Sözde sol-sosyalist forumlar...
Aslında bir asır öncesinden Engels,Babel’e yazdığı mektupta,bugün tartıştığımız bu konuya son noktayı koymuş.
“Devlet üzerine bu gibi gevezeliklere son vermek gerek, özellikle sözcüğün tam anlamıyla bir devlet olmamış olan Paris Komünü deneyiminden sonra. Daha Marx’ın Proudhon’a kitabından beri ve sonra da Komünist Parti Manifestosu’nda sosyalist toplumsal düzenin kurulmasıyla devletin kendiliğinden dağıldığı ve yok olduğu açıkça söylenmiş olmasına karşın, anarşistler yeteri kadar halkçı devleti kafamıza çalmış durmuşlardır. Devlet, savaşımda, devrimde devrim düşmanlarını bastırmak için yararlanmak zorunda olduğumuz geçici bir kurumdan başka bir şey olmadığına göre, özgür halkçı bir devletten söz etmek saçmadır: proletaryanın devlete gereksinmesi olduğu sürece, o, bunu, özgürlük için değil, hasımlarını altetmek için kullanacaktır. Ve özgürlükten söz edilmesi olanaklı olduğu gün, devlet, devlet olarak ortadan kalkmış olacaktır. Onun için biz, devlet sözcüğünün yerine, her yerde, topluluk (Gemeinwesen) gibi, Fransızca komünün karşılığı olan mükemmel eski bir Alman sözcüğünün kullanılmasını önermekteyiz.(August Babel’e Mektup-Engels)
Zaten Demokrasiye ve Özgürlüğe bakış,Marksistlerle,Liberaller arasındaki kalın çizgidir.
Lenin Demokrasi konusunda “Bir liberalin genel olarak ‘demokrasi’den bahsetmesi doğaldır; ama bir Marksist ‘hangi sınıf için demokrasi?’ sorusunu sormayı asla unutmaz”( Lenin, Proleter Devrimi ve Dönek Kautsky, Agora Kitaplığı, 2011, s. 6.)
hangi sınıf için demokrasi diye sorduğumuzda vereceğimiz cevap proleterya olacak. proleterya için gerçek demokrasi komünizmde olacağından sosyalizm gerçek demokrasiye yöneliş sürecidir, denilebilir.
Benim bildiğim sosyalizmde proleterya için demokrasi olacağıdır, demokrasi bir yönetim şekli olduğundan komünizmde demokrasi de olmayacaktır. Komünizmde demokrasizlik hakim olacaktır.
Munzur Arkadaş doğru söylemiş.
Komünist Toplumda Demokrasi değil,Demokrasisizlik söz konusudur.
Komünist Toplumda Sınıflar olmadığından,"Hangi Sınıf İçin Demokrasi" sorusunu sormaya da gerek kalmaz.
Lenin bunu şöyle ifade eder;
Gelişimin seyri,Feodal Mutlakiyetten Burjuva Demokrasisine,Burjuva Demokrasisinden Proleter Demokrasiye,oradanda Demokrasisizliğe doğrudur.
Munzur Arkadaş doğru söylemiş.
Komünist Toplumda Demokrasi değil,Demokrasisizlik söz konusudur.
Komünist Toplumda Sınıflar olmadığından,"Hangi Sınıf İçin Demokrasi" sorusunu sormaya da gerek kalmaz.
Lenin bunu şöyle ifade eder;
Gelişimin seyri,Feodal Mutlakiyetten Burjuva Demokrasisine,Burjuva Demokrasisinden Proleter Demokrasiye,oradanda Demokrasisizliğe doğrudur.
Tamam sorun komünizm değil. komünizme giderken demokrasi.
Bu nasıl olacağı? Burada tartışılan konun özü bu ... Sosyalist geçiş aşamasında nasıl bir demokrasi.? biçimi. Bu burjuva olmayacağı tamam ,o da kabul. O zaman nasıl olacak. Burjuva demokrasisinden gerimi ilerimi.? İleri olacaksa bu aynı zamanda Burjuva demokrasinden daha iyi olması gerekmezmi? O zaman bu burjuva demokrasisinden ve onun aşamsı olması gerekn demokrası olması gerekmiyormu? gerkiyorsa kş bana göre öyle o zaman nasıl olacak? Burjuva gibi kendinden başka kimseye düşünce özgürlüğü veya örgütlenme hakkı vermeyerekmi? Öyle ise kardeşim olcak olan demokrasi burjuva ötesinde hitap etmezse öyle sistemi öperim ben.
Owert arkadaş;
Devletin bir sınıf egemenliği aracı olduğunu,bir sınıfın diğerleri üzerindeki baskı ve zor aygıtı olduğunu Engels ten alıntılayarak aktardık.
Engelsin deyimiyle Devlet, savaşımda, devrimde devrim düşmanlarını bastırmak için yararlanmak zorunda olduğumuz geçici bir kurumdan başka bir şey olmadığına göre, özgür halkçı bir devletten söz etmek saçmadır: proletaryanın devlete gereksinmesi olduğu sürece, o, bunu, özgürlük için değil, hasımlarını altetmek için kullanacaktır. Ve özgürlükten söz edilmesi olanaklı olduğu gün, devlet, devlet olarak ortadan kalkmış olacaktır.
Proletarya nın Devlete olan gereksinmesi,hasımlarını,yani sınıf düşmanlarını alt etmek içindir.
Özgürlükten bahsedileceği gün zaten Devlet,Devlet olarak ortadan kalkmıştır.
Özgürlükle,Devlet bağdaşmaz.
Proletar Devletin,Burjuva Devletten ilerimi,gerimi olduğunu söylüyorsun.
Aslına bakarsan her ikiside öz olarak diktatörlük,yani diğer sınıf üzerindeki zor ve baskı aracı ama aradaki fark,yani Proletar Devletin çoğunluğun,Burjuva Devletin azınlığın diktası olması,Proletar Devleti,Burjuva Devletten daha ileri,daha demokrat kılıyor.
Munzur Arkadaş doğru söylemiş.
Komünist Toplumda Demokrasi değil,Demokrasisizlik söz konusudur.
Komünist Toplumda Sınıflar olmadığından,"Hangi Sınıf İçin Demokrasi" sorusunu sormaya da gerek kalmaz.
Lenin bunu şöyle ifade eder;
Gelişimin seyri,Feodal Mutlakiyetten Burjuva Demokrasisine,Burjuva Demokrasisinden Proleter Demokrasiye,oradanda Demokrasisizliğe doğrudur.
Tamam sorun komünizm değil. komünizme giderken demokrasi.
Bu nasıl olacağı? Burada tartışılan konun özü bu ... Sosyalist geçiş aşamasında nasıl bir demokrasi.? biçimi. Bu burjuva olmayacağı tamam ,o da kabul. O zaman nasıl olacak. Burjuva demokrasisinden gerimi ilerimi.? İleri olacaksa bu aynı zamanda Burjuva demokrasinden daha iyi olması gerekmezmi? O zaman bu burjuva demokrasisinden ve onun aşamsı olması gerekn demokrası olması gerekmiyormu? gerkiyorsa kş bana göre öyle o zaman nasıl olacak? Burjuva gibi kendinden başka kimseye düşünce özgürlüğü veya örgütlenme hakkı vermeyerekmi? Öyle ise kardeşim olcak olan demokrasi burjuva ötesinde hitap etmezse öyle sistemi öperim ben.
Proleteryanın demokrasisi işçilerin, topraksız köylülerin demokrasisi nasıl olacaksa öyle olur. İşi gücü olacak, yarınından emin olacak, işsiz kalma derdi olmayacak, çalıştığı işyerinde ve ülkenin byönetiminde söz sahibi olacak. Bundan güzel demokrasi mi olur? İşte sana burjuva demokrasisinden ileri sosyalist demokrasi.
Owert arkadaş;
Devletin bir sınıf egemenliği aracı olduğunu,bir sınıfın diğerleri üzerindeki baskı ve zor aygıtı olduğunu Engels ten alıntılayarak aktardık.
Engelsin deyimiyle Devlet, savaşımda, devrimde devrim düşmanlarını bastırmak için yararlanmak zorunda olduğumuz geçici bir kurumdan başka bir şey olmadığına göre, özgür halkçı bir devletten söz etmek saçmadır: proletaryanın devlete gereksinmesi olduğu sürece, o, bunu, özgürlük için değil, hasımlarını altetmek için kullanacaktır. Ve özgürlükten söz edilmesi olanaklı olduğu gün, devlet, devlet olarak ortadan kalkmış olacaktır.
Proletarya nın Devlete olan gereksinmesi,hasımlarını,yani sınıf düşmanlarını alt etmek içindir.
Özgürlükten bahsedileceği gün zaten Devlet,Devlet olarak ortadan kalkmıştır.
Özgürlükle,Devlet bağdaşmaz.
Proletar Devletin,Burjuva Devletten ilerimi,gerimi olduğunu söylüyorsun.
Aslına bakarsan her ikiside öz olarak diktatörlük,yani diğer sınıf üzerindeki zor ve baskı aracı ama aradaki fark,yani Proletar Devletin çoğunluğun,Burjuva Devletin azınlığın diktası olması,Proletar Devleti,Burjuva Devletten daha ileri,daha demokrat kılıyor.
Karınca hocam, günlerdir bu başlıkta bunu tartışmıyor muyuz zaten? "Amaca giden her yol mubahtır" anlayışıyla özgürlüklerin ortadan kaldırılmasının, devrimi, en sonunda devletin mutlak otoritesini kutsallaştıran faşist bir diktatörlüğe dönüştürebileceği tehlikesinden söz etmedik mi sayfalarca? Doğrusunu söyleyeyim, ifade hürriyetinin devlet tarafından baskı altına alındığı, Orwell'ın 1984'ündeki gibi bir sansür toplumundan sınıfsız, adil ve özgür bir uygarlığa geçileceği fikri bana ham hayal gibi görünüyor.
Hep aynı şeyleri söyleyip durmuyor musun? Burjuvaziye ve burjuvazinin ideolojisine özgürlük yok. Bunu savunuyorsan açık açık konuş ki, hep tekrara düşülmesin. Burjuva ideolojisinin özgür bırakılmasını istiyorum de, konu değişsin. Hem savunuyor, hem savunmuyor gibi yapıyorsun. Sonra tekrar savunuyor, tekrar savunmuyor gibi yapıyorsun. Konuya bir sınıf mücadelesi açısından bakmayı dener misin? Proleteryayı öçzgürleştirme mücadelesi zaten zor bir süreç iken bir de burjuva ideolojisini serbest bırakmanın faydası ve zararını düşünsen anlaşacağız ancak hep aynı yere takılı kalıyorsun.
Hep aynı şeyleri söyleyip durmuyor musun? Burjuvaziye ve burjuvazinin ideolojisine özgürlük yok. Bunu savunuyorsan açık açık konuş ki, hep tekrara düşülmesin. Burjuva ideolojisinin özgür bırakılmasını istiyorum de, konu değişsin. Hem savunuyor, hem savunmuyor gibi yapıyorsun. Sonra tekrar savunuyor, tekrar savunmuyor gibi yapıyorsun. Konuya bir sınıf mücadelesi açısından bakmayı dener misin? Proleteryayı öçzgürleştirme mücadelesi zaten zor bir süreç iken bir de burjuva ideolojisini serbest bırakmanın faydası ve zararını düşünsen anlaşacağız ancak hep aynı yere takılı kalıyorsun.
Haklısın, hep aynı şeyleri yineleyip duruyorum. Ama anlaşılan, bunca yinelemeye rağmen bazı şeyler hala daha kafalara girmemiş. İzin verirsen biraz daha tekrara düşeceğim...
Özgürlükleri tıpkı bir pasta gibi, "Sana var, sana yok! Hişşt dur bakalım, sen çok almışsın birazını geri ver" diye bölüştürebileceğin maddi bir şey olarak tasavvur ediyorsun sanırım. Ne var ki, "herkes için" özgürlüğün olmadığı bir toplumda hiç kimse tam anlamıyla özgür sayılmaz. Hangi gerekçeye dayandığı, ne tür bir iktidar tarafından uygulandığı fark etmez; ifade hürriyetinin sınırlandığı bir toplumda herkes potansiyel birer fikir suçlusudur. Böyle bir toplumun solcusunun da sağcısının da ifadesi hür olamaz. Her kesimden, her ideolojiden insan, düşüncelerini çeşitli biçimlerde yansıtırken, "acaba bunlar yönetici kadrolarda rahatsızlık uyandırır mı?" kaygısıyla hareket edecektir. Demin de söylediğim gibi, bir sansür toplumudur bu.
Özgürlüklerin değerini, ne kadar hayati kazanımlar olduklarını kavramadan adil ve özgür dünyanın mücadelesi verilemez. Benim açımdan sınıfsal bakış içerisinde özgürlükçü bir yaklaşımı da içermek zorundadır. Sen, sınıf mücadelesiyle özgürlükleri birbirlerini dışlayan konular olarak düşünüyorsun. Gerçekte sınıf mücadelesi, ezilen sınıflar eliyle yürütülen bir özgürlük mücadelesidir; özgürlüklerden ayrı, onları ezen/boğan bir mücadele değildir.