SolPaylaşım  
Ana Sayfa  |  Yönetim Paneli  |  Üyeler  |  Giriş  |  Kayıt
 
OTURUYORSAN KALK; AYAKTAYSAN YÜRÜ; YÜRÜYORSAN KOŞ!
Yurt ve dünya sorunlarına soldan bakan dostlar HOŞGELDİNİZ .Foruma etkin katılım yapabilmeniz için KAYIT olmalısınız.
Yeni Başlık  Cevap Yaz
Varsın, kara sevda olsun...           (gösterim sayısı: 79)
Yazan Konu içeriği
Üye Profili boşluk
melnur
[ Gelenek ]
Kurucu
Varsayılan Kullanıcı Resmi
Kayıt Tarihi: 02.08.2013
İleti Sayısı: 11.434
Konum: İstanbul
Durum: Forumda Değil
İletişim E-Posta Gönder
| Özel ileti Gönder

37 kere teşekkür etti.
53 kere teşekkür edildi.
Konu Yazan: melnur
Konu Tarihi: 08.11.2024- 08:16


Mesut Hoca yazmış, çok güzel, çok etkileyici, sabaha onunla başlamıştım ve aralıksız iki kez okudum. Siz de okuyun isterim, eminim daha pek çok defa dönüp dönüp okuyacak ve öyle de kalmayacak, üzerine düşüncelere dalacak, Marks ve Engels'i, hatırlayacak, anacağız.

Bir ülkeyi yoksul ve namuslu halkın vatanı yapabilmek için nelerden vazgeçebildiğimizle tanımlanır şaire göre erdemlerin en yücesi olan “yiğitlik”.

Varsın, kara sevda olsun - Mesut Odman

“O insan tarihindeki evrim yasasını buldu; şimdiye kadar, ideolojinin aşırı gelişmesiyle gizlenmiş olan şu basit gerçeği keşfetti: İnsanlığın, siyaset, bilim, sanat, din, vb. ile uğraşmasından önce, yemesi, içmesi, barınağı ve giyeceği olması gerekir. Böylece, acil maddi yaşama araçlarının üretimi ve dolayısıyla belirli toplumlarda ya da belirli dönemlerde ulaşılan ekonomik gelişmişlik derecesi, devlet kurumlarının, hukuki kavramların, sanatın ve hatta söz konusu toplumların din üzerindeki düşüncelerinin geliştiği temeli oluşturur ve, şimdiye dek yapılagelenin tersine, bu temelin ışığında açıklanmalıdır.”

Bu sözler, 141 yılı aşkın bir süre önce, 17 Mart 1883’te söylenmiş. Söylendiği yer Londra’daki Highgate Mezarlığı. Sözlerin sahibi, üç gün önce ölmüş yoldaşı ve en yakın çalışma arkadaşı Marx’ın son derece mütevazı cenaze töreninde konuşan Engels.

Burada dile getirilen, söyleyenin anlatımıyla “basit gerçek”, tarihin materyalist yorumunun, daha yaygın kullanılan deyişle tarihsel maddeciliğin çıkış noktasını oluşturuyor. Konuşan, karmaşık ve güç anlaşılır konuları yalınlaştırmaktaki bilinen ustalığını gösteriyor. Sonsuzluğa uğurladığı yoldaşı ile birlikte ömürlerini verdikleri, kendilerinden sonra gelip geçmiş ve bugün de yerlerini alan sayısız izleyicilerinin hayatlarını doldurarak anlamlandıracak yetkin öğretileri ile bitip tükenmez uğraşlarının bunca apaçık görülebilen bir gerçeğe dayandığını vurgulamış oluyor.


Yeme, içme, barınma ve giyinme. İsteyen bunların alt başlıkları sayılabilecek ayrıntıları da ekleyebilir. Sonuç olarak, bunların araçlarını bir yerlerde bulamayan, öyle bir defalığına ya da ara sıra bulmanın ötesinde sürekli olarak üretip kullanamayan insan, bireysel ve toplumsal olarak yaşamaya devam edemez. Aslında, bu “basit gerçeği” değişik biçimlerde dile getiren birçok deyişi, özlü sözü, anlatıyı hemen hemen bütün dünya dillerinde bulmak da mümkündür.

Her zaman, her gün yaşadıklarımızdan, bize yaşatılanlardan değişik biçim ve ölçülerde etkilenmekte olduğumuza göre, Engels’in konuşmasından esinlenip onu biraz değiştirerek, şöyle de anlatabiliriz: Aç olan açıkta olan, başını sokacak damı, ayağını kardan buzdan yağmurdan çamurdan kesecek pabucu, sırtına geçirecek giysisi bulunmayan insan, ister Kürt ister Türk, o yoksunluklarından kurtulamadıkça, ne kadar kardeşlik nutukları dinlerse dinlesin, ne kadar kardeşlik sözleri ederse etsin, isterse bunların sahteleri değil en has olanları kulaklarında ve dillerinde olsun, bırakalım yüksek düşünceleri, umutları, özlemleri, en ilkel bir hayatı bile sürdüremez.


Ne yiyip içeceğini, ne giyeceğini, nerede nasıl barınacağını bilemeden yaşamaya çabalayan insanın Türk ya da Kürt olması ne fark eder? Fark Kürtlükte ya da Türklükte değil, yoksulluk ile varsıllık, emekçi olmak ile patron olmak arasındadır. Hiçbir temel ihtiyacını karşılama güvencesi bulunmayan, yok yoksul insanın Türk mü Kürt mü olduğu ne fark eder? O yoksulların sayıları bu hızla, bu kadar umarsızca artıp durdukça, acemisiyle ustasıyla hiçbir plan, oyun, kurgu, hiçbiri, şairin deyişiyle “ejderha olsa”, kâr etmeyecektir.

Bir zamanlar büyük Nâzım’ı dillerine dolamış, “dört nala gelip uzak Asya’dan/ Akdeniz’e bir kısrak başı gibi uzanan/ bu memleket bizim” falan filan deyip durmuşlardı. Şimdi de Ahmed Arif ustamızı, adını bile anmadan, kürsülerden yarım ağız okumaya kalkmalar neye yarar, kimi kandırır yahut inandırır? O Ahmed Arif ki, kuşaklar boyunca, hangi şiirini ezberden okumaya kalksak yalnız başımıza sürdürememiş ya da bir okuyan olursa daha ikinci dizesindeyken katılmadan dinleyememiş, hep aynı “neden bu kadar az yazmış” hayıflanmasını dillendirmeden edememişizdir…

Doğdun,

Üç gün aç tuttuk

Üç gün meme vermedik sana

Adiloş Bebem,

Hasta düşmeyesin diye,

Töremiz böyle diye,

Saldır şimdi memeye,

Saldır da büyü…

Bunlar,

Engerekler ve çıyanlardır,

Bunlar,

Aşımıza, ekmeğimize

Göz koyanlardır,

Tanı bunları,

Tanı da büyü…

Bu namustur

Künyemize kazılmış,

Bu da sabır,

Ağulardan süzülmüş,

Sarıl bunlara,

Sarıl da büyü…

Şairlerimizi de halkımızı da kimseye bırakmayız. Hep birlikte kuracağımız gelecek bizimdir. Bugünden bakınca cehenneme benzese bile… Benzemekle kalmasa, düpedüz öyle olsa bile…

Dağlarının, dağlarının   ardı,

Nasıl anlatsam…

Ağaçsız, kuşsuz, gölgesiz.

Çırılçıplak,

Vay kurban…

“Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda.”

Yiğitlik, sen cehennem olsan da bile

Fedayı kabul etmektir,

Cennet yapabilmek için seni,

Yoksul ve namuslu halka.

Bu’dur ol hikâyet,

Ol kara sevda.

Nasılsa güzelliklerin doruğuna yükselmiş bir vatan için özveride bulunmak değildir sorun. Öylesi çok kolay olurdu. Daha o mertebenin çok uzağında olan bir ülkeyi yoksul ve namuslu halkın vatanı yapabilmek için nelerden vazgeçebildiğimizle tanımlanır şaire göre erdemlerin en yücesi olan “yiğitlik”. Bunun adı ulaşılamayan sevda ise, olsun varsın. Ama şimdilik. Mutlaka ulaşacağımızı biliyoruz çünkü.

https://haber.sol.org.tr/yazar/varsin-kara-sevda-olsun-396013#google_vignette



Yeni Başlık  Cevap Yaz



Forum Ana Sayfası

 


 Bu konuyu 1 kişi görüntülüyor:  1 Misafir, 0 Üye
 Bu konuyu görüntüleyen üye yok.
Konuyu Sosyal Ortamda Paylas
Benzer konular
Başlık Yazan Cevap Gösterim Son ileti
Konu Klasör Kara Kıta'da kara emirlikler özgür 0 3138 28.09.2013- 16:32
Konu Klasör Y.Küçük: Yuh olsun tüm CHP’lilere yuh olsun sizlere abbas 1 5876 29.08.2015- 11:16
Konu Klasör Alacağın olsun Marx, aşk olsun Adorno dayanışma 0 4540 04.06.2014- 20:05
Konu Klasör SOL tepeden tırnağa SEVDA'dır. melnur 4 3133 23.12.2017- 05:07
Konu Klasör Sevda uğruna berdar olan üç yiğit! proleter 0 3022 06.05.2014- 21:00
Etiketler   Varsın,   kara,   sevda,   olsun.
SOL PAYLAŞIM
Yasal Uyarı
Sitemiz Bir Paylasim Forum sitesidir Bu nedenle yazı, resim ve diğer materyaller sitemize kayıtlı üyelerimiz tarafından kontrol edilmeksizin eklenebilmektedir. Bu nedenden ötürü doğabilecek yasal sorumluluklar yazan kullanıcılara aittir. Sitemiz hak sahiplerinin şikayetleri doğrultusunda yazı ve materyalleri 48 Saat içerisinde sitemizden kaldırmaktadır.
Bildirimlerinizi info@solpaylasim.com adresine yollayabilirsiniz.
Forum Mobil RSS