır eleştiriler yaptınız?
Yalçın Küçük: Evet, kitaplarımı okuyorum, onlarda da var; Kemal Kılıçdaroğluna çok ağır eleştiriler yaptım. Kemal Beye haberler gönderdim, yakın dostum var, yardımcısı, şimdi çok iyi işler yapıyor. Çok tebrik ediyorum. Sağlığı da iyi değil, ona sağlıklar diliyorum. Bir de Fatih doğru söyledi, bu fikir, İYİ Partiye milletvekili göndermek, Kemal Kılıçdaroğlunun fikri, Akşenerin değil. Çok iyi yaptı, sessizce yaptı. Kemal Beyin elini de vurarak yaptığı bu iş, bizim bütün eleştirilerimizi kâğıt üzerinde bırakmıştır. Biz eleştirilerimizi silmiyoruz, onlar kâğıt üzerinde kalmıştır. Ama çok iyi iş yapmıştır. Herkes memnundur.
Kemal Kılıçdaroğlu herkesin yüzünü güldürmüştür; bütün solcular, benim koşu arkadaşlarım çok memnundurlar. Biz de memnunuz, Kemal Kılıçdaroğlu devam etsin elini vurmaya, çok güzel konuşuyor.
Söyleşinin hukuksal denetimini yapan Av. Sedat Akçelik ile Av. Kazım Yiğit Akalına teşekkür ederiz.
Bugün CHPli milletvekillerinden birinin sözü var, Gül diye biri yok dedi. Gül, Tayyipin de, beterin beteri bir adamdır. Ben Kemal Beyden öyle bir şey beklemiyorum. Kemal Bey, iki adayı da gösterdi, şu anda karar vermiştir. Finalde iki kişi kalmıştır, şu sıralarda belli olacaktır. Biri İncedir, diğeri Büyükerşendir.
Parti meclisi bunlardan birini belli edecek.
Yılmaz Büyükerşen benim arkadaşım. O olacaktır. Eskişehir Belediye Başkanı, orada çok tarafsız, çok iyi bir belediye başkanı oldu. Birçokları destekliyor. Bazı destekleyenlerden ben rahatsızım.
Öbür noktaya geldiğimde; İnce, akepenin Kalını vardır, akepenin Kalını neyse CHPnin İncesi de odur. Hiçbir şey olmaz ondan. Bunu daha sonra da söyleyeceğiz. Ben otuz yıldır oy vermeyen bir adamım, sol parti yoksa ben oy vermem. Akşener, Demirelin ahfadıdır, ülkücü filan değil, İyi Demirelin partisidir. Başka bir zaman anlatırım, Demirel başbakan olduğunda ben Başbakanlıkta Planlamada müdürdüm; Süleyman Demirele Ben sizinle çalışmak istemiyorum dedim, ayrıldım. Akşener onun kızıdır, şimdi Akşenere bu geçmiş olayın anısıyla sempati duyarak oy vermek istiyorum ama yine de veremeyeceğim. Kemal Bey, son günlerde çok iyi çalışıyor ve ben bir solcu parti olmadan ilk defa seçime gideceğim ve Kemal Kılıçdaroğluna oy vereceğim.
Y.Küçük'ün değerlendirmesinde katıldığım ve katılmadığım bölümler var. Öncelikle AKP-MHP ittifakının planlarını boşa çıkarmak adına 15 CHP'li vekilin İYİ partiye geçmesi siyaseten olumlu olarak yorumlanabilir. Ancak Kılıçdaroğlu'nun Erdoğan'ı alt etmek adına Erdoğan'dan hiçbir farkı olmayan A.Gül'ü düşünmediği iddiasına hiç katılmıyorum. Akşener kendi adaylığında ısrar etmese ve Gül'ün adaylığına yeşil ışık yaksa eminim Kılıçdaroğlu da ''ortak aday'' olarak A.Gül ismini savunurdu. Bakmayın şimdilerde ''gündemimize hiç gelmesi'' söylemine. A.Gül, HDP ve Saadet'in olumlu yaklaştığı bir isimdi. Açıkça bu ismi söylediler. Kılıçdaroğlu'nun isim açıklamasının tek koşulu İYİ partinin bu ismi kabul etmesiydi. Ancak M.Akşener bunu kabul etmeyince Gül de çıkıp ''böyle bir adaylığı hiç düşünmedim'' demek zorunda kaldı.
Bu konuyu daha çok konuşuruz. Geçerken söylemiş olayım, TKP'nin başkanlık seçimi için aldığı karara hiç katımıyorum. Söylemiştim, o kararla TKP farklı bir kulvara geçiyor, bir anlamda makas değiştiriyor. Nedenlerini konuşuruz; kendilerince haklı da olabilirler. Ama bu makas değiştirme işi bence bu seçimde olmamalıydı. Bu seçimin önemine uyan bir siyasal tutum değil gibi geliyor, bana.
Sanırım seçimlerden sonra bile uzun uzun tartışılacak bir konu bu...
Sitemiz Bir Paylasim
Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize
kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu
nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara
aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve
materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden
kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine
yollayabilirsiniz.